Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, ADF 2022'nin kapanış basın toplantısında konuştu: (4)
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya'ya yönelik yaptırımlar konusunda Türkiye'nin tutumunun değişmediğini belirterek, Ukrayna'nın Mariupol kentindeki Kanuni Sultan Süleyman Camisi'nde mahsur kalan Türk vatandaşlarının tahliyesi için çalışmaların sürdüğünü bildirdi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya'ya yönelik yaptırımlar konusunda Türkiye'nin tutumunun değişmediğini belirterek, Ukrayna'nın Mariupol kentindeki Kanuni Sultan Süleyman Camisi'nde mahsur kalan Türk vatandaşlarının tahliyesi için çalışmaların sürdüğünü bildirdi.
Çavuşoğlu, Antalya Belek Turizm Bölgesi'ndeki NEST Kongre Merkezi'nde düzenlenen ve Anadolu Ajansının (AA) "Global İletişim Ortağı" olduğu Antalya Diplomasi Forumu (ADF) kapanışında basın toplantısı düzenledi.
Bir gazetecinin, "Dün öğleden sonra Ukrayna'da bir camide bazı Türk vatandaşların mahsur kaldığı, oraya sığındığı, caminin veya çok yakın bölgesinin bombalandığı şeklinde haberler var. Gelen bilgiler nedir? Dün Lavrov ile görüşme yaptığınız duyuruldu. Bu görüşme, bu duruma ilişkin miydi?" yönündeki soru üzerine Çavuşoğlu, savaş başlamadan önce hatta Rusya'nın tanıma kararından önce 12 Şubat'ta vatandaşları özellikle Ukrayna'nın doğusundan ayrılmaları konusunda bizzat arayarak, mesaj atarak uyardıklarını söyledi.
Bu süreçte 5 bin civarında Türk vatandaşının döndüğünü anlatan Çavuşoğlu, "Savaşın başladığı günden bugüne kadar da 14 bin 480 vatandaşımızı tahliye ettik. Bunlardan 4 binden fazlası kendi imkanlarıyla sınıra geldi. Oradan geçişlerini sağladık. Bizden habersiz sınırı geçenler de oldu. Dün akşam da 489 vatandaşımızı çatışmaların olduğu bazı yerlerden Harkiv dahil tahliye ettik." diye konuştu.
Salgın başladıktan sonra koordinasyon ve destek merkezi kurduklarını anlatan Çavuşoğlu, salgın döneminde 165'e yakın ülkeden 100 bin vatandaşı tahliye ettiklerini hatırlattı.
"İnsani koridorun açılması gerekiyor"
Çatışma bölgelerinde kalan vatandaşların da olduğunu belirten Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Bunlardan bir tanesi de Mariupol. Mariupol'da özellikle o gün Lavrov ve Kuleba ile yaptığımız üçlü görüşmede de burada insanı koridorun açılmasını özellikle gündemde tuttuk. Sadece bizim vatandaşlarımız değil, farklı ülkelerin de vatandaşları var. Burada artık sokak çatışmasına döndüğü için savaş, sokakta çatışmalar devam ettiği için, vatandaşları çıkarmak riskli oluyor. O yüzden insani ateşkesin ve koridorun açılması gerekiyor. Bu konuyu iki tarafla da sürekli görüşüyoruz. Maalesef koridorların ne tarafa doğru açılacağına dair anlaşabilmiş değiller."
Ukrayna'da şehrin altyapısının tamamen gittiğini, cep telefonlarının çalışmadığını dile getiren Çavuşoğlu, bazı uydu telefonlarının olduğunu aktardı.
Uydu telefonuyla bile görüşmenin çok zor olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Oradaki camide (Kanuni Sultan Süleyman Camisi) bizim vatandaşlarımız var. Biz onlarla telefon hatları kesildikten sonra yine sahadaki kontaklarımızla uluslararası kuruluşların tesis uydu telefonlarıyla da teması salıyoruz. Dün caminin bombalandığına dair bir haber çıktı. Daha sonra caminin imamı bunu doğrulamadı. Camiye çok uzak olmayan çok da yakın olmayan bir bombanın ya da füzenin düştüğünü söyledi, fakat camide şu anda bir hasar yok. Ruslar burada kaç vatandaşımızın olduğunu sormuşlardı. Bu bilgileri de biz Ruslarla paylaştık. Biz bir yandan Ukrayna'nın toprak ve sınır bütünlüğünü çok güçlü şekilde destekliyoruz. Ama diğer taraftan insani amaçlı her iki tarafta da çalışmamız gerektiğini düşünüyoruz."
Bakan Çavuşoğlu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba'yı görüşmeden sonra üçlü toplantı için teşekkür etmek için aradığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Lavrov'a hem teşekkür ettim hem de o gün görüştüğümüz gibi Mariupol'dan vatandaşlarımızın tahliyesi için destek istedim. Çünkü çatışmalar devam ediyor. Biz birkaç gündür oraya otobüslerimizi gönderiyoruz. Fakat şehir içinde çatışmalar devam ettiği için otobüsler giremiyor. Dün akşam üstü de arkadaşlarımız epey çaba sarf etti, mümkün olmadı. Bugün vatandaşlarımızı oradan tahliye etmek için gerekli çalışmalarımızı devam ettirdik. Dünden beri otobüslerimiz bekliyor. Cep telefonu kullanılamadığı, bir de çatışmalar devam ettiği için biz orada beklesek bile vatandaşlarımızı oradan nasıl getireceğiz? Ama bugün bu konuda bir mesafe kat etmeyi düşünüyoruz. Bu tahliyeyi de yaptıktan sonra, tek tük şehirlerde kalmak isteyenler de var hala. Vatandaşlarımızın yüzde 90'ından fazlasını tahliye etmiş olacağız. Rakamlar bazen değişiyor dönmek istemeyenler sonra dönmek isteyebiliyor. Bizim görevimiz vatandaşlarımız sağ salim ülkemize getirmek."
Ukrayna'ya yönelik yaptırımlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ukrayna'ya yönelik yaptırımları eleştirdiği hatırlatılarak, Türkiye'nin bu konudaki tutumu sorulduğunda ise Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Türkiye'nin tutumu başından beri açık, net. Yapabileceklerimizi de yapamayacaklarımızı da söylüyoruz. Bazı açıklamalarımız ve attığımız adımlar Rusya'yı rahatsız edebiliyor. Bazı atmadığımız adımlar da bakıyoruz Batılılar çok bir şey söylemiyor ama beklenti içinde oluyorlar. Biz de güzel şekilde anlatıyoruz, gerek önceliklerimiz gerek yükümlülüklerimiz bakımından. Örneğin hava sahasının kapatılması. Biz Montrö anlaşmasını uygulayacağımızı söyledik. Montrö anlaşmasına baktığınızda hava sahasını kapatamayız. Bu hukuki bir yükümlülük. Diğer taraftan biz, yaptırımların sorunu çözmeyeceğine inanıyoruz. Özellikle de masum insanlara yönelik atılan adımları Cumhurbaşkanımız daha önce grup konuşmasında söylediği gibi açılış konuşmasında da söyledi. Türkiye'nin bu konudaki tutumunda bir değişiklik yok."
Nükleer silahlar konusu
Bir gazetecinin "Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, dün 'ABD ile İran nükleer silahlar konusunda anlaştı, yakında açıklayacaklar' dedi. Bu konuyu teyit eder misiniz? Rusya-Ukrayna arasında barış umudu görüyor musunuz?" yönündeki soruya ilişkin Çavuşoğlu, savaştan dolayı herkesi ilgilendiren konularda bile tıkanıklıklar yaşanabildiğini belirterek, yaptırımlara karşı bazı gelişmeleri diğer tarafın engelleyebildiğini aktardı.
Nükleer anlaşmada da bunu gördüklerini anlatan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"Bundan bir ay önce nükleer anlaşma konusunda bize gelen bilgilere göre yüzde 95 anlaşmışlardı. Forum başlarken yüzde 99,9'a çıktı. Yani tamamen anlaştıklarını söyleyebiliriz. Tabi Rusya'nın burada olumsuz bir tavır takındığını da söylüyorlar. Umarım böyle bir tavır olmaz. Çünkü burada yapılacak bir anlaşmanın olumlu etkisi sadece iki taraf için değil, herkes tarafından hissedilecek. Yani Rusya da buna dahil. Ama sıkıntılı bir konunun bu kadar sıkıntı yaşarken aşılması, pozitif bir atmosfer de doğuracak. Dolayısıyla bu konuda inşallah en kısa zamanda tam mutabakat, herkesin desteklediği bir mutabakat sağlanır."
"Önemli konular üzerinde tarihi kararlar da verilmesi gerekiyor"
Çavuşoğlu, hem Lavrov hem de Kuleba'nın basın toplantılarında ayrı ayrı söyledikleri gibi liderlerin bir araya gelmesi konusunda başından beri Türkiye olarak çaba sarf ettiklerini vurguladı.
Savaş başlamadan önce de bu çalışmayı yaptıklarını hatırlatan Çavuşoğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Prensip olarak Putin bu görüşmeye karşı olmadığını telefonda Cumhurbaşkanı'mıza söylemişti. Lavrov da basın toplantısında bunu tekrar etti. Ukrayna tarafı hazır, diğer taraftan kendi aralarında teknik konuda ve bazı konularda ciddi bir müzakere devam ediyor. Diğer taraftan tabii başka kanallardan da girişimler var. Yani bizim de desteklediğimiz ve yardım ettiğimiz dolayısıyla tüm bu kararların açıklanması lazım. Biz tabii burada tarafsız bir ülke olarak doğrunun tarafından olan bir ülke olarak ilkeli tutum sergileyen bir ülke olarak farklılıklarımız olsa da her iki tarafın güvendiği bir ülkeyiz. Sürecin içinde onlar da olmamızı zaten istiyorlar. Görüşmelerin tutumların yaklaştığını, anlaşmaya yakın olduğunu biz de takip ediyoruz, görüyoruz. Ama bir an önce ateşkesi sağlamak lazım. Bazı konular silah altında değil, savaşırken değil, silahların sustuğu bir ortamda sağlıklı bir şekilde müzakere edilmesi lazım. Önemli konular üzerinde tarihi kararlar da verilmesi gerekiyor. Bir daha bu savaşın yaşanmamasını istiyoruz. Biz bu sürecin başlamasına da özellikle katkı sağladık, teşvik ettik. Bunun da barışla ateşkesle ve bir anlaşmayla sonuçlanmasını arzu ediyoruz."
(Bitti)