Rum lider Anastasiades: "Müzakerelere kaldığı yerden devam etmeye hazırım"
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiades, Kıbrıs sorununun çözümü için müzakerelere kaldığı yerden devam etmeye hazır olduğunu söyledi.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiades, Kıbrıs sorununun çözümü için müzakerelere kaldığı yerden devam etmeye hazır olduğunu söyledi.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiades, Güney Kıbrıs'ta yayınlanan Fileleftheros gazetesine açıklamalarda bulundu. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreterine yeni bir mektup göndermeye kendisini neyin teşvik ettiği sorusuna karşılık Anastasiadis, mektubu göndermekteki amacının son yaşanan olaylara ilişkin ayrıntılı bilgi vermek olduğunu, bu bahaneyle de müzakerelere Crans Montana'da kaldıkları yerden devam etme niyetini yinelediğini söyledi. Müzakerelerin yeniden başlaması için gerekli koşulların oluşturulması ve gerek Türkiye, gerekse Kıbrıs Türk tarafının kabul edilemez tezleri sebebiyle oluşan engellerin aşılmasına dair önerilerini mektupta dile getirdiğini savunan Anastasiadis, Rum Ulusal Konsey'in ileri sürülen Türkiye'nin Güney Kıbrıs'ın tek yanlı ilan ettiği MEB'indeki "yasa dışı eylemlerinin" sona erdirilmesi koşuluyla müzakerelerin yeniden başlayabileceği yönünde kararını da yinelediğini ifade etti. Mektubunda zorlukların aşılması çerçevesinde parlamenter demokrasi şeklindeki alternatif önerilere değindiğini belirten Anastasiadis, ayrıca siyasi eşitlik unsuruna Kıbrıslı Türkler tarafından dile getirildiği şekliyle değil nasıl ele alınması gerektiğine değindiğini ifade etti.
Kıbrıslı Türklerin doğal zenginlikleri üzerindeki haklarını hiçbir zaman inkar etmediklerini, hiçbir zaman Kıbrıslı Türklerin haklarını yağmalama niyetinde olmadıklarını öne süren Anastasiadis, hidrokarbon konularının merkezi hükümete ait olduğuna ve gelirlerin paylaşımına dair uzlaşıların bulunduğunu hatırlatmak istediğini söyledi.
"Gayriresmi herhangi bir görüşmeyi hiçbir zaman reddetmedim"
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın kendisini beşli bir gayriresmi konferansa katılmaya davet ettiğinin hatırlatılması üzerine ise Anastasiadis, Cenevre ve Crans Montana'da gerçekleştirilen zirve toplantılarındaki oluşumla gerçekleşmesi kaydıyla hiçbir gayriresmi buluşmayı reddetmediğini ifade etti. Anastasiadis, AB'nin ne kendilerine ne de Kıbrıslı Türklere düşman olduğunu, Güney Kıbrıs'ın üyesi olduğu ve Kıbrıslı Türklerin de bundan faydalandığı ve çözüm olması durumunda daha da çok faydalanacakları bir devletler birliği olduğunu ifade etti.
"Hiçbir zaman iki devletten bahsetmedim"
İkili görüşmelerinde iki devletli çözümden bahsettiğine ilişkin tartışmaların sorulması üzerine ise Anastasiadis, "Hiçbir zaman iki devletli çözümden bahsetmedim. Söylediğim şey, çıkmaz durumunda atılacak sonraki adımın ne olacağına kafa yormamız gerektiğidir. Yetkilerin merkezden uzaklaştırılmasından bahsettiğimde, güya o dönemde güçlü merkezi hükümette uzlaştığımız şeklindeki temel ilkeden uzaklaştığımız söylendi. Merkezi hükümet ne kadar güçlü olursa, ne kadar çok yetkiyi kendinde toplarsa, çözümün fonksiyonel ve kalıcı olması da o kadar zor olacaktır. Kıbrıslı Türkler bunu müzakere etmeyi reddetmedi ancak bazı siyasi güçler bunu kabul etmeyi reddediyorlar. E çözüme nasıl ulaşacağız? Statüko her geçen yıl Kıbrıslı Rumların aleyhine işliyor" dedi.
Müzakerelerin hemen başlaması için gerekli şeyleri yerine getirmediğine dair eleştirilere de yanıt veren Anastasiadis, kendisini eleştirenlerin karşısına müzakerelerin yeniden başlamasını sağlayacak elle tutulur bir öneriyle gelmediklerini söyledi.
Özersay'yla yemek
Anastasiadis, söyleşide Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay'la yemekte bir araya gelmesine ilişkin soruları da yanıtladı. Yenilen yemekte Özersay'ın kendisine kapalı bölge Maraş konusunu açıp açmadığı şeklindeki soruya Anastasiadis, "Ne Maraş ne de herhangi bir önleme ilişkin tek kelime dahi edilmedi" yanıtını verdi.
"Akıncı'yla sosyal bir görüşme gerçekleştirmeniz daha faydalı olmaz mıydı?" sorusuna ise Anastasiadis, "Sayın Lute'la görüşmemizi önerdim. Genel Sekreterden bizi bir görüşmeye çağırmasını istedim. Her iki önerim de reddedildi. Türkiye-Yunanistan ve iki toplum liderliyle dörtlü görüşme önerdi. Bunun gerçekleşmesi imkansız olduğu için ben reddettim. Beşli görüşme önerisiyle geldi. AB'nin de katılması kaydıyla memnuniyetle kabul ettim. AB'nin katılımını istemem şart veya koşul değildir ancak bu diyalog yoluyla karşılaştığımız sorunları aşmamızı sağlayacak fikirler sunulabilir" cevabını verdi.
"Özersay size iki toplumlu iki kesimli federasyonun çözüme götürmeyeceğini düşündüğünü söylediğinde siz ne yanıt verdiniz?" sorusu üzerine Anastasiadis şunları söyledi:
"Yanıtım, Kıbrıs Türk toplumunun endişelerini azaltmak için sunduğum önerilerdi. Yani merkezi yönetimin yetkilerinin azaltılması, Kıbrıslı Türklerin çıkarlarının olumsuz etkilendiği noktalarda olumlu oyun kabul edilmesi. Bizi, ideolojik gruplarda, millet temelinde değil Kıbrıs vatandaşları olarak bir araya getirerek işbirliği yapmamızı sağlayabilecek parlamenter demokrasi modeline değindim. Devlet Başkanı'nın sembolik yetkilerle daimi olarak Kıbrıslı Rum olması durumunda, parlamenter demokraside dönüşümlü başkanlığı kabul edeceğimi ifade ettim. Çünkü bu sistemde, hükümetler milli kökene dayalı değil ideolojik kimlikle oluşturulacaklar ve hükümete Kıbrıslı Rum veya Kıbrıslı Türk başkanlık etse bile, oluşturdukları ittifak temelinde hazırladıkları program uygulanacak ve mecliste çoğunlukları olacak. İdeal çözüm budur ve bu tüm devletlerde geçerlidir." - LEFKOŞA