MHP'li Feti Yıldız'dan İnfaz Hukukuna Reform Çağrısı
MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, infaz hukukunun yeniden ele alınması gerektiğini belirtti. Cezaevlerindeki koşullara ve tutuklamaların artsına dikkat çeken Yıldız, hukukun herkes için eşit uygulanması gerektiğini vurguladı.
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, "Bizim infaz hukukumuz, kanunumuz yamalı bohçaya dönmüştür. Bunu sil baştan yazmaz ve yapmazsak bu işin içinden çıkamayız." dedi.
Yıldız, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nda partisinin önerilerini paylaştı.
Cezanın amacının toplumu suçtan korumak, ıslahın amacının ise hükümlü ve tutuklunun tekrar suç işlemesini önlemek olduğunu belirten Yıldız, bu iki amacın birleştiğinde makul sonuca varılacağını söyledi.
İnfazın kuralları olduğuna ve bunun herkese eşit uygulanması gerektiğine işaret eden Yıldız, din, mezhep, milliyet, dil, ırk, renk, cinsiyet, milli veya sosyal köken, siyasi veya diğer fikri yahut düşünceler ile ekonomik güç, toplumsal konum yönünden ayrım yapılmaması gerektiğini, yasada da bu şekilde yazıldığını kaydetti.
İnfaz uygulamasında ayrım yapılmaması gerektiğini ancak buna uyulmadığını dile getiren Yıldız, şöyle konuştu:
"Bazı koğuşlarda, 10 kişilik koğuşta 30 kişi yatarken, bazı mahkumların odası neredeyse salon salomanje şeklindedir. Elbette ceza ve güvenlik tedbirleri infaz edilirken insanlık dışı tutum, aşağılayıcı, onur kırıcı davranışta kimse bulunamaz. Ancak 250 bin, 270 bin kapasiteli cezaevlerinde yaklaşık 420 bin kişi tutuklu hükümlü bulunursa, burada insan haysiyetinin çok da önemsenmediğini görürüz. Bunları söylemek zorundayız. Şu anda hükümlü tutuklu sayısı 420 bini geçti. Bugünlerde de tutuklama artık çok fazla gerekçe aramaya gerek olmayan bir lazıme şekline geldi. Halbuki yargılama sürecinin sıhhati, maddi gerçeğin her türlü şüpheden uzak şekilde ortaya çıkarılması için şüpheli veya sanığın hürriyetinin tedbir olarak geçici olarak kısıtlanması... Maalesef buna uymuyoruz.
Katalog suçlar bakımından da zaten peşin bir tutuklama şeyi var önümüzde. Bu tutuklamalara karşı eskiden sulh ceza hakiminin itirazına bir sayı fazlasında itiraz edilirdi. Yani 1 no'lu sulh ceza hakiminin kararına karşı 2 no'lu hakime itiraz edilirdi. 2 itiraz yolu getirildi şimdi. Asliye ceza mahkemelerine itiraz ediliyordu. Bu düzenleme yapılırken muhalefetten bazı arkadaşların karşı çıktığını gördüm ve bir mana da veremedim o zaman. 'Her şeye karşı çıkıyordu.' diyorduk. Tutuklama çok ağır bir tedbirdir ancak masumiyet karinesini hiçbir zaman ortadan kaldırmaz. Araç olduğunu, geçici olduğunu tekrar tekrar söylemeye gerek yok. Özgürlük ve güvenlik hakkı ile ilgili mevzuat ve uygulama temelinde birçok reforma imza atıldı ancak daha yapacağımız çok iş var."
Bu reformlardan birinin de infaz hukukuna yönelik yapılması gerektiğine işaret eden Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İnfaz hukuku, ceza yargılamasının bittiği yerde başlar. Bizim infaz hukukumuz, kanunumuz yamalı bohçaya dönmüştür. Bunu sil baştan yazmaz ve yapmazsak bu işin içinden çıkamayız. İnfaz sistemi içerisinde farklı mekanizmalar aynı kişiye uygulanıyor. Aynı şahıs üzerinde uygulandığı için sistem karmaşık hal alıyor ve sisteme güven azalıyor. Yapacağımız yasa, uygulayıcıların yani hakimin, savcının, avukatın anlayabileceği, karmaşık olmayan, aynı zamanda da hükümlü ve ailesinin, tutuklu ve ailesinin anlayacağı kadar sade ve ıslah edici olmalıdır."