Ayaklardaki Sinir Uçlarına, Hastalıkların Tedavisine Yardımcı Dokunuşlar

MUSTAFA YILMAZ - Sağlık Bakanlığınca tamamlayıcı tıp alanı olarak kabul edilen, "çoğunlukla ayak olmak üzere el ve kulaklara masaj ve baskı uygulanarak yapılan bir alternatif tedavi metodu" olarak bilinen refleksoloji, "ağrı giderici" etkisiyle ilgi görüyor. Hastalar, ayağında rahatsızlık hissettiği organla ilgili sinir ucuna baskı uygulanınca önce büyük bir acı hissediyor, bunun ardından ise rahatlıyor.

Bursa'da bir klinik sahibi Refleksoloji Uzmanı Çiğdem Arslan, kendisine başvuran Güler Sünbül'ün migren, bel ve boyun fıtığı rahatsızlıklarını, ayak altındaki sinir noktalarına bası ve ovma teknikleri uygulayarak belirledi.

Arslan, evde kolayca uygulanabilecek, migren ve benzeri ağrılardan kurtulmaya yardımcı olabilecek uygulamaları da gösterdi.

Sünbül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uygulama sırasında, rahatsızlık hissettiği bölgeleriyle ilgili sinir uçlarına baskı olduğunda acı çektiğini söyledi.

Bel ağrısı şikayetinin son 1,5 ayda iyice arttığını belirten Sünbül, "Şu an midemde de sorunum olduğunu ve migrenim olduğunu öğrendim. 15-20 günde bir ataklarım geliyor ve birkaç gün geçmiyor. O bölgelerimde ve ayağımın altındaki yerlerde de bu ağrıyı gerçekten şiddetli bir şekilde hissettim" dedi.

- "Bu teknik, temelde beynin uyarılmasına dayanır"

Refleksolojinin Türkiye'deki öncülerinden Uzman Halil Tabur ise bu alanın kökeninin eski Çin'e dayandığını ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından 1977 yılından bu yana tamamlayıcı tıp sınıfında kabul edildiğini anlattı.

Bunun, Sağlık Bakanlığının tamamlayıcı tedavi yöntemleri arasında da yer aldığını belirten Tabur, önceki yıllarda Türkiye'deki uygulamaların, yurt dışında eğitim almış sınırlı sayıda uzman tarafından kısmen merdiven altı işletmelerde yapıldığını dile getirdi.

"Bu teknik, temelde beynin uyarılmasına dayanır" diyen Tabur, eller ve ayaklarda, beyinde sonlanan sinir uçları bulunduğunu bildirdi. Bir refleksoloji uzmanı, el ve ayaktaki mide sinirlerine baskı yaptığında, bu organı uyarması için beyindeki noktaya sinyal gönderildiğine işaret eden Tabur, şöyle konuştu:

"Refleksolojiyi kısaca 'vücudun kendi kendini tedavi etmesi' olarak tanımlıyoruz. Bunu da beyni uyararak, beyne görevini hatırlatarak yapıyoruz. Zira uyanık bir beyin, görevlerini tam olarak hatırlayan bir beyin, sinir sisteminin daha düzenli çalışmasını, kan dolaşımının daha hızlı ve düzenli olmasının sağlıyor. Bu şekilde refleksoloji, vücudun dengesinin kurulması ve kendi kendini tedavi etmesine muazzam bir katkıda bulunuyor. Refleksoloji sayesinde kan dolaşımımız, kan basıncımız düzenleniyor. Vücuda daha fazla endorfin salgılatıyor. Vücutta melatonin ya da vücudu rahatlatacak hormonlar salgılanmasına yardımcı oluyor. Lenfatik sistemimizin daha rahat çalışmasını sağlıyor ve toksinlerin vücudumuzdan atılmasını hızlandırıyor. Hücrelerin gençleşmesini ve kendini yenilemesini sağlıyor. Bağışıklık sistemimiz fevkalade yüksek bir verimlilikte çalışıyor."

"Depresyon tedavisinde kullanılabiliyor"

Tabur, pek çok kanser hastasının, sadece bağışıklık sistemlerinin kuvvetlenmesi amacıyla refleksolojiden yararlandığını aktardı.

Birçok kişinin de ağrılarını sonlandırmak için bu yola başvurduğunu vurgulayan Tabur, şunları kaydetti:

"Refleksoloji, muhteşem bir ağrı kesici özelliğe sahip. Özellikle eklem ağrıları, bel ve boyun fıtığından kaynaklanan ağrılar çok önemli ölçüde giderilebiliyor. Onun dışında refleksoloji yaptıranların uykusunun daha düzenli olduğu gözlenmiş. Yine depresyon tedavisinde kullanılabiliyor. Şöyle diyebiliriz; refleksoloji bazı hastalıkların direkt tedavisiyle ilgilenebiliyor; depresyon, bel ve boyun fıtığı, birçok eklem hastalığı ve eklem ağrıları. Bazı hastalıkların da tedavisinin desteklenmesi amacını taşıyor; spastik engelli çocuklar, otistik çocuklar, onun dışında kanser ağrılarının dindirilmesi, uyku düzenlemesi, hormonal sistemimizin verimlilikle çalışması." - Bursa