Tıbbi ve Aromatik Bitki Çeşitliliğinin Korunması Araştırma Komisyonu
Bezmialem Vakıf Üniversitesi Fitoterapi Merkezi Müdürü Prof. Dr. Murat Kartal, "Bitki satarak bir yere gelmemiz mümkün değil. Hasat sonrası işlemleri dahi yapamıyoruz.
Bezmialem Vakıf Üniversitesi Fitoterapi Merkezi Müdürü Prof. Dr. Murat Kartal, "Bitki satarak bir yere gelmemiz mümkün değil. Hasat sonrası işlemleri dahi yapamıyoruz. Bölgesel olarak uygun kurutma, sterilizasyon tesisleri ve kalite kontrol laboratuvarlarının kurulması gerekiyor." dedi.
Tıbbi ve Aromatik Bitki Çeşitliliğinin Korunmasında, Bunların Üretiminde ve Pazarlanmasında Karşılaşılan Sorunlar ile Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu, AK Parti Antalya Milletvekili İbrahim Aydın başkanlığında toplandı.
Bezmialem Vakıf Üniversitesi Fitoterapi Merkezi Müdürü Prof. Dr. Murat Kartal, "Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Türkiye'nin Geleceği" başlığında yaptığı sunumda, tıbbi ve aromatik bitkilerin Türkiye'nin önemli bir değeri olduğunu, bu değerlerin mutlaka en doğru şekilde kullanılması gerektiğini belirtti.
Fitoterapi alanının gelişeceğini düşünerek bu alanda harekete geçtiklerini ve Bezmialem Vakıf Üniversitesi bünyesinde bir merkez kurduklarını anlatan Kartal, merkezde yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Türkiye'de tıbbi ve aromatik bitkiler alanından 300 milyon dolarlık bir gelir elde edildiğini, dünyadaki payına göre bunun az olduğunu dile getiren Kartal, "Biz birtakım şeyleri kocakarı ilacı diyerek elimizle itmişiz. Bizim endemik bitki sayımız 3 bin 300, İsviçre'de bir tane endemik bitki var ve parayı İsviçre kazanıyor." dedi.
Komisyonun kurulmasının bu alan için çok önemli olduğunu belirten Kartal, "Bizlerin ve üreticilerin sorunlarını çözmeniz ve yolumuzu açmanız gerekiyor. Komisyonun bu alanda etkili olabileceğini düşünüyorum." diye konuştu.
Kartal, "Bütün dünya doğal beslenme, doğal ilaçlarla ilgili çalışmaya başladı. Artık, 'Ben sabahları bir bardak portakal suyu, nar suyu içersem benim sağlığım nasıl etkilenir?' konusunda çok fazla çalışma var. Türkiye bu alanda cennet, bu cenneti kullanmamız gerekiyor." ifadesini kullandı.
Avrupa'nın gelişmekte olan ülkelerden hammaddeleri alarak, bunları çok iyi analiz ederek ve kalite kontrollerini gerçekleştirerek, kendi marka değeri ile dünyaya sattığını vurgulayan Kartal, "Türkiye'nin tıbbi aromatik bitkilerde daha çok üretim yapması lazım. Özellikle organik üretim yapıyorsanız, o ürünü nasıl satarım diye düşünmüyorsunuz." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin mutlaka kaliteli hammadde yapması gerektiğine işaret eden Kartal, "Bitki satarak bir yere gelmemiz mümkün değil. Hasat sonrası işlemleri dahi yapamıyoruz. Bölgesel olarak uygun kurutma, sterilizasyon tesisleri ve kalite kontrol laboratuvarlarının kurulması gerekiyor." dedi.
Kartal, çeşitli tıbbi ve aromatik bitkilerden elde edilen ürünleri de gösterdi.
Karaca Tıbbi Bitkiler Limited Şirketinden ziraat yüksek mühendisi Furkan Tınmaz, flora zengini olan Türkiye'de, devletin bölgesel çapta yöreye uygun tıbbi bitkilerin tespitini yaparak, bu ürünler konusunda çiftçiye eğitimler vererek üretimi teşvik etmesi gerektiğini belirtti.
Tıbbi bitki üretimi yapan çiftçilerin kooperatifleştirilerek, beraber hareket etmelerinin sağlanması gerektiğini vurgulayan Tınmaz, şunları söyledi:
"Tıbbi bitki üretimi yapmak isteyen üreticilere devlet arazilerinin kiralanmasında öncelik verilmeli. Yurt dışındaki alıcının ülkemize gelmesini beklemektense, üreticilerin yurt dışındaki ilgili fuarlara katılabilmesi için teşvik ve destek programlarının oluşturulması gerekir. Üniversitelerin ziraat fakültelerinde tıbbi ve aromatik bitkiler ana bilim dalı artırılmalı, konusunda uzman mühendisler yetiştirilmelidir. Tarımın yoğun olduğu bölgelerde tarım liselerinin açılması gerekir."
Londra Metropolitan Üniversitesinden Prof. Dr. Sündüs Tewfik, 1927'de hazırlanan "İdeal Cumhuriyet Köyü Projesi"ne dikkati çekerek, bu projenin hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Üniversitelerin, bakanlıkların ve üreticilerin beraber çalışması, bu alanda mutlaka bir ülke laboratuvarının bulunması gerektiğini belirten Tewfik, Tarım ve Orman Bakanlığının laboratuvarlarının yetersiz olduğunu söyledi.