Sağlık Termal Turizminden Katma Değer Kazanmalıyız" (1)
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Vural Kavuncu ile röportaj "Sağlık termal turizminden katma değer kazanmalıyız"- TBMM Sağlık, Aile, Çalışma Komisyonu Başkanı Kavuncu: - "Türkiye'de termal kür rehabilitasyon bölgelerinin kurulması gerekiyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Vural Kavuncu ile röportaj "Sağlık termal turizminden katma değer kazanmalıyız"- TBMM Sağlık, Aile, Çalışma Komisyonu Başkanı Kavuncu: - " Türkiye'de termal kür rehabilitasyon bölgelerinin kurulması gerekiyor. Biz bu bölgeler için gerekli altyapıya sahibiz"- "Artık sağlık tüketicisi konumundan üreticisi konumuna geçmemiz, bundan katma değer kazanmamız gerekiyor"- "Sağlık turizmi için gelen turistin normal turiste göre ekonomik katkısı neredeyse 5 katıdır ve bu termal turizm de 12 ay sürdürülebilir" COŞKUN ERGÜL - TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Vural Kavuncu, Türkiye'de termal kür rehabilitasyon bölgelerinin kurulması gerektiğini ve ülkenin, bu bölgeler için gerekli altyapıya sahip olduğunu belirterek, "Artık sağlık tüketicisi konumundan üreticisi konumuna geçmemiz, bundan katma değer kazanmamız gerekiyor. Sağlık turizmi için gelen turistin normal turiste göre ekonomik katkısı neredeyse 5 katıdır" dedi.Vural Kavuncu, AA muhabirinin, "yeni dönem çalışmaları, sağlık turizmi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde görev yapan hekimlerle" ilgili sorularını yanıtladı. Komisyonların, bütün tasarı ve tekliflerin şekillendiği, geniş bir şekilde müzakere imkanı bulduğu "Meclis'in mutfağı" olduğunu belirten Kavuncu, "26 üyeden oluşan komisyonda 15 AK Parti, 6 CHP, 3 HDP ve 2 de MHP'li üye var. Muhalefet, demokrasinin temel ögelerinden birisidir, gelen tasarı ve teklifler üzerinde mutlaka görüş ve önerileri alınmalı, katkıları yasalara konulmalıdır" dedi. Kavuncu, komisyon toplantılarına, görüşülen konuyla ilgili sivil toplum örgütlerini çağırarak onları da dinlemeyi istediklerini kaydederek, geniş toplum kesimlerinin önerilerinin alınmasının önemine işaret etti.Vural Kavuncu, "Sağlık termal turizminin ülke ekonomisine katkısı nasıl olabilir?" sorusu üzerine, şöyle konuştu: "Kişilere sadece hastalık zamanında müdahale edilmemeli. Koruyucu aile hekimliği ve hastalıktan sonra oluşan dönemdeki ikincil koruma dediğimiz, kişilerin bir daha hastalanmasını önleyecek ya da mevcut hastalıkları dolayısıyla yaşam kalitelerinde meydana gelecek sorunları en aza indirgeyecek önemli çalışmalar yapılıyor. Bir yandan aile hekimliği yönünde çalışmalar sürerken, diğer yandan da özellikle kronik ve devam eden hastalıkların, bu süre içerisinde yeniden oluşmasını önlemek için yapılan çalışmalar var. Bu zaten rehabilitasyon alanının da temel kapsamlarından bir tanesidir. Bu konuda özellikle suyla yapılan tedavilerin farklı bir önemi var. Avrupa'da ikinci basamaktan sonra yapılan tedaviler için, kür denilen kavramlar gelişmiş durumda. Bu sadece kaplıca tedavisi değil, yanında rehabilite tedavilerini de kapsıyor. Biz artık her türlü hastayı çok yoğun büyük hastanelere toplar duruma geldik. Belki aile hekimi tarafından tedavisi yapılabilecek pek çok hastanın, hastanelerde tedavi olduğunu görüyoruz. Hastanelerde asıl hastalığı bitmiş ama komplikasyonları, sorunları devam eden ve ikincil hastalıklarla uğraşmak zorunda kalan hasta kitlemiz var. Bunlar uzun süren tedaviye ihtiyaç duyuyor. Diyelim inme geçiren bir hasta, ilk tedavisi tamamlandıktan sonra belki bir kaç ay sürecek tedaviye ihtiyaç duyuyor. Biz çok yoğun tedavi olanaklarını asıl ihtiyacı olanlara yönlendirelim, aile hekimliği sistemini güçlendirelim, ikincil basamak hasta tedavilerini güçlendirelim istiyoruz. Böylece daha etkin sağlık hizmeti sunalım istiyoruz. Artık sağlık tüketicisi konumundan üreticisi konumuna geçmemiz, bundan katma değer kazanmamız gerekiyor. Bunun için gelişmiş hastanelerimiz ve termal kaynaklarımız var. Türkiye, Avrupa ve dünyada çok önemli termal kaynaklara sahip bir ülke. Ama buna ilişkin sağlık yatırımlarını yeterli derecede oluşturamadığımız için, dünya sağlık turizmi entegrasyonuna tam katkı veremiyoruz ve alamıyoruz."- "Kütahya, termal sağlık turizmi potansiyeline sahip illerden birisi"Kavuncu, bunun için mevzuatta gerekli değişiklikler ve yeni tanımlamaların yapılması gerektiğine işaret ederek, "Türkiye'de termal kür rehabilitasyon bölgelerinin kurulması gerekiyor. Bunun için de öncelikle tanımlama yapmak gerekiyor. Bu bölgelerin özellikleri farklıdır. Sadece hastane ve bina anlamında değil, çevreyi de aynı konsept içerisinde düzenlemek ve tasarlamak gerekiyor. Çünkü, sağlık turizmi için gerekli olan ortam sadece bina değil; onun bahçesi, tedavi alanları ve kür bölgeleriyle birlikte düşünülmesi ve öyle oluşturulması gerekiyor. Biz bu bölgeler için gerekli altyapıya sahibiz" ifadesini kullandı.Kavuncu, sağlık turizmi için gelen turistin normal turiste göre ekonomik katkısının neredeyse 5 katı olduğuna işaret ederek, termal turizmin de 12 ay sürdürülebilir olduğunu bildirdi. Kavuncu, termal sağlık turizmi konusunda yapılan çalışmaları sürdüreceklerini söyledi. Vural Kavuncu, Kütahya'nın termal sağlık turizmi potansiyeline sahip illerden birisi olduğunu belirtti.Komisyon Başkanı Kavuncu, kendisinin de doktor olduğunu vurgulayarak, "Bizim için hekimlik meslek değildir; bir yaşam tarzıdır, kimliktir, karakterdir" dedi.Üzerinde beyaz önlükle yarın hasta bakmaya başlayabileceğine dikkati çeken Kavuncu, mesleğini çok sevdiğini, oğlunun da hekim olduğunu vurguladı. İnsana hizmet etmenin kendilerini motive eden duygu olduğuna işaret eden Kavuncu, "Hekimlik, hemen cevap aldığınız bir durum. Çünkü hastayı ağrıdan kurtarıyorsunuz, hastayı sıkıntıdan kurtarmak, derdine derman olmak bizim için önemlidir. Yapılan muayenenin hastadan anında geri dönüşünü alırız. Siyasette ise bunu geç alabiliyoruz. Siyaset, vatandaşların eleştiri ve taleplerini daha yüksek sesle dile getirdiği, memnuniyetin biraz daha güç sağlandığı bir alan. Ama sonuçta bunu istikrarlı bir şekilde sürdürürseniz, bir dönem sonra bunlar dengeleniyor ve hizmetler ortaya çıkıyor" diye konuştu.- "Hekimlik sadece meslek değil, insanlığa karşı bir borçtur"Vural Kavuncu, "siyasetçi hekim olarak genç hekimlere tavsiyesi olup olmadığının" sorulması üzerine, hekim adayı öğrenciler ve sağlıkçılarla sık sık bir araya geldiğini bildirdi. Genç hekimlere ve hekim adaylarına, "mesleki bilgi ve becerilerini en üst düzeyde tutmaları, aldıkları eğitimi nitelikli hale getirmek için ellerinden gelen çalışmayı yapmaları" tavsiyesinde bulunan Kavuncu, "Hekimlik sadece meslek değil, insanlığa karşı bir borçtur; aldıkları mesleki donanım ve bilginin vatandaşa sunulması gerekiyor. Yaşadıkları toplumun, ülkemizin, sınır tanımaksızın tüm dünyadaki insanların dertleri ile dertlenmeleri gerekiyor. İnsana yararlı olma refleksi, ne sınır ne dil ne de ırk tanıyor. Eğer bu felsefeyi tüm dünyaya yayabilseydik, bugün yaşanan kargaşa olmazdı diye düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.- " Nusaybin'e atanan doktor oğlum için talepte bulunmadım"Vural Kavuncu, yaşanan sıkıntı nedeniyle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne bir çok hekimin gönüllü olarak gittiğini belirtti.O hekimlerin çok kutsal hizmet yaptığına dikkati çeken Kavuncu, onlara her türlü desteğin verilmesi gerektiğine işaret etti. Vural Kavuncu, "Zaman zaman bölgede ambulans çağrılıyor, fakat ambulans gasbediliyor, sağlıkçılar darbediliyor ve hayatlarından olabiliyorlar. O arkadaşlarımız, görevleri için hayatlarını tehlikeye atıyor. İnşallah oradaki sorunları kısa dönemde atlatırız. Oradaki vatandaşlarımızın da duyarlı olmaları ve sağlık personelinin yaptığı bu göreve karşı duyarlılıklarını sunmaları gerekiyor" dedi.Kavuncu, geçen yıl mezun olan hekim oğlunun ilk atamasının Mardin'in Nusaybin ilçesine yapıldığını belirterek, şunları kaydetti: "Oğlum oraya tereddütsüz olarak gitti. Göreve başladığı gün Kobani olayları nedeniyle sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti. Ne kendisi bir gün benden talepte bulundu, ne de ben oradaki hastane başhekimi ve yöneticilerini aradım. Oğlum adıma farklı bir muamele talep etmedim. Nusaybin'de 5 ay görev yaptı ve sonra tıpta uzmanlık sınavını kazanarak başka bir yere geçti."