TBMM'de 2025 Yılı Eğitim Bütçesi Görüşmeleri
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçesi üzerinde milletvekilleri görüşlerini dile getirdi. Konut fiyatları ve kiralara dikkat çekildi, öğretmenlerin kadroya alınması gerektiği vurgulandı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekilleri, Milli Eğitim Bakanlığının 2025 yılı bütçesi üzerinde görüşlerini ifade etti.
İYİ Parti Muğla Milletvekili Metin Ergun, ilinin Kovid-19 salgınının ardından çok fazla göç aldığını, bu nedenle konut fiyatlarının ve kiralarının Türkiye ortalamasının çok üzerinde arttığını belirterek, "Başta öğretmenler olmak üzere memurlar; Bodrum, Marmaris, Fethiye gibi yerleri artık sürgün yerleri olarak görmeye başladı. Gitmek istemiyorlar, kaçmak istiyorlar. Bunun temel sebebi de kira fiyatlarının çok yüksek olması. Bu bölgelere yönelik çalışma yapılmasını teklif ediyorum." dedi.
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tüm öğretmenlerin kadrolu olması gerektiğini söyledi. Okullardaki panoların okul müdürleri tarafından düzenlendiğini söyleyen Gürer, "Bunda bir düzenleme sağlanmalı. O ilin özelliklerini içeren resimlerin ağırlıkta olması gerekiyor." diye konuştu. Gürer, "Öğrencilerin okul kıyafetleri okullar tarafından belirlenmeli ve kamu tarafından karşılanmalı. Tek tip okul kıyafetine geri dönülmeli." değerlendirmesinde bulundu.
CHP Mersin Milletvekili Talat Dinçer ise köy okullarının kapatılmasına karşı olduğunu belirterek, "Köylerde okullar kapatıldıktan sonra nüfus azalmaya başladı. Köyler şehirlere akmaya başladı." diye konuştu.
CHP Kocaeli Milletvekili Nail Çiler, mesleki eğitimde sorunlar yaşandığını söyleyerek, "Biz sanayi bölgesiyiz. Nitelikli eleman bulamıyoruz. Bize ara eleman değil, aranan eleman lazım. Bizim bölgemizde işsizlik yok mesleksizlik var. Sadece 27 tane mesleki eğitim okulu var. Neden bu bölge pilot bölge seçilmez?" ifadelerini kullandı.
AK Parti Kayseri Milletvekili Ayşe Böhürler de Diyarbakır'daki okul sayısının AK Parti iktidarında iki katına çıkarıldığını anlattı. Ana dil eğitimiyle ana dilde eğitimin farklı şeyler olduğunu kaydeden Böhürler, "Ana dil eğitimiyle ilgili sorun yok ve bu Türkiye'de pek çok örneğiyle aşılmış durumda. Ama ana dilde eğitim dediğimiz zaman tüm derslerin o dilde verilmesi anlamına geliyor ki bu iki müfredat, iki ayrı öğretmen grubu, iki ayrı eğitim materyali, her şeyiyle iki tane olması gerekiyor ve milleti ikiye bölen bir durum." değerlendirmesinde bulundu.