(Özel Haber) Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu'ndan Erdoğan-Barzani Buluşması Yorumu
Diyarbakır Dicle Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Grevlisi Doç.Dr.Hüseyin Şeyhanlıoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani ile arasında gelişen...
Diyarbakır Dicle Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Grevlisi Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani ile arasında gelişen ittifakı değerlendirdi. Şeyhanlıoğlu, "Mesud Barzani, muhafazakar bir kişidir. Aynı şekilde Başbakan Erdoğan'a baktığımızda onun da muhafazakar olduğunu biliyoruz. Recep Tayyip Erdoğan ile Mesud Barzani arasında yapılan bu ittifaklar oldukça kuvvetli emareler taşıyor" dedi.
Dicle Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Görevlisi ve Uluslararası Ortadoğu Barış Araştırmaları Merkezi Danışmanı Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu, geçtiğimiz hafta sonu Diyarbakır'da gerçekleşen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani'nin buluşmasını yorumladı. Görüşmeyi tarihi bir kırılma olarak değerlendiren, Şehanlıoğlu, Barzani'nin Diyarbakır'a gelmesinin nedeninin çözüm sürecine destek olduğunu göstermek amacını taşıdığını söyledi. Erdoğan ile Barzani'nin buluşmasının programlanmış bir buluşma olarak görmediğini anlatan Şeyhanlıoğlu, görüşmenin spontane olarak geliştiğini aktardı.
"ÇÖZÜM SÜRECİNİN ANA AKTÖRÜ ERDOĞAN'DIR"
Başbakan Erdoğan'ın Kürt sorununu çözmek için son bir yıldır somut adımlar attığını hatırlatan Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu, Başbakan Erdoğan'ı sürecin ana aktörü olarak değerlendirdi. Şeyanlıoğlu, "1984 yılında PKK, sosyalist bir örgüt olarak, devlete karşı silahlı mücadelesine başladı. Bu silahlı mücadele ülkenin sistemini etkiledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kürt sorununu çözmek için, yaklaşık bir yıldır çok somut adımlar atmaya başladı. İlk belirgin somut adımı, Abdullah Öcalan'ın Diyarbakır Nevruz'unda okunduğu mesajında silahları gömün demesiyle başladı. Son 10 ayda silahsız bir şekilde Kürt sorunu yürütüyoruz. Başbakan, bunun adına barış süreci ismini verdi. Barış sürecinde Recep Tayyip Erdoğan ana aktördür. Başbakan Erdoğan son aylarda özellikle Suriye'deki yaşananlardan dolayı içeride bunalmış bir vaziyete girdi. Bu süreci desteklemek için sürece ortak müttefikler bulundu. 37 yıldır sürgünde olan Şıvan Perver ve Kürt büyüğü olarak bilenen Mesud Barzani'nin bu sürece destek verildiği görüldü. Barzani ve Perver'in Diyarbakır'a gelişini spontane olarak görüyorum. Yani programlanmış bir buluşma olmadığını düşünüyorum. Erdoğan, Barzani ve Perver'in ortaklaşa bu süreci Diyarbakır'da çözmeye çalışmaları gerçekten tarihi bir adımdı. Bu tarihi bir kırılma noktasıdır. Bugünden sonra Kürt sorununda silahlı dönem kapanmıştır. Daha önce verdiğimiz oranlarda, yüzde 30 barış, yüzde 70 savaş olur diye düşünüyordum. Ama bugünden sonra, barış oranı yüzde 50'yi geçti. Halkın verdiği destek ile Mesud Barzani'nin çok kuvvetli mesajları, Kürt sorununu bugünden sonra kolay kolay kimsenin silahla artık çözmeye cesaret edemeyeceği bir noktaya getirdi" diye konuştu.
"ERDOĞAN İLE BARZANİ'NİN İTTİFAKI YAVUZ SELİM İLE İDRİS-İ BİTLİS İTTİFAKINA BENZİYOR"
Şeyhanlıoğlu, Başbakan Erdoğan ile Barzani'nin ittifakını Yavuz Sultan Selim ile dönemin Kürt beyi İdris-i Bitlisi'nin ittifakını benzettiğini ifade ederek, bu ittifakın İran ve Irak ittifakına karşı bir denge olarak görüldüğünü söyledi. Şeyhanlıoğul, "Recep Tayyip Erdoğan ile Mesud Barzani arasında yapılan bu ittifaklar oldukça kuvvetli emareler taşıyor. Örnek olarak, bu süreçte Erdoğan ve Barzani'nin ittifakı açıkçası, Irak Başbakanı Maliki ve İran ittifakına karşı bir denge olarak görülebilinir. Aynı şekilde İran, PYD, Beşşar Esad ve Hizbullah ittifakına karşı bir denge olarak da görülebilinir. Bu ittifak, Türkiye'deki Kürt sorununu çözmeye değil, aynı zamanda Türkiye ve Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi ile arasında stratejik atılan adımlar anlamına gelmektedir. Bu ilişkiyi 1514 yılında Yavuz Sultan Selim ile İdris-i Bitlis arasında yapılan bir ittifaka benzetiyorum. Bu ittifakı günümüzde Erdoğan-Barzani ittifakı olarak görüyorum. Recep Tayyip Erdoğan ile Mesud Barzani arasında enerji konusunda gündeme gelen ittifak, Ortadoğu'daki taşları yerinden oynatacak türdendir. Buna Amerika çok fazla müsaade etmeyecektir. Bu ittifak Türkiye'ye Ortadoğu'nun kapılarını açacağı gibi, Irak Kürtleri için de hayati derecede önemlidir" diye konuştu.
"KÜRTLER VE TÜRKLER BİRBİRİNDEN AYRILAMAZ"
Türkler ve Kürtlerin birbirinden ayrılamayacağına dikkat çeken Şeyhanlıoğlu, Kürt ve Türk halklarının ilişkilerinin geleceğe dair umutlar taşıdığını dile getirerek, şunları söyledi:
"Bu iki halkın da Sunni olmaları, tarihte aralarında herhangi bir sorunun olmaması, 30 yıllık teröre ve 100 yıllık devlet hatalarına rağmen bu iki halk birbirine düşmediyse, bunu milletin ruhunda aramak lazım. Bu ilişki geleceğe dair de çok kuvvetli umutlar veriyor. Bu açıdan baktığımızda Türkiye'nin bu hamlesi İran, ABD ve İsrail'e karşı çok kuvvetli bir cevaptır. Bir tek İsrail 50 yıldır Ortadoğu'da kan kusturuyor. En son Türkiye'yi de Mavi Marmara saldırısıyla vurdu. Dolayısıyla bizim kendi aramızda ittifak kurmamız halinde, bir çok durumu önleyebiliriz. Çıkarlar dünyasında yaşıyoruz. Hepimizin çıkarı bir bütündür. Biz birlikte çalıştığımız taktirde, hepimiz bu işten karlı çıkacağız. Türkiye son 10 yılda yükselen bir güç olarak Somali'den, Amerika'daki Kızılderililere kadar elini uzatmış durumdadır. Türkiye'nin bu şahlanması iç sorununu çözmesiyle alakalıdır. Yani bağırsaklarındaki pislikleri temizlemeli. Bu da ilk başta Kürt sorununu çözmesiyle mümkündür. Bu konuda da çok çok önemli adımlar atmıştır." - DİYARBAKIR