Vakıflar Haftası Açılış Töreni
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Vakıflar Genel Müdürlüğünün 2003-2019'da Türkiye genelinde 5 bin 250 vakıf eserini restore ettiğini bildirdi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Vakıflar Genel Müdürlüğünün 2003-2019'da Türkiye genelinde 5 bin 250 vakıf eserini restore ettiğini bildirdi.
Vakıflar Haftası Açılış Töreni, TBMM Tören Salonu'nda gerçekleştirildi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan programda, Osmanlı Devleti'nden bugüne vakıf kültürü ve geleneğinin anlatıldığı kısa film izlendi.
Daha sonra konuşan Ersoy, vakfın, insan ve insani değerlere hizmet arzusunun, karşılıksız iyilik yapma bilinci olduğunu belirtti.
Bu bilincin, Türk-İslam medeniyetinde hiçbir milletin kültür ve tarihinde olmadığı kadar ön plana çıkarılarak hayatın ayrılmaz bir parçası haline getirildiğini vurgulayan Ersoy, "Yardımlaşma ve koruma anlayışının bu denli kurumsallaşarak kabul görmesi ve bu kurumların amacından sapmadan vazifelerini yerine getirmede gösterdikleri istikrar her türlü takdirin ötesinde istisnai bir başarıdır." diye konuştu.
Vakıflar Haftası'nın bu yıl ki temasının "Vakıf Medeniyetinde Ramazan Ayı" olarak belirlenmesini anlamlı bulduğunu dile getiren Ersoy, şöyle devam etti:
"Allah'ın rahmetinin daha da arttığı ramazan ayı, en doğal gereksinimlerimizden feragat ederek yokluğun, yoksulluğun, muhtaç olmanın anlamını idrak etmek için bir fırsat sunmaktadır. Bu fırsat sosyal dengenin sağlıklı olup olmadığını göstermesi eğer bir dengesizlik söz konusuysa düzeltme fırsatı vermesi açısından da toplumsal dinamikleri hayata geçiren bir ortam sağlamaktadır. Peygamber Efendimiz, paylaşmanın faziletini, nasıl olması gerektiğini çok sade ve derin ifade etmişlerdir. 'Veren el, alan elden daha hayırlıdır.' İşte medeniyetimizdeki vakıf anlayışı O'nun bizlere kazandırdığı bu mesnevi şuurun teşekkülüdür. Bu teşekkül, Osmanlı ile en görkemli yapısına kavuşmuştur."
Osmanlı dönemine bakıldığında vakıf müessesesinin ulaştığı muazzam seviyenin hayranlık uyandırıcı olduğunu ifade eden Ersoy, tüm canlıları ve yaşam alanlarını kendisine görev edinen sayısız vakıfla hayatın içindeki ayrıntının adeta vakıf sorumluluğu altında korunmaya alındığına dikkati çekti.
Ramazan ayının gelmesiyle vakıfların faaliyetlerinde yoğunluk yaşandığına ve ramazana özel hizmetlerin gerçekleştirilmeye başlandığına değinen Ersoy, yoksuldan öğrenciye, yolcudan kimsesizlere el uzatılmayan muhtaç kalmayacak şekilde gerçekleştirilen çalışmaların, ramazanda huzur ve bereketin her haneye ulaşmasını sağladığını belirtti.
Vakıflar Genel Müdürlüğünün, geçmişin bu ince, detaylı ve hassas düşünce mirasını devralarak Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında vakıf geleneğini sürdürmeye devam ettiğine işaret eden Ersoy, Genel Müdürlüğün, Selçuklu ve Osmanlı döneminde oluşturulmuş yaklaşık 52 bin vakıf adına çalıştığını vurguladı.
Ersoy, bu rakamın, Türk milletinin manevi ve kültürel değerlerinin ne denli yüce olduğunu ortaya koyduğunu söyledi.
Türk-İslam medeniyetinde varlık gayesinin yaşamak değil, yaşatmak düşüncesiyle tecelli ettiğini anlatan Ersoy, "Vakıf, bir sistemdir. Her vakfı oluşturan bir akar yani gelir getirici bir mülk ve gelirin kullanıldığı bir hayrat vardır. Vakıflar Genel Müdürlüğü, kendi gelirlerini vakıf akarlarından elde eder ve vakıf hayratları hayır işleri için kullanılır." dedi.
Vakıflar Genel Müdürlüğünün temel amacının, temsil ettiği vakıfların kurucuları tarafından belirlenen hayır şartlarını bugünün koşullarına uygun şekilde yerine getirmek olduğunu aktaran Ersoy, bütün çaba ve mesainin, bu güzel geleneğin devam ettirilmesi ve temsil ettiği değerlerin geleceğe miras bırakılması için olduğunu söyledi.
Mehmet Nuri Ersoy, Vakıflar Genel Müdürlüğünün, vakıf yapılarının restorasyonlarını gerçekleştirdiğini, kuru gıda dağıtımı yaptığını, muhtaç maaşları verdiğini, taşınabilir vakıf kültür varlıklarının korunabilmesi için müzeler açtığını, sağlık hizmetleri sunduğunu ve başta kendi imkanlarıyla kurduğu üniversiteler bünyesinde olmak üzere çeşitli eğitim bursları verdiğini ifade etti.
Vakıflar Genel Müdürlüğünün, 2003-2019 tarihleri arasında Türkiye genelinde 5 bin 250 vakıf eserini restore ettiğini ancak devraldığı mirasın, Türkiye sınırlarının neredeyse 20 katı büyüklüğündeki bir coğrafyanın emaneti olduğunu vurgulayan Ersoy, şöyle devam etti:
"Bugün gönül coğrafyamız olarak ifade ettiğimiz ülkelerde de faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Vakıflara ilişkin tüm uluslararası konularla ilgili çalışmaları yürütmeye, ilgili uluslararası kurum ve kuruluş ve devletlerle diplomatik çerçevede iş birliği kurmaya devam ediyoruz. Kıbrıs, Bosna Hersek, Kosova, Makedonya, Karadağ, Sırbistan, Macaristan, Arnavutluk, Kırım, Suriye, Irak ve Yemen gibi Osmanlı'nın izlerinin olduğu ülkelerde 50 çalışmamız bulunmaktadır. Bu bölgelerde öncelikle vakfiyelerin ortaya çıkarılması, yurt dışı vakıf eserlerinin envanterlerinin tespit edilmesi, vakıf kültür varlıklarının projelendirilmesi ve onarılması için çalışmalar gerçekleştiriyoruz."
"Sayın Cumhurbaşkanımızın her fırsatta belirttiği üzere bizler tarihin üzerimize yüklediği bir sorumluluk taşımaktayız." diyen Ersoy, şunları kaydetti:
"Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hem kendi sınırlarımız içinde hem de tarihi, kültürel ve manevi değerlerle çok güçlü bağlarımızın olduğu, milyonlarca kilometrekarelik bir coğrafyada bu sorumluluğun gereksinimlerini yerine getirmeye devam ediyoruz ve edeceğiz. Vakıflar Genel Müdürlüğü bugün Balkanlardan Asya'ya, Orta Doğu'dan Afrika kıyılarına uzanan bir insanlık köprüsü oluşturmuştur. Binlerce yıllık bir geleneğin sarsılmaz manevi irade ve kültürel değerleri oluşturduğu temellerin üzerinde her geçen gün daha da güçlenerek varlık amacından sapmadan çalışmalarını sürdürmektedir."
Başarılı öğrencilere plaket
Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem de vakfın, insanın fıtratında yaratıcı tarafından kodlanan iyilik ve merhamet gibi ulvi duyguların neticesi olarak vücut bulan ve sadaka-i cariyenin en faziletlisi olan ve sevabı ölünce dahi bitmeyen bir müessese olduğunu söyledi.
Vakıf yoluyla vücut bulmuş eserlerin her birinin, onları belirli bir amaç uğruna vakfeden ecdanın yadigarı olduğunu belirten Ertem, vakfın temelinin ve amacının hayır olduğunu dile getirdi.
Vakıflar Genel Müdürlüğünün, dünden bugüne kuşaklar arasında bir köprü olan vakıf kültür mirasının korunmasında ve gelecek nesillere aktarılması kapsamında, son 16 senede il ve bölge ayrımı yapılmaksızın 5 bin 250 vakıf eserinin projesinin çizimi ve restorasyonlarının tamamlandığını bildirdi.
Ertem, konuşmasında Vakıflar Genel Müdürlüğünün diğer çalışma alanlarına ilişkin bilgi verdi.
Programa eski TBMM başkanları Bülent Arınç ve Mehmet Ali Şahin, eski Devlet Bakanı Güldal Akşit, Milli Savunma Bakan Yardımcısı Şuay Alpay, Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Şenel Yediyıldız ile diğer yetkililer katıldı.
Arınç ve Şahin, çeşitli illerdeki vakıf öğrenci yurtlarında kalan başarılı öğrencilere hediyelerini takdim etti.