TBMM Genel Kurulu
AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, iktidarın terör örgütleriyle kararlı bir mücadele yürüttüğünü belirterek, "Türkiye terör örgütleriyle mücadele ederken birileri o terör örgütlerinin paçavraları altında boy göstererek, bize bu kürsüden hukuk dersi veremez." dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş, iktidarın terör örgütleriyle kararlı bir mücadele yürüttüğünü belirterek, "Türkiye terör örgütleriyle mücadele ederken birileri o terör örgütlerinin paçavraları altında boy göstererek, bize bu kürsüden hukuk dersi veremez." dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda, HDP"nin, Diyarbakır İstasyon Mahallesi'nde meydana gelen patlamanın araştırılmasına ilişkin önergenin bugün görüşülmesi önerisi ele alındı.
HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp, saldırının, partisinin farklılıklarla bir arada yaşama anlayışına karşı yapıldığını öne sürdü.
Yiğitalp, saldırının duyarsızlık, ihmal ve tedbirsizlik zincirinin sonucu olarak yaşandığını savunarak, vatandaşların can güvenliğinin devletin sorumluluğunda olduğunun altını çizdi.
MHP Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan da Türkiye'de bir dönem terörle mücadele değil, müzakere süreci yaşandığını, bunun da pek çok olumsuzlukla birlikte istihbarat zafiyetini de beraberinde getirdiğini söyledi.
Terör örgütlerinin hepsinin hedefinin ülkede kaos ortamı oluşturmak olduğunu, bunun için zaman zaman iş birliğine dahi gittiklerini belirten Erdoğan, her türlü terör olayının en doğru şekilde aydınlatılması ve sorumlularının cezalandırılması gerektiğini vurguladı.
Erdoğan, Diyarbakır İstasyon Mahallesi'ndeki patlamaya ilişkin yargı sürecinin devam ettiğini hatırlatarak, bu süreç tamamlanmadan bir komisyon kurulmasını doğru bulmadıklarını kaydetti.
-"7 yıl boyunca işlem yapmayanlar nerede?"
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da geçmişte muhalefetin terör örgütü DEAŞ konusunda iktidarı çok kez uyardığını, ancak bu uyarıların dikkate alınmadığını öne sürdü.
Konuşmasında milletvekillerinin tutuklu yargılanmasını da eleştiren Tanrıkulu, Anayasa Mahkemesinin CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ile ilgili geçmişte verdiği kararı hatırlattı.
Tanrıkulu kendisiyle ilgili 2010 yılında alınan bir dinleme kararına ilişkin 2017 yılında fezleke hazırlandığını ifade ederek, "Bu konuşmalar suçsa 7 yıl boyunca işlem yapmayan savcılar hakimler nerede?" diye sordu.
Bu durumun iktidar için "yüz karası" olduğunu ileri süren Tanrıkulu, çünkü yaşananın hukuksuz bir durum olduğunu, buna en başta iktidar sahibi partinin itiraz etmesi gerektiğini söyledi.
Sataşma dolayısıyla kürsüye gelen AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş ise partilerinin her zaman mazlumun yanında olduğunu, hiçbir zaman zalimden yana durmadığını dile getirdi.
Türkiye'nin her dönem farklı terör örgütleriyle mücadele içinde olduğunu bildiren Muş, "Türkiye terör örgütleriyle mücadele ederken birileri o terör örgütlerinin paçavraları altında boy göstererek, bize bu kürsüden hukuk dersi veremez." dedi.
Tanrıkulu ise tekrar kürsüye gelerek, "Ben hayatım boyunca teröre karşı çıktım. Üstelik burada Ankara'da, İstanbul'da değil, Diyarbakır'da karşı çıktım. Benim arkamda kim yürümüş bilmem ama ben en önde yürüyorum. Alnımız açık, yaptığımız herşeyden de onur duyuyoruz." ifadelerini kullandı.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da söz alarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türk gençliğini, Gezi gençliği, 15 Temmuz Gençliği, Ensar Gençliği diye ayırdığını, bunun yanlış bir yaklaşım olduğunu, ülkeyi böldüğünü, bu yanlıştan dönülmesi gerektiğini ileri sürdü.
Altay, konuşması sırasında tabletten bir fotoğraf göstererek, "Makine Kimya Enstitüsü damgalı bu silah IŞİD'in deposuna nasıl gitti? Bu silahların, IŞİD'in deposuna gitmesine göz yumanlar, IŞİD'in akıttığı her damla kandan IŞİD kadar sorumludur." dedi.
-"Kılıçdaroğlu niye rahatsız oluyor?"
CHP Grup Başkanvekili Muş ise Altay'a "Talihsiz bir konuşma, ana muhalefet grup başkanvekiline yakışmayan bir konuşma. Kendi ülkesini, devletini bir terör örgütüyle eş görmeye çalışan bir konuşma. Yazıklar olsun, yazıklar olsun." ifadelerini kullandı.
Muş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun AK Parti'lilerin dört parmakla yapılan Rabia işaretini kullanmasına yönelik eleştirisini hatırlatara, bu işaretin "tek millet, tek bayrak, tek devlet, tek vatan" anlamına geldiğini belirtti.
"Bunun hangisinden Kılıçdaroğlu niye rahatsız oluyor?" diye soran Muş, "Kılıçdaroğlu eğer terörle ilgili bir şeyler görmek istiyorsa, terörist başı Apo'nun flamaları altında yürüyen, terörist cenazesine katılıp gözyaşı döken ve devletini suçlayan bildiriye imza atan akademisyenleri destekleyenlere baksın" şeklinde konuştu.
Birleşimi yöneten Meclis Başkanvekili Ahmet Aydın da terörle mücadele konusunda herkesin aynı ve samimi duruşu sergilemesi gerektiğini söyledi.
-"Katar'a olan ilginizi de aslında anlıyorum"
Sataşma nedeniyle kürsüye gelen CHP Grup Başkanvekili Altay, şunları kaydetti:
"Soruyorum. Millet görsün. Makine Kimya Enstitüsü kaşeli cephane sandığı bu. Bu IŞİD'in depolarında çıkıyor. Bunun hesabını biri verecek, bunun hesabı vermeden burada siyaset yapılmaz. Milletin karşısına çıkamazsınız. Tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek vatan demek için terör örgütü işareti yapmaya gerek var mı? Böyle yapmadan tek devlet denmiyor mu? Bu Müslüman Kardeşlerin, İhvan'ın işaretidir. Eğer siz 'İhvan, Müslüman kardeşler terör örgütü değildir, onu bilemem' dersiniz. Ama o terör örgütü yüzünden bugün iki gündür Ortadoğu'da kazanlar kaynıyor. Katar'a olan bu ilginizi de aslında anlıyorum. AK Parti hükümetlerini cumhurbaşkanı, başbakan düzeyinde 57 defa ziyaret ettiği bu ülkeden bahsediyoruz. Bu ülkeye şimdi Ortadoğu'daki ülkeler, abluka uyguluyor, terör örgütleriyle iş birliği yapan ülke olarak niteliyor ve sizin bölgedeki en kıymetliniz Katar."
-Genel Kurul'da gerginlik
Daha sonra AK Parti Adıyaman Milletvekili Adnan Boynukara HDP'nin grup önerisi üzerinde söz aldı.
Konuşmasında söz konusu patlamayla ilgili yargı süreçlerinin devam ettiğini hatırlatan Boynukara, eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu'nun DEAŞ'A ilişkin "öfkeli çocuklar" ifadesini kullanmadığını, doğrusunu öğrenmek isteyenlerin Davutoğlu'nun açıklamasını bir kez daha okumasını gerektiğini belirtti.
Boynukara'nın bu sözleri üzerine, HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkcü, Boynukara'ya, "İddia eden sizsiniz. Ne söylediğini de siz söyleyin" dedi. Boynukara ise Kürkcü'ye dönerek, "Beyefendi susar mısınız" ifadesini kullandı. Kürkcü'nün, "Susmuyorum. Susmazsam ne yaparsınız?" şeklindeki sözlerine Boynukara, "O zaman samanlığa gidin." karşılığını verdi.
Boynukara hemen ardından, laf attığı gerekçesiyle Kürkcü'nün üzerine yürüdü. Diğer milletvekillerinin araya girmesi üzerine kavga önlendi.
Meclis Başkanvekili Ahmet Aydın birleşime ara verdi.
Ancak ara sırasında da Boynukara, AK Parti Malatya Milletvekili Nurettin Yaşar ve AK Parti Tokat Milletvekili Zeyid Aslan'ın Kürkcü'ye yönelik tepkileri sürdü. HDP sıralarına yürüyen Boynukara, Yaşar ve Aslan'ı diğer milletvekilleri araya girerek engelledi.
Sözlü sataşmaların birleşime verilen arada da bir süre daha devam etti.
-Kürkcü'ye kınama cezası
Aranın sonrasında söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Muş, tutanaklar incelediğinde Kürkcü'nün Boynukara'ya kabul edilemeyecek ifade kullanıldığının görüldüğünü belirterek, içtüzük gereği kınama cezası verilmesini talep etti.
Meclis Başkanvekili Ahmet Aydın da Kürkcü'nün kullandığı ve tutanaklarda yer alan, okumaktan icap duyduğu ifadenin, içtüzükün 160. maddesi gereğince kaba ve yaralayıcı söz niteliğinde olduğunu belirterek, kınama cezasını Genel Kurulun onayına sundu.
Yapılan oylama sonucunda HDP İzmir Milletvekili Kürkcü'ye kınama cezası verilmesi kabul edildi.
HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, Kürkcü'nün söylenmemesi gereken bir ifade kullandığını, ancak Boynukara'nın da "samanlığa gidin" şeklindeki sözleriyle Kürkcü'yü tahrik ettiğini savundu.
Kerestecioğlu, "Kürkcü, geçmişte Kızıltepe'de arkadaşlarını kaybetmiş, oradan sağ kurtulmuş birisidir. 'Samanlığa gidin' sözünün ne ifade ettiğini herkes bilmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Daha sonra öneri üzerindeki konuşmasını tamamlamak üzere tekrar kürsüye gelen AK Partili Boynukara, Kürkcü'nün kullandığı ifadeyi kendisine iade ettiğini söyledi.
Diyarbakır'daki patlamanın Türkiye siyasetine yönelik bir terör saldırısı olduğunu dile getiren Boynukara, terörle mücadele için iş birliği ve aklıselim yaklaşımlara ihtiyaç olduğunu söyledi.
Görüşmelerin tamamlanmasının ardından oylanan HDP'nin grup önerisi kabul edilmedi.