Selçuk Özdağ: 2025 Bütçesi Zengine Selam, Yoksula Ölüm
Saadet Partisi Grup Başkanı Selçuk Özdağ, 2025 yılı bütçesinin vergi ve faiz artırıcı bir yapı olduğunu belirterek, halkın yaşadığı gerçek enflasyonun %100'ün üzerinde olduğunu ifade etti. Hükümetin Suriye politikalarını da eleştiren Özdağ, ekonomik ve siyasi krizlerin kaynağının Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olduğunu savundu.
Saadet Partisi Grup Başkanı Selçuk Özdağ, 2025 yılı bütçesine ilişkin, "Bu bir zam bütçesidir, vergi bütçesidir, faiz bütçesidir, zengine selam, yoksula ölüm bütçesidir." dedi.
TBMM Genel Kurulunda, Cumhurbaşkanlığının 2025 yılı bütçesi üzerinde Saadet Partisi milletvekilleri söz aldı.
Saadet Partisi Grup Başkanı Özdağ, 13 yıldır devam eden iç savaşın ardından Suriye'deki Baas rejiminin devrildiğini hatırlattı.
Güneyde yeni bir oluşum planlanırken İsrail'in Suriye'yi bombaladığına ve Golan Tepeleri'nin Suriye tarafını işgal ederek bayrak diktiğine dikkati çeken Özdağ, "Bu duruma sadece iktidar değil mesela güya Suriye'nin yönetimini devralan HTŞ de ses çıkarmıyor. Suriye'nin toprak bütünlüğünün sağlanmasını gerçekten istiyor musunuz?" sorusunu yöneltti.
ABD'nin seçilmiş başkanı Donald Trump'ın Türkiye'ye yönelik sözlerini değerlendiren Özdağ, "Amerika bizi övüyorsa, bu işte bir bit yeniği olabilir diye düşünen kimse de mi yok diye soruyorum." ifadesini kullandı.
Özdağ, ekonomik ve siyasi krizlerin kaynağında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olduğunu savundu.
Dünyanın en yüksek faiz oranları, faiz ödemeleri ile en yüksek gıda ve yaşam enflasyonunun Türkiye'de olduğunu ifade eden Özdağ, "Halkımızın yaşadığı gerçek enflasyon yüzde 100'lerin üstündedir. Ülkemizde et, süt, yağ gibi en temel gıdalar lüks tüketim haline geldi. Bu bir zam bütçesidir, vergi bütçesidir, faiz bütçesidir, zengine selam, yoksula ölüm bütçesidir." diye konuştu.
"Suriye'deki Kürtlerin anayasal hakları güvence altına alınmalı"
Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, hükümetin Suriye konusundaki politikalarını eleştirerek, "Bugün artık 13 yıllık yanlış politikalarınızı konuşmak bizi bundan sonraki günler için bir noktaya taşımıyor. Yeni bir durum ortaya çıktığı için bunları konuşmamız gerekiyor. Bugün zafer diye anlatmaya çalıştığınız şeyin arkasında 1 milyon Suriyeli'nin ölümü var. 10 milyondan fazla göçmen var. Milyarlarca dolar kayba uğramış bir Suriye var." dedi.
Suriye politikası konusunda hükümete tavsiyelerde bulunacaklarını belirten Kaya, "Suriye'deki Kürtlerin de Suriye'nin bir parçası olduğuna, dolayısıyla Suriye yeniden yapılanırken diğer halklar gibi Suriye'deki Kürtlerin de anayasal haklarının güvence altına alınması ve bu konuda en büyük destekçi ve savunuculardan birinin de Türkiye'nin dış politikası olması gerektiğine inanıyoruz." değerlendirmesini yaptı.
Saadet Partisi Antalya Milletvekili Serap Yazıcı Özbudun, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni eleştirerek, şu ifadeleri kullandı:
"Evvelce, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, hükümet aktörlerine sözlü soru yöneltme yetkisi vardı. Ancak bu sisteme geçişle birlikte bu yetki ilga edilmiştir. Şu anda milletvekillerinin sadece yazılı soru önerge verme yetkisi vardır. Bu yetki de Anayasamıza göre 15 gün içinde verilmek suretiyle kullanılmak zorundadır. Kimlere yöneltebiliyoruz bu soru önergelerini? Aslında yürütme yetkisinin asıl sahibi olan Cumhurbaşkanına yöneltmemiz gerekirdi, çünkü önceki sistemde başbakana ve tüm bakanlar kurulu üyelerine yöneltebiliyorduk. Şu an ise sadece Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımıza ve bakanlara bu önergeleri verebiliyoruz."
"Suriye'yi, Suriyelilerin yönetmesini istiyoruz"
Hükümetin Suriye politikasına yönelik eleştirilere yanıt veren AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, "Bizim Suriye politikamız, Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine saygı kapsamındadır. Suriye'yi, Suriyelilerin yönetmesini istiyoruz. Orada yaşayan Araplar, Türkmenler, Kürtler, Suriye'de yaşayanlar Suriye'nin geleceğine karar versin." dedi.
Vekalet savaşlarıyla bölgeyi, Suriye'yi işgal eden, huzur ve barış ortamını bozan tüm girişimlerin karşısında olduklarını belirten Gül, şunları kaydetti:
"Vekaleten yönetim süreçleriyle Suriye'nin kaderiyle kimse oynamasın. Suriye'de de bir işgal girişimiyle, Golan Tepeleri olsun, Suriye'nin egemenlik ve toprak bütünlüğüne yönelik bu saldırıların karşısındayız. Bu saldırıları şiddetle kınıyoruz. Suriyelilerin huzur içerisinde, barış içerisinde yaşamaya hakları var. Mültecilerin ülkelerine dönme hakları var. Kimse vekaleten Suriye'nin huzurunu, barışını, bölgenin barışını istiskal etmesin."