Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Tıp Öğrencileri Birliği tarafından HIV/AIDS Farkındalığı konferansı düzenlendi
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Tıp Öğrencileri Birliği tarafından Nene Hatun Kültür Merkezi'nde HIV/AIDS Farkındalığı konferansı düzenlendi. Konferansta, HIV/AIDS'in epidemiyolojisi, bulaş yolları, korunma yöntemleri ve Türkiye'deki güncel durum hakkında sunumlar yapıldı.
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Tıp Öğrencileri Birliğince "HIV/AIDS Farkındalığı" konferansı gerçekleştirildi.
Üniversitenin Nene Hatun Kültür Merkezi'nde düzenlenen konferans, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.
Oturum başkanlığını Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Yasemin Çayırlı ve hazırlık sınıfı öğrencilerinden İrem Ayaz'ın yaptığı konferansta, Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Zülal Özkurt, "Epidemiyoloji, Bulaş ve Korunma Yolları", Doç. Dr. Handan Altay da "Dünyada ve Türkiye'de Güncel Durum" konulu sunum yaptı.
Tıp Fakültesi Tıp Eğitimi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Esra Çınar Tanrıverdı, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, tıp öğrencileri için konferansın çok önemli olduğunu belirterek, "Salgını durdurmada bilgi ve farkındalık ilk yoldur. Bütün dünyada HIV azalırken bazı ülkelerde yüzde 200 artıyor, Türkiye gibi ülkelerde ise yüzde 490 oranında artıyor. Son 10 yıllık veriler böyle gösteriyor. O yüzden bu konu gerçekten çok önemli." dedi.
Prof. Dr. Özkurt ise sunumunda, dünyada her 17 saniyede bir AIDS hastalığına yol açan HIV virüsü bulaştığını işaret etti.
Virüsün dünyadaki yayılımını paylaşan Özkurt, "HIV virüsü tanımlandığı günden bugüne kadar 70 milyondan fazla kişiyi enfekte etmiş. Bunların 39 milyon civarının ölmesine sebep olmuş. Gerçekten büyük bir pandemi halinde olan virüstür. Vakaların 3,2 milyonu 15 yaş altındadır. Özelikle Afrika Kıtası'nda anneden bebeğe geçiş yüksek olduğu bu virüsle enfekte çocuklar doğabilmektedir." dedi.
Çok sayıda cinsel partneri olanlar, uyuşturucu bağımlıları, HIV'li annelerin bebekleri ve sağlık çalışanlarının major risk gruplarını oluşturduğunu ifade eden Özkurt, şunları kaydetti:
"Sosyal yaşam alanlarında, salya ve gözyaşı, ter, öpüşme, el sıkışma, çatal ve bıçağı paylaşma, öksürük, yüzme havuzları ve sivri sinekler ile kan emici böceklerin ısırmasıyla bu hastalık bulaşmıyor. Risk faktörleri ise kondomsuz ilişkiye girmek, cinselle yolla bulaşan bir diğer enfeksiyona sahip olmak. Alkol ve uyuşturucu kullanımı. Son yıllarda olguların yüzde 80'ni oluşturanlar ise eş cinsel erkekler, seks işçileri, trans kadın ve erkekler, damar içi madde kullananlar ve mahkumlar."
"Pandemide azalma var ama sonrasından HIV vakalarında belirgin şekilde artış görüyoruz"
Doç. Dr. Altay ise Türkiye'de ilk vakanın 1985 yılında tanımlandığını belirterek, "1985'ten 8 Kasım 2023 tarihine kadar ülkemizdeki son HIV pozitif birey sayısı 39 bin 437 ve 2295 AIDS vakası şu an itibariyle mevcut. Vakaların çoğunluğu erkeklerde, en sık görülen yaş grubu 25-29 ve 30-34 olarak görüyoruz. Pandemide azalma var ama sonrasından HIV vakalarında belirgin şekilde artış görüyoruz." ifadelerini kullandı.
"HIV/AIDS ile yaşamak", "HIV/AIDS'te Dalgalanma", "HIV/AIDS hakkında Mitler ve Gerçekler" gibi konu başlıklarındaki sunumların yapıldığı konferans, konuşmacıların soruları katılımcıların sorularını yanıtlamasının ardından sona erdi.
Konferansa, akademisyenler ve tıp fakültesi öğrencileri katıldı.