Anemi Hastalarına "Kan" Aranıyor
Ramazanda kan bağışçısı sayısında yaşanan düşüş, kan transfüzyonu almak zorunda olan talasemi (Akdeniz anemisi) ve orak hücre anemi hastalarını olumsuz etkiliyor.
SALİM TAŞ - Ramazanda kan bağışçısı sayısında yaşanan düşüş, kan transfüzyonu almak zorunda olan talasemi (Akdeniz anemisi) ve orak hücre anemi hastalarını olumsuz etkiliyor.
Talasemi Federasyonu Genel Başkanı Burhan Kerimoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, talasemi ve orak hücre aneminin ülkede kalıtsal geçişli hastalıklar arasında önemli bir yere sahip olduğunu belirterek, hastaların her ay birkaç defa kan transfüzyonu almak zorunda kaldığını söyledi.
Ülke genelinde kan bağışçısı sayısının istenilen düzeyde olmamasının ise anemi hastaları için sıkıntı oluşturduğunu anlatan Kerimoğlu, şöyle konuştu:
"Bugün Avrupa'da yaşayan nüfusun kan bağışlama oranı yüzde 80 iken, Türkiye'de halen yüzde 50-60 civarındadır. Ülkemizde özellikle ilköğretim çağındaki öğrencilerden başlayarak kan bağışı bilincini aşılamamız gerekiyor. Kan bağışı karşılıksız, gönüllü olarak yapılan ve insan yaşamına katkı sağlayan önemli bir boyuttur. Kan sürekli değil acil ihtiyaçtır. Talasemi ve orak hücre anemi hastalarımız için de kan acil bir ihtiyaçtır. Bunun sağlanabilmesi için de kan bağışlarına ihtiyacımız var. Özellikle ramazan ayında kan bağışçı sayısının düşmesinden dolayı hastalarımıza kan bulmada sıkıntılar yaşıyoruz. Ramazan ayında vatandaşlarımız oruç süresinin uzun olması ve bünyelerinin zayıf düşeceği endişesiyle kan vermeye çekiniyorlar ancak iftardan sonra sahura kadar sağlıklı bireyler isterlerse kan verebilirler."
Kerimoğlu, Türkiye'de 7 bin civarında talasemi ve orak hücre anemi hastası bulunduğunu ve bu kişilerin bin 500'ü aşkınının Hatay'da olduğunu belirterek, anemi hastalığının yeteri kadar anlatılabilmesi için konunun okullarda fen bilgisi ve biyoloji ders kitaplarına alınmasını istediklerini sözlerine ekledi.
"Sahura kadar kan verilebilir"
Hatay Halk Sağlığı Müdürü Dr. Ümit Mutlu Tiryaki de hemoglobinopati hastalıklarının Hatay'ın önemli halk sağlığı sorunu olduğunu belirterek, bu hastalığın önlenmesi için çok ciddi çalışma yaptıklarını söyledi.
Hemoglobinopatinin başta talasemi ve orak hücre anemisi olmak üzere daha alt grupları da içeren hastalıklar grubu olduğunu aktaran Tiryaki, şunları kaydetti:
"Şu anda ilimizde bin 993 hemoglobinopati hastası var. Bu hastaların 312'si talasemi majör, bin 364'ü orak hücre hastasıdır. Geri kalanları ise hemoglobinopati grubunda bulunmakta. Bu hastalarımızın en büyük sorunlarından bir tanesi vücutlarının yeteri kadar hemoglobin üretememesinden dolayı kansızlık yaşamaları ve buna bağlı bir takım komplikasyonlar oluşması. Bundan dolayı anemi hastalarımızın ayda bir veya iki defa mutlaka kan alması gerekmekte. Bu da önemli bir sorundur. Özellikle ramazan ayıyla birliktede kan stoklarımızda belirli miktar azalma ve kan bağışçılarında bir miktar düşme söz konusu. İlimiz genelinde şu an stoklarımızda sorun yaşamıyoruz ancak maalesef orucun verdiği etkilerden dolayı vatandaşlarımız kan vermeye çok fazla gelmiyor."
Tiryaki, Kızılay'ın ramazan ayı içerisinde özellikle iftardan sahur saatine kadar kan almaya devam ettiğini hatırlatarak, kan bağışı konusunda vatandaşları daha duyarlı olmaya davet etti.
"Kan vermek insan vücudunu yeniliyor"
Antakya Devlet Hastanesi Talasemi Merkezi Sorumlu Hekimi Dr. Gönül Oktay ise Hatay'da 2 bine yakın talasemi ve orak hücre anemi hastasının takibini ve tedavisini yaptıklarını ifade etti.
Oktay, talasemi ve orak hücre anemi hastalarının doğduklarından itibaren kemik iliklerinde kan üretilemediğinden sürekli kan almak zorunda olduklarını belirtti.
Kanın yapılamayan bir madde olduğunu ve bu nedenle en önemli teminlerinin kan bağışçıları olduğunun altını çizen Oktay, şunları kaydetti:
"Hastalarımıza yaşamlarını düzenli halde sürdürebilmeleri için 3 haftada bir kan vermek zorundayız. Çünkü eritrositlerin (alvuyarlar) ömrü 120 gündür. Biz 3 haftada bir hastalarımıza kan verdiğimizde düzgün büyümeleri, gelişmeleri, organlarının tam olarak çalışabilmeleri sağlanabiliyor. Vatandaşlarımızda oruçluyken kan verilemez gibi bir inanış var. Oruçlu iken kan verilebilir. Kan vermek insan vücudunu yeniliyor, tazeliyor ve kemik iliklerinin daha düzgün çalışmasını sağlıyor. Toplumu bilinçlendirmemiz açısından sık sık bunu tekrarlamamız gerekiyor."
Anemi hastası çocuk doğumunun önüne geçmek için çeşitli çalışmalar yaptıklarını aktaran Oktay, evlenmek isteyen çiftlerin mutlaka talasemi testi yaptırmalarını istedi.
Anemi hastası Fatma Kocaman da kendisi gibi anemi hastaları için en önemli şeyin kan olduğunu belirtti.
Ayda iki defa Antakya Devlet Hastanesi Talasemi Merkezi'ne gelerek kan aldığını anlatan Kocaman, "Bir araba düşünün yakıtını koymadığınız zaman yürümüyor. Biz de aynen öyleyiz. Kan olmadan yapamıyoruz. İnsanlar özellikle ramazan ayı içerisinde kan verirlerse bünyelerinin çökeceğini düşünüyorlar. İnsanın belli bir rahatsızlığı yoksa kan verebilirler. Bizim gibi kan bulma sıkıntısı çekenlere yardımcı olurlar." diye konuştu.
Kocaman, sağlık problemi olmayan herkesi kan bağışında bulunmaya davet etti.