Yeni Yargı Paketi TBMM Genel Kurulu'nda
CHP'li Aldan: " TBMM adeta bir yasa tamir atölyesi haline getirilmiştir.
TBMM Genel Kurulu'nda, yargı paketi olarak bilinen Türk Ceza Kanunu (TCK) ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Tasarı'nın görüşmelerine başlandı.
Tasarının tümü üzerinde CHP Grubu adına söz alan Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan, bu yargı paketinde, yargıda önemli yapısal değişiklikler olduğu gibi kişisel düzenlemelerin de bulunduğunu iddia ederek, "Buradaki 99 maddenin hemen hemen çok azı ihdas edilen maddeler, büyük bir çoğunluğu mevcut yasalarda değişiklik içeriyor. Artık, TBMM adeta bir yasa tamir atölyesi haline getirilmiştir. Bizim işimiz gücümüz yap boz tahtası haline dönüştürülen yasaları bir kez daha değiştirmektir" dedi.
Bu tasarının kamuoyunun gündemine kadına ve çocuklara şiddete yönelik ceza artırımı gerekçesiyle geldiğini ancak kadına şiddete yönelik olarak bu yasada hiçbir düzenlemenin bulunmadığını savunan Aldan, cinsel saldırılara ilişkin olarak da ceza artırımı yapıldığını anımsattı.
Aldan, burada "suça itilen çocuk" kavramının gözardı edildiğini belirterek, insanları suça iten toplumsal, sosyolojik, ekonomik, kültürel nedenler bulunduğunu, bunlarla mücadelenin bir tarafa bırakılıp cezaların artırılarak suçtan caydırıcılığın sağlanamayacağını söyledi.
"İsyan halindeyim"
HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da "Türkiye'de anayasayı ihlal etmenin cezası nedir?" diye sorarak, "Eğer bunun bir ölçüsü olsaydı bu ülkede herkes dinlenmezdi. Hangi anayasada 'dinleyebilirsiniz' diye yazıyor. Hangi ülkenin anayasasında, yasasında 'şantaj kasetleri çıkarın, siyasete müdahale edin' diye yazıyor. Şantaj kasetlerinin ahlakını sorgulamayanlar çocukların cinsel tacizinde koruyucu olamazlar, kadın cinayetlerinde koruyucu olamazlar. Adaleti bu ülkede sağlayamazlar" diye konuştu.
Cezaların artırıldığına dikkati çeken Kaplan, "Suçları önleyebilir misiniz? Zaten cezalar var. Bu cezaları gerekirse artırırsınız ama bir ülkede suçu önleyici tedbirleri geliştirmelisiniz" dedi.
Kadın cinayetleri konusunda Türkiye'nin dünya rekoruna gittiğini ileri süren Kaplan, şöyle devam etti:
"(Suç takibi, suç önlenmesi, kriminal, polisin enformasyonu) diye birşey vardır. Siz polisi aldınız, Taksim Meydanı'na dolduruyorsunuz 30 bin, 40 bin polisi, 80 TOMA'yı, zırhlarınızı, araçlarınızı. 'Muhalefeti nasıl susturacağım' diye. Sizin başka bir anlayışınız yok mu? Taksim Meydanı'nda 50 bin polis koyup 1 Mayıs'ı kutlamasın diye insanlar saldırtacağınıza, gönderin bu sapıkların, bu tecavüzcülerin, bu katillerin peşinde dolaşsın. Ne muhalefetin peşine takıyorsunuz, sendikaların peşine takıyorsunuz."
"Bu ülkede adalet yok" diyen Kaplan, "İsyan halindeyim. 30 yıl ceza avukatlığı yaptım. Hala geliyorum uyutma paketlerine. Bıktım artık bunlarla ilgili konuşmaktan. 3 tane yargıcı koruyacaksın, 4 tane Danıştay üyesini sallayacaksın o tarafa, onun yerine paralel diye oraya çekeceksin. Böyle bir yargı anlayışı olur mu, böyle bir hukuk olur mu? Barosuna düşman, avukatına düşman, avukatını döven..." ifadelerini kullandı.
Kaplan, HDP olarak adaletin sesi olacaklarını ifade ederek, "Cumhurbaşkanı seçimi bizim için adaletin sesi olacak, adaleti arayacağız. Adaleti temsil edecek biri köşkte oturacak. 'Adalet' diyeceğiz. Meydanlarda haykıracağız. Bu olmadan insanlık olmaz" diye konuştu.
-"Bu sürece karşıyız"
MHP İstanbul Milletvekili Murat Başesgioğlu, terör örgütünün kaçırdığı çocuklara değinerek, bu işle mücadele tarzının son derece enteresan olduğunu belirtti. Başesgioğlu, şunları söyledi:
"Hükümet sivil toplum örgütü değildir. Sivil toplum örgütleri partilere giderler, ricada bulunurlar. Hükümet dert yanma yeri değildir. Hükümet bu kaçırılan çocukları analarına kavuşturmakla sorumludur. Millet onun için oy vermiştir. Aman bir şey yaparsak sözde açılıma zarar gelir. Oradaki kamu görevlileri de bu haleti ruhiye içerisindeler. Hükümetin bu acziyetini kabul etmek mümkün değil."
Başesgioğlu, açılım sürecine karşı olduklarını ifade ederek, "Bu sürece kökten karşıyız, inanmıyoruz, refah getirmeyecek, mutluluk getirmeyecek. Aksine bizi birbirimizden bölecek, parçalayacak bir süreç" dedi. - TBMM