Haberler
Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı: İran tehdidine odaklanmak

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

Rusya bir kez daha ABD füzeleriyle vuruldu, Savunma Bakanlığı 'Yanıt verilecek' dedi

ABD füzeleriyle bir kez daha vurulan Rusya'dan dünyayı korkutan açıklama

Yunus Emre Vakfı Genel Müdürü ve Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Bilkan Açıklaması

Yunus Emre Vakfı Genel Müdürü ve Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Bilkan Açıklaması
Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Hasan Öymez - Yunus Emre Vakfı Genel Müdürü ve Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof.Dr.Ali Fuat Bilkan, "Yurt dışında Türkçe öğretmenliği gibi bir alan gelişiyor."

Hasan Öymez - Yunus Emre Vakfı Genel Müdürü ve Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ali Fuat Bilkan, "Yurt dışında Türkçe öğretmenliği gibi bir alan gelişiyor. Son 10 yıldır ülkemizin, siyasi, ekonomik, kültürel alandaki başarıları Türkiye'yi dünya ölçeğinde çok önemli bir yere taşıdığı gibi Türkçeyi de bir istihdam dili olmaya doğru ön plana çıkardı" dedi.

Prof. Dr. Bilkan, Yunus Emre Vakfı'nın çalışmalarını AA'ya değerlendirdi.

2007 yılında 5653 sayılı kanun kapsamında"kamu vakfı" statüsüyle faaliyete başlayan Yunus Emre Vakfı ile Vakfa bağlı faaliyet gösteren Yunus Emre Enstitüsü'nün başkanlığını yürüten Bilkan, 3 yıl içinde 22 ülkede toplam 30 şehirde Yunus Emre Türk Kültür Merkezi açtıklarını söyledi.

Merkezleri açarken, önceliği "Türk kültür coğrafyası"na verdiklerini kaydeden Bilkan, "Balkanlarda 10 merkez açtık. Ortadoğu'da İran, Mısır, Lübnan ve Ürdün'de Libya, Tunus, Fas hatta Sudan'da birer merkez açıyoruz. Merkezlerimizin, Uzakdoğu'dan Amerika kıtasına kadar geniş bir alanda yayılması aslında son 10 yılda Türkiye'nin dünyanın değişik ülkeleriyle kurduğu stratejik ortaklıklar, ekonomik birliktelikler ve sorun çözmedeki başarısı Türkiye'nin ekonomi, siyaset ve kültürel açıdan görünürlük kazanmasının etkisiyle gerçekleşti" diye konuştu.

Bilkan, "Yunus Emre'nin şiirlerini, eserlerini bir çok ülkenin diline çevirip basmak dağıtmak işi çözmüyor. Yunus Emre'nin, 'gelin tanış olalım;işi kolay kılalım. Sevelim, sevilelim; bu dünya kimseye kalmaz' felsefesini, Yunus Emre'nin mesajlarını modern dünyanın şartlarında fiili olarak yerine getirmek lazım" dedi.

- Türkiye ve Türk kültürü araştırmalarına destek-

"Biz Türk dış politikasının birleştirici rolünü, kültürde de devam ettiriyoruz ve bunda önemli adımlar attık" diyen Bilkan, şöyle konuştu:

"Daha önce TİKA'nın yürüttüğü ve Türkoloji Projesi adı verilen dünyadaki Türkoloji, Türk Dili ve Edebiyatı veya Türkçe derslerine öğretim elemanı katkısı sağlayan bir proje vardı. Bu proje Yunus Emre Vakfı'na devredildi. Biz de bu projeyi geliştirelim istedik. Proje desteği verelim, 100 ayrı yerde 100 Türkiye Kütüphanesi kurulması için adım attık. Balkanlarda bütün Balkan Türkologlarını bir araya getirip Balkan Türkologları Birliği'ni oluşturduk. Siyaseten birbirini tanımayan ülkelerin bilim, kültür ve sanat adamları bir araya gelip bir dernek çatısı altında buluştu. Aynı şekilde Mısır'da Mısır Türkoloji Derneği'ni kurduk. Kafkaslarda Kafkas Üniversiteleri Birliği'ni 2 kez topladık. Rusya'daki yeni dönem genç Türkologlarını bir araya getirdik. Uluslararası Türkoloji Çalıştayı'nı gerçekleştirdik ve buraya 46 ülkenin Türkoloji bölüm başkanlarını davet ettik."

-Balkanlarda gezici kitap hastanesi-

Türk kültür coğrafyası üzerindeki ülkelerde Türkçe el yazması eserlerin korunması için de "Gezici Kitap Hastanesi" projesini uygulamaya koyduklarını anlatan Bilkan, şunları kaydetti :

"Balkanlardaki 7 ülkede Türkçe el yazması eserlerin birer kataloğunu ve mümkün mertebe bu kıymetli eserlerin dijital ortama aktarılması ve o ülkelere dijital ortamda teslim edilmesi için bir çalışma başlattık. Hatta bazı ülkelerde el yazması eserler konusunda uzman yetiştirilmesi konusunda Arşivler Genel Müdürlüğü ile işbirliği halinde Osmanlıca kursları veriyoruz. Kütüphanelerdeki 300-500 yıllık eserleri tamir etmek için Gezici Kitap Hastanesi kuruyoruz. Hatta mesela Foynitsa gibi bir yerde Fransiskan kilisesinde 600 yıllık el yazmaları var. İçlerinde Osmanlıca eserleri de yer alıyor. Fatih Sultan Mehmet'in ahidname olarak bilinen o meşhur fermanı da. o manastırda korunuyor. Hırvat makamlarla görüştük. O ahidnamenin korunması için gerekeni yapacağız."

Alanında uzman profesörlerden oluşan Gezici Kitap Hastanesi'nin Balkanlarda köy köy dolaşarak eski eserleri ciltlediğini söyleyen Bilkan, "Diğer taraftan da kitapların kataloglarını hazırlıyor. Hatta köylere kadar gidip camilerdeki, evlerdeki, medreselerdeki eserleri tespit ediyorlar. Bakım ve onarım konusunda onların yetiştirilmesini istedikleri personeli de Türkiye'ye getirip eğitiyoruz" ifadesini kullandı.

-Türkçe, Balkanlarda istihdam dili oluyor-

Türkçeyi seçmeli ders okutmak isteyen bazı ülkelere kitap ve öğretim elemanı yetiştirme desteği verdiklerini anlatan Bilkan, şunları anlattı:

"Bunların başında Bosna Hersek var. Bazı ülkelerde süreçleri yönetmeyi esas alıyoruz. Söz gelimi Bosna Hersek'te şu anda hatırı sayılır oranda ilköğretim ve lisede, Türkçe seçmeli ders olarak ikinci yabancı dil kabul edildi. İlkokullarda Türkçe dersi verilen köy okullarına destek vermeye çalışıyoruz. Yurt dışında Türkçe öğretmenliği gibi bir alan gelişiyor. Türkçe öğretmeliği, Türkçe öğretimi o ülkenin kendi eğitim sistemi içinde de bir yere sahip oluyor. Elbette bunu şöyle yorumlamak lazım. Elbette son 10 yıldır ülkemizin, siyasi, ekonomik, kültürel alandaki başarıları Türkiye'yi dünya ölçeğinde çok önemli bir yere taşıdığı gibi Türkçeyi de bir istihdam dili olmaya doğru ön plana çıkardı."

Balkanlardaki Türk yatırımlarının giderek artması sebebiyle Türkçe bilenlerin iş bulma potansiyelinin arttığını kaydeden Bilkan, "Türkçe, şu anda sadece insanların Türk dizilerini seyrederken anladıkları, Türk romanlarını okudukları bir dil değil; aynı zamanda o dili öğrendiklerinde Türk yatırımcıların o ülkelerde kurdukları iş yerlerinde, fabrikalarda, bankalarda görev alabilme avantajı sağlayan önceliği sağlayan bir konuma getirdi. Mesela Kosova'da en büyük 10 yatırımcıdan 7'si Türk. Bosna Hersek'te Ziraat Bankası'nın 30'a yakın şubesi var. Halk Bankası Makedonya'da çok geniş şubelerle hizmet vermeye hazırlanıyor. Türk yatırımcıları iletişim, sanayi ve hizmet sektöründeki yatırımlarıyla o ülkenin gençlerine önemli bir istihdam kaynağı sağlıyor. Türk yatırımcılar, iş ilanlarında Türkçeyi bilen personel tercih edecektir. Ayrıca Türkiye'de üniversite sayısı 170'i buldu. Bu üniversiteler Türkiye'deki öğrenciler gibi bugün yurt dışında Türkçe öğrenen lise öğrencilerinin Türkiye'de üniversite ve yüksek lisans yapması için fırsat sunacaktır."

Yayıncı: Ebubekir Gülüm - ANKARA

Kaynak: AA / Politika
title