Haberler
Putin, açık açık tehdit etti: Sabrımız bir gün mutlaka tükenecek

Putin, ilk kez bu kadar açık tehdit etti! Sözleri yaklaşan savaşın habercisi

Türkiye'nin yanı başında şiddetli çatışma! Muhalifler adım adım ilerliyor

Türkiye'nin yanı başında şiddetli çatışma

Kırıkkale'de yere çöp atanlar güvenlik kameralarından tespit ediliyor

Bir ilde daha başladı! Caddede, sokakta kamera ile takip ediliyorlar

İstanbul'da sahte içkiden 2 kişi hayatını kaybetti

İstanbul'da kabus yeniden hortladı: 2 kişi öldü, sayının artmasından korkuluyor

TBMM: İslam Toplumu Çatışmaya Koşar Adımlarla Gidiyor

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

İmam-ı Rabbani Sempozyumunda konuşan TBMM Başkanı Çiçek, "İslam toplumu etnik temelli ve mezhep esasına dayalı çatışmaya koşarak gidiyor." dedi.

Uluslararası İmam-ı Rabbani Sempozyumu'nda konuşan TBMM Başkanı Cemil Çiçek, "İslam toplumu etnik temelli ve mezhep esasına dayalı çatışmaya koşarak gidiyor" dedi. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ise, "İslamsız bir anlayışı İslammış gibi gösterip cehaletin Müslümanları nasıl teslim aldığını hep beraber görüyoruz" diye konuştu.

İmam-ı Rabbani'yi anmak, anlamak ve onun misyonunu tekrar hatırlatmak amacıyla, Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı ve İstanbul Tasavvuf Araştırmaları Merkezi (İSTAM) tarafından organize edilen Uluslararası İmam-ı Rabbani Sempozyumu Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlendi. Sempozyuma, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, İtalya, Pakistan, Yeni Zelanda, Özbekistan ve Makendonya'dan 40 akademisyen, çok sayıda ilahiyatçı, davetli ve gazeteciler katıldı.

Sempozyumda ilk olarak video mesajıyla İmam-ı Rabbani'ye yazılan mektup gösterildi. Ardından Kur'an-ı Kerim tilavetine geçildi. Daha sonra sempozyumda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, İmam-ı Rabbani'nin dört asır önce Hindistan'da pek çok eserler vermekle birlikte sadece kendi coğrafyasına değil tüm dünyaya mektuplar göndererek Müslümanların hayatını yenilemeye çalıştığını belirtti. Görmez, "Öncelikle bunun üzerinde durulması gerekiyor. İmam-ı Rabbani insanlara mektuplar gönderiyor ve kendi coğrafyasına değil, tüm coğrafyalara mektup gönderiyor. Bazen sıradan herhangi bir insana gönderiyor ama toplumun tamamını dünyayı hareket geçiriyor. Sadece kendi coğrafyası değil dünyanın tüm coğrafyasına gönderiyor. Bilindiği üzere 2 tanesi Anadolu'ya gelmiştir. İnsanların hayatını ihya etmeye çalışan bir alimdir. Bu mektuplar kendi çağına adreslere belli isimlere yazıldığı halde üzerinden 4 asır geçmesine rağmen hangi çağda, ülkede, coğrafyada olursa olsun o mektubu okuyan insanlar, mektupları kendisine yazılmış gibi hissediyor. İmam-ı Rabbani'nin mektupları geleceğe hitap ediyor. Kendi çağından çok geleceğe yazılmıştır. Bundan dolayı siz Anadolu'da dini ve manevi hayatın mayasında İmam-ı Rabbani'yi görürsünüz" dedi.

"BİZ BU ALİMLERİN VE KUR'AN-I KERİMİN ÖNDERLİĞİNDE KENDİMİZDE GÜÇ VE KUVVET BULACAĞIZ"

İslam dininin doğru anlaşılması ve yaşanmasının herkesin temel arzusu olduğunu ifade eden Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ da, "Her dönemde İslam dininin doğru anlaşılmamasını önleyen ve bunun içerisinde Allah'a, peygambere dönmüş ilim ve alim sıfatı taşıyan kişiler bulunabilir. İmam-ı Rabbani gibi büyük alimler, İslam'ın doğru yönünü sünnet bir biçimde esas alarak, İslam'a karşı olanlara büyük bir mücadele vermiştir. İmam-ı Rabbani'de bunu görüyoruz ve aslında İmam-ı Rabbani'nin bu mücadele anlayışının hepimiz için büyük bir ihtiyaç olduğu çok açıktır. Zira bizim medeniyet anlayışımızda peygamberlerin mirası ilimdir. Eğer peygamberlerin mirasını da insanlara doğru bir şekilde istifade ettiremezek, o zaman sahte mirasçılar çıkar. O zaman da bu miras doğru bir şekilde geleceğe aktarılamaz. Biz biliyoruz ve inanıyoruz ki; bütün insanlara Allah'ı doğru anlamak ve örnek almak için alimler önderdir. Biz bu alimlerin önderliğinde hem Kur'an-ı Kerim'i hem de onun çizdiği yolda kendimizde güç ve kuvvet bulacağız" dedi.

"ALLAH'A KULLUK ESİR OLMAK DEĞİL, HER ŞEYE MEYDAN OKUYARAK NEFSİNE VE DÜNYAYA HÜR OLMAKTIR"

İmam-ı Rabbani'nin çağları aşan bir fikrin, ilmin, irfanın ve bilginin sahibi olduğu vurgulayan Bekir Bozdağ, "Eserleriyle, fikirleriyle hala yaşıyorsa bunun bunun ispatıdır. Esasında bir yönüyle de İslam'ı yerelleştirecek mesajı evrenselleştiren kişidir. Baktığımızda kabileden kabileye ve kişiden kişiye küçülen İslam anlayışına karşı İslam'ın evrensel bir biçime yayan ve yerelleştiren bir anlayışı, İmam-ı Rabbani'nin eserlerinde yakından görüyoruz. Esasında önemli olan Allah'a kulluk esir olmak değil, bütün insanın ruhuyla maneviyatını esir alan her şeye meydan okuyup, hem nefsine hem dünyaya karşı hür olmaktır. İmam-ı Rabbani bu anlamda gerçek hürriyetin Allah'a kulluktan geçtiğini gösteren ve bunu da bizzat yaşantısıyla ortaya koyan biridir. Bugün İmam-ı Rabbani gibi büyük ilim ve irfan sahiplerine her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Bu toplantıya da İmam-ı Rabbani'yi anlayıp, anlatmaya çalışırken öte yandan yeni İmam-ı Rabbani'lerin yetişmesi için ve asırların şereflenmesi için ayrı bir çabaya gayrete ihtiyaç vardır" ifadelerini kullandı.

"İSLAMSIZ BİR ANLAYIŞ İSLAMMIŞ GİBİ GÖSTERİLİYOR"

Bugün İslam coğrafyasının dört bir yanında sıkıntı olduğunu söyleyen Bozdağ, "Kan ve gözyaşı var. Haksızlık ve zulüm var. Bütün bunları durduracak irade yine Müslümanların elindedir. Yine durdurmak yerine Müslümanların bunları çoğalttıklarını ve bunların da sonuçlarını görüyoruz. Bir fotoğrafa bakıyoruz, bir Müslüman Allahü ekber diyor ve kurşun sıkıyor. Bu ne hal? Bu fotoğraf Allah'ın emri mi? Peygamberin emri ve sünneti mi? Bu Allah'ın ve peygamberin hoşuna gider mi? Gitmez. Kimin hoşuna gider? Allah'ın karşısındakinin hoşuna gider ama Kur'an ve sünneti rehber edinen Allah ve peygamber diyen kimse bunu yapamaz. Fakat dünyaya baktığımız yaşanan olaylar bizim bu durumda fakirliğimizi ve İslamsız bir anlayışı İslammış gibi gösterip cehaletin Müslümanları nasıl teslim aldığını hep beraber görüyoruz. Onun içinde Müslümanları tutsak eden onları esasında Allah'a değil de başka şeylere teslim edilmesi durumunda, İmam-ı Rabbani'nin hayata geçirdiklerini benimsemek ve gerçekleştirmek gerekecektir" şeklinde konuştu. Toplantının tam zamanında yapıldığını belirten TBMM Başkanı Cemil Çiçek ise, "Hem Türkiye'de hem de tüm İslam coğrafyasında yapılmasında fayda vardır. Elbette sahip olduğumuz birçok nimet ve imkan var. Buna nazaran sonsuz şükredeceğimiz gelişmeler var. Fakat öbür taraftan baktığımız da, hepinizi yürekten yaralayan ve derinden üzen bu tablolar, görüntüler, vahşetler, cinayetler ve cinnetler İslam toplumuna, İslam'a yakışmıyor. İslam'ın insanlık ve medeniyet anlayışına yakışmıyor diyebileceğimiz isyan ettiğimiz ve isyan edeceğimiz görüntüler ve tablolar var. İşte tam da böyle bir zamanda İmam-ı Rabbani hazretleri mesajlarının insanlığa ulaştırılmasında fayda vardır" dedi.

"İSLAM TOPLUMU ETNİK TEMELLİ VE MEZHEP ESASINA DAYALI ÇATIŞMAYA KOŞARAK GİDİYOR"

Dış dünyaya yansıyan görüntüler itibariyle bugün İslam dünyasında bir fetret döneminin yaşandığını vurgulayan Çiçek, "Bir çılgınlık, cinnet var. Seri cinayetler işlemekten neredeyse zevk alan ve cennete bu yoldan gideceğine inanan bir görüntü var. Biz ne dersek diyelim İslam barış dini diyoruz ama yine İslamcıların yaptıklarıyla İslam ile terörü besliyoruz. Her gün kan akıyor. Yakınımızda ölenlerin bile sayısını unutuyoruz. Şam, Halep eskisi gibi değil başka yerlerde de nerede böyle bir İslam toplumu varsa bugün terör, kavga, kan ve kinden sonra birlik ve beraberlikten bahsediyoruz. Birlikte olmadan dirlik olmaz. Dirlikten geçen yolda birlikten geçer. İslam toplumu her geçen gün etnik temelli ve mezhep esasına dayalı bir çatışmanın ortamına koşar adımlarla geliyor. Bu toplum daha sonra bir arada nasıl olacakta yaşayacak. Her gün birbirine kurşun sıkanlar nasıl sarılıp kardeş olacaklar. Belli ki bu durumdan rahatsız her çevre ve Müslüman ve yapacak bir şeyi olmayanların gayretlerini birleştirme zamanıdır. İslam toplumunda bu çirkin görüntü bundan ibaret değildir. Bakınız her sene suç oranı az olan devletlerin dünyadaki sıralamaları yapılıyor. İlk 3 ve 5'in içerisinde İskandinav ülkeleri çıkar. Fakat ilk 10-20-30 içerisinde yolsuzluğun olmadığı yerlerde tek bir İslam ülkesi yoksa bu vahim bir durumdur ve bu duruma ciddiyetle bakılması gerekir.

Bundan dolayı İmam-ı Rabbani'nin sözlerinin benimsenmesi gerekir. Bugün ortaya çıkan tabloyla gerçek İslam arasındaki farkı akıl ve ihsan sahibi insanlarla karşılaştırabilirsiniz" diye konuştu.

Üç gün boyunca sürecek olan sempozyum da, İmam-ı Rabbani'nin tasavvuf tarihine ve kültürüne kazandırdığı yeni kavramlar ile Kur'an-sünnet çizgisindeki tasavvuf anlayışı anlatılacak. 16-17 Kasım tarihlerin arasındaki sempozyum, Bağlarbaşı Kültür Merkezi'nde devam edecek. - İSTANBUL

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika
title