Haberler
Türkiye'den Suriye'deki muhaliflerin ilerleyişiyle ilgili yapılan açıklamada Tel Rıfat ve Münbiç'e dikkat çekildi

Sınırın sıfır noktasındaki savaşla ilgili Türkiye'den dikkat çeken açıklama

Cinayetin nasıl örtbas edilmeye çalışıldığını gösteren gelişme: Karşınızda enayi mi var

Cinayetin nasıl örtbas edilmeye çalışıldığını gösteren gelişme! "Karşınızda enayi mi var"

Avrupa korkunç senaryoya hazırlanıyor! Hayatta kalma broşürleri bastırıldı

Avrupa korkunç senaryoya hazırlanıyor! Hayatta kalma broşürleri bastırıldı

Esed rejimiyle çatışan muhalif gruplar Halep kent merkezine girdi, İdlib'de stratejik bölgeyi ele geçirdi

Rejim karşıtları Halep kent merkezine girdi, İdlib'de stratejik bölgeyi ele geçirdi

Milli Savunma Bakanı Yılmaz Açıklaması

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un serbest bırakılmasıyla ilgili olarak, “İlker Başbuğ’un serbest bırakılmış olmasını milletinin vicdanında bir rahatlamaya, bir huzura yol açtığını düşünüyorum, yargılama süreci devam etsin ancak tutuksuz yargılama devam etsin” dedi.

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un serbest bırakılmasıyla ilgili olarak, " İlker Başbuğ'un serbest bırakılmış olmasını milletinin vicdanında bir rahatlamaya, bir huzura yol açtığını düşünüyorum, yargılama süreci devam etsin ancak tutuksuz yargılama devam etsin" dedi.

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, karayolu ile Malatya'dan Sivas'ın Divriği ilçesine seçim bürosu açılışı için geldi. İlçe girişinde Kaymakam Nebi Kaya ve beraberindekiler tarafından karşılanan Bakan Yılmaz, buradan Divriği Kalesi ve Ulu Cami'ni gezerek incelemelerde bulundu.

Bakan Yılmaz ve beraberindekiler daha sonra AK Parti Divriği Belediye Başkan adayı Halit Yazıcı'nın seçim bürosunun açılışına katıldı. Açılışın ardından Yılmaz gündeme ilişkin basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un tahliye edilmesinin sorulması üzerine Bakan Yılmaz, "Öncelikle hayırlı uğurlu olsun. Biz gerçekten başından beri Türkiye'ye hizmet etmiş, Türkiye'nin Genelkurmay Başkanlığı görevini yapmış. Genelkurmay başkanlığına atarken, bakanlar kurulunun imzasıyla Cumhurbaşkanının imzasıyla atıyoruz. Genelkurmay Başkanlığından önce kara kuvvetleri komutanlığına atanmış kara kuvvetleri komutanlığına da Başbakanın imza hem Milli Savunma Bakanının imzası hem Cumhurbaşkanımızın imzasıyla atandı. Kendisine biz hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyoruz. Ola ki bir suç isnadı varsa Genelkurmay başkanı tutuklanmadan tutuksuz yargılanabilir. Ancak bir şekilde bizim bu taleplerimiz bizim bu hukukun nezaket içerisinde yürütülmesi süreci gerçekleştirilmeli. Adeta bir yıpratma süreciyle girişildi sonuçta milletimizi rahatsız eden bir görüntü ortaya çıktı. Dolaysıyla İlker Başbuğ'un serbest bırakılmış olmasını milletinin vicdanında bir rahatlamaya, bir huzura yol açtığını düşünüyorum, yargılama süreci devam etsin ancak tutuksuz yargılama devam etsin. Dolayısı ile Anayasa Mahkemesi'nin bu son kararı talebimizi gerçekleştirmiştir. İlker Başbuğ için hayırlı uğurlu olsun diyorum. Ailesi için de hayırlı uğurlu olsun diyorum, tutuklama istisna olması lazım, yargılama herkes için geçerlidir ama tutuklama istisnadır. Türkiye'de bir arada suç şüphesi ile aranmadan herkes tutuklanma yoluna gidiliyordu. Bu da doğru bir şey değildir. Hukuk devletinde kişilerin özgürlükleri kısıtlanamaz, istisnai durumlar hariçtir. Bunun için de denilmiştir masumiyet karinesi vardır. Mahkeme karar verinceye kadar bu karar kesinleşinceye kadar masum, ola ki bu adam sonunda masum ise sen neden tutukluyorsun, niye özgürlüğünü kısıtlıyorsun. Onun için tutuklamanın istisna olması lazım suç şüphesi kesin olan insanlar muhtemelen yüzde 99 yargılama sonunda kesinleşeceğinden onun tutuklanmasını kimse yadırgamaz ama masum insanın sonunda beraat edeceği bir davada baştan tutuklanması da kul hakkının ihlalidir, temel hak ve özgürlüklerin ihlalidir, dolayısı ile istisna yolunu genelleştirilmemesi gerekir" ifadelerini kullandı.

Tahliyelerin devamı gelecek mi diye sorulması üzerine Bakan Yılmaz; "Buna siyasiler karar vermiyor içeri koyan da yargı idi, içerden çıkaran da yine yargı ama anayasa mahkemesinin kararını da dikkate alarak yerel mahkeme bir karar veriyor, dolayısıyla bundan sonraki taleplerin de anayasa mahkemesine sunulması lazım, anayasa mahkemesinden gelen talep doğrultusunda veya anayasa mahkemesine hiç bireysel demeden anayasa mahkemesinin kararı olmuştur, ilke kararı şeklinde algılanıp da yerel mahkeme tarafından pekala diğerlerine de uygulanabilir, ama bunun uygulanıp uygulanmayacağına değerlendirilip değerlendirilmeyeceğine yerel mahkeme, hakimler karar verir " dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yerel seçimler sonrası Youtube ve Facebook'u gerekirse kapatırız sözlerinin hatırlatılması üzerine Yılmaz, "Biz özgürlüklerden yanayız biz her zaman hep özgürlükleri artırdık, ancak hiçbir hakkın kullanılmasının bir suiistimale varmaması lazım, hakkın suiistimalinin olduğu yerde etki tepki sonucunu doğuruyor, inşallah bir makul dönemin bulması lazım, bakın ister Youtube ister Facebook bu sosyal medya olanlar hiçbir tane Çin'in istemediği bir şeyi yapamazlar, çünkü 1 milyarın üzerinde bir nüfusa sahip dünyanın en büyük ekonomisi zaten Amerika bunların ana vatanı Amerika hükümetinin istemediği hiçbir şeyi yapamazlar, 1 milyar nüfusa yakın veya daha fazla Hindistan dünya devlerinden biri istediğini yapamazlar ama Türkiye gibi ortada olan devletlere özgürlük adı altında kendi istedikleri noktaya getirmek istiyorlar, biz şunu söylüyoruz kendi ülkende ne yapıyorsan bak bütün kayıtları kendi ülkesine devletine veriyor değil mi? Orada bir tane Obama'yı eleştirdin değil mi? Obama'ya bir hakaret yapın, sadece bir tehdit etti Obama'yı sosyal medya üzerinde mahkum oldu, Türkiye de her gün tehdit var her gün hakaret var gerçek hayatta ne suç ise sosyal hayatta da o suç, bunlardan bir tanesinin mahkumiyetini gördük mü? Biz sadece ikili davranmayın bu sosyal medyanın sahiplerine kurucularına, ikiyüzlü davranmayın Amerikan hükümetine nasıl davranıyorsanız Türkiye devletine de öyle davranın eğer Çin hükümetine nasıl davranıyorsanız Türkiye hükümetine de öyle davranın biz güçlendikçe inşallah onlar da bizim istediğimiz noktaya gelecektir diye düşünüyorum" şeklinde konuştu.

Yerel seçimler öncesi Muhsin Yazıcıoğlu'nun helikopter kazası ile ilgili ses kayıtlarının çıkacağı iddiaların sorulması üzerine Bakan Yılmaz, "Söyledim ya bu kasetler sahte para gibidir, milletin inanması doğrultusunda hazırlanın AK Parti'nin adeta kaybetmesi için her sahtekarlığın yapılabileceği bir ortamdayız herkes bilir ki Muhsin Bey benim arkadaşım ama Başbakanın da arkadaşı Muhsin Bey gerçek bir arkadaştı, seçimler döneminde biliyorsunuz Muhsin beyin milletvekilliği döneminde itiraz sürecini işletelim mi denildiğinde benim bildiğim kadarı ile sayın başbakanımız Muhsin Bey benim kardeşimdir, onun milletvekilliğine karşı bir itiraz sürecini işletmeyelim dedi, Muhsin Bey, Sayın Başbakanımızın kardeşidir, araya kimsenin girmesi doğru değildir. Onun için Muhsin Bey bizden gitti. Muhsin bey en zor zamanlarda 28 Şubat'ta, 28 Şubata destek verenleri, 28 Şubat'ta görevde olanları, ne duruyorsunuz git denildiği yere Muhsin bey dedi ki ben de istiyorum dedi. Türkiye'yi Suriye'ye çeviremezsiniz diye bir fikre sahipti. Bizim görüşümüz de budur. Dolayısıyla biz Muhsin Bey bizden gitmiştir. Başkasının kaybı değildir. Büyük Birliğin bile kaybı değildir. Bizim kaybımızdır, Sivas'ın kaybıdır" diye konuştu.

Bakan Yılmaz, daha sonra Milliyetçi Hareket Partisi seçim bürosunu ve Hacı Bektaşi Veli Derneği'ni ziyaret etti. Yılmaz, ilçedeki temasların ardından Sivas'a hareket etti. - SİVAS

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika
title