Aşırı sıcaklar beynimizi nasıl etkiliyor?

Aşırı sıcaklar beynimizi nasıl etkiliyor?
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

İklim değişikliğiyle birlikte sıcak hava dalgaları daha da yoğunlaşırken, bilim insanları aşırı sıcakların beynin işlemesini nasıl değiştirdiğini anlamaya çalışıyor.

Jake beş aylıkken, ilk tonik-klonik nöbetini geçirdi. Küçük bedeni katılaşıyor ve sonra hızla sarsılıyordu.

Annesi Stephanie Smith "Aşırı sıcaktı. Çok ısınmıştı ve hayatımızda göreceğimiz en korkunç şeye tanıklık ettiğimiz düşünüyorduk. Ama maalesef öyle olmadı" diyor.

Nöbetler özellikle sıcak havada ortaya çıkmaya başladı. Yazın boğucu, nemli günleri geldiğinde aile tüm soğutma yöntemlerine başvuruyor ve nöbetlerden kaçınabilmek için mücadele başlıyordu.

18 aylıkken yapılan bir genetik testin ardından Jake'e Dravet Sendromu teşhisi konuldu.

Bu, bir tür epilepsinin de dahil olduğu bir nörolojik rahatsızlık ve her 15 bin çocuktan birini etkiliyor.

Nöbetlere sık sık zeka, zeka engeli de eşlik ediyor.

Ayrıca otizm ve dikkat bozukluğunun yanı sıra, konuşma, hareket, uyku ve yeme bozuklukları da görülüyor. Sıcak ve sıcaklıktaki ani değişimler nöbetlere yol açabiliyor.

Jake şu anda 13 yaşında ve annesi her hava değişiminde sayısız nöbetler geçirdiğini söylüyor.

"Yazları giderek ısınan hava ve sıcak hava dalgaları bu zaten yıkıcı hastalıkla yaşamanın yükünü daha da ağırlaştırıyor" diyor.

University College London'dan iklim değişikliğinin beyin üzerindeki etkileri konusundaki öncü uzmanlardan Sanjay Sisodiya, Dravet Sendromu'nun sıcak havayla kötüleşen çok sayıda nörolojik hastalıktan biri olduğunu söylüyor.

Epilepsi konusunda bir uzman olan Sisodiya, hastalarının ailelerinden sıklıkla sıcak hava dalgaları sırasında daha çok sorun yaşadıklarını dinledi.

"Ve kendi kendime, 'Tabii yaa, iklim değişikliği beyni neden etkilemesin?' diye düşündüm. Sonuçta beyindeki birçok süreç, vücudun sıcakla başa çıkmasında rol oynuyor."

Sisodiya bu konudaki bilimsel literatürü taradıkça, artan sıcaklık ve nemin birçok nörolojik hastalığı kötüleştirdiğini gördü.

Bunlara epilepsy, felç, beyin iltihabı, MS, migren ve diğer bazı hastalıklar da dahildi. Ayrıca iklim değişikliğinin beynimizdeki etkisinin şimdiden görünür olduğunu tespit etti.

Örneğin, iki yıl önce Avrupa'da yaşanan sıcak hava dalgasındaki fazla ölümlerin %7'si doğrudan nörolojik sorunlardan kaynaklanıyordu. Benzer oranlar İngiltere'de 2022'de yaşanan sıcak hava dalgasında da görüldü.

Peki sıcaklık aynı zamanda beynimizin çalışma yöntemini de etkileyebilir, bizi daha şiddete eğilimli, huysuz ve depresif hale getirebilir mi?

Yani dünya iklim değişikliği nedeniyle ısınırken, beynimize nasıl etkileri olmasını bekleyebiliriz?

İnsan beyni vücut ısımızdan nadiren bir dereceden fazla oluyor. Yine de beyinlerimiz vücudumuzdaki en enerjiye aç organlardan biri.

Düşündüğümüzde, hatırladığımızda ve etrafımızdaki dünyaya tepki verdiğimizde önemli ölçüde kendi ısısını da üretiyor.

Bu da vücudumuzun beynimizi soğutmak için çok çalışmak zorunda kalması anlamına geliyor.

Bir damar ağında dolanan kan ısının sabit kalmasına ve aşırı ısının soğutulmasına yardımcı oluyor.

Bu gerekli çünkü beyin hücrelerimiz ısıya karşı aşırı derecede duyarlı.

Ayrıca, bazı moleküllerin hücreler arasında mesaj taşıma işlevinin de sıcağa bağımlı olduğu sanılıyor.

Bu da beynimiz çok sıcak ya da çok soğuk olduğunda etkin çalışmadıkları anlamına geliyor.

Sisodiya "Bu karmaşık fotoğraftaki farklı unsurların nasıl etkilendiğini tam olarak anlayamıyoruz" diyor.

"Fakat tüm parçaları birlikte düzgün çalışmayan bir saat gibi olduğunu düşünebiliriz."

Aşırı sıcak tüm insanların beyninin çalışma biçimini değiştirebiliyor.

Örneğin karar vermeyi olumsuz etkileyebiliyor ve insanların daha çok risk almasına yol açıyor.

Buna karşın sıklıkla en büyük etkinin olumsuz etkiyi nörolojik rahatsızlıkları olanlar yaşıyor. Bunun çok sayıda nedeni var.

Örneğin bazı hastalıklarda terleme olumsuz etkileniyor.

Sisodiya "Sıcaklığın düzenlenmesi beynin bir işlemi ve beynin belli yerleri düzgün işlemiyorsa sorun yaşanabilir" diyor.

Örneğin MS hastalığının bazı çeşitlerinde vücut sıcaklığı etkileniyormuş gibi görünüyor.

Buna ek olarak nörolojik ve şizofreni gibi psikiyatrik rahatsızlıklarda kullanılan bazı ilaçlar vücut sıcaklığının düzenlenmesini etkileyebiliyor.

Bu ilaçları kullananlar güneş çarpması tehdidine daha açık oluyorlar ve sıcaklık bağlantılı ölüm riskleri daha yüksek.

Aşırı sıcaklar, özellikle de artan gece sıcaklıkları insanların uykularını ve moralini etkileyebiliyor ve bazı hastalıkları daha da kötüleştirme potansiyeli taşıyor.

Sisodiya, "Çok sayıda epilepsi hastası için iyi uyuyamamak nöbet riskini artırıyor" diyor.

Kanıtlar sıcak hava dalgalarında bunama hastalarında hastaneye yatma ya da ölüm oranlarının arttığını gösteriyor.

Bu kısmen yaşa bağlı olabilir, çünkü yaşlandıkça vücut sıcaklığını düzenleme kabiliyeti azalıyor.

Ancak bilişsel engelli olmaları aynı zamanda aşırı sıcağa uyum sağlamakta zorlanmalarını beraberinde getiriyor.

Örneğin yeterli sıvı almayabiliyorlar, pencereleri kapatmayı unutabiliyorlar ya da dışarı çıkmamaları gereken sıcak havalarda dışarı çıkıyorlar.

Artan sıcaklıklar felç olaylarında ve ölümlerinde yükselişle de ilişkilendirildi.

Bir çalışmada 25 ülkenin felçten ölüm verileri incelendi. Araştırmacılar iskemik felç vakalarındaki 1000 ölümde, en sıcak günlerin iki ek ölüm getirdiğini tespit etti.

Sussex Üniversitesi Hastanesi'nden Geriatri uzmanı Bethan Davis, "Bu çokmuş gibi görünmeyebilir. Fakat dünya genelinde her yıl yedi milyon kişi felçten ölüyor. Sıcaklık yılda 10 binden fazla ek ölüme yol açıyor olabilir" diyor.

Davis ve çalışma arkadaşları iklim değişikliğiyle bu durumun ilerleyen yıllarda kötüleşeceği uyarısında bulunuyor.

Sıcaklık bağlantılı felç vakalarında orta ve düşük gelirli ülkeler üzerinde orantısız bir yük oluşacak.

Bu ülkeler zaten iklim değişikliğinden en çok etkilenen ve en çok felç vakasının görüldüğü yerler.

Davies, "Artan sıcaklıklar hem ülkeler arasında hem de ülke içinde sağlıktaki eşitsizlikleri büyütecek" diyor.

Giderek artan kanıtlar, hem yaşlıların hem de düşük sosyo ekonomik konumdakilerin sıcaklık bağlantılı ölümler anlamında daha büyük bir risk altında olduğuna işaret ediyor.

Daha sıcak bir dünya aynı zamanda en küçüklerin beyin gelişimine de zarar veriyor.

Londra'daki Imperial College'tan küresel kadın sağlık profesörü Jane Hirst, "Aşırı sıcaklar ve prematüre doğum gibi kötü doğum tecrübeleri arasında bir bağ var" diyor.

Geçtiğimiz günlerde yapılan bir araştırmada sıcak hava dalgalarının erken doğumların %26'sıyla ilişkili olduğu saptandı. Erken doğum çocuklarda beyin gelişiminde gecikmelere ve bilişsel sorunlara yol açabiliyor.

Fakat Hirst, "Daha bilmediğimiz çok şey var" diye de ekliyor.

"Kim en büyük tehdit altında ve neden? Çünkü çoğu çok sıcak ülkelerde her yıl doğum yapan 130 milyon kadın var ve bu durum onların başına gelmiyor."

İklim değişikliği yüzünden görülen aşırı sıcaklar beyne ek bir yük de bindirebilir ve nörolojik hastalıklara yol açan hasara daha açık bir hale getirebilir.

Sıcaklık aynı zamanda normalde beyni koruyan bariyeri de etkileyebilir. Bu da toksinlerin, bakterilerin ve virüslerin beyin dokusuna ulaşma riskini artırabilir.

Sıcaklıklar arttıkça, bu daha önemli bir hale gelebilir. Zika, chikungunya ateşi ve dang humması gibi nörolojik hastalıklara yol açan virüsleri bulaştıran sivrisineklerin yayılması da.

İsviçre Tropikal ve Kamu Sağlığı Entsitüsü'nden Tıbbi entomoloji uzmanı Tobias Suter, "Zika virüsü fetüsleri etkileyebiliyor ve mikrosefaliye yol açabiliyor" diyor.

"Artan sıcaklıklar ve daha ılıman geçen kış ayları sivrisinek üreme döneminin yılın daha erken döneminde başlayıp, daha geç bitmesi anlamına geliyor."

Sıcak hava dalgaları birçok faktörü etkileyebilme gücüne sahip. Sinir hücrelerinden, intihar riskine, iklim endişesinden nörolojik hastalıklarda kullanılan ilaçlara kadar.

Fakat sıcaklıkların beyinlerimizi nasıl etkilediği hala bilim insanları tarafından araştırılıyor.

Sıcaklık insanları farklı etkiliyor. Bazıları sıcak havada daha iyi faaliyet gösterirken, bazıları katlanılmaz buluyor.

Sisodiya, "Sıcağa bu farklı duyarlılıkta farklı unsurlar rol oynuyor olabilir ve bunlarda biri de genetik olabilir" diyor.

Yanıtlanması gereken birçok başka soru da var.

Mesela en büyük etkiyi yapan maksimum sıcaklık mı, sıcak hava dalgasının süresi mi yoksa gece sıcaklıkları mı?

Her insan ya da her nörolojik hastalık için bu farklı olabilir.

Fakat en büyük tehdit altındakileri korumak adına stratejiler geliştirmek için kimin, neden risk altında olduğunu tespit etmek hayati önemde. Bunlara erken uyarı sistemleri ya da günlük çalışanların aşırı sıcaklar nedeniyle çalışamadıklarında kaybettikleri parayı tazmin eden bir sigorta sistemi gibi.

Temmuz 2023 şimdiye kadar görülmüş en sıcak ay olarak kayıtlara geçtiğinde BM Genel Sekreteri Antonio Guterres "Küresel ısınma çağı sona erdi, küresel kaynama çağı geldi" demişti.

İklim değişikliği artık geldi ve yoğunlaşıyor. Sıcak beyin dönemiyse yeni başlıyor

BBC
Haberler.com
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title