Kılıçdaroğlu, CHP TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu: (2)
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, terörle mücadele sırasında yaralanan ancak gazi sayılmayanların gazilik taleplerinin bulunduğunu belirterek, "Eğer bunlar yapmazlarsa, eğer bunlar hala 5'li çetenin dediklerini yapıyorlarsa, hala rant ve ihale dağıtıyorlarsa hiç meraklanmayın, az kaldı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, terörle mücadele sırasında yaralanan ancak gazi sayılmayanların gazilik taleplerinin bulunduğunu belirterek, "Eğer bunlar yapmazlarsa, eğer bunlar hala 5'li çetenin dediklerini yapıyorlarsa, hala rant ve ihale dağıtıyorlarsa hiç meraklanmayın, az kaldı. Az kaldı, geliyor gelmekte olan ve çözeceğiz." dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, terörle mücadele sırasında yaralanan ancak gazi sayılmayanların örgütlendiğini belirterek, ilgili dernek yöneticilerinin kendilerini ziyaret ettiğini ve onlar için bir kanun teklifi hazırlayacaklarına söz verdiklerini anlattı.
Ancak onlara bütün siyasi partilere gidip bu konuda söz almalarını söylediklerini, bu durumun sağı solu olamayacağını, "Vatansever olan bütün partiler size gazilik unvanı vermek için elini kaldırır" dediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, ancak CHP'nin kanun teklifinin reddedildiğini, MHP'nin verdiği kanun teklifinin de 7 aydır beklediğini öne sürdü.
Kılıçdaroğlu, "saraydan irade alınmadığı" için beklendiğini iddia ederek, şu değerlendirmede bulundu:
"Saray kimin yanında diye soruyorsanız ben söyleyeyim, saray sizin yanınızda değil, 5'li çetenin yanında. Eğer bunlar yapmazlarsa, eğer bunlar hala 5'li çetenin dediklerini yapıyorlarsa, hala rant ve ihale dağıtıyorlarsa hiç meraklanmayın, az kaldı. Az kaldı, geliyor gelmekte olan ve çözeceğiz. İnançla, kararlılıkla çözeceğiz. Bu işin siyaseti mi olur? Ben akşam evimde huzur içinde yaşıyorsam bu kahramanlar, gaziler, şehitler yüzündendir. Onlara bu toplumun minnet borcu vardır. Hepimizin bunu çok iyi bilmesi lazım. Ülkücü kardeşlerim bunu gayet iyi biliyor ama parlamentoda milliyetçi geçinenler bunu bilmiyor. Saraydan emir alacak.... Ne zamandan beridir milliyetçiler birilerinden talimat, emir alır."
Kars'a yaptığı ziyareti de değerlendiren Kılıçdaroğlu, şehrin 20 yıldır kan kaybına uğradığını, sokaklarda gezerken ceplerinin "Ne olursunuz bana iş bulun" kağıtlarıyla dolduğunu söyledi.
Ülkenin kan kaybı yaşadığını savunan Kılıçdaroğlu, kimsenin görmediği yerlerdeki kan kaybının çok daha yüksek olduğunu ileri sürdü.
Kılıçdaroğlu, Doğu Anadolu'daki kayıtlı çiftçi sayısının da düştüğünü öne sürerek, ithalatla başka ülkelerin çiftçilerine milyar dolarlar aktarıldığını iddia etti.
AK Parti hükümetleri döneminde 7 milyar 365 milyon dolarlık büyükbaş, 373 milyon 215 bin dolarlık küçükbaş canlı hayvan, 1 milyar 433 milyon dolar kırmızı et ithalatı yapıldığını bildiren Kılıçdaroğlu, toplam ödemenin 9 milyar 171 milyon dolar olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, bu paranın Türk çiftçisine ödenmesi halinde Türkiye'nin, Orta Doğu'nun ve Kafkasların besleneceğini belirterek, "Bu iktidar batının çiftçisine çalışıyor, size değil." diye konuştu.
Yem ham madesi için 58 milyar dolar ödendiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, amacın vatandaşı açlığa mahkum etmek olduğunu ileri sürdü.
Kılıçdaroğlu, cep telefonunun bile vatandaşa fazla görüldüğünü iddia ederek, şunları söyledi:
"Çiftçi kardeşlerim merak etmesinler. O bölgeyi tarım ve hayvancılık açısından stratejik bölge ilan edeceğiz. Bir süre sonra sadece Türkiye değil Kafkaslar da Orta Doğu da görecek Türkiye'nin besicilikte ne kadar ileriye gittiğini, çiftçilerimizin nasıl kazandığını. Ele muhtaç olmadığını herkes görecek. Bunu yapacağız. Öyle 'traktördü, hayvandı; geleceğiz, alacağımız var, haczedeceğiz' buna da son vereceğiz.
Kars'ın Çamçavuş köyündeki suda yüksek arsenik tespit edildiğini ve bunun insan sağlığı açısından zararlı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Kars Valisine sesleniyorum, Özel İdareden yapıyorsan yap kardeşim. İstiyorsan Devlet Su İşlerini harekete geçir yap kardeşim. 2 ay süre veriyorum. 2 ay içinde yapmazsan o köye suyu CHP'nin belediye başkanları getirecek." diye konuştu. Caminin ise ruhsatsız olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, böyle bir şeyi daha önce duymadığını, bu sorunun da çözülmesi gerektiğini belirtti.
"Türkiye saygınlığını yitirmeye başladı"
Türkiye'nin akılla, bilgiyle yönetilmediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, itibar sahibi Türkiye'nin, saygınlığını yitirmeye başladığını iddia etti.
OECD'nin Mali Eylem Görev Gücü tarafından, kara parayla ve terörü finanse eden kaynaklara göz yumulduğu gerekçesiyle Türkiye'nin gri listeye alındığını ifade eden Kılıçdaroğlu, ülkenin itibarının ayaklar altına alınmasına hükümetin hakkı olmadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik eleştirilerde bulunan Kılıçdaroğlu, şunları belirtti:
"(Her evde araba var, kapıcısında da araba var, ikinci ele araba yetişmiyor) diye, beyefendi, bu şahıs böyle bir şey söylemiş. Ona mı göz diktiniz? 'Kapıcının da arabası var.' O bir aile kardeşim. Onun arabası var diye Türkiye zengindir sanıyor. Sen o arabayı o kişi alırken, o cep telefonunu o kişi alırken kaç lira vergi ödediğini biliyor musun? Sadece cep telefonundan örnek vereceğim. Kültür ve Turizm Bakanlığı bir vergi alıyor, TRT ayrıca alıyor, ÖTV alınıyor, bütün bunların üzerinden bir de KDV alınıyor. Bu vergiler nereye gidiyor? Beyefendi sen sarayda saltanat sür diye sana verilmiyor ama sen bu paraların tamamını saltanatın için kullanıyorsun, sayısını bilmediğimiz araçların için kullanıyorsun. Dönüyorsun apartman görevlisinin arabasına göz dikiyorsun. 'Onun arabası var siz ne yapıyorsunuz, onlar zengin.' diyor. Sen apartman görevlisinin kaç lira aldığını biliyor musun? Asgari ücretin kaç lira olduğunu biliyor musun? O insanların nasıl yaşadığını biliyor musun? O insanların çocuklarının rutubet ortamında yaşadığını biliyor musun?"
Devletin yönetilmediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın "yaşam kalitesi" diye bir ifadeden haberdar olup olmadığını sordu.
Bakanlıkların devre dışı kaldığını, bütün kararların bir kişi tarafından alındığını iddia eden Kılıçdaroğlu, faturanın 83 milyonun sırtına yüklendiğini, vatandaşın Cumhuriyet tarihinde böyle garip bir devlet yönetimine tanık olmadığını savundu.
Kılıçdaroğlu, doların tırmanmasıyla vatandaşın kaybettiğini, kazananın dolarla borç verenler, ihale alanlar, yol-köprü ücretlerini tespit edenler olduğunu belirtti.
(Sürecek)