MHP Genel Başkan Yardımcısı Hamit Ayanoğlu Açıklaması
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Hamit Ayanoğlu, Türkçe anadilde eğitim konusunda MHP ve Türk milletinin hassas olduğunu belirterek, "Türkçe dışında MHP olarak herhangi bir dilde anadilde eğitimi kabul etmemiz mümkün"...
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Hamit Ayanoğlu, Türkçe anadilde eğitim konusunda MHP ve Türk milletinin hassas olduğunu belirterek, "Türkçe dışında MHP olarak herhangi bir dilde anadilde eğitimi kabul etmemiz mümkün değildir" dedi.
MHP Sungurlu İlçe Teşkilatı Kongresi'ne katılan ve burada bir konuşma yapan MHP Genel Başkan Yardımcısı Hamit Ayanoğlu, 2012 yılının ülkemiz açısında önemli bir yıl olacağını düşünüyoruz diyerek anayasa süreci hakkında konuştu. "Bütün partilerin 2011 seçimlerinden önce devamlı gündeme getirdikleri ve artık 1982 yılında yapılan ve toplumun genelinin de adlandırdığı gibi bir darbe anayasasının özelliklede önemli bir kısmının çok sayıda maddesinin de değiştirilmesi nedeniylede kendi içinde insicamı bozulan
bu anayasanın Türkiye'ye günümüz şartlarında yakışmadığı biz de ifade ediyoruz" diyen Ayanoğlu, "Türk milleti tarihi geçmişi ile özellikle 1856 yılından beri anayasa tartışmalarını yaşamış bir millet olarak ve bu sürede birkaç defa anayasa yapmış bir millet olarak ciddi anlamda bir tecrübeye sahibiz. Bu tecrübelerimize dikkate alarak ama Büyük Türk Milletinin geleneğini, göreneğini inancını yaşantısını da dikkate alan bir anayasanın mutlaka toplumunda mutakıp kalacağı bir anaya yapılması gerektiğini ifade
ediyoruz" dedi.
MHP olarak 2007 seçimlerinden hemen sonra TBMM'de yeni bir anayasa uzlaşma komisyonu kurulmasını teklif ettiklerini hatırlatan Ayanoğlu, "Mecliste grubu bulunan partilerin vereceği 2'şer üyeden oluşan uzlaşma komisyonu ve bu komisyonun hazırlayacağı anayasa taslağının mecliste tartışılarak toplumunda katkısı ile mutakabatı alınarak artık Türkiye'de bu anayasa tartışmalarının kaldırılması gerektiğini ve yeni bir anayasa ile Türk toplumunun önünün açılmasını ifade ettik. 2008 yılında da zamanın Meclis
Başkanı Köksal Toptan'ın girişimde bulunduğu ama atıl kaldığı yine hepimizin bildiği gibi gündeme AK Parti tarafından hazırlanan bir anayasa taslağı düştü, toplumda tartışmaya açıldı ama hazırlanan taslak Türk toplumun geleneğiyle, göreneğiyle, inancıyla örtüşmediği için kabul görmedi bunun üzerine AK Parti 2010 yılında ülkemizi 12 Eylül tarihinde yapılan bir referandum sürecine getirdi. Ama gelinen noktada görüyoruz ki dün ifade ettiklerimiz, bunlar yanlıştır bunlar toplumda birliği beraberliği sağlamak
yerine ayrışmaya sebep olabilecek değişikliklerdir bunun için toplumun geleninin kabul göreceği bir yapılanmanın, bir metnin oluşturulması gereklidir demiştik. Mevcut iktidar bizi o zaman dinlemedi. Ama geldiğimiz noktada görüyoruz ki yapılanlarda doğru değilmiş. Anayasalar toplumsal mutakabat metinleridir. Yani açacak olursak toplumun bütün kesimlerinin kendi özünden bir şeyler gördüğü rahat ettiği metinlerdir. Bu milletin kendimizi özü olarak gördüğümüz için de biraz da milletimizin değerlendirmelerini
aldık. Özellikle de TC devletinin kuruluşundan bu yana 1921-24-61 ve 82 yılında yapılmış anayasaların hepsini yeniden gözden geçirdik. Edinilen tecrübelerin geleceğe aktarılması konusunda bir çalışma yaptık. ve gördük ki toplumun genelinin özellikle çıkarılması, yazılması düşünülen anayasa konusunda hassasiyetleri var. Bunlar toplumun MHP'ye bir anlamda yakıştırdığı şeklinde MHP'nin kırmızı çizgileri haline gelmiştir. Aslında bunlar Türk milletinin kırmızı çizgileridir. Çünkü biz Türk milletinin düşüncesi
ve görüşü ile hareket ediyoruz" diye konuştu.
"BU MİLLETİN ADI TÜRK MİLLETİDİR"
"Türk milleti Türk kimliği tartışmaya açılmıştır, bunu doğru bulmuyoruz" diyen Ayanoğlu, "Bizler Türk Milliyetçileri olarak, MHP olarak bu ülke sınırlarında yaşayan herkesi her TC vatandaşını bu milletin değerli bir bireyi olarak görüyoruz. ve hiç kimse başka bir açıklama başka bir değerlendirme yapmamızı beklemesin. Bu milletin adı Türk milletidir. Onun için Türk kimliği konusunda özellikle mevcut anayasa var olan Türk kimliğinin tanımı konusunda bizden kimse taviz vermemizi beklemesin" şeklinde
konuştu.
1980'li yıllardaki tarihi tecrübelerimizi de dikkate aldığımızda Türkçe anadilde eğitim konusunda MHP'nin ve Türk milletinin hassas olduğunu vurgulayan Ayanoğlu, "Türkçe dışında MHP olarak herhangi bir dilde anadilde eğitimi kabul etmemiz mümkün değildir. Bunun toplumu ayrıştıracağını ayrılıkları keskinleştireceğini rahat bir şekilde görüyoruz" ifadelerini kullandı.
Belçika'da yaşanan gelişmelerin bizim için bir ayna olması gerektiğini söyleyen Ayanoğlu, "Aynı milletten olmalarına rağmen Filamanca ve Fransızca konuşan gruplar arasındaki çekişmeler ve artık iki ayrı devlet kurmaya kadar giden olaylar bize mutlaka ipucu vermelidir. Bunun için MHP olarak herhangi bir dilde ana dil olarak eğitimin verilmesini doğru bulmuyoruz, hiç kimsenin soyunda sopunda hangi dili konuştuğunda değiliz. Ama anadilde Türkçe dışında bir eğitimi de kabul etmemizi hiç kimse bizden
beklemesin" şeklinde konuştu.
"BU ÜLKE OSMANLI İMPARATORLUĞU'NUN KÜLLERİNDEN CANLANARAK BUGÜNLERE GELMİŞTİR"
"Bu ülke İstiklal Savaşı vererek TC devletini kurmuştur. Bu ülke koskoca Osmanlı İmparatorluğu'nun küllerinden yeniden canlanarak genç bir devlet olarak yeşermiş ve bugünlere gelinmiştir" diyen Ayanoğlu, "Bizler Türk milletinin yeniden bir Kurtuluş Savaşı, yeniden bir İstiklal Savaşı yaşamak istemiyoruz. Tarihimize, geçmişimize sahip çıkmak zorundayız. Mevcut anayasa bulunan ilk üç maddenin değiştirilmesini ve oynanmasını doğru bulmuyoruz. Biz orada TC devletinin esaslarını görüyoruz. Bu yapı içerisinde
Cumhuriyet rejimi üniter yapı İstiklal Marşımız Başkentimiz ve Türkçemiz konusunda hassasız. Bu maddelerin hiçbirinin değiştirilmesine razı değiliz. Gündem değişiklikleri nedeniyle anayasa değişikliği arka sıralara atılmıştır" dedi.
Ülkenin kötü yönetildiğini iddia eden Hamit Ayanoğlu, "Basında söylenilenler ile gerçekler bir değildir. Çiftçi zor durumdadır. AK Parti'nin kırsal kesimden çok fazla oy almasına rağmen bunu bir memnuniyet olarak almasını doğru bulmuyorum. Çiftçimiz ciddi anlamda zor durumdadır. Her geçen gün ekilen biçilen topraklarımız azalmaktadır. Hayvancılıkta yaşadığımız durum ortadadır. Cumhuriyet tarihinden beri ciddi anlamda kestiğimiz kurbanlıkları bile dışarıdan ithal etmek zorunda kaldık. Buğday yetiştiricisi
memnun değildir. Mazotun 3,5 liradan 4 liraya geldiği bir ortamda 55 kuruşa buğday satılıyorsa çiftçimizin para kazanarak geçimini sağlaması mümkün değildir. AK Parti'nin sözcülerinin ifade ettiği gibi hep 2002 sendromu içerisindeler. Verdikleri rakamlar gerçeği yansıtmamaktadır. Bu durumdan esnafımız, memurumuz, çiftçimiz rahatsızdır" diye konuştu. - ÇORUM