Müsilaj ve imara ilişkin düzenlemeler içeren teklif TBMM Genel Kurulunda
TBMM Genel Kurulunda müsilaj ve imara ilişkin düzenlemeler içeren Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı.
TBMM Genel Kurulunda müsilaj ve imara ilişkin düzenlemeler içeren Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı.
Teklifin geneli üzerinde HDP Grubu adına söz alan Bitlis Milletvekili Mahmut Celadet Gaydalı, "torba yasa" şeklindeki düzenlemelerin Meclisin etkinliği ve niteliğini yok ettiğini öne sürdü.
Ak Parti'nin 3 Kasım 2002'de iktidara geldiği ilk dönemde 2, 2007-2011 döneminde 11, 2011-2015 döneminde 21, 2015-2018 döneminde de 30 torba yasa çıkardığını anlatan Gaydalı, "2018'den sonra Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle komisyonlardaki yasama çalışmalarının neredeyse tamamı torba yasalar halinde olmuştur." dedi.
Kanun teklifinin görüşmeleri süresince odaların görüşlerinin alınmadığını ifade eden Gaydalı, "Peki, bu kanun teklifi ilgili meslek örgütleriyle paylaşıldı mı? Zannetmiyorum. 'Ben yaptım, oldu.' demekle bu işler olmaz. İmar Kanunu'nda değişiklik diyorsunuz, İnşaat Mühendisleri Odası'yla görüşülmüyor; 'yapı denetim, afet riski altında alanlar' diyorsunuz, Jeoloji Mühendisleri Odası'yla görüşülmüyor. Kamu adına yasal değişiklikler yapıp kanun muhataplarını bu sürecin dışında tutmak büyük bir noksanlıktır." değerlendirmesinde bulundu.
CHP İstanbul Milletvekili Gökan Zeybek, torba yasa düzenlemesinin içinde çok sayıda kanunu ilgilendiren maddeler bulunduğunu söyledi. Bunlardan birinin Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün yaptığı barajlardaki, göletlerdeki su kullanım maksat oranlarını kullanma ve belirleme yetkisinin cumhurbaşkanına verilmesi olduğunu belirten Zeybek, "Cumhurbaşkanının yetkileri zaten olabildiğince az, onun yeniden bir yetki tanımına ihtiyacı var. Burada, ilgili bakanlık, kurum ya da kuruluşların görüşlerini alma ihtiyacı bile hissedilmiyor." diye konuştu.
Yasanın, ağırlıklı olarak Muğla ve çevresinde bulunan koylara demirleyecek yatlardan elde edilecek geliri kimin alacağıyla ilgili olduğunu öne süren Zeybek, "Yerelin güçlendirilmesiyle 2002 yılında iktidara gelen AK Parti, 2022 yılında yerel yönetimlerin olabildiğince yetkilerini daraltıp var olan gelirlerin tamamını merkeze ve saraya bağlamanın arayışları içinde." ifadelerini kullandı.
Zeybek, imar ve çevre meselelerinin bir torba yasanın içine serpiştirilmiş maddelerle düzenlenmesi yerine halkçı, katılımcı, toplumcu, meslek odalarının, meslek örgütlerinin, sivil toplum örgütlerinin hatta o bölgede yaşayan bütün insanların sürece katılımının sağlandığı, üniversitelerin özerk ve demokratik bir üniversite haline döndüğü, iş adamlarının çıkarlarına göre rapor yayınlamak yerine halkın çıkarlarına göre raporların ve bilirkişi raporlarının yayınlanmaya başlandığı bir süreçte, torba yasalar yerine meslek yasalarını, imar yasasını, kentsel dönüşüm yasasını, çevre yasasını yeni baştan yapacaklarını iddia etti.
AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Demir, 31 maddeden oluşan kanun teklifinin 14 kanunda değişiklik öngördüğünü dile getirdi.
Teklif hakkında bilgi veren Demir, Kooperatifler Kanunu'na eklenen maddeyle etap kooperatifçiliğinde yaşanan sıkıntıların çözümüne yönelik düzenlemeler yaptıklarını, bu sayede mağduriyet yaşayan vatandaşların sorunlarının çözülmesine yardımcı olacaklarını ifade etti.
Müsilaj sorununun yeniden yaşanmaması ve kirliliğe sebebiyet veren faaliyetlerin engellenmesi amacıyla denizi kirleten deniz araçlarına kesilen cezaların gemilerin tonajlarına göre yeniden düzenleneceğini ve cezaların artırılacağını söyleyen Demir, deniz kıyısı tesislerine ve denize atık boşaltan, denizlerin kirlenmesine neden olan tesislere yeni yükümlülükler getirileceğini kaydetti.
Demir, sanayi kuruluşlarının arıtma tesislerini yapmasının teşvik edileceğini ve arıtılmış atık suyu yeniden kullanılabilir duruma getirip tekrar kullanan kuruluşlara arıtma tesislerinde kullandığı enerjinin yüzde 100'üne kadar destek verileceğini anlattı.
Bina kimlik sertifikası alan yapıların beşer yıllık periyotlarla denetlenmesinin sağlanacağını belirten Demir, "Özellikle, deprem zamanında karşımıza çıkan ve üzücü olaylara sebebiyet veren yapının statiğini bozacak tadilatların yapılması gibi eylemlerin bu şekilde önüne geçmeyi hedefliyoruz." diye konuştu.
Teklifin tümü üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından, birinci bölümde yer alan maddeleri üzerindeki görüşmelere geçildi.