TBMM Genel Kurulunda muhalefet partilerinin grup önerileri kabul edilmedi

TBMM Genel Kurulunda Saadet Partisi, İYİ Parti, DEM Parti ve CHP'nin gündeme ilişkin grup önerileri kabul edilmedi.
TBMM Genel Kurulunda Saadet Partisi, İyi Parti, DEM Parti ve CHP'nin gündeme ilişkin grup önerileri kabul edilmedi.
Genel Kurulda, Saadet Partisinin "kamu ihaleleri", İyi Parti'nin "Akademi Giriş Sınavı sisteminin öğretmen atamalarına etkileri", DEM Parti'nin " Mersin Akdeniz Belediyesine kayyum atanmasının yaratacağı sorunlar", CHP'nin " kayyum atanan belediyelerde yürütülen süreçler" hakkındaki grup önerileri ayrı ayrı görüşüldü.
Partisinin grup önerisi üzerine söz alan Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, şehir hastaneleri, havaalanları, köprüler, otoyolların bir ihtiyaç olduğunu belirterek, "Ama bunlar için bu maliyetlere bu ülkenin katlanması gerekiyor muydu?" diye sordu.
Meclis araştırması komisyonunu kurulmasını öneren Kaya, "Varsa Cumhuriyet Halk Partisi belediyelerinin kamu ihalelerindeki usulsüzlükleri, onları da araştıralım ama kendi görevden aldığınız belediye başkanlarınızın kamu ihalelerine dair usulsüzlükleri hala İçişleri Bakanlığının tozlu raflarında bekliyor." ifadelerini kullandı.
İyi Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, bir komisyon kurulmasını ve yapılacak kamu ihalelerinin bu komisyonda incelenmesini önerdi.
AK Parti Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız, kamu ihalelerinin sadece bir mal ya da hizmet alımından ibaret olmadığını belirterek, kamu ihalesinin kalkınmanın, büyümenin, istihdamın temelinde yatan bir sürecin başlangıcı, kaynakları etkin ve verimli kullanmanın adı ve Türkiye'nin gelecek inşasının başlangıç süreci olduğunu ifade etti.
Altunyaldız, "Katılımcılığı sağladık, herkese açık; denetimi sağladık, herkese açık. Bütün bu denetimlerin yanında bir de hiçbir zaman unutmamanız gereken yargı denetimi var. Biz, milletimizin her kuruşunu kamu menfaatine kullanan bir partiyiz. Biz, bunun hesabını milletimize her zaman veren bir partiyiz. Zira 22 yıldır milletimizin hakemliğine başvurduk, her seferinde milletimiz hakemliğinde bize yeşil kart, size kırmızı kart gösterdi. Biz iktidarız, siz muhalefetsiniz." yorumunu yaptı.
Akademi Giriş Sınavına ilişkin eleştiriler
Partisinin grup önerisi üzerine söz alan İYİ Parti Afyonkarahisar Milletvekili Şeref Olgun, Akademi Giriş Sınavının, eğitim camiasında ve kamuoyunda ciddi tartışmalara yol açtığını söyleyerek, "Akademi Giriş Sınavı'nın mevzuat bilgisine dayalı yapısı öğretmenlik gibi uygulamalı bir meslek için büyük bir geri adımdır. Teorik bilgiyle meslek icra edilmez. Öğretmenlik bir sınıfın dinamiklerini anlamayı, öğrenci psikolojisini kavramayı ve etkili bir pedagojik yaklaşımı gerektirir, bu yeni sistem bu gereklilikleri tamamen göz ardı etmektedir." diye konuştu.
AK Parti Sinop Milletvekili Nazım Maviş, İYİ Parti'nin önergesinin gerekçesinde yanlış bilgiler olduğunu belirterek, "Akademi giriş sınavında eğitim bilimleri kalkmıyor, sadece eğitim bilimleri sınavı yani KPSS'de genel kültür-genel yetenek bir, eğitim bilimleri iki, öğretmenlik alan bilgisi testi 3 olan, 3 sınav 2'ye düşürülüyor. Eğitim bilimleri Akademi Giriş Sınavı kapsamına alınıyor. 'Mevzuat odaklı bir sınav oluyor' dendi; mevzuat odaklı bir sınav olmuyor, bu da yanlış. Zaten KPSS'de genel mevzuat ve kamu hukuku var ancak bunun yerine Milli Eğitim mevzuatı sorulmuş oluyor." diyerek karşılık verdi.
Akademinin pedagojiyi güçlendirmek için oluşturulmuş bir yapı olduğunu vurgulayan Maviş, KPSS sınavının içeriğinin sadece öğretmenliğe özel hale getirildiğini belirtti.
"Kayyum atanması demokrasiyi baltalamak değil, aksine korumak için atılmış bir adımdır"
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Ceylan Akça Cupolo, belediyelere İçişleri Bakanlığınca yapılan görevlendirmelere işaret ederek, "Akdeniz Belediyesinde şu anda bu Genel Kurulda oturan her bir kişinin temsil ettiği kentin bir bireyi oturuyor çünkü Akdeniz böyle bir yer, Akdeniz tam da bu Meclisin temsil ettiği şeyi temsil ediyor. Akdeniz'in iradesini koruyamazsak bu Parlamentonun talip olduğu o halkın iradesini yansıtma ifadesini de koruyamayız, bunun temsilcisi olamayız." ifadelerini kullandı.
AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Demir, demokrasinin hukuk devletiyle birlikte işleyeceğini belirterek, "Siz eğer hukukun dışına çıkan bir yönetim anlayışı düşünüyorsanız işte bu, demokratik sistemin parçası olmaktan çıkar. Dolayısıyla, ne yaparsanız yapın demokrasiyi birlikte götürmek zorundasınız. Hepimizin bildiği gibi, demokrasi, yalnızca sandıkta kullanılan oylardan ibaret değildir; demokrasi, halkın seçtiği yöneticilerin anayasayla ve kanunlarla çizilmiş sınırlar içerisinde milletin kaynaklarını adil ve şeffaf bir şekilde kullandığı ve kamu yararının gözetildiği bir yerdir." değerlendirmesinde bulundu.
İçişleri Bakanlığınca Belediyelere yapılan görevlendirmelere işaret eden Demir, "Bağımsız yargının tespitlerine göre bu belediyelerde halkın kaynakları terör örgütlerinin çıkarları doğrultusunda kullanılmış, millete hizmet için ayrılan bütçeler yasa dışı faaliyetlere aktarılmıştır. Bu, halkın iradesine yapılan büyük bir ihanettir. Böylesi bir ihlal karşısında sessiz kalmak, aslında demokratik sistemin bizzat kendisinden de uzaklaşmış demektir." ifadelerini kullandı.
Kayyum atamalarının arzu edilen bir durum olmadığını dile getiren Demir, şöyle devam etti:
"Demokratik sistemin korunması yalnızca seçim sonuçlarını kabul etmekle değil, aynı zamanda seçilenlerin hukuk içinde hareket etmesini sağlamayı gerektirir. Bir belediye başkanı milletin emanet ettiği yetkiyi kötüye kullanıyorsa hukukun görevi bu emaneti korumaktır. Çünkü gerçek demokrasi halkın güvenliğini, haklarını ve geleceğini tehdit eden eylemlerin karşısında önlem almayı gerektirir. Bu nedenle, kayyum atanması demokrasiyi baltalamak değil, aksine korumak için atılmış maalesef bir adımdır. Kayyum atamaları, 'halkın iradesine darbe vurmak' olarak nitelendiriliyor ancak şu soruyu sormamız gerekiyor kendimize: Halkın iradesi terör örgütlerinin gölgesinde mi şekillenir? Halkın vergileri yasa dışı yapıların finansmanına mı aktarılmalıdır ve yoksa bu kaynaklar milletin refahı ve huzuru için mi kullanılmalıdır? İşte bu tedbirler bence bunlar için alınmıştır. Terörle bağı olan adayları belirlemek, aslında size oy verenleri istismar etmektir. Terörle iltisaklı olanları belediye başkanı adayı yapmakla aslında demokrasinin hoşgörüsünü istismar etmektir."
Görüşmelerin ardından yapılan ayrı ayrı oylamalarda Saadet Partisi, İYİ Parti, DEM Parti ve CHP'nin gündeme ilişkin grup önerileri kabul edilmedi.
Öte yandan Saadet Partisi Samsun Milletvekili Mehmet Karaman'ın Yükseköğretim Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin doğrudan Genel Kurul gündemine alınmasına ilişkin önergesi de yapılan oylama sonucunda kabul edilmedi.
Genel Kurulda, Türkiye Adalet Akademisi Kanun Teklifinin görüşülmesine geçildi.