TSK Personel Kanunu Değişiyor
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, "Türk Silahlı Kuvvetleri hukuka bağlı, hukukun içerisinde kalarak, teröristle mücadeleye sonuna kadar devam edecek.
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, "Türk Silahlı Kuvvetleri hukuka bağlı, hukukun içerisinde kalarak, teröristle mücadeleye sonuna kadar devam edecek. Bunda hiç kimsenin tereddüdü yok. Türk Silahlı Kuvvetlerini itibarsızlaştırmaya yönelik söylemlerin, bu söylemleri yapanlara, ortaya koyanlara karşı da hiçbir faydasının olmadığını herkes görecek." dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda TSK Personel Kanunu'nda değişiklik öngören yasa tasarısının görüşmeleri devam ediyor.
Görüşmelerde söz alan Işık, HDP Siirt Milletvekili Kadri Yıldırım'ın, Genel Kurul'da gerginliğe neden olan konuşmasına ilişkin, "Bir kere burada Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik ifade edilen, ağza alınmayacak her türlü ifadeyi, ifade sahibine aynen iade ediyorum." açıklamasında bulundu.
Işık, şunları kaydetti:
"Bu noktada özellikle terör örgütünün bölgede aldığı ağır yenilgi, Türk Silahlı Kuvvetlerinin orada bir tek sivilin kılına zarar gelmemesi için gösterdiği hassasiyet sebebiyle bölge halkından aldığı takdirden dolayı, terör örgütünün sözcülüğüne soyunan bazı çevrelerin oradaki terörle mücadelede gösterilen hassasiyetten dolayı, bölge halkının teveccühünü kazanmasından dolayı çılgına döndükleri belli.
Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik bu iftirayı atanların bilmesi gereken en önemli şey Türk Silahlı Kuvvetleri hukuka bağlı, hukukun içerisinde kalarak, teröristle mücadeleye sonuna kadar devam edecek. Bunda hiç kimsenin tereddüdü yok. Türk Silahlı Kuvvetlerini itibarsızlaştırmaya yönelik bu tip söylemlerin, bu söylemleri yapanlara, ortaya koyanlara karşı da hiçbir faydasının olmadığını herkes görecek. Bu mücadele kararlılıkla sürecek."
Bu mücadele sürerken Türk Silahlı Kuvvetleri ve diğer güvenlik güçlerinin hukuk içerisinde kalacağını vurgulayan Işık, "Bireysel olarak yanlış yapan varsa da bu elbette ki hukuk çerçevesi içerisinde gereken de yapılacak. Ben buradaki ifadeleri bir kez daha kesinlikle telin ettiğimi ifade ediyorum." diye konuştu.
TBMM Başkanvekili Akif Hamzaçebi ise düşünce ve ifade özgürlüğünün anayasada güvence altına alındığını belirterek, milletvekillerinin bu özgürlükten en geniş şekilde yararlanabilmesi için anayasanın, yasama sorumsuzluğu ve dokunulmazlığı müesseselerini getirdiğini dile getirdi.
Milletvekillerinin bu çerçevede düşüncelerini en geniş şekilde ifade edebileceklerini ve en sert eleştirileri yapabileceklerini kaydeden Hamzaçebi, şöyle devam etti:
"Bu eleştirilere tahammül etmek, bu eleştirileri dinlemek doğru olandır. Bu eleştirilere karşı farklı tepkiler, fiziksel tepkiler asla doğru değildir. Öte yandan, bu özgürlük çerçevesinde konuşan milletvekillerimiz şüphesiz Genel Kurul'un, toplumun hassasiyetlerini de gözetmek zorundadırlar.
Geçen oturumdaki görüşmeler sonucunda tutanağa yansıyan birtakım ifadeler gerçekten Genel Kurul'un huzur içinde, sükunet içinde, içtüzük kurallarına uygun bir biçimde çalışmasına engel oluşturacak niteliktedir. Tutanaklarda yer alan bir ifadeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. HDP Tunceli Milletvekili Sayın Alican Önlü bütün o tartışmalardan sonra 'Kes be şerefsiz. Ne var, ne' şeklinde bir cümle kullanmıştır. Problem olan cümle budur. Bu ifadenin kabulü mümkün değildir."
Hamzaçebi, Önlü'nün özür dilemesi gerektiğini aksi halde içtüzük gereği kınama cezası verilmesini teklif edeceğini söyledi. Önlü'nün Genel Kurul salonunda bulunmadığını belirten Hamzaçebi, kınama teklifini oylamaya sundu. Yapılan oylama sonucunda Önlü'ye kınama cezası verildi.
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, HDP Siirt Milletvekili Kadri Yıldırım'ın sözlerinin kabul edilemez olduğunu belirterek, tahkir edici ve kışkırtıcı bu sözlerin Türk askerine, Türk Silahlı Kuvvetlerine ve Genel Kurul'a yönelik iftira ve töhmet içerdiğini söyledi.
Akçay, "Türk askeri, vatan müdafaası yapıyor. Bu görev esnasında eğer hukuk dışı davranışlar olur ise disiplin ve yargıda gereken elbette yapılır ve yapılmalıdır ancak birtakım muhal, münferit hadiseleri kürsüden dile getirmek suretiyle genelleme yapmak son derece yanlıştır. Teröristlerin, onların yandaşlarının kahraman Mehmetçiğimize söyleyeceği tek söz olamaz." değerlendirmesinde bulundu.
HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel, "Biz asla ve asla bu ve buna benzer kelimeleri, bizim grubumuzdan bir milletvekilinin ya da başka bir partinin grubundan bir milletvekilinin söylemesini kabul etmiyoruz. Parti olarak kabul etmiyoruz, birey olarak da ben kabul etmiyorum." ifadesini kullandı.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, HDP'li Yıldırım'ın ifadelerini talihsiz bulduklarını belirterek, "Tutanağa yansıyan kelimeler, bu Meclis çatısı altında kim tarafından söylenirse söylensin mutlaka geri alınması ve özür dilenmesi gereken ifadelerdir." dedi.
Özel ayrıca, "Kullanılan ifade ne olursa olsun, 3 milletvekiline karşı 100 milletvekili ile bir linçle sonuçlanabilecek saldırının kabul edilebilir bir tarafı yok." değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, yaşananlardan dolayı üzüntü duyduğunu belirterek, kullanılan ifadeleri kınadıklarını ve ayıpladıklarını dile getirdi. Turan, bundan sonra her parti grubunun TBMM çatısı altında daha dikkatli bir dil kullanmasını istedi.