TBMM Çocuk Hakları Alt Komisyonu, çocuklara yönelik dijital mecralardaki riskler için toplandı
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Çocuk Hakları Alt Komisyonu Başkanı Radiye Sezer Katırcıoğlu, dijital mecraların birer bilgi çöplüğüne döndüğünü söyleyerek, "Oyunu kuranlar, kodlayanlar, kurgulayanlar, pazarlayanlar çocuklarımızın zihinlerini ve bedenlerini kontrol eder hale gelmekte.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Çocuk Hakları Alt Komisyonu Başkanı Radiye Sezer Katırcıoğlu, dijital mecraların birer bilgi çöplüğüne döndüğünü söyleyerek, "Oyunu kuranlar, kodlayanlar, kurgulayanlar, pazarlayanlar çocuklarımızın zihinlerini ve bedenlerini kontrol eder hale gelmekte." dedi.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde oluşturulan Çocuk Hakları Alt Komisyonu, AK Parti Kocaeli Milletvekili Katırcıoğlu başkanlığında toplandı. Katırcıoğlu, alt komisyon olarak geçen yasama yılında 6 Şubat 2023'te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkilediği çocuklar için koruyucu, eğitici ve rehabilite edici sosyal hizmetlerin araştırılması ve refakatsiz kalan çocukların risklerinin incelenmesi konusunda çalışma kararı aldıklarını anımsattı.
Katırcıoğlu, bu karar doğrultusuna 7 toplantı ve 7 şehirde yerinde inceleme yaparak rapor hazırladıklarını ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığına sunduklarını aktardı.
Bu dönemde, "Dijital Mecralarda Çocuklarımızı Bekleyen Riskler ve Tehditler" teması üzerine çalışmayı planladıklarını söyleyen Katırcıoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Son günlerde, başta yenidoğan çetesi olmak üzere birçok acı haberlerle derinden sarsıldık ve millet olarak adeta kanımız dondu. Gerek Narin bebeğimizin acı haberi gerek İstanbul surlarında yaşanan vahşi cinayetler gerekse bugünlerde şahit olduğumuz bu acı olaylar; TBMM olarak bizlerin, çocuklarımızın hakkını, hukukunu, geleceğini korumak ve bu olayların bir daha tekerrür etmemesi adına, elimizden gelen gayretin çok daha fazlasını göstermemiz gerekmektedir. Milletimizin ve ailelerimizin de bizden talebi bu yöndedir. Çocuk Hakları Alt Komisyonu olarak bizler de afetlerin, savaşların, dijital terörün ve cinayetlerin en savunmasız varlığının çocuklar olduğunu biliyor ve bu inançla, 'Dijital Mecralarda Çocuklarımızı Bekleyen Riskler ve Tehditler' temalı bir rapor hazırlamak adına çalışmalarımıza başlıyoruz. Bugüne kadar bütün çalışmalarımızda önceliğimiz 'çocuğun üstün yararı' ilkesi olmuştur."
"Dijital mecralar birer bilgi çöplüğüne döndü"
Katırcıoğlu, insanların büyük bir kısmının zamanını sosyal ağlarda geçirdiğini, bu ortamın en kırılgan grubunun çocuklar olduğunu belirtti.
Dijital mecralarda, çocuğa yönelik riskler üzerinde çalıştıklarını kaydeden Katırcıoğlu, "Çocuğa yönelik cinsel istismar, şiddetin vahşete varan her türlüsü, dijital oyun bağımlılığı, madde bağımlılığı, akran zorbalığı, günümüzde ise siber zorbalık, uluslararası terör ve suç örgütü yapılanmaları ve LGBTİ+ lobisinin çocuklarımız için başlıca tehditlerdir." diye konuştu.
Katırcıoğlu, dijital mecraların, yüksek teknoloji aygıtlarının ve bilişimin, faydalı kullanıldığı takdirde Türkiye'ye katma değer sağlayacağını ve birçok inovatif beyni ortaya çıkaracağını vurgulayarak, "Teknolojinin, bilişimin yani dijital dünyanın hayatımızın vazgeçilmezi olduğunu biliyor, bunun verimli kullanılmasını da destekliyoruz. Çünkü ülkemizin katma değerini yükseltecek ve inovatif zihinlerimizi, cevherlerimizi, gençlerimizi ortaya çıkaracak tek şey teknolojidir. Teknoloji, kontrolsüz ve kötüye kullanıldığında ülkemiz için büyük bir güvenlik tehdidi haline gelmektedir. Çünkü teknolojinin kötüye kullanımı, birçok kontrol mekanizmasını ortadan kaldırmakta ve çocuklarımızı adeta şeytani akımların insafına bırakmaktadır. Oyunu kuranlar, kodlayanlar, kurgulayanlar, pazarlayanlar çocuklarımızın zihinlerini ve bedenlerini kontrol eder hale gelmekte ve aslında, 'oyun kiminse çocuk onundur' sözü burada sağlam bir zemine oturmaktadır. Dijital mecralar birer bilgi çöplüğüne döndü ve biz maalesef bu çöplükte temiz bir ürün arıyor hale geldik." değerlendirmesinde bulundu.
"Bu dijital belayla birlikte mücadele etmeliyiz"
Katırcıoğlu, LGBTİ tehdidinin dijital mecralardan servis edildiğini, terör örgütlerinin dijital mecralardan eleman devşirdiğini, sapkın kişilerin dijital mecralardan kendilerine kurban bulduğunu bununla mücadelenin de devlet, toplum ve medya işbirliğiyle mümkün olabildiğini aktardı.
Düşmanın ve kullandığı silahın belli olmadığı bir yüzyılda yaşadıklarını söyleyen Katırcıoğlu, "Bu noktada siyaset üstü bir anlayışla tüm medya organlarının, sivil toplum kuruluşlarının, ailelerin ve dijital platform kullanıcılarının aktif rol almaları gerekmektedir. Bu milli bir mesele ve dolayısıyla devlet politikasıdır. Siyaset bağıyla değil, vatandaşlık bağıyla bir yaklaşım beklenmektedir. Eğer müreffeh bir ülke istiyorsak, sokakları güvenli, evleri huzurlu, geceleri aydınlık bir ülke istiyorsak hepimiz elimizi taşın altına koymalı ve bu dijital belayla birlikte mücadele etmeliyiz." diye konuştu.
Komisyon olarak tek gayelerinin çocukları zararlı alışkanlık ve bağımlılıklardan korumak olduğunu vurgulayan Katırcıoğlu, "Lütfen çocuklarımızı istismar edici, istismarı istismar edici, onlar üzerinden siyasi, bürokratik ve ideolojik rant elde edici, şahsi emellere hizmet eden yaklaşım ve davranışlardan uzak duralım ve bu toplantıların sonunda tek kazanan bu aziz milletin çocukları olsun." dedi.
"Yüzde 35'i dijital oyun bağımlılığı konusunda çok yüksek risk grubunda"
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü Ayşegül Yıldırım Kara, 1970'lerde Türkiye nüfusunun yarısı çocukken, bugün bu oranın yüzde 26 olduğunu, nüfus projeksiyonuna bakıldığında 2080'de ise sadece her 5 kişiden 1'inin çocuk olacağını kaydetti.
Kara, bağımlılıkla mücadele kapsamında eylül ayı sonuna kadar, 2 bin 693 farklı sosyal, akademik, sanatsal, bilimsel-kültürel ve sportif etkinlik düzenlendiğini bildirerek, "5 bin 771 çocuğun spor ve sanat alanındaki kurslara kayıtları yapılmıştır. 2024'te dijital bağımlılık ve bağımlılığın önlemesi konusunda gerçekleştirilen çalışmalarda, 7 bin 728 ebeveyn, 8 bin 278 çocuk ve 863 profesyonele eğitim verilmiştir." ifadelerini kullandı.
Kara, sosyal ve görsel medyada yer alan çocuğa zarar verecek nitelikteki içeriklere ilişkin de çalışmaları olduğunu belirterek, 2 bin 319 içerik hakkında işlem yaptıklarını söyledi.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkan Yardımcısı Abdulkerim Gün, 20 bin öğrenciyle bağımlılık konusunda araştırma yaptıklarını söyleyerek, "Lise öğrencilerinin yaklaşık yüzde 35'i dijital oyun bağımlılığı konusunda çok yüksek risk grubunda çıktı. Ortaokulda ise bu oran yüzde 36 civarında. Sosyal medya bağımlılık oranımız yüzde 50'yi buluyor. Bu noktada çalışmalarımızı artırmamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.