Haberler
İsrail ile Lübnan arasındaki ateşkes için saat veren Biden'dan dikkat çeken Türkiye açıklaması

İsrail-Lübnan ateşkesi için saat veren Biden'dan dikkat çeken Türkiye açıklaması

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı: İran tehdidine odaklanmak

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

Numan Kurtulmuş: Türkiye, Deli Gömleğini Çöp Tenekesine Atmak Zorunda

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Meclis'in görevinin anayasayı değiştirmek olduğunu, Türkiye'nin bu deli gömleğini fırlatıp atmak zorunda olduğunu söyledi.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, parlamentonun görevinin anayasayı değiştirmek olduğunu belirterek, Türkiye'nin bu deli gömleğini fırlatıp çöp tenekesine atmak zorunda olduğunu söyledi. Numan Kurtulmuş, Güneydoğu'daki yerel yönetimleri eleştirerek, "Yöresindeki halkın oylarıyla belediye başkanı seçiliyorlar. Vazifeleri halkına hizmet götürmektir. Hiçbir yerel yönetimin hendek kazmak gibi bir görevi yoktur. Milletin oylarına ihanet ediyorlar" dedi.

İNTERNET MEDYASI DERNEĞİ'Nİ KABUL ETTİ

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Başbakanlık Dolmabahçe Ofisi'nde İnternet Medyası Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hadi Özışık ve yönetim kurulu üyelerini kabul etti.


CHP VE MHP GÖRÜŞMELERİ

Burada basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, MHP ve CHP ile yapılan görüşmelerle ilgili, "Bu görüşmeler Türkiye'de bundan sonraki süreç bakımından olumludur. Kaldı ki hem CHP hem ve MHP görüşmesinin bütünlüğünde genel perspektif itibariyle tabi ki farklı noktalar vardır. Ancak büyük oranda sürece ilişkin bir mutabakat sağlanmıştır. Öncelikli olarak 3 partinin ittifak ettiği nokta şurasıdır. Türkiye artık 12 Eylül anayasasının Türkiye'ye vermiş olduğu bu ortam yönetilemez bir ülkedir. Bu deli gömleğini Türkiye fırlatıp çöp tenekesine atmak zorundadır. 12 Eylül sisteminin değiştirmek, 12 Eylül'ün ortaya koyduğu askeri cunta mantığındaki anayasayı değiştirmek bu parlamentonun vazifesidir. Başından itibaren söylüyoruz. Eğer bu parlamento yeni bir anayasayı ortaya koyamazsa aslında siyaseten hiçbir şey yapmış olmayacaktır. Sadece günlük kozmetik işlerle uğraşmış demek olacaktır. Burada anayasa değişikliğinden bahsetmiyoruz" dedi.


"12 EYLÜL ANAYASASI TÜRKİYE'DE YÖNETİLEMEZ BİR DEVLET YAPISI ÖNGÖRMÜŞTÜR"

"Bizim dediğimiz ruhunu ve felsefesinin bütünüyle 12 Eylül anayasasının anti demokratik ruhunu değiştirecek yeni bir anayasaya ihtiyaç vardır" diyen Numan Kurtulmuş, " Bu anayasada da toplumunun büyük kesiminin katıldığı bir sürecin yürütülmesinde kararlıyız. Dolayısıyla her konuyu tartışırız. Hiçbir rezervimiz yoktur. Şu olur şu olmaz diye hiçbir konu hakkında konuşmayız ama biz kendi görüşlerimizi netleştirmiş olan bir siyasi partiyiz. Biz Türkiye'de 12 Eylül anayasasının en büyük arızalarından bir tanesi, milleti değil devleti esas alan bir mantıkla kurulmuş olmasıdır. Yani milletin ne yapacağı belli olmaz, milletin önüne sandığı koyalım ama bu sandıklar gelirse millet davulcuya zurnacıya kaçar onun için bunu garanti altına alalım diye bürokratik oligarşinin mekanizmalarıyla millet egemenliğini kısıtlamıştır. Bu felsefe var olduğu sürece anayasa da hangi maddeyi değiştirirseniz değiştirin her zaman bürokratik oligarşinin hortlamasına müsait bir zemin var demektir. Bu aynı zamanda sistem değişikliği demektir. Bunun mutlaka değiştirilmesi lazım. İkincisi de 12 Eylül anayasası Türkiye'de yönetilemez bir devlet yapısı öngörmüştür. Güçler arası prensibini, güçler arasında bir ayrışma şeklinde güçlerin birbirinden bağımsız birbirlerini desteklemesi kontrol etmesi şeklinde değil, tam tersine güçlerin birbirleriyle çatışması prensibi üzerine oturtulmuştur. Bütün bunları üstünde de Cumhurbaşkanlığı makamı ve diğer bürokratik oligarşinin tutumlarıyla bütün alan kısıtlanmıştır. Dolayısıyla biz ciddi bir güçler ayrılığı prensibini ortaya koymak durumundayız. Bunun yaparken de yönetilemez olmaktan çıkartılmasını sağlamamız gerekiyor. Bunun yollarından birisi etkin bir yürütmeyi sağlamamızdır" ifadesini kullandı.


"NEYİ NİÇİN İSTEDİĞİMİZİ BİLİYORUZ"

Kurtulmuş sözlerini şöyle sürdürdü:

"Etkin yürütmenin sağlanmasının bize göre en önemli araçlarından bir tanesi başkanlık sistemidir. Başkanlık sistemini biz ne AK Parti istediği için ne de herhangi bir şahsın Cumhurbaşkanımızın şahsıyla ilgili bunu konuşmuyoruz. Şahısların ve kurumların hiçbiri baki değildir. Baki olan bu millettir ve millet kıyamete kadar bu topraklarda yaşayacaklar. İsteriz ki Türkiye daha iyi yönetilebilen daha etkin hızlı yönetilebilen bir mekanizmaya sahip olsun. Bunun da anayasal güvenceleri sağlansın. Anayasal güvenceleri hem etkin bir yürütmeyi ortaya koymak hem de çok iyi denetlenebilir olduğu bir takım kontrol mekanizmalarını geliştirmektir. Bunu ortaya koyarsak hem milleti tam anlamıyla egemen kılmış oluruz hem milletin önünde engel olan kurum ve kuruluşları tasfiye etmiş oluruz. Bu anlamda da etkin yürütme sistemi ve bunu araçlarından biri olan Başkanlık sistemi de çok hızlı yürüyen ve karar alan ama aldığı her kararı da, sorumlu bir şekilde hesabını veren karar mekanizmasını kurmuş oluruz. Bizim hiçbir konuyla ilgili rezervimiz yoktur. Ön yargımız yoktur. Neyi niçin istediğimizi biliyoruz. Milletimizle de bunları paylaşacağız. 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' dedikten sonra millet bunu anayasal kurumlar eliyle kullanır derseniz, bu biz aslında milleti egemen olarak ilan ediyor ama egemen olarak kabul etmiyoruz demektir. Milletin egemen olduğu bir sistem nasıl kurulur bunu hep beraber tartışacağız. Herkese eteklerindeki taşları dökecek. Hiçbir partinin anayasası olamaz. Bütün partilerin anayasa teklifi olur, milletin anayasası olur. Biz milletin özgürlükçü, eşitlikçi bir anayasayı bütün vatandaşlarını özgür ve eşit yurttaş kabul eden anayasayı inşallah ortaya koyacağız."


"KAZDIKLARI HENDEKLERE BOMBA YERLEŞTİRİLMESİ DEMOKRATİK HAK DEĞİLDİR"

Güneydoğu'daki belediyeleri eleştiren Numan Kurtulmuş, "Medyada birinci şart medyanın özgür olmasıdır. Siyasetin de birinci şartı siyasetin özgür olmasıdır. Siyasetin özgür olması demek milletin oylarıyla seçilmiş olan yerel yöneticilerin, milletin aleyhine hendekler kazmasına cevaz vermek demek değildir. Bu insanlar belediye başkanı, milletvekili olsunlar. Milletin oylarıyla geldiler siyasi temsil itibariyle gerçekten önemli bir fonksiyon icra ediyorlar. Yöresindeki halkın oylarıyla belediye başkanı seçiliyorlar. Vazifeleri halkına hizmet götürmektir. Hangi ilçede ve ildeyse, oradaki yerel yönetimlerin yaptığı işler neyse onları yapmaktır. Hiçbir yerel yönetimin hendek kazmak gibi bir görevi yoktur. Hiçbir yerel yönetimin hendek kazanlara destek vererek, o hendeklerin içerisine mayınlar döşenmesi gibi bir görevi yoktur" dedi.


"MİLLETİN OYLARINA İHANET DİYORLAR"

"Bunlar tam tersine milletin kendisine verdikleri oylara ihanet etmektir" diyen Kurtulmuş, "Bu belediye başkanlarını oylarıyla seçerek oraya getirenler, bunları yapsınlar diye onlara oy vermedi. Yollarım yapılsın, belediye hizmetleri yapılsın diye oy verdiler. O insanlar oy verirken belki de şevkle oy verdiler. Önce kendi seçmenlerinin beklentisi bu değildir. Arkasından bu hiçbir demokrasi de hak olamaz. Bütün demokratik seçilmiş kuruluşlar, ister yerel yönetimler ister merkezi yönetimler olsun birinci şartı kendilerini kısıtlayan yasalar çerçevesinde millete hizmet etmektir. Bunu yapmayarak birileri hendek kazıp bu hendeklerin içerisine mayın, bomba ve tuzakların yerleştirilmesine izin veriyorlarsa, bu asla demokratik hak değildir. Demokratik özgürlük olarak da kabul edilemez. Dolayısıyla bunlarla ilgili ortaya çıkan sonuçlara göre gerekli adımlar atılır, tedbirler alınır. Bunun bir demokratik hak olmadığını tam tersine demokrasiyi sabote eden eylemler parçasının bir bütünü olduğunu da milletimizin görmesi lazım" ifadesini kullandı.


"MİLLETE KARŞI BU İHANET EYLEMLERİNİ SÜRDÜRÜRKEN SEYİRCİ KALAMAYIZ"

Türkiye'de terörün çözülmesinin sadece güvenlik tedbirleri ile ele alınacak bir iş olmadığını kaydeden Numan Kurtulmuş, "Tabi bir Türkiye'de şu andaki terör ortamının arızi bir ortam olduğu kanaatindeyiz. Bu sürecin devam etmesini asla istemeyiz. Ancak kusura bakmasın terör örgütü de, millete karşı bu ihanet eylemlerini sürdürürken, bunlara da devlet ve ülkeyi yöneten sorumluluk sahipleri insanlar olarak seyirci kalamayız. Dolayısıyla Türkiye'de terör örgütünün artık bütünüyle Türkiye'nin her şehrinde ve ilçesinde temizlenmesi Türkiye'nin selameti, huzuru ve barışı için şarttır. Öncelikli olarak bunun sağlanmasını el birliğiyle temin edeceğiz. Güvenlik kuvvetlerimiz büyük bir koordinasyon içerisinde bunu sürdürüyor. Ancak Türkiye'de bu sorunun çözülmesi sadece güvenlik tedbirleri ile ele alınacak bir iş değildir. Bunun da bilincindeyiz. Bunun içinde bu ülkede barış nasıl sağlanır, kardeşlik kıyamete kadar nasıl sürdürülür. Bununla ilgili kimin hangi sözü varsa, herkesin sözünü dinlemeye hazır olduğumuzu ifade ediyoruz. İnşallah siyasi kesimleri farklı da olsa tüm toplumsal kesimlerin Türkiye'de bundan milli birlik ve kardeşliğin sağlanması için katkı sunmaya davet ediyorum" ifadelerini kullandı.

Numan Kurtulmuş: Türkiye, Deli Gömleğini Çöp Tenekesine Atmak Zorunda
Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika
title