TBMM Adalet Komisyonu Başkanı: İsrail'in Gazze saldırıları soykırım suçu ve savaş suçu
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, uluslararası sözleşmelere göre, İsrail'in Gazze'deki saldırılarının soykırım suçunu oluşturduğunu, sivillerin aç bırakılmasının da savaş suçu kapsamında değerlendirileceğini belirtti.
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, uluslararası sözleşmelere göre, İsrail'in Gazze'deki saldırılarının soykırım suçunu oluşturduğunu, sivillerin aç bırakılmasının da savaş suçu kapsamında değerlendirileceğini belirtti.
Yüksel, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının uluslararası hukuka aykırı yönlerine ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
İsrail'in Gazze'deki saldırılarını kınayan Yüksel, Cenevre Sözleşmelerine ek 1977 tarihli protokolündeki hüküm uyarınca "misillemeler yoluyla sivil halka yönelik saldırıların yasaklandığını" belirtti.
İsrail'in hastaneleri, okulları, pazar yerlerini bombalamasının sivil ayrımı yapılmadığını gösterdiğini vurgulayan Yüksel, uluslararası insancıl hukukun "toplu cezalandırmayı" yasakladığını aktardı.
Yüksel, İsrail'in hiçbir ayrım yapmadan gerçekleştirdiği saldırıların "toplu cezalandırmanın" içerisine girdiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
"İsrail, uluslararası insancıl hukuka aykırı davranıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni kuran Roma Statüsü'ndeki maddede hastanelere saldırı 'savaş suçu' olarak yer alıyor. 'Hastanelere kasten saldırının gerçekleştirilmesi savaş suçudur' deniyor. İsrail, hastaneyi bombalayarak da savaş suçu işlemektedir. Bunun açık ve net savaş suçu olması dolayısıyla İsrail, Filistin tarafından bombalandığını ileri sürerek suçu örtbas etme çabası içerisine girdi. Roma Statüsü çerçevesinde sivillerin kasten öldürülmesi savaş suçu olarak değerlendiriliyor. İsrail'in eylemlerinin, savaş suçu hatta insanlığa karşı suç olarak değerlendirilmesi gerekiyor."
"Cenevre Sözleşmelerine ek protokolde 'Bir savaş yöntemi olarak sivilleri aç bırakmak yasaktır' deniyor"
Yüksel, 1948 tarihli "Soykırım Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşme"nin ikinci maddesinde "soykırımı" oluşturan eylemlerin düzenlendiğini bildirdi.
Hüküm kapsamında, ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubun tamamen veya kısmen ortadan kaldırılması amacıyla grup üyelerinin öldürülmesinin "soykırımı" oluşturduğuna işaret eden Yüksel, hastanenin bombalanmasının bu tanımın içerisine girdiğinin altını çizdi.
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Yüksel, şunları kaydetti:
"İsrail'in, yok etme kastıyla hareket ederek, Soykırım Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşme'ye göre 'grup üyelerinin öldürülmesi ve ciddi bedensel, zihinsel zarar verilmesi' fiillerini işleyerek soykırım suçunu gerçekleştirdiği çok açık ve nettir. İsrail, bombalamalarla öldüremediği masum insanları, sivilleri açlık ve susuzlukla öldürmeye çalışıyor. Cenevre Sözleşmelerine ek 1977 tarihli protokolde 'Bir savaş yöntemi olarak sivilleri aç bırakmak yasaktır' deniyor. Gazze üzerinde, uluslararası insancıl hukuk kurallarının açıkça ihlalini teşkil edecek şekilde ablukanın uygulandığı görülüyor. Sivillerin öldürülmesinin yanı sıra sivillerin aç bırakılması da Cenevre Sözleşmelerine ek 1977 tarihli protokol ile Roma Statüsü'nün ihlalini teşkil eder ve savaş suçu olarak değerlendirilmelidir."
Uluslararası Af Örgütünün İsrail'in fosfor bombası kullandığını belgelediğini anımsatan Yüksel, ayrım gözetmeden sivillerin acı çekerek ölmesine neden olan bombalamaların savaş suçunun, insanlığa karşı suçların ve soykırım suçunun işlendiğinin açık kanıtı olduğunu sözlerine ekledi.