Öcalan'a Ev Hapsi Söz Konusu Değil
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tv programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kanal D ve CNN TÜRK'te yayınlanan Başbakan ile Özel programında, Taha Akyol, Enis Berberoğlu, Hande Fırat ve Hakan Çelik'in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Öcalan'a ev hapsi iddialarıyla ilgili, "Ev hapsi Söz konusu bile değildir. Burada da risk alıyoruz. 'al başkanlığı ver şunu' haşa böyle birşey olamaz" diye konuştu. 1500-2 bin arasında PKK'lının ülkeyi terketmesini beklediklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, çekilme süresiyle ilgili bir takvim verilemeyeceğini söyledi.
SÜRECE BÖLGEDEN YÜZDE 70-80 DESTEK VAR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Kanal D ile CNN Türk ortak yayına katılarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Çözüm sürecini değerlendiren Başbakan Erdoğan, çalışmaların bölgeden de büyük destek gördüğünü vurgulayarak şöyle konuştu: "Şahsım ve yakın çalışma arkadaşlarım olarak süreci başarılı görüyoruz. Başarının medyanın olumlu yaklaşımları ile isabetli gittiğine ve gideceğine inanıyorum. Geçmişteki hatalar yapılmazsa başarılı şekilde devam edeceğine inanıyorum. Halkımızın, olumlu olduğunu ekonominin süreci satın aldığını görüyorum. Bu süreç içerisinde halkımıza bunu anlatmayla bunun daha da yükseleceğine inanıyorum. Bütün dernekler, 'bunu bitirin' diyorlar. Gelişmelerde de onların inancının arttığını görüyorum. Güney ve Doğu Anadolu'da yüzde 70-80 kabul var. Maddi ve manevi kayıplar var. Refah ve huzur noktasında kayıplar var. Eski rakamla 36-37 katrilyon yatırım yapmamıza rağmen insanların manevi huzursuzluğundan dolayı yansımıyor. Bunlar halk tarafından seviliyor ama Yükseova'da makineler yakılınca halk huzursuz oluyor. Milli Eğitim Bakanım Hakkari'nin değiştiğini söylüyor. Esnaf alanında hareketlenme var. Aynı şey Şırnak tarafında da var. Özel sektör yatırmının sürece yönelik olumlun gelişmeleri gösteriyor. 1'e 10 talep var yatırım anlamında. Daha iyi olacak."
Süreçle ilgili olarak çalışmaları kendilerinin başlattığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, af gibi bir durumun söz konusu olmadığına dikkat çekerek şöyle konuştu: "Her şeyi samimi değerlendirerek süreci değerlendirmemizi istiyorum. Halkıma inanıyorum onlarda bize inanıyor. Zaman her şeyin şahidi olmuştur. Biz göreve geldiğimizde terör örgütünün başının nerede olduğu belliydi. Bu gün gelinen noktada var. Siyaset ve ekonomi risktir, hayat risktir. Risklerle bereber hayatı yaşıyoruz. Bu süreç içerisinde, önceki MİT Müsteşarı zamanında ön görüşmeleri başlattık. Biz bu konuları pazarlık unsuru yapmadık. Ne halkımın bana verdiği böyle bir yetki var, ne de partimizi böyle bir anlayışı var. Bizler devlete ait haklar konusunda af kullanabiliriz. Ama şehitlerimizin ya da herhangi bir maktülün affını yapamayız. Böyle bir af varsa maktülündür, varisinindir. Ben Uşak'ta bunu söyledim. 'Şeriat mı getireceksin' dediler. Karşılık değil bir amaç uğruna bunu yapıyoruz. Milletimizin, huzuru, refahı, istikrar için yapıyoruz."
Başbakan Erdoğan, Öcalan'a ev hapsi iddialarıyla ilgili olarak, "Ev hapsi Söz konusu bile değildir. Biz İmralı'da neden bu kadar bedel ödüyoruz. Normal bir F tipine alacak olsak hergün toplu mitinglere neden katlanalım. Burada da risk alıyoruz. 'Al başkanlığı ver şunu' haşa böyle birşey olamaz. Biz 4'ncü dönem başkanlık ilkesini getirmişiz. Biz cumhurbaşkanının millet seçsin talebine cevap verenlerdeniz. Biz başkanlık sistemini neden konuştuk. Sayın Demirel'de, Özal'da bunu konuştu" dedi.
SÜRECİ PROVOKE ETMEK İSTEYENLER VAR
Süreci provoke etmek isteyenlerin olduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan, PKK'lıların ülkeyi terketmesiyle ilgili olarak şunları kaydetti: "Burada iki başlık çok önemli. Bir bu işi provoke etmek isteyen içerden ve dışardan olanlar. Türkiye'nin bölgede huzurlu ve güçlü olmasını kimse istemiyor. Güçlü bir Türkiye'nin nelere muktedir olabileceğini biliyor. Geçmişte alan eldik, şimdi veren el olduk. Daha fazla vereceğiz. Bunların sıkıntısı içerden bizi nasıl provoke ederler. Biz buna karşı bütün tedbirleri lacağız. Silahların bırakılmaması sıkıntı doğurabilir. Silahlı birinin geçmesini görmeleri halinde hukuki sorunlarda çıkabilir. Hukuk devletinin içerisindeyiz. Burasını yol geçen hanına çevirmek olmaz. Onlar geliş, gidiş yollarını çok iyi biliyorlar. Bütün buraların hepsi devasa bir sınır. Silah değil, siyaset. Buna doğru bir yaklaşımın kesinlikle telkin bekliyoruz."
SURİYE'DE BELİRLEYİCİ ÇİN VE RUSYA'NIN TAVRI OLACAK
Bölgedeki son durumu ele alan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'de belirleyici olanın Rusya ve Çin'in tavrı olacağını söyledi. Başbakan Erdoğan şöyle konuştu: " Irak'ın kendi içinde bütünlük yok. Maliki'yi tek başına bir güç olarak görmüyorum. Tükiye'ye bakışı farklıdır. Maliki gibi düşünen bir Irak halkı düşünmüyoruz. Bu Irak halkı için bir kayıp olur. Seçimleri 6 ay ileri aldılar. Halk ayaklanıyor. Çünkü yaklaşım doğru değil. Irak'ta bir huzursuzluk var. Barzani buradaydı. Ciddi bir rahatsızlık olduğunu söyledi. Sadece Sünniler'de değil. Şiler'de de var.
İran Suriye konusunda takındığı tavrı kabullenmemiz doğru değil. Rusya ve Çin'in tavrıdır. Rusya ve Çin, Suriye'nin avukatı değil de muktedir olurlarsa. Suriye çözüm sürecine gider."
IRAK'LA İLİŞKİLER
Başbakan Erdoğan, Irak ile ilişkileri değerlendirirken, şunları söyledi: "Kuzey Irak'ta silah bırakma meselesin ne kadar katkı sağlayacak? Enerji Bakanı ile Kuzey Irak'a Maliki izin vermedi. Ticaret, ekonomik cazibe merkezi getirmeli. Irak'ın mevcut rejminde mümkün mü? Irak anayasasına göre petrollerin yarısı Kuzey Irak'a. Irak niye bize böyle bir yardım etti. Kuzey Irak'ta açığını bizimle kapama yoluna gitti. Onlarla ticari sözleşme içerisine girdik. Bu sözleşmeyi engelleyici bir anayasa maddesi mevcut değil. Türkiye olarak birileri kendine göre vin vin hesabı yapıyorsa Türkiye'ninde bir kazan kazan hesabı vardır. Malum bir boru hattımız var, belki bu takviye edilecek yeni boru hatları ile. Bizde bunu çok daha faal hale getirmek, Kuzey Irak yönetimide bıuralardan kendi hakkını almak durumundadır."
SİLAHI TÜRKİYE'DE BIRAK ÇEKİL
Türkiye'yi terkedecek PKK'lıların silahlarını bırakıp gitmelerini söylerken sözlerini şöyle sürdürdü: "Gidecek olan, silahını gömsün, mağarada... Bırakır gider. Aksi takdirde bu provakasyona çok açıktır. Hazırlanacak yasal zeminler anayasaya aykırı olamaz. Oslo sürecinde MİT müsteşarı hakkında fezleke düzenlendi. Kuzey Irak'a çekilirken, silah bırakma orada olacaktı. Endişe doğru mu? Oslo sürecinde mağdur, MİT müsteşarı ve biziz. Olmayan şeyler varmış gibi gösterilmek sureti ile olmayan şeyler var gibi gösterildi. Ben yeniden bir Oslo sürecine müsade etmem. Gurbette böyle şeyler olunca oraya böcekler giriyor. Bizde bu şeyleri artık emin ellerde yürütmemiz lazım. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Burada eğer çerçekten ülkemizin sınırlarını gececeklerse silahı bırakarak bu mümkün. Bizim güvenlik güçlerimizin eli silahlıya silah sıkması söz konusu değil. Silahlı 1500-2000 gibi bir rakam bize söyleniyor. Benim ülkemin başında sorun o ülkenindir. Belki İran'a, Suriye'ye gidecek. Ülkemin refahı, huzuru önemli. Ekonomik patlamayı gerçekleştirdiğimizde hava değişecek. Orada yaşayan Kürt vatandaşım hayata başka bakacak. Kendini bulacak. Artık yeni hava esmeye başlayacak. ülkemin entellektüeli bunu farklı değerlendirecek. Eğitim sistemimiz katkısını verecek. Silahla bir yere varılamaz. Bu işi siyasetle, parlementoda yapın. Artık silahlar bırakılmıştır, mücadelemizi siyasetle vereceğiz. Bu başarılınca huzur ülkemin geneline yayılacaktır. Türkiye 2023 hedeflerine süratle ulaşacaktır. Güneydoğu, Doğu ham. Yatırımlarla sıçrayacak. Önümüzde 2 yıl Türkiye için prova olacak. Verilen sözler, okunan mektup hakkaten uygulamaya gelecek olursa Türkiye'nin 2014-2015'i karşılayacağını inanıyoruz. Silahların susması değil. Silahın bırakılması diyorum. Operasyonların durması söyleniyor. Silahlar ırakılırsa operasyon durur. Senin sırtında silah sınırdan geçiyor. Güvenlik gücünün bunu görünce sessiz kalması mümkün değil. Bunun için bir düzenleme alebi ile gelmek yasa bilmemezliktir."
DEMİRTAŞ'IN AÇIKLAMALARI İPE UN SERMEKTİR
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, 'Öcalan silah bırakma çağrısı yapmadı. Öcalan ile doğrudan temas kurulsun' sözleri hatırlatılan Başbakan Erdoğan, "BDP ile doğru teması kurdurduk. Bunlar söylendi onlara. Bunu ipe un sürmek anlamına gelir. Onlara bu tür şeyler söylenmiştir ve bundan sonra da gelir. Bu işin takvimi olmaz. Bu süreci biz yönetmiyoruz ki takvim koyalım" dedi.
TERÖRLE MÜCADELEDE KOMŞU ÜLKELERLE GÖRÜŞÜYORUZ
Terörle mücadeleyle ilgili olarak komşu ülkelerle işbirliğine gittiklerini söyleyen Başbakan Erdoğan, "Sadece Irak değil. Yunanistan ile görüşüyoruz. 11 bakanla geldiler. Biz komşuyuz. Bu kadar önemli bir diplomatik görüşmede, bizim ülkemizi vuranların lkelerinde yaşamasını... Aldığımız bilgilerde bu kampların dağıtıldığını öğrendik. Yargılananlar oldu. Ama serbest burakıldı" diye konuştu.
TERÖRLE MÜCADELE SÜRECEK
Terörle mücadelenin devam edeceğini ifade eden Erdoğan şöyle konuştu: "Bütün askerimiz, polisimiz istihbaratımız ile rehavet içinde değiliz. Ay sonunda 4 tabur gidecekse gider. Biz terörle mücadelede asla rehavete kapılamayız. Terör kazanamaz ve kazandıramaz. Bunu çok iyi bilmeleri lazım. Biz şehit veriyoruz bir makama koşuyoruz ama onlarda pisipisine ölüyor. Bütün bunlara rağmen biz 1'e 3 kazanıyoruz. Olmasaydı 1'e baş kazanacaktık. Kürt kardeşlerimin Ak Parti'ye gönül verdiyse bizim hizmetlerimiz sonucunda. Bölücü terör örgütüne rağmen yapamayacağız. Bu mücadeleyi vermeye devam edeceğiz. Silah bırakmadan bu iş olmaz. Bütün imkanlarımız güçlerimiz tamam dendiği anada zaten sükun hakim olacak. Birinci aşama ülkemin içi. Dışı ilede devam edecek. Ülkemde şu silah bırakma işi gerçekleşmesi ile Türkiye sıçrayacaktır. Bu farklı bir geometrik şekil ile yansıyacaktır." - Ankara