TÜİK Protestosu Yapan Sendika Yöneticileri Yargılandı
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu yöneticileri TÜİK'i protesto ettikleri için yargılandı. Savunmalarında enflasyonun düşük gösterildiğini belirten yöneticiler, duruşma 22 Şubat'a ertelendi.
GÜRKAN DEMİRTAŞ
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu yöneticilerinin TÜİK'i protesto ettikleri için "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" suçundan yargılandıkları davanın ilk duruşması bugün Ankara 34. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Dönemin Konfederasyon Başkanı Mehmet Balık, savunmasında "TÜİK enflasyonu çok düşük gösteriyor. Açıklanacak enflasyon rakamı 10 milyon emeklinin maaşlarını belirleyecekti. Biz de görevimiz gereği milyonlarca kamu çalışanın sorumluluğu üzerimizdeydi" dedi. Duruşma 22 Şubat'a ertelendi.
Birleşik Kamu İşgörenleri Sendikaları Konfederasyonu (Birleşik Kamu-İş) yöneticileri Doğan Dağdelen, Namık Kemal Aydoğan, Mücahit Dede, Mehmet Balık ve Himmet Suat Sadış'ın TÜİK'i protesto ettikleri için "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" suçundan yargılandıkları davanın ilk duruşması bugün Ankara 34. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Duruşmaya çok sayıda sendika yöneticisi katıldı.
Sanıklardan Himmet Suat Sadış, depremzede olduğu için duruşmaya katılamadı. Duruşmaya katılan sanıkların yaptıkları savunmalar şöyle:
Namık Kemal Aydoğan: "Daha önce vermiş olduğum ifademe katılıyorum. Biz demokratik hakkımızı kullandık."
"GÖREVİMİZ GEREĞİ MİLYONLARCA KAMU ÇALIŞANIN SORUMLULUĞU ÜZERİMİZDEYDİ"
Mehmet Balık: "O gün haziran ayı enflasyon rakamlarına göre 4,5 milyon devlet memurunun maaşı belirlenecekti. TÜİK enflasyonu çok düşük gösteriyor. Açıklanacak enflasyon rakamı 10 milyon emeklinin maaşlarını belirleyecekti. Biz de görevimiz gereği milyonlarca kamu çalışanın sorumluluğu üzerimizdeydi. Bir basın açıklaması yapma kararı aldık. Yer olarak olayın muhatabı olan TÜİK'in önünde kararı kıldık. TÜİK önüne doğru giderken polis, hiçbir uyarıda bulunmadan bize müdahale etti. Kısa mesafeden yüzlerimize biber gazı sıkarak, yerlere yatırarak müdahale ettiler. Bizi karga tulumba dar bir araca bindirerek hastaneye sağlık kontrolüne götürdüler. Dönemin mali sekreteri Mücahit Dede orada kalp krizi geçirdi. Burada asıl şikayetçi olması gereken bizleriz."
"SOFRAMIZDAN EKMEĞİMİZİ ÇALANLARA KARŞI YAPILMIŞ BIR BASIN AÇIKLAMASIYDI"
Doğan Dağdelen: "Soframızdan ekmeğimizi çalanlara karşı yapılmış bir basın açıklamasıydı. Tüm kamuya hizmet sunanların hakkını çalan bir kurum var ve orada gerçekleri ifşa etmek için yapmak istediğimiz bir açıklama. Anayasal hakkımız engellenmiş oldu. Emniyet güçlerinin şiddetli müdahalesine maruz kaldık. Kendileri de suç işlediklerinin farkındaydılar ki kalkanlarını yukarı kaldırarak görüntü alınmasını engellediler. Gözaltına alındık. Sağlık sıkıntısı olduğunu söylememize rağmen araç içinde tutulduk. Yaptığımız hiçbir şekilde suç değildir."
"KALP KRİZİ GEÇİRDİĞİM ANLAŞILDI, ANJİYO OLDUM VE STENT TAKILDI"
Mücahit Dede: "TÜİK'in yüksek enflasyonu manipüle etmesine ve kamu çalışanları açlığa mahkum etmesi karşısında anayasal hakkımızı kullandık. Basın açıklaması yapmak için TÜİK'in önüne gitmeye karar verdik. Kaldırımda beklerken polis bize sert bir şekilde müdahale etti. Sözlü ve fiili saldırı başladı. Gözaltına alındım. Gözaltına alındığım anda bana biber gazı sıkıldı. Sonra ters kelepçe takıldı. Sonra tek başıma bir araca konuldum ve nefes alamıyordum. Araca vurarak uzun bir süre bana bakan olmadı. Daha sonra hastaneye gittiğimde de kalp krizi geçirdiğim anlaşıldı, anjiyo oldum ve stent takıldı. Biz anayasal hakkımızı kullandık. Bize müdahale edenler aslında suç işlemiştir."
Sanık savunmalarının ve sanık avukatlarının beyanlarının tamamlanmasının ardından hakim duruşmayı, 22 Şubat'a ertelendi.