Türk Bayrağının Adı Değişsine Sert Tepki
MHP Lideri Devlet Bahçeli, Yeni Şafak yazarı Hilal Kaplan'a çok sert tepki gösterdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Antalya'da parti toplantısında yaptığı konuşmada, "Türk bayrağının adı değişsin" önerisinde bulunan Yeni Şafak yazarı Hilal Kaplan'a sert tepki gösterdi.
'KÜSTAHLAŞANLARA FIRSAT VERİLMEYECEK'
MHP Genel Başkanı Bahçeli, böylesi bir süreçte partisi MHP'nin direneceğini söyledi. Konuşmasında Anayasa'nın üçüncü maddesinde ifade edilen özellikleri sıralayan MHP Lideri Bahçeli, "Türk bayrağının ismini değiştirme teklifleri getirebilecek kadar küstahlaşanlara, bayrağın itibarını zedeleyecek kadar köhnemişliğin içine çakılanlara Allah'ın izniyle hiçbir ortamda fırsat verilmeyecek ve de göz açtırılmayacaktır" dedi.
MHP'nin Antalya'daki toplantısına 368 partili belediye başkanı ile birlikte partinin üst düzey yöneticileri ve milletvekillerinden oluşan 700 kişi katılıyor. Bahçeli'nin konuşmasının ardından partiye katılan Antalya, Amasya, İzmir ve Aydın'dan 4 belde belediye başkanına rozet takıldı.
"PKK, AKP'YE ANAYASA SİPARİŞ ETTİ"
Bahçeli, "Ne gaflettir ki, PKK, AKP'ye anayasa siparişi vermiştir. PKK, Türk milletinin yeniden tanımlanması, milli kimliğin yeniden belirlenmesi, vatandaşlık tarifinin bölücü perspektifle yeni baştan tarifi için AKP'ye mühlet tanımıştır" dedi.
Antalya'da düzenlenen ve iki gün devam edecek MHP Belediye Başkanları Toplantısı - 2013'ün açılış konuşmasını yapan MHP Lideri Bahçeli, belediye başkanlarına, "Mesnetsiz suçlamaları yerle bir ederek bugünlere geldiniz. Asılsız ihbarları, dayanaksız suçlamaları, uydurma şikayetleri yenerek, ters yüz ederek bugünlere ulaştınız" diye seslendi.
"HÜKÜMETİN KOMPLOLARINI BOŞA ÇIKARTTINIZ"
Yerel seçimlere bir yıl kala düzenlenen toplantıda MHP Lideri Bahçeli, belediye başkanlarının 'iktidar güdümündeki tetikçi müfettişlerin adrese teslim raporlarına aldırmayarak, zulüm ve zorbalıklara itibar etmeyerek' görevlerini sürdürdüğünü belirterek konuşmasına şöyle devam etti:
"Hükümetin komplolarını, tuzaklarını boşa çıkardınız. Demokrasiye karşı gösterilen tahammülsüzlükleri ve hoşgörüsüzlükleri anlamsızlığa mahküm ettiniz ve hiç biriniz teslim olmadınız. Çamur sıçratmaya çalışan yandaşlara, engel çıkarmaya çalışan, başarınızı kıskanan, duruşunuzu çekemeyen hasislere boyun eğmediniz. Siyasallaşan hukukun eziyetlerine, yargı cinayetlerine direndiniz, ne mutlu sizlere ki, direnmeye de devam ediyorsunuz. Baskınlara, saldırılara, itibarsızlaştırma girişimlerine, değersizleştirme hamlelerine milliyetçi vakarınızla karşı durdunuz, fırsat vermediniz. Sizler, iktidar kabalığından, iktidar şirretliğinden, iktidar oyunlarından korkmadınız, geriye çekilmediniz."
İKTİDARIN YOLU YERELDEN GEÇER
Yerel yönetimlerin vatandaşlarla en yakın temas ve diyalog zeminli, demokratik katılımın, ilişkinin ve temsilin ilk elden sağlandığı nokta olduğuna dikkat çeken MHP Lideri Bahçeli, "Var olan ön yargıları aşmak, direnç merkezlerini kırmak, şüpheleri gidermek, tereddütleri yıkmak yerel yönetimlerdeki başarı düzeyiyle doğrudan ilişkilidir. Kuşkusuz iktidar vizesi her şeyden evvel yerel yönetimlerdeki canlılığa, bu çerçevedeki kombine girişimlere ve fedakarlıklara bağlıdır" sözleriyle belediye başkanlarını da uyardı. Bahçeli, uyarılarına "Siyasi görüşü, kökeni, doğduğu yöresi, anasının dili, inancı, mezhebi ne olursa olsun tüm vatandaşlarımız bizim için eşit ve yeri dolmaz özelliktedir" diye sürdürdü.
'PKK MEŞRUİYET DAİRESİNE SOKULUYOR'
MHP Lideri Devlet Bahçeli, Türkiye'nin 30 Mart 2014'te yapılacak yerel seçimlere çok iç açıcı bir manzarada gitmediğini söyledi. "Şu günkü ülke manzarasına baktığımızda kaygılanmamak, yeise kapılmamak ve karamsar olmamak mümkün değildir" diye konuşan MHP Genel Başkanı Bahçeli, vicdan sahibi, milli kimliğini kaybetmemiş ve insafını yitirmemiş herkesin bu gidişattan kaygı duyduğunu söyledi.
Türkiye Cumhuriyet'inin terör örgütünün, '29 yıldır kan döken, can alan bir cinayet çetesinin' eline bakar hale getirildiğini iddia eden Devlet Bahçeli, "İmralı canisinin ne söylediği, Kandil'deki katillerin neyi ima ettikleri, BDP'li aracıların nelerden bahsettikleri herkesin dilinde olup gündem oluşturmakta ve manşetlerden kamuoyuna yansımaktadır. AKP hükümeti benimsediği bölücü stratejiyle, PKK'yı toplumsal yapıda meşruiyet dairesine sokmaya, militanları da siyasal bir aktör haline getirmeye çalışmaktadır" diye konuştu.
MİLLET SIRTINDAN VURULUYOR
Böylesi bir ortamda sürecin Türkiye'nin milli birlik ve beraberliğini ortadan kaldırmaya doğru olanca gücüyle ilerletildiğini savunan Bahçeli, "AKP hükümeti, ülkemizi bölücülüğün, bölünmenin ve terörün kapkara ve düşmanlık kokan sularına müzakere dümeniyle taşımış, burada varlığımızı, birliğimizi torpillemeye başlamıştır" dedi. Devlet Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:
"Türkiye'nin kuruluşunda hiçbir dahli, hiçbir katkısı ve hiçbir desteği olmayan işgal müdavimlerinin şimdilerde izinde ve yolunda gidenler, birlikte yapmadıklarını beraberce yıkmaya yüzsüzce koyulmuşlardır. Türk milletinin bağımsızlığında payı olmayan köhnemiş esir zihinliler dört bir yandan milli ve manevi değerlerimize hançer sallamaya başlamışlardır. Türkiye'nin enerjisi tüketilmekte, milletimiz sırtından vurulmaktadır. Kardeşliğimiz sulandırılmakta, birlikte yaşama idealimiz tahrik edilmektedir. Çözüm sözleriyle, Türk milleti çözülmenin bataklığına çekilmek istenmektedir. Hükümet niyeti bozmuştur. Hükümet yoldan çıkmıştır. Hükümet milli ilke ve kurallarla yolunu çoktan ayırmıştır. AKP zihniyeti, iktidar gücünü kötüye kullanmış, yıkımın ve çöküşün hizmetine koşmuştur. Aldığı milli emanete hıyanetlik etmiş, bundan da hiç gocunmamıştır."
'KATİLLE MAKTUL BİRBİRİNE KARIŞTI'
Abdullah Öcalan'ın pazarlıklar ve verilen tavizlerle diriltildiğini ve Türk devletine muhatap haline getirildiğini kaydeden MHP Lideri Bahçeli, "Başbakan Erdoğan'ın mantığına göre, müzakere etmek pazarlık değildir. Başbakan Erdoğan için PKK'ya yanaşmak, İmralı canisiyle bölücülük kampanyasında buluşmak sorun olarak görülmemektedir. Bu kafa yapısı istismar ve yalanın dibine kadar gömülerek amaçlarının terörle mücadele olduğunu iddia etmektedir. Etnik temelli bölücü terörün dayatmalarını karşılayarak aklınca anaların ağlamasına engel olacaklarını söylemektedir. Şurası nettir ki, Başbakan Erdoğan katille maktulü birbirine karıştırmaktadır" diye konuştu.
'EŞKIYA HÜKÜMETİ KÖŞEYE SIKIŞTIRDI'
MHP Lideri Bahçeli, PKK'nın sınır dışına çıkmasıyla ilgili olarak da ortaya atılan tarihlerin birbiriyle uyuşmadığına dikkat çekti. Süreci AK Parti, PKK ve Öcalan arasında 'şevkle' yürüttüğünü savunan ve ortada 'rezil pazarlıklar'ın döndüğünü iddia eden Bahçeli, "Karşılıklı almaya-vermeye dayalı olarak kurgulanan süreç ihaneti, öz ve özet olarak bu sacayak üzerinde gidecektir. Anlaşılan AKP'nin gözü kararmış, şuuru kapanmış, vicdanı rehin alınmıştır. Bir avuç eşkıya hükümeti köşeye sıkıştırmış, ensesinden yakalamıştır" dedi.
TÖRERİSTLERİN SINIR DIŞINA ÇIKMASI
PKK'nın çekilmesinden bahsederken bir gerçeğin atlandığını savunan MHP Lideri Bahçeli, konuşmasına "PKK terör örgütü nizami ve kanuni bir güç müdür ki, çekilmesinden bahsedilmektedir? Sayıları 1500'ü bulduğu iddia edilen eşkıyaların ülkemizi terk etmesi bu kadar alengirli, bu kadar netameli midir? PKK, nereden gelmiş ve nereye gidecektir? Sınırlarımız kalbura ve yolgeçen hanına dönmüşken, silahı alan vatanımıza ölüm saçmak için koşmuşken, bugüne değin hükümet nerededir, neyle meşgul olmuştur? Madem bu kadar terörist ülkemiz sınırlarındadır, o halde düne kadar terörle mücadeleden nasıl ve hangi yüzle bahsedilebilmiştir?" sözleriyle devam etti.
ANAYASAL ve YASAL SUÇLAR
Sınır dışına çıkma sürecinin öteki boyutunda PKK'ya verilecek tavizler olduğunu iddia eden MHP Genel Başkanı Bahçeli, şu değerlendirmelerde bulundu:
"PKK, AKP'nin kendisine verdiği tavizleri almadan, yüze yüze kuyruğuna getirdiği taleplerini elde etmeden herhangi bir yere kımıldamaya ne isteği ne de niyeti vardır. Başbakan Erdoğan ve hükümeti havanda su dövmektedir. Türk milletinin onurunu, itibarını ve varlık haklarını müzakerelerle lekeletmekte ve ezdirmektedir. Bunun vebali büyüktür. Bu sorumsuzluğun, bu art niyetin ve bu kepazeliğin karşılığı mutlaka ağır olacaktır.
Başbakan ve hükümeti anayasa suçu işlemekte, ihanete tam teşebbüs etmektedir. Kaldı ki Adalet Bakanı pervasızca, meydan okurcasına; 'Barışı getirmek suçsa, ben bu suçu işliyorum' diyebilmektedir. Hukuk devletini savunma ve haklarını koruma makamında bulunan birisi, açıkça adaleti umursamamaktadır. İmralı canisiyle görüşmeleri barış olarak yutturmaya çalışmakta, PKK'yla görüşmeleri çözüm diyerek tevil etmeye çabalamaktadır."
Tüm bunların yanı sıra Anayasa ve yasalara göre bu süreçte 'gayri meşru sözler' vermenin de suç olacağını savunan Devlet Bahçeli, "Bize göre, birlikte yaşamamızı kemiren, millet varlığını kazıyan, Türkiye'yi kökünden çürüten her beyan, her açıklama, her girişim suçun daniskasıdır. PKK'ya sınırlarda refakat etme hazırlıkları suça hazırlık aşamasıdır" iddiasında bulundu.
'ÇÖZÜM ÇÖKÜŞTÜR, ÇÖZÜLÜŞTÜR'
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli konuşmasında şunları söyledi:
"Başbakan Erdoğan bize kandan beslendiğimiz iftirasını hayasızca atacağına, kendisinin ve zihniyetinin, elinde ve vicdanında şehit kanını taşıyan canilerden nasıl nemalandığını itiraf etmelidir. AKP, değil terörü bitirmek, her tarafa yaymak için mücadele vermektedir. Analarımızın gözünden damlayan tek bir damlanın sorumluluğu dahi bölücü terör örgütüyle tokalaşan, edepsizce pazarlıklara tutuşan AKP'nin üzerindedir. Bu nedenle çözüm çöküştür. Bu nedenle çözüm çözülüştür. Barış sözleri bitişi, süreç ifadeleri sürgünü ifade etmektedir. PKK'nın silah bırakması, emellerinden vazgeçmesi, terörü durdurması, bölücülükten cayması söz konusu değildir. Başbakan Türk milletini kandırmaktadır. Başbakan Türk milletini dağılmaya sürüklemektedir.
Başbakan Türk devletini imhaya götürmektedir. Çözüm süreci PKK'nın siyasallaşması ve statü elde etmesine ayarlı melanet bir projedir. İmralı canisiyle birlikte militanların genel afla salıverilmesi, Türkiye'nin parçalanması süreç denilen kabusun bariz amaçlarındandır. Başbakan Erdoğan başkan olabilmek, ilk başta eyalet sistemini kurmak, Türklüğü Anayasa'dan elemek ve milliyetçiliği anlamsızlaştırmak için yapmayacağı kötülülüğün olmadığını iyice göstermiştir. Ne gaflettir ki, PKK, AKP'ye anayasa siparişi vermiştir. PKK, Türk milletinin yeniden tanımlanması, milli kimliğin yeniden belirlenmesi, vatandaşlık tarifinin bölücü perspektifle yeni baştan tarifi için AKP'ye mühlet tanımıştır."