Yıldırım, Medya Temsilcileriyle Bir Araya Geldi
Başbakan Binali Yıldırım, "Kuvvet komutanları Savunma Bakanlığına bağlanıyor ancak kuvvet komutanlarıyla, Genelkurmay Başkanının bağı kesilmiyor, bu çok önemli. Genelkurmay Başkanının, kuvvet komutanlarıyla harekat konularında, askeri konularda hiyerarşik bağları devam ediyor.
Başbakan Binali Yıldırım, "Kuvvet komutanları Savunma Bakanlığına bağlanıyor ancak kuvvet komutanlarıyla, Genelkurmay Başkanının bağı kesilmiyor, bu çok önemli. Genelkurmay Başkanının, kuvvet komutanlarıyla harekat konularında, askeri konularda hiyerarşik bağları devam ediyor. Yani, 'Ben savunma bakanına bağlıyım, seninle işim kalmadı' diyecek hali yok." dedi.
Çankaya Köşkü'nde medya temsilcileri ile bir araya gelen Yıldırım, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
FETÖ'nün yapılanmasına ilişkin bilgi veren Yıldırım, "Liselerde okuyan, harp okullarında okuyanların yüzde 95'i bunların. Kendi ifadelerini söylüyorum, albay ve aşağısı rütbelerde oran yüzde 60-80 arasında değişiyor, yani bunlar tabii tahminler. Keşke bu paylaşım darbeden önce olsaydı da bunu yaşamasaydık. Bir de işin bu tarafı var yani. Bu olduktan sonra bunları paylaşmaları önemli ama daha önemlisi önceden bunun farkına varmak." ifadesini kullandı.
Kişinin, öğrenci olarak alınmasından, mezun olup kıta görevine tayin edilinceye kadar geçen sürenin yönetiminin, Milli Savunma Bakanlığının sorumluluğunda olacağını belirten Yıldırım, bu temel değişiklikle "Askeri liseler tek kaynak olmasın" dediklerini belirtti.
"Her türlü liseden, meslek lisesinden, düz liseden girenler, burada yarışsınlar. Üniversite sınavı gibi girsinler, bir çok gelişmiş ülkede hep böyle. Necdet Özel, şimdiki genelkurmay başkanı askeri liseden gelmiyor ki. Asker içindekilerin yarısına yakını yine sivil kaynaklardan geliyor." diyen Yıldırım, "Askeri liseler giderse bu iş çöker" gibi iddiaların mesnetsiz olduğunu söyledi.
Yıldırım, askeri liselerin yerine, sivil kaynaktan kurulacak Milli Savunma Üniversitesinin içinde Kara Harp Okulu, Deniz Harp Okulu, Hava Harp Okulunun olacağını belirterek "Onların adlarını da değiştirmiyoruz yani fakülteye falan da çevirmiyoruz, aynı isimle çalışmalarına devam edecek.
Harp akademileri kalkıyor, üniversite içerisinde yüksek lisans enstitüleri açılıyor. Kurmay ihtiyacı da oradan karşılanacak." dedi.
"Hava harp okullarına bu yıl öğrenci alınacağı haberleri doğru mu?" sorusuna, Yıldırım, "Harp akademilerini kapatıyoruz. Üniversite bünyesinde yüksek lisans bölümleri olacak. Bu enstitü şeklinde olabilir, bölüm şeklinde olabilir yani diğer üniversitelerdeki gibi. Dolayısıyla lisanstan sonra mesleğe başlayıp, arada gelip yüksek lisansı yapıp kurmaylığa ayrılma işi burada veya yurt dışında olacak." yanıtını verdi.
"Astsubayı general yaptık"
"Bir, liseleri ele geçirmişler, iki sınav sistemini ele geçirmişler, üç kurmaylık yolunu ele geçirmişler. Geriye ne kalıyor, sınıf subaylığı… Sınıf subaylığında zaten yukarıya gitme yolunu kestikleri için sınıf subayları orada garipler geliyor eli kolu bağlı bekliyorlar." diyen Yıldırım, şöyle devam etti:
"Şimdi liseleri kaldırıyoruz, giriş sistemindeki sınavların kontrolünü tamamen alıyoruz Milli Savunma Bakanlığına. Kurmaylık müessesine düzenleme getiriyoruz bir de sınıf subaylarının general olmasının yolunu açıyoruz. Açtık, bu YAŞ'ta ilk defa yüzde elliye çıkardık. Bu zaten asker için de çok ciddi, moral değerlerde yükselmeye neden oldu. Çünkü bunlar geliyor geliyor albaylıkta orada umutları, hedefleri yok oluyor. Hatta iki tane de astsubayı general yaptık. Yani astsubaylıktan subaylığa geçen iki tane de general olan asker var. Bunlar silahlı kuvvetler içerisindeki büyük değişim ve dönüşümdür. Komuta kademesi, yaşadığımız bu şartlardan sonra herkes, olması gereken iş olduğu kanaatine onlar da geldi yani, başka çaresi yok."
Yıldırım, "Mevcut öğrencilerin durumlarına" ilişkin soruya, "Bu öğrenciler, liselerdeki öğrenciler mesela diploma alamayacak yani askeri öğrenci olarak, lise mezunu diploması alacak. Mevcutları konuşuyorum, 4 bin civarında öğrenciden bahsediyorum, lise diploması alacaklar. Yani eğer astsubay meslek yüksekokulundaysa ona göre diploma, hak ettikleri diplomayı alacaklar." karşılığını verdi.
Ara sınıftaki öğrencilerin ise giriş puanlarına göre sivil okullara yerleştirileceğini belirten Yıldırım, bir hak kaybının olmayacağını söyledi.
"Öğretim görevlileri asker ve sivil olacak"
Harp Okulundakilerin de giriş puanlarına göre üniversitelere yerleştirileceğini ifade eden Yıldırım, "Harp Okulu da mezun vermeyecek. Ne deniz ne kara ne hava, Harp Okulu bu yıl mezun vermeyecek, onlar da üniversite mezunu olacak. Yeni dönemde liselerden, önümüzdeki sene için kastediyorum harp okullarına, deniz, kara, hava bir de astsubay meslek yüksekokulu... Bunlara sıfırdan öğrenci alınacak, dört sene sonra bunlar da mezun verecek. Sistem bu. Tabii alınınca bunlar ikiye, üçe, dörde geçince mezun olacaklar, şu anda uygulama böyle olacak." dedi.
Milli Savunma Üniversitesinin bir rektörünün, fakültelerinin ise dekanlarının olacağını anlatan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Buradaki müfredat, Milli Eğitim Bakanlığı ile Milli Savunma Bakanlığı tarafından ortaklaşa belirlenecek. Yani, öğretim görevlileri, sivil ve asker olacak. Yani siviller de olacak askerler de olacak mesela işte muharip, harbe hazırlık, şu bu gibi dersler var. Yani askerin asli işiyle ilgili ihtisas gerektiren konular var. Orada hocalar öyle olacak ama diğer konularda da profesörler sivil kaynaktan hocalar olacak. YÖK, Milli Savunma Üniversitesi ve Milli Eğitim Bakanlığı koordinasyonunda müfredat belirlenecek ve böyle devam edecek. Buradaki tek amacımız bu FETÖ'cülerin buraya girişte etkilerini ortadan kaldırmak, onun dışında başka bir amaç yok ki bundan sonra gelecek kuşakların böyle bir zehirlenmeye tabi tutulmasın…"
Albay ve altındakilerle ilgili, Milli Savunma Bakanlığı ile Kuvvet Komutanlıklarının müşterek bir çalışma yaptığını belirten Yıldırım, "Burada da yüzde yüz örgütün içinde olanlar ayıklanacak, hiç başka çaresi yok. Ancak kritik görevde olanlar var. Diyelim ki bir zafiyet oluşacak orada yapacağımız işte. Biz üst kademeyi olabildiğince devam ettireceğiz. Yani diyelim ki komuta kademesinde kalış sürelerini gerekirse uzatacağız, aşağıdan yeterince insan kaynağı gelinceye kadar." dedi.
- "Silah alım kararını vermeyecek"
Bu yapı içerisindekilerin durumunu tespit edip, bünyede bulundurabilme riski emniyet sınırları içerisindeyse bunun da dikkate alınacağını belirten Yıldırım, "Neticede bu, yakın takiple sürdürülecek bir konu. Bildiğimiz bir şey var 86, 87, 88 ve 89 dönemlerindeki albaylarla ilgili fazla sıkıntı yok, 90'dan itibaren başlıyor. Dolayısıyla onların daha fazla... 15 Temmuz öncesi bunların teşvik verilerek emekli edilmesine dair bir kanun getirdiler. Bunun da onların marifeti olduğunu şimdi anlıyoruz. O kanunu da bu KHK'da iptal ettik. İstedikleri kadar kalacaklar. Bu bir anlamda aşağıyı kontrol etme anlamında bir tedbir olarak ele alınabilir." diye konuştu.
"Albaylara teşvik verilerek emekli edilmesine dair kanunun, hükümet tarafından imzalandığının" hatırlatıldığı Yıldırım, şunları kaydetti:
"Tabii imzaladık ama bize öyle anlatılıyor, 'Burada efendim dünyada albayların ordu içerisindeki oranı yüzde 5, bizde yüzde 10-15. Dolayısıyla burada bir yığılma var, buna çare bulmamız lazım, teşvik edelim, 50 bin lira ilave para verelim, şu, bu.' Biz de çıkardık bu kanunu. Şimdi bunu iptal ettik, bu tedbirlerden biri de bu. Burası biraz kritik bir şey ama yapabileceğiz, orada bir endişe yok. Ne yapabileceğimizi en azından biliyoruz, bir sıkıntımız yok. Silahlı kuvvetler işini yapacak. Silahlı kuvvetler yurt savunması, savaşa hazırlık, değişik tehdit türlerine göre kendini yapılandıracak, daha dinamik, daha uzmanlaşmış, harekat kabiliyeti daha artmış bir silahlı kuvvetlere geçiş yapıyoruz, yaptığımız bu. Hastane, tersane işletecek, bakımhane çalıştıracak... Yani bürokrasiden silahlı kuvvetleri kurtarıyoruz. Silahlı kuvvetlerin, Genelkurmay'ın yaptığı işlerin yüzde 60-70'i bürokrasi. Askerin bürokrasiyle ne işi var? Oraya bilmem ne potin, elbise alınacak, iaşe ihaleleri yapılacak. Adam orada yaparken bir yanlış yapıyor, geleceği kararıyor. Bunlar işi değil ki askerin."
Askerin işinin ülkeyi herhangi bir tehdide karşı hazır tutmak, gerekli eğitimleri yapmak olduğunu dile getiren Yıldırım, "Hatta silah alımlarının kararını bile vermeyecek. İhtiyaç verecek, 'Benim şuna ihtiyacım var, şunu bana temin edin.' Bu kadar, bunda ne yanlış var? Onun yapımıyla da kararıyla da her şeyiyle uğraşıyor. Bu sefer bir senede olması gereken iş, beş senede yapılmıyor. Zaman geçiyor, tehdit değişiyor, alacağımız silah bir işe yaramıyor mesela, öyle durumlar var." dedi.
"YAŞ 10 sivil 4 askerden oluşacak"
Yıldırım, "Kuvvet komutanları Savunma Bakanlığına bağlanıyor. Ancak kuvvet komutanlarıyla, Genelkurmay Başkanının bağı kesilmiyor, bu çok önemli. Genelkurmay Başkanının, kuvvet komutanlarıyla tabii ki harekat konularında, askeri konularda hiyerarşik bağları devam ediyor. Yani, 'Ben savunma bakanına bağlıyım, seninle işim kalmadı.' diyecek hali yok. İşin bir boyutu idari, bir boyutu askerlik." ifadesini kullandı.
Tersaneler, okullar, disiplinle ilgili teftişler ve denetleme işlerine Milli Savunma Bakanlığının bakacağını belirten Yıldırım, askerlerin, kendi asli konularına daha fazla zaman ayıracağını, yoğunlaşacağını kaydetti.
Gelişmiş demokrasilerde askerin "araç" olduğunu dile getiren Yıldırım, "Beyin siyasi iradedir, kararları siyasi irade verir, asker uygular." dedi.
Yıldırım, "Terfiler nasıl olacak?" sorusuna, şu yanıtı verdi:
"Terfi konusunda yine YAŞ devam edecek. YAŞ'ın yapısı değişiyor. YAŞ'ta da önceden Başbakan, Milli Savunma Bakanı, diğerleri de orgeneraller, oramiraller yani 14 artı 2. Şimdi nasıl oluyor? Başbakan başkan, Milli Savunma Bakanı, Dışişleri, İçişleri, Adalet Bakanı ve beş tane Başbakan Yardımcısı, 11 artı Genelkurmay ve üç kuvvet komutanı, toplam 14. 14'ün 4'ü asker, 10 tanesi sivil. Yüksek Askeri Şura'yı çağırma ise başkanın yetkisinde, eskiden Genelkurmay Başkanı'nın yetkisindeydi. Şimdi başkan, başbakan oluyor. Başbakan yılda bir taneden az olmamak üzere, Yüksek Askeri Şura toplantısı yapabilir. Sekreterya Genelkurmay İkinci Başkanıydı, sekreterya Milli Savunma Bakanı oldu."
"General sayısını 200'e indirdik"
"Dünyanın en büyük ordularından birine sahibiz diyorduk. Böyle mi ilerleyeceksiniz? Yoksa dünyanın en profesyonel ordularından birine mi sahip olacağız?" sorusuna Yıldırım, "Oraya geçiş süreci başladı zaten. Bu bir süre alacak, yani bugünden yarına değil. Askerlerin de zaten buna ihtiyacı var. Bunu uzun süreden beri dillendiriyorlar. Şimdi bu süreç hızlanacak. Vatandaşı, gençleri silah altına alma işi sadece yurt, vatan sevgisi, askeri iklimin yaşanması anlamında dikkate alınacak. Yoksa silahlı kuvvetlerin, muharip elemanları gibi düşünülmeyecek. Yani profesyonelleşme ve uzmanlaşma sürecine bundan sonra gidilecek." karşılığını verdi.
Yıldırım, 358 olan general sayısını ilk defa 200'e indirdiklerini anımsatarak, buna göre idari yapılanmanın tekrar gözden geçirileceğini söyledi. Sahil Güvenlik ve Jandarmada 25 generalin olduğunu hatırlatan Yıldırım, ayrıldığı için bunların bu sayı içerisinde düşünülmediğini kaydetti.
Jandarmanın da Sahil Güvenlikin de İçişleri Bakanlığına her bakımdan bağlandığını belirten Yıldırım, bunların, personel sicilleri, atamalar, tayin ve terfiler dahil her bakımdan İçişleri Bakanlığının tam yetki ve sorumluluğunda olduğunu ifade etti. Yıldırım, buralarda görevin ifası sırasında bir zafiyet yaşanmamasının öngörüldüğünü söyledi.
(Sürecek)