TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş: Dolmabahçe görüşmelerinde iş hemen hemen bir imza noktasına gelmişti
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Ukrayna-Rusya savaşına ilişkin, "Dolmabahçe görüşmelerinde iş hemen hemen bir imza noktasına gelmişti.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Ukrayna- Rusya savaşına ilişkin, "Dolmabahçe görüşmelerinde iş hemen hemen bir imza noktasına gelmişti. Ama ne yazık ki bazı ülkeler savaşın bitmesini istemedi." dedi.
Kurtulmuş, Habertürk canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Muhalefetin erken seçim çağrısının hatırlatılması üzerine Kurtulmuş, muhalefetin bunu isteyebileceğini ancak son seçimde milletin verdiği oyların, 2028'e kadar mevcut parlamentonun ve Cumhurbaşkanının devam etmesi için verilen oylar olduğunu söyledi.
Kurtulmuş, "Görev böyle tanımlanmıştır. Tanımlayan kim? Millet. Şu anda biz erken seçim olacak, olmayacak, kim talep edecek, etmeyecek bunları bilmiyoruz. Bildiğimiz bir tek şey var. 2028'in sonuna kadar bütün parlamentonun ve hükümetin ilgili görevlilerin kendi görevlerini en iyi şekilde yapmaya devam etmesi lazım." diye konuştu.
ABD'deki başkanlık seçimlerine ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, Türkiye-ABD ilişkilerinin hiçbir zaman düz bir çizgide seyretmediğini, çok iyi zamanların da "ilişkiler koptu" denilen zamanların da olduğunu belirterek şöyle konuştu:
"Biden'ın çekilme süreci gösterdi ki Amerika'yı isimlerden ziyade lobiler yönetiyor. İç içe geçmiş, matruşka gibi 7-8 katmanda olan çıkar çevrelerinin yönettiği bir şey. Amerika ve Türkiye arasında ilişkiler zaman zaman çok gerilmesine rağmen hiçbir zaman kopmadı. Kim seçildi, bu Amerikan halkının tercihidir. Bizim şahsi değerlendirmelerimiz olabilir ama bunun, devlet yönetimi açısından kıymetiharbiyesi yoktur. Amerikan halkı kimi göreve getirirse Türkiye onunla çalışır."
"İsrail'in yanında durdukça kitlelerin itimadını kaybediyor"
ABD'nin İsrail'e verdiği kayıtsız şartsız desteğin "Amerikan rüyasının" tamamen hafızalardan silinmesinin yolunu açtığını söyleyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Güç kaybediyorlar ve İsrail insanlık suçu işledikçe ve bunun yanında durdukça önce kendi vatandaşlarının sonra da dünyada demokrasi, demokratik değerler inancı içerisinde olan büyük kitlerin itimadını kaybediyorlar. Amerika'nın dünya hakimiyetini kaybetmesinin arkasındaki temel şey dünya halklarının gözündeki itimadını kaybetmiş olmasıdır. Burada Türkiye'nin önüne çok büyük imkanlar çıkıyor."
Türkiye'nin yeni dünya sistemi içerisinde gücünü artırması gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, bunun en temel şartlarından birisinin istikrasızlıkların olduğu bölgede Türkiye'nin kendi iç istikrarını sağlaması olduğunu dile getirdi.
Dış siyasette normalleşmenin, yıllardır söylediği bir şey olduğunu belirten Kurtulmuş, "Bunlardan birisi de Suriye ile normalleşmedir. Suriye ve Türk halkı, birbirine hiçbir husumeti olmayan iki milletten bahsediyoruz. Bütün bunlarla ilgili bir normalleşme sürecinin, Türkiye'nin de katkılarıyla, hızlandırılması..." dedi.
Suriye ile Meclis başkanları düzeyinde bir görüşmenin olup olmayacağına ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, Türk devlet aklının süreci sürdürdüğünü ifade ederek, "Eğer burada bize de bir sorumluluk düşerse biz zaten o sorumluluğu yaparız. Zaten devam eden bir süreç var." değerlendirmesini yaptı.
Parlamenter diplomasiye önem verdiklerini vurgulayan Kurtulmuş, parlamenter diplomasi açısından kendilerine yapacak bir şey düşerse bu sorumluluğu yerine getireceklerini vurguladı.
"İsrail kendisine meydan okuyabilecek güç bırakmadı"
Suriye özelinde bölgede son 13 yılda kazananın kim olduğunun sorulması üzerine Kurtulmuş, bölgede tek kazananın İsrail olduğunu söyleyerek, şöyle konuştu:
"Bütün bu parçalanmaların, bölünmelerin, iç çatışmaların içerisinde, 'falanca ülke şu kadar üs kurdu, falanca ülkenin şu kadar karada milisi var...' Bunların hepsini geçin. Bunların hepsi yan çıktılardır. Bir numaralı çıktı, İsrail bu bölgede kendisine meydan okuyabilecek hiçbir güç bırakmadı."
İsrail'in saldırılarıyla başlayan sürecin bölgeye yayılması endişesi taşıyıp taşımadığı sorulan Kurtulmuş, bu endişeyi taşıdığını belirtti.
Eskiden savaşlar başlarken de bitirilirken de diplomasinin kullanıldığını ifade eden Kurtulmuş, bunun aklı, mantığı olan bir ülkeyle yapılabileceğini söyledi. Kurtulmuş "Netanyahu ve çetesi, hiçbir kuralı, hiçbir ahlaki normu... Adam geliyor, Tahran'da kendisinin siyasi rakibi olarak gördüğü birisini, bir egemen ülkenin sınırlarını ihlal ederek vurup şehit ediyor. Elini kolunu sallayarak da gidiyor." diye konuştu.
"Bu tehdidin kime döneceği belli değil"
Numan Kurtulmuş, İsrail'in Gazze'deki katliamı konusunda Türkiye olarak her platformda üzerlerine düşeni yapmaya çalıştıklarını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Uluslararası camia, bir an evvel Netanyahu ve çetesini durdurmak zorunda. Bir gün bu tehdidin kime döneceği belli değil. Herkesin aklını başına toplaması lazım, başta bölge ülkelerinin. Bölge ülkeleri birbirlerinin güçlerini test edeceklerine, hep beraber İsrail'e karşı ortak bir şey içerisinde olsalardı belki bambaşka bir sonuç ortaya çıkardı. Biz Türkiye olarak her platformda üzerimize düşeni yapmaya gayret ettik. Devlet ve millet olarak müşterek hareket eden ender ülkelerden biriyiz. Gittiğimiz her platformda Gazze'deki soykırımdan bahsediyoruz ki metinlerin içerisine girsin ama maalesef bakıyorsunuz ki bölgedeki İslam ülkelerinin birçoğundan ses soluk çıkmıyor."
"Siyasi niyetlerini çok net ortaya koymaları lazım"
"Rusya- Ukrayna savaşında yeni bir döneme mi girdik, bu dönemde pozisyonumuzu koruyabilir miyiz?" sorusu üzerine Kurtulmuş, Türkiye'nin durduğu pozisyonun her iki ülke tarafından da takdir edildiğini belirtti.
Türkiye olmasa, iki tarafla konuşabilecek başka bir ülkenin bulunamayacağına vurgu yapan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın süreci aktif bir şekilde götürdüğünü anlattı.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu konuyla ilgili çekincelerimizi saklı tutmak şartıyla her iki tarafın da kabul edebileceği, adil ve makul bir barışın sağlanması için neredeyse son noktaya geldik. Dolmabahçe görüşmelerinde iş hemen hemen bir imza noktasına gelmişti. Ama ne yazık ki bazı ülkeler savaşın bitmesini istemedi. Çünkü Amerika Birleşik Devletleri, Ukrayna'daki savaş üzerinden Avrupa kıtasını konsolide etmeye çalışıyor, Rusya'yı ciddi bir sıkıntı ile meşgul etmek istiyor hem de bölgesel bir türbülansın olmasını orada güç dengeleri bakımından önemli görüyor. Öncelikle Ukrayna ve Rusya'nın, bu savaşın bir an evvel bitirilmesi için kendi siyasi niyetlerini çok net ortaya koymaları lazım."
(Bitti)