MHP Genel Sekreter Yardımcısı: Almanya gereken önlemleri bir an önce almalı
MHP Genel Sekreter Yardımcısı Bahadır Bumin Özarslan, terör örgütü PKK yandaşlarının Türkiye'nin Hannover Başkonsolosluğu'na düzenlediği saldırıya ilişkin, Almanya'nın kınamaktan daha öteye geçerek gereken önlemleri bir an önce alması gerektiğini belirtti.
Mhp Genel Sekreter Yardımcısı Bahadır Bumin Özarslan, terör örgütü PKK yandaşlarının Türkiye'nin Hannover Başkonsolosluğu'na düzenlediği saldırıya ilişkin, "Almanya kınamaktan daha öteye geçmek ve gereken önlemleri bir an önce almak durumundadır. Almanya, yalnızca cezalandırma değil, öncelikle engelleme yükümlülüğü altındadır." ifadesini kullandı.
Özarslan, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin gündeminin 31 Mart Pazar günü yapılacak yerel seçimler olduğuna dikkati çekerek, sıfırlanma noktasına gelmiş terör örgütü PKK'nın her zaman olduğu gibi buna benzer dönemleri fırsat bilerek muhtelif eylemlere giriştiğini belirtti.
PKK ve yandaşlarının, yurt içinde ve sınır ötesinde bulamadıkları zemini, farklı ülkelerde aradığını vurgulayan Özarslan, şöyle devam etti:
" Almanya'nın Hannover şehrindeki Başkonsolosluğumuza saldırı gerçekleştiren eli kanlı örgüt, maddi hasara yol açmıştır. Saldırı sonrasında, hem Hannover Başkonsolosluğumuz hem Dışişleri Bakanlığımız gerekli girişimlerde bulunmuş ve saldırıyı kınamıştır. Kınamanın yanında, Alman makamları da uyarılmış ve son derece yerinde bir tespitle Başkonsolosluğumuza ve Türk sivil toplum kuruluşlarına ait mekanlarda güvenlik önlemlerinin artırılması gerektiğine dikkat çekilmiştir. Bu gelişmeler sonrasında, Alman makamları da kınama açıklamaları yapmışlardır. Bununla birlikte Almanya, kınamaktan daha öteye geçmek ve gereken önlemleri bir an önce almak durumundadır."
Mhp'li Özarslan, Almanya'nın "Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi"ne göre, konsolosluk binalarına izinsiz girilmesine ve binaların tahrip edilmesine engel olmak zorunluluğunun bulunduğunu, konsolosluğun huzurunun bozulmasına ve onurunun kırılmasına engel olma yükümlülüğü altında olduğunu anımsattı.
Almanya'nın sözleşme kapsamında konsolosluk memurlarının şahıslarına, hürriyetlerine ve onurlarına yapılabilecek her türlü saldırıyı önleme amacıyla bütün tedbirleri almakla mükellef olduğunun altını çizen Özarslan, " Almanya, saldırılar gerçekleştikten sonra tedbir almak yükümlülüğünden daha önce saldırılar gerçekleşmeden, gereken tedbirleri almak zorundadır. Almanya, yalnızca cezalandırma değil öncelikle engelleme yükümlülüğü altındadır." görüşünü paylaştı.
Almanya'nın uluslararası hukuktan kaynaklanan bu yükümlülüklerini yerine getirmesi ve süratle hareket etmesinin bir devlet olarak mükellefiyeti olduğunu yineleyen Özarslan, "Kınama açıklamaları ve soruşturma sürecinin başlaması, tek başına yeterli değildir. Almanya'nın bundan sonraki dönemde ülkesi içinde yer alan her Türk diplomatik birimine yönelik saldırı ihtimaline binaen tedbirleri artırması ve önleme yükümlülüğünü tam anlamıyla yerine getirmesi gerekmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
"Laf değil icraat vaktidir"
Özarslan, Almanya'da, Türkiye aleyhtarı pek çok kuruluşun ve özellikle terör örgütlerinin zemin kazandığının ve faal olduğunun uluslararası toplum tarafından iyi bilinen bir gerçek olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Türkiye'ye yönelen tehditlerin Almanya'da kümelenmesi sık karşılaşılan bir durumdur. Almanya'nın Türkiye'ye yönelik tehditlerle ilgili önlem alma sicilinin parlak olmadığı bilindiğinden, bundan sonraki süreçte Alman makamlarının daha titiz davranmasını beklemek, Türkiye'nin hakkıdır. Kaldı ki bu bir lütuf olmayacaktır zira bu tip tehditleri engelleme ve cezalandırma, her devlet için bir uluslararası hukuk yükümlülüğüdür. Gerek Almanya gerekse Avrupa'da Türklerin yaşadığı her devlet için laf değil icraat vaktidir."