TBMM Genel Kurulu'nda, 'İzmir'de yangında ölen 5 kardeş' tartışması yaşandı (2)
TBMM GENEL KURULU'NDA, 'KAYYUM' TARTIŞMASITBMM Genel Kurulu'nda DEM Parti Grubu'nun Meclis Başkanlığına sunduğu, 'Kayyum rejiminin neden olduğu toplumsal ve ekonomik tahribatların araştırılması' başlıklı araştırma önergesinin görüşüldüğü sırada milletvekilleri arasında, 'Kayyum' tartışması çıktı.
TBMM GENEL KURULU'NDA, 'KAYYUM' TARTIŞMASI
TBMM Genel Kurulu'nda DEM Parti Grubu'nun Meclis Başkanlığına sunduğu, ' Kayyum rejiminin neden olduğu toplumsal ve ekonomik tahribatların araştırılması' başlıklı araştırma önergesinin görüşüldüğü sırada milletvekilleri arasında, ' Kayyum' tartışması çıktı. Önergenin gerekçesini açıklamak üzere söz alan DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, "Şimdi, hani diyorsunuz ya, 'Dağa bayıra gidiyor' diye, kim ki bu alçaklığı yapıyorsa, bu halkın parasını sağa sola gönderiyorsa adı alçaktır. Şimdi, senin ne hakkın var alıp bu parayı Kırklareli'ye gönderiyorsun? Geçen gün Özgür Özel de söyledi, çıktı, açıkladı; ne dedi biliyor musun? Süleyman Soylu'ya hediye edilen tespihler 350 milyon lira. İşte, kayyum dediğimiz bu, halkın iradesine bu şekilde ipotek koyuluyor. Siz oraları gasbediyorsunuz, oraları kuşatmaya çalışıyorsunuz. Açık, net olarak söylüyoruz. Bakın, geçen gün Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki, 'Ne idiğü belirsiz insanlar." Çok ayıp be, ayıp be, bizim hepimizin nerelerden geldiğimizi siz bizden çok iyi biliyorsunuz" ifadelerini kullandı.
'KAYYUM UYGULAMASINDAN VAZGEÇMENİZ İÇİN KAÇ SEÇİM GEÇMESİ LAZIM'
Saadet Partisi Grubu adına önerge üzerine söz alan Grup Başkanvekili Bülent Kaya, "Birçok demokratik ilkeyi, evrensel hukuk ilkesini yok sayan, çok önemsediğimiz ve sizlerin de önemsediğinden hiç şüphem olmayan terörle mücadeledeki meşruiyet problemini ortaya çıkaran bir durumdur kayyum uygulaması. Dolayısıyla, gelin bu kayyum uygulamalarının ülkemize, demokrasimize, hukuk devletine, uluslararası çevrelerde Türkiye'ye, milletimize hiçbir faydası olmadığını, en fazla da Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kendisine bir faydası olmadığını hep beraber görelim ve bu muhasebeyi yapalım. Kayyumdan önceki bölgedeki oy oranlarınıza bakıp bugünkü oy oranlarınıza bakarsanız, aslında bu kayyum politikalarının en fazla sizin partinize zarar verdiğini çok net bir şekilde görmeniz lazım. 2014'te seçilmiş başkanlara 2016'da kayyum atadınız, millet 2019'da bu uygulamanızı tasvip etmedi, tekrar kayyum atadınız, 2024'te yeniden seçime gittiniz ve yeniden buna cevaz vermediğini ortaya koydu. Kaç seçim geçmesi lazım bunun yanlış olduğunu görüp anlayabilmeniz için?" diye konuştu.
'HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE DAYALI BİR ÇÖZÜMÜ SAVUNUYORUZ'
İYİ Parti Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun ise 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye atıfta bulunarak, "Bu kararnameyle belediye meclisi yok sayılarak başkanvekili atamaya İçişleri Bakanlığı ve valilik yetkili kılındı. Terör faaliyetleri nedeniyle görevden alınan belediye başkanlarının yerine seçim yapılamayacak olmasının yasal boşluk ve belirsizlik yaratması keyfi uygulamalara yol açmaktadır. Anayasamızın 127'nci maddesi yerel yönetimlerin halk iradesine dayalı olarak yönetilmesini öngörmekte ve bu yönetimlerin özerkliğini güvence altına almaktadır. Ancak kayyum atamaları, halkın seçtiği yerel yöneticilerin görevden alınarak yerine merkezi idare tarafından atanan kişilerin görevlendirilmesi bu özerklik ilkesine açıkça aykırıdır. İYİ Parti olarak biz terörle mücadeleyi elbette çok önemsiyoruz ancak hukukun üstünlüğüne dayalı bir çözümü savunuyoruz" dedi.
'BU HUKUK TANIMAZ KAYYUM ZİHNİYETİNİ KABUL ETMİYORUZ'
Yargı eliyle siyasetin dizayn edildiğini söyleyen CHP Antalya Milletvekili Aliye Coşar, görevinden uzaklaştırılan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer ile ilgili süreci hatırlatarak, "Adalet Bakanı'na soruyoruz; madem hukuk devletiyiz, yargıya güven neden düşmektedir? Hukuk katledildi, yargı üzerindeki siyasi baskı arttı, özel yetkili savcıların yerini AKP'nin savcısı Akın Gürlek aldı, Adalet Bakanı tanımadıkları Anayasa'dan alıntı yaparak aklımızla alay etti. Bu hukuk tanımaz kayyum zihniyetini kabul etmiyoruz. En yüksek enflasyon, en düşük yargıya güven oranından sonra AKP iktidarı kendi rekorlarını kırıyor; Mardin Belediyesine hukuksuz bir şekilde 3'üncü kez kayyum atanıyor, adaylıklarında hiçbir hukuki engel yokken, seçildikten sonra uydurma gerekçelerle millet iradesi gasbediliyor. Peki, kayyumlar belediyelerde ne iş yapıyor? Kayyumların belediyeleri nasıl borçlandırdığını, bu kadar borca rağmen halka hizmet etmediklerini gördük, belediyenin bütçesinden kimlere tespih hediye ettiklerini gördük, rantçı anlayışı gördük" değerlendirmesinde bulundu.
'DEVLETİN KAYYUMU OLMAK, DAĞIN KAYYUMU OLMAKTAN DAHA ŞEREFLİDİR'
AK Parti Grubu adına önerge üzerine söz alarak kürsüye gelen Bitlis Milletvekili Turan Bedirhanoğlu ise, "Demokrasiden bahsediyoruz değil mi? Şu an kürsüdeyiz, sakin bir şekilde dinlersiniz, sonra da gelip söz alırsınız. Böyle bir inisiyatifin karşısında bu şekilde, devletin kayyumu olmak dağın kayyumu olmaktan daha şereflidir, bunu da burada ifade etmek istiyorum. Burada bu gündem maddelerini konuşurken bakın, demokrasiden bahsediyorsunuz ama bu kürsüde konuşmamızı sabote ederek demokrasiyi engelliyorsunuz. Tabii, bir yanda bu güzelim memleketimizde hiçbir şey yokken bir sabah uyandık, devletimiz, hükümetimiz bir karar aldı ve dedi ki, 'Belediyelere kayyum atıyoruz.' Bu kadar basit değil herhalde. Neydi bizi belediyelere başkan vekili görevlendirme sürecine iten sebepler? Eğer vatandaşın oyuyla seçilmiş belediye başkanları, ben de Kürt'üm, ben de Kürt'üm, ben de atandım. Belediyelerin araç ve gereçlerini barikat ve çukur kullanmaya yönlendirirseniz kayyum atanır. Belediyecilikten, mesela, 'Alt yapı hizmeti' dediğimizde, yollara ve kapaklara EYP döşemeyi anlıyorsanız, 'Üst yapı hizmeti' dediğimizde hendek ve barikat kurmayı anlıyorsanız kusura bakmayın ama devlet sahipsiz değildir ve yeri geldiği zaman gereğini yapar" ifadelerini kullandı.
'VALLAHİ SİZ BİR YALANCISINIZ'
Genel Kurul'da milletvekilleri arasında, 'Sataşma' polemiği yaşanırken söz alan DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, "Vallahi siz bir yalancısınız, hem kayyumcu hem talancı hem de yalancısınız. Bakın, ben, bana bağırmayın, bana bağırmayın. Dönüp diyecek ki, 'Cephane var.' Dönüp diyecek, 'Silah var.' Size ne söyleyeyim? Gelip burada, 'Bakın, ben belediye başkanlığı yaptım, benim yerime de kayyum atandı.' Kayyum atandığında Başbakan dönüp diyor ki İçişleri Bakanına, 'O kentte huzur var; ne çatışma var ne silah var ve büyük bir hizmet var.' Ama siz çıkıp diyorsunuz ki, 'Cephanelik var, bilmem ne var,' Bunun adı, 'Yalan' değil de nedir? Siz kayyumsunuz değil mi? Şırnak Belediyesinden, 3 beldeden 4 yerden maaş alıyorsun; sen tabii, onun için çıkıp kayyumu savunacaksın. Sen belediyenin bütün imkanlarını alıp burada peşkeş çekeceksin. Gelip buralarda yalan söyleyeceksiniz" diye konuştu.
'BUNLAR SİZİN BOYUNUZU AŞAR'
Genel Kurul'da tartışmalar sürerken CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, "Niye? Çünkü kayyum atamak lazım, niye? Çünkü Esenyurt'un rantına çökmek lazım. Burada hukuk yok, burada adalet yok, burada delil yok, burada gerçek bir iddianame yok, gerçek bir yargılama yok. Burada ne var? Fiilen Esenyurt'ta Belediye Başkanının Belediye Başkanlığı koltuğuna çökme var, milli iradeyi, halkın iradesini gasp etme var. Dolayısıyla mevcut konuları teker teker tartışırsak yanlışlardan kurtulmuş oluruz. Remzi Kartal'la yemek yiyen gelip burada oturacak, 'Ben bilim adamı olarak oturdum' diyecek. O sırada zaten bilim adamı olan, bir sosyoloji profesörü olan Ahmet Özer'in adı geçti diye, telefonda görüştü diye 10 yıl sonra hatırlayacaksınız, Belediye Başkanlığı koltuğundan edeceksiniz; buna da, 'Adalet' diyeceksiniz, öyle mi? Geçin bu işleri. Bunlar sizin boyunuzu aşar" dedi.
'HUKUKUN GEREKTİĞİ GİBİ YAPILIYOR'
AK Parti Bitlis Milletvekili Turan Bedirhanoğlu, DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık'a cevaben, "Bizi yalancılıkla suçlamak kimsenin hakkı da değil, haddi de değil, birincisi o. İkincisi, bakın Sırrı Bey'in kendi gerekçesinde diyor ki bakın, 'Sadece Mardin'de bir önceki vali, kayyum dahil bütün yönetim mekanizması yolsuzluk ve hırsızlık dolayısıyla tutuklanmış ve dava konusu olmuştur. 'Sizin ifadeniz. Demek ki biz hukuku işletiyoruz. Yanlış yapan kim varsa yanlış yapan birileri varsa bizim atamış olduğumuz birileri de olsa hukukun gereği gerektiği gibi yapılıyor" değerlendirmesinde bulundu.
'ELİNİZDE BİR TANE BELGE YOK, HEP YALAN, HEP İFTİRA'
AK Parti Bitlis Milletvekili Turan Bedirhanoğlu'nun konuşması esnasında DEM Partili milletvekilleri, 'Kayyımsın sen kayyım', 'Kayyım geç yerine' şeklinde sözlerle karşılık verdi. Genel Kurul'da tartışmalar sürerken söz alan DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, "Müfterisin, neden biliyor musun? Burada geliyorsun, herhangi bir gerçeklik üzerinden konuşmuyorsun. Tamamen halkı aldatmaya, kandırmaya, yanıltmaya çalışıyorsun. Ortada kayyum gerçekliği var. Kayyum talandır, kayyum soygundur, kayyum hırsızlıktır, kayyum darbedir. Bu kürsüden kayyumu savunmak zaten başlı başına kabul edilebilir bir şey değildir ama kabahat sende değil seni vekil yapanda. Bir kayyumu vekil yapanda kabahat, seçme seçilme hakkına, demokrasi hakkına saygı göstermeyende kabahat çünkü kayyum faşizmdir, bunu kabul edin. Gelelim yalanlarınıza, sürekli olarak yok, 'Dağa para gitti.' Yok, 'Oraya para gitti.' Ya, bir tane belge getirin buraya, bir gün bir belge getirin buraya, Allah için bir belge getirin buraya, bir gün, söylediğiniz şeyi kalkın kanıtlayın. Ya, bir tane mahkeme kararı getirin. Ya, burada yalana battık, doyduk yalana. Elinizde bir tane belge yok, hep yalan, hep iftira" ifadelerini kullandı.
'BÖYLE BİR ŞEY OLMAZ'
Genel Kurul'da, Bitlis Tatvan'da yapılan arazi satışları tartışması da yaşandı. AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, "Şimdi, enteresan bir tablo ortaya çıkıyor. DEM Grubunun Grup Başkanvekili kürsüye geliyor, bizim hatibimizi konuşturmayan hanımefendiler cıyak, cıyak bağırarak kendi başkanlarını da konuşturmuyorlar. Böyle bir şey olmaz. Bravo, devam, devam, tam gaz, alışkınsınız, alışmışsınız, devam, çığlık çığlığa devam ediniz. Kürsüdeki hatibin süresini bağırarak yok eden bir anlayış var aynen şu anda olduğu gibi. Şunu bilmeliler; kendi partilerinde kim, nerede, nasıl milletvekili olduğuna karar veriyor bilmiyorum ama bizim partimizde ekibimiz ve Cumhurbaşkanımız karar veriyor. Kendilerine kimler karar veriyor bilmiyorum ama şu çığlıklara bakarsak kendi gruplarının bir dahli yok, onlar başka bir yerden herhalde karar alıyorlar, böyle bir şey olmaz" diye konuştu.