Terörist Başı Murat Karayılan'ın Hdp'ye Oy İstemesi
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, bir televizyon kanalında yaptığı açıklamada, terörist başı Murat Karayılan’ın HDP’ye oy istemesinin şaşılacak bir durum olmadığını belirterek, "HDP ile milletvekilleri de oy alıncaya kadar demokrat, oy aldıktan sonra sırtını terör örgütüne dayadığını söyleyen...
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, bir televizyon kanalında yaptığı açıklamada, terörist başı Murat Karayılan'ın HDP'ye oy istemesinin şaşılacak bir durum olmadığını belirterek, "HDP ile milletvekilleri de oy alıncaya kadar demokrat, oy aldıktan sonra sırtını terör örgütüne dayadığını söyleyen bir siyaset anlayışına sahipler" dedi.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, TRT'de yaptığı açıklamada terörist başı Murat Karayılan'ın HDP'ye oy istemesi ile ilgili, "Bunda şaşılacak bir şey yok. HDP ile milletvekilleri oy alıncaya kadar demokrat, oy aldıktan sonra sırtını terör örgütüne dayadığını söyleyen bir siyaset anlayışına sahipler. Gerçek siyaseti mecliste, kendilerini seçenleri temsil etme anlamında bir siyasi temsile girmedi HDP. HDP, terör örgütü ile beraber seçimden sonraki gün oy aldıkları kesimi, Kürt kardeşlerimin evinin önüne çukur kazarak, mahalleyi, şehri onlara dar ettiler. Bu nedenle HDP'nin bu yaklaşımına şaşmamak lazım. HDP oy alırken demokratik, oy aldıktan sonra totaliter, baskıcı, sırtını teröriste dayanan bir siyaset izlemiştir. Bu nedenle şaşılacak bir durum yok" dedi.
"Asıl şaşılacak CHP'nin desteğidir"
Gül, Murat Karayılan'dan daha çok CHP'nin HDP'ye desteğinin şaşılacak bir konu olduğunu ifade ederek, "Asıl şaşılacak bir durum CHP'nin bu konuda bu kişilerle, bu kesimlerle dirsek temasıdır, desteğidir. Onu da elbette seçmenimiz, herkes görüyor, gereğini de elbette yapacaktır" şeklinde konuştu.
Yurt dışı oylar
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, yurt dışında kullanılan oylardaki artış ile ilgili ise "Önceki seçimlere göre daha yüksek bir katılım oldu. Yurt dışındaki vatandaşlarımızın sandığı daveti biraz daha fazla oldu ama seçim gününe kadar, 24 Haziran akşamına kadar gümrüklerde oy kullanma devam edecek. Ben halen oy kullanılmamış yurt dışındaki tüm vatandaşlarımızı, yurt dışı seçmenlerimizi demokrasiye sahip çıkmak adına, Türkiye'nin geleceğinde söz sahibi olmak adına yine sandıklarda oy kullanmaya davet ediyorum. Daha önceki seçimlere göre biraz farklı, biraz daha artış görüldü. Ben tüm vatandaşlarımızın tercihi için, demokrasiye verdikleri tercih, katkıdan dolayı yurt dışındaki tüm vatandaşlarımıza selamlarımızı sunuyoruz" ifadelerini kullandı.
Mükerrer oy iddiaları
Bakan Gül, sosyal medyada paylaştığı fotoğraflar sonrası mükerrer oy kullandığı ileri sürülen Şengül Erdoğan'ın serbest bırakıldığını belirterek, "Gerekli soruşturmaları yazışmaları yaptıktan sonra kamuoyuna da açıklama yaptılar. ve ilgili kişinin serbest bırakılmasına karar verildi. İlk bulgulara göre aslında iki farklı kişinin olduğu ve iki farklı kişinin de farklı tarihlerde kullanıldı. Esasen mükerrer oyun kullanılmadığı yönünde bir tespite ulaştı Cumhuriyet Başsavcılığı. Zaten Yüksek Seçim Kurulu sisteminde de yurt dışında oy kullanan kişiler bilgisayar ekranında görüyorum, mükerrerlik olmaması adına çünkü onlar biraz daha farklı sandıklarda yine değerlendirme imkanı olabiliyor. Sistemde bunu engelleyen bazı emniyet sibopları var. Buna izin veren bir sistem yok. Nitekim burada da bir kişi oyunu yurt dışında kullanmış, biri de İzmir'de kullanmış. İkisi de farklı kişiler olduğu, farklı saatlere de sandık kurulu tutanağıyla da tespit edilmiş. Bunu savcılık tespit edince de şu an itibariyle de elde edilen bilgiler üzerine, deliller üzerine de serbest bırakıldığına ilişkin kamuoyuna da bir açıklama yaptım. Soruşturma yine sürüyor. Bu konuda Turkiye'de bu tür vakaların asla ne adliye ne de başka bir kurum buna göz yumamaz. Vatandaşlarımızın da seçim suçlarına karşı asla tenezzül etmemelerini uyarıyoruz. Çünkü çok ağır cezaları var. Bu konuda da gerekeli müeyyide ile karşılaşırlar. Demokraside herkes en dürüst şekilde oyunu kullanmalıdır. Aksi takdirde cezai müeyyide ile karşılaşırlar ama bu oyalda aynı kişinin iki yerde kullanması söz konusu değil. İki faklı kişi iki farklı yerde kullanmış. Savcılığın bulguları bu yönde" ifadelerine yer verdi.
Seçim güvenliği
Gül, seçim güvenliği konusunda ise "Elbette hiçbir şekilde seçimde bir tereddüt olmayacak. Hiçbir şekilde seçimlerde şaibe olmayacak. Serbestçe, dürüstçe, geldi denetiminde yapılıyor seçimler, şimdi de öyle olacak. Öyle devam edecek. Esasen her sandıkta her partinin de bir temsilcisi var. Sandığın başında, pusulayı veren, mühürleyen, o işlemleri yapan, sayan, sayım dökümünü tutanağa işleyen bunların hepsini bir memur sandık kurulu başkanı ve yine bir memur üye ve diğerleri de siyasi partilerin temsilcileri, belirlediği kişiler var. Yani sandık siyasi partilere emanet. Onların temsilcilerine emanet. Burada hiçbir şekilde yanlış olması mümkün değil. Bir yanlışlık olması halinde de sandık esnasında elbette ilgililer itiraz edebiliyor. Keza yine kurulun dışında da müşahitler var. Onlar da siyasi partiler adına seçimi denetliyor, gözetliyor. İlk defa Türkiye'de seçim yapılmıyor. Daha da seçimin güvenliğini engelleyecek yollara başvuranlara karşı da tedbirler alındı, değişiklikler yapıldı. Bu da demokrasinin daha da güçlenmesi adına önemli değişikliklerdir" dedi.
Selahattin Demirtaş'ın adaylığı
Gül, tutuklu Selahattin Demirtaş'ın aday olması ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tutukluların aday olmaması yönündeki çağrısının hatırlatılması üzerine ise "Elbette bu konular değerlendirilebilir. Çalışılacak konular arasında olacaktır konuşulacaktır. Müzakere edilecektir. Şu anda mevzuatımıza göre böyle bir engel olmadığı için de bir adaylık başvurusu YSK tarafından kabul edilmiştir" şeklinde konuştu.
Seçimden sonra OHAL de gündeme gelecek
Bakan Gül, OHAL konusunda ise "Anayasal düzenin kaldırılmasına yönelik bir kalkışma oldu. Anayasadaki hükme göre de böyle bir durumda OHAL ilan etmek anayasal bir durum. Buna yönelik bir tercihten kaynaklı değil, bir mecburiyetten dolayı öyle bir yola başvuruldu. Peki bunun kararını kim verdi. Cumhurbaşkanımız mı verdi. Bu kararı hükümetimiz mi verdi. Bunu kararını Milli Güvenlik Kurulu böyle bir değerlendirme yapar, Bakanlar Kurulu yürütür. Asıl yürürlüğe girmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin onayı ile yürürlüğe girer. Türkiye Büyük Millet Meclisi isterse onaylar, isterse "Hayır ben OHAL ilan etmiyorum" der. Tüm ilan edilen hususların hepsi meclisin onayı ile olmuştur ama buna rağmen CHP 15 Temmuza darbe diyemiyor. Hala 15 Temmuz'da darbe diyemeyen bir ana muhalefet var. Ben bunun demokrasi tarihine CHP tarihine kara bir leke olarak geçeceğini düşünüyorum ama 20 Temmuz'da Türkiye'de demokrasiyi tekrar sağlama almak adına anayasanın verdiği hükme göre bir takım tedbirler alınıp meclisin aldığı karara siz darbe diyorsunuz. 15 Temmuza darbe diyemiyorsun ama OHAL'e ilişkin ihtiyaç ve zaruretten dolayı alınan bir karara darbe diyorsunuz. İşte bu zihniyet darbenin hep darbenin yanında yer alan bir zihniyetin tezahürüdür. Gelelim OHAL ile ilgili, OHAL ile ilgili husus hükümetimiz iktidara ilk geldiğinde OHAL'i ortadan kaldırmıştır. Bizim için asıl olan olan yönetimdir, olağanüstü yönetim dönemleri değil ama bir zaruret olmuştur AK Parti bunu bir tercihten dolayı yapmamıştır, zaruret olduğu için yapmıştır. Bu zaruretler zaman içerisinde devletin tüm birimleri, kurumları, ortaya çıkan yargılamalar, çıkan deliller göz önünde bulundurularak çok önemli mesafeler kat edilmiş zafiyeti uğratmadan ama OHAL'e artık dönüş ile ilgili bir irade ortaya çıkmıştır. Onu seçim sonrası ilk değerlendireceğim hiç gündeme alacağımız konulardan birisi de budur elbette OHAL ile yönetilmeyi kendi isteğimizle tercih edebilecek durumda değiliz AK Parti Demokrasiyi ve formları sürekli geliştiren değişim partisidir. Bu nedenle OHAL ile ilgili durumda seçim sonrası gündeme alınacaktır" şeklinde konuştu.
FETÖ ile mücadele
Adalet Bakanı Gül, FETÖ ile mücadele konusunda ise "Türkiye Cumhuriyeti bütün terör örgütlerinin üzerinde daha güçlüdür. Daha muktedirdir. Hiçbir şekilde hiçbir terör örgütü Türkiye Cumhuriyetine diz çöktürmeye cektir bu konuda her türlü tedbirler devletin tüm birimlerinde milletimizin tüm hücrelerinde hep beraber bu tedbirler almıştır Ama bu asla bir rehavete düşmemelidir düşürmemektedir zaten. Teyakkuz hali ile birlikte devlet bu konuda terör örgütleri ile başa çıkabilecek güçtedir bu hususta da önemli mesafeler alınmıştır ama asla tüm mücadeleyi bitirdik Artık bunu kökünden kazdık hiçbir FETÖ'cü kalmadı bu mücadele başarıyla bitmiştir. Şimdi başka bir şeye bakalım şeklinde bir değerlendirmemiz de olmayacak. Teyakkuz olacak ama bu teyakkuzun devletin kendi gündemi içerisinde elbette mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğiz" diye konuştu.
FETÖnün kilit ismi Adil Öksüz'ün iadesi
Abdülhamit Gül, FETÖ'nün kilit ismi Adil Öksüz'ün iade talebi ile ilgili ise "Bu konuda FETÖ örgütünün elebaşları güzel kadrosu ile ilgili birçok iade talebinde rağmen başta Amerika olmak üzere Avrupa'da da birçok ülke iade talebimize olumlu yanıt vermemektedir bu hukuki bir konu olmasına rağmen siyasi bir takım münahazalar böyle farklı değerlendirmeler ile bir adım atılmamıştır bu hukuken şeytan kabul edilebilir bir durum değildir. Ancak Adil Öksüz konusunda da Almanya'ya bir müracaat olmuştur mahkemelerimi C yapılan bir talep Alman makamlarına ulaştırılmıştır ama Almanya bu konu ile ilgili talebin alındığını ve bir şekilde prosedür başlatıldığını biliyoruz ama bir sonuç itibariyle Almanya'da yok burada yok burada değil ya da biz ilgilenmiyoruz gibi Red ediyoruz gibi bir iade talebimiz iade yönünde bir neticeye varmamıştır. Bu konuda da Almanya'dan olumlu bir yanıtı Kısa sürede gelmesini bekliyoruz umut ediyoruz Almanya'nın yapması gereken budur uluslararası hukukun gereği de bunu icab ediyor" dedi.
Gülen'in iadesi
Abdülhamit Gül, Gülen'in iadesi ile ilgili ise "Şimdi öyle bir telefon geldi bana Amerika'dan ve eksik olmuş usule aykırı olmuş diye bir şey söyledi yok tercümeler yapılmamış diye söylediler Bunların hepsi FETÖ'cülerin zamanı da kullandığı ama aksinin de ispat edildiği belgelerle ispat edildiği iddialar. Bu konuda bu iddianın altında kalınca bir mızrak Çuvala sığamadı Mızrak elde kaldı ama biz dedik ki gelin hodri meydan belgelerimizi Bakın bu konu ile ilgili Türkiye Cumhuriyeti hakimleri savcıları gereken her şeyi en iyisi ile usule uygun hukuka uygun yapmışlardır diye söyledik ve Nitekim birkaç kişi geldi. Heyet inceledi sonrasında da CHP genel başkanı da yalanlar mahiyette açıklamalar yaptı. Bu konu ile ilgili Türkiye'nin Elbette doğru yapmıştır Yani bir başkasının burada eksik yaptı doğru yaptı demesinin de bizim için hiçbir anlamı yok. Biz doğru yaptıktan sonra kim ne demiş Kim ne yaklaşmış kim ne yorum yapmış O bizi ilgilendirmiyor. Bizim Adalet Bakanlığı hakimleri bürokratları mız bu konuda titizlikle çalışmayı yapmışlardır burada bizim beklediğimiz hem Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanı adayı sın Amerika'dan gelen bir telefona itibar ediyorsun Adalet Bakanlığına Başbakana Bu ülkenin cumhurbaşkanına sorun bize böyle bir şey geldi Türkiye'yi itham ediyorlar ben de onları ağzıma geleni söyledim Türkiye'ye böyle bir iftira atmasınlar dedik ama bu konuda bana bilgi verir misiniz demesi gerekirken Türkiye'yi suçlayan bir kişi acaba Türkiye Cumhuriyeti'nin yönetimine geldiğinde Türkiye'nin bu mesele ile ilgili yaklaşımı nasıl olacak. Beklediğimiz Ey Amerika Sen ne için Bu iade talebi olmasına rağmen o FETÖ elebaşının hala orada koruyorsun niye iade etmiyorsun diye bas bas bağırması gerekirken Türkiye Cumhuriyeti'ne bağıran bir adayla karşılaştık Bu da bizim için üzücü bir durum ama herkes neyin nereye yakıştığını çok iyi biliyor" şeklinde konuştu.
FETÖ'de yeniden yargılanma
Gül, FETÖ davalarının yeniden yargınlanması ile ilgili ise, "FETÖ davaları ile ilgili yargılamaları ile ilgili özellikle fiili darbe davalarında önemli mesafeler kat edildi bayramda dahi tatilde dahi hakimlerimiz savcılarımız dosyaları çalışarak okuyarak günlerce klasörleri titizlikle okuyup adaletin tecellisi için büyük bir fedakarlık ve çalıştılar. Bende bu vesileyle tüm Hakim Savcılar Rıza tüm yargı personeline şükranlarımı sunuyorum milletimiz adına. Kılı kırk yararcasına ve gecikmeden adaletin tesisi için çalışılıyor. Yıl sonunda bu davalarında bitmesini bekliyoruz. Burada mahkum olacaklara mahkumiyet Beraat edecekler Beraat alıyor Peki kim veriyorum kararı mahkemeler veriyor onlar delilleri değerlendirerek takdir ederek bu konuda yargılamaları adalet ve hakkaniyet içerisinde yapıyorlar. Fetö'cülerin verdiği kararlarla ilgili ya da mahkemenin vermiş olduğu ksik yanlış karar olduğu düşünen kişilerin için İsnat yolu yine Yargıtay yolu yine iade-i muhakeme yolları var Onu da hukukçu arkadaşlarımız zaten bir diyorlar Bu yollara başvuruluyor Bu konuda da varsa gerçekten öyle bir suistimal gereken hukuk çerçevesinde de yapılıyor bu mekanizmalar var" ifadelerini kullandı.
Hayvan hakları
Adalet Bakanı Gül, hayvan hakları ile ilgili yasa beklentileri ile ilgili ise "Burada hayvan hakları ile ilgili hassasiyetimiz hat safhada. Sayın Cumhurbaşkanımız Bakanlar Kurulumuzla bu konuları değerlendirdik. 56 ay önce tatlımızı hazırlamıştık bu hadiselerden de bağımsız olarak olması gereken şekli ile çalışmamızı yaptık. Çok Komplike bir konu hayvanseverlerin de gelen önerileri oldu ama biz hayvanlara karşı işlenen suçları mala karşı işlenen suçlardan ayırarak cana karşı kastedilmiş, işlenmiş suçlar kapsamında bir değerlendirme yaptık bir hazırlık yaptık Para cezasının hapis cezasına çeviren düzenlemeler yaptık bunları da seçim sonrasında ilk ele alacağımız kanun çalışmaları olarak taslağı mızı tamamladık Orman Bakanlığı Çevre Şehircilik Bakanlığını ilgilendiren konularda var. Pet shoplardır, barınaklardır. Onlarla ilgili bakanlıklarda çalışmalarını yapacaktır ama biz Adalet Bakanlığı olarak daha Para cezasının hapis cezasına çeviren müeyyide yi artıran hususlarla ilgili çalışmamızı tamamladık Bu konularla ilgili meclis gündemine ilk anlayacak konulardan birisi olacak" dedi.
Nafaka sınırlaması
Bakan Gül, nafaka sınırlandırması ile ilgili çalışmalar da yapılacağını anlatarak, "Süresiz nafaka ile ilgili bazı şikayetler var yani buna bir sınırlama getirilmesi gerektiği yönünde bu konuda ne yapılacak, yapmayı düşünüyor musunuz. Bu hususta bizim mağdur hakları ile beraber çalıştığımız bir konuydu Özellikle kadın ya da erkek taraflardan birinin hayatını çekilmez bir hal alan süresiz nafaka konusunu çalışmamızı yaptık burada esas kadının mağdur olmasına ortadan kaldırmak ama 1 yıl 2 yıl evli kalıp kendi iradeleriyle boşanan kişilerin bir ölünceye kadar artık nafakaya bağlı kalması da sosyal hayatı bir takım farklı travmaları ortaya çıkartıyor farklı sorunlar ortaya çıkarıyor bunu acil bir şekilde düzenlemeyi Avrupa'daki örnekleri de inceledik bir tasarı ortaya çıktı aile Bakanlığı'na ilgili kurumlarla onlarla da mutabık kalarak bu hususta bir çalışma yapmayı düşünüyoruz" diye konuştu. - GAZİANTEP