MHP'den Hodri Meydan
MHP, AKP Hakkında Açılan Kapatma Davasının Mecrası İçinde Sonuçlanacağını Belirterek Erken seçim İçin Hodri Meydan Dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AKP hakkında açılan kapatma davasıyla ilgili Anayasa Mahkemesi'nde başlatılan hukuki sürecin, erken seçim dahil hiçbir gelişmeden etkilenmeyeceğini ve davanın kendi mecrası içinde sonuçlanacağını belirterek "Türk milletini yine ikna edebileceğini, daha doğrusu bir kere daha aldatabileceğini düşünüyorsa, bu yola başvurmasının önünde hiçbir engel bulunmamaktadır. Karar kendilerinindir, istediklerini yapmalarına mani olan da bundan çekinen de yoktur" diye konuştu. 1 Mayıs'ta yaşanan olayları değerlendiren Bahçeli, "Hedef ayrımı yapılmaksızın kontrolsüz ve topyekün güç kullanılması olayları çığırından çıkarmıştır. Hükümet, 1 Mayıs'ta işçilere karşı ise "ceberrut AKP kriterlerini' uygulamıştır" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis grup toplantısında, son siyasi ve ekonomik gelişmeleri değerlendirdi. Türkiye'nin sancılı siyasi gündeminin her geçen gün yeni sorunlarla ağırlaştığını ve çok ciddi bir güven bunalımı ve iktidar çözülmesi yaşandığını belirten Bahçeli, kriz döneminin kontrol edilemez ve yönetilemez hale geldiğini söyledi. Bahçeli, "Bu durum son dönemde pusulasını iyice şaşıran ve çok ağır bir yönetim aczi ve zaafı içine düşen Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin eseridir. Bir taraftan ucuz bir milli irade edebiyatı yaparken, diğer taraftan fiil ve icraatıyla Türkiye'yi bu duruma sokarak milletin emanetine ihanet eden AKP'nin macera yolculuğunda gelinen bu son durakta, araba yoldan çıkmak üzeredir.Türkiye şimdi bunun sancılarını, sıkıntılarını ve çalkantılarını yaşamaktadır.Bu noktadan sonra tel tel dökülen Adalet ve Kalkınma Partisi'nin dikiş tutması artık mümkün değildir" diye konuştu.
"1 MAYIS'TA "CEBERRUT AKP KRİTERLERİ' UYGULANMIŞTIR"
Bahçeli, konuşmasında 1 Mayıs'ta yaşanan olayları da değerlendirdi. 1 Mayıs'ta İstanbul'da yaşanan olayları esef verici olarak değerlendiren Bahçeli şunları söyledi:
"Kuru bir inat ve anlamsız bir tahrikçilik bayraktarlığı yapan AKP hükümeti, toplum psikolojisini ve gerilim dinamiklerini doğru okuyamamış ve bu tutumuyla bu utanç tablosunun başlıca mimarı olmuştur. Hedef ayrımı yapılmaksızın kontrolsüz ve topyekün güç kullanılması olayları çığırından çıkarmıştır. Bu puslu ortam, yasadışı bazı bölücü örgütlerin kışkırtıcı militanlarının sahneye çıkmasını da kolaylaştırmıştır. Etnik bölücülerin terör örgütü ve İmralı canisi lehine kanunsuz sokak eylemleri karşısında "Kopenhag siyasi kriterleri' bahanesiyle sessiz ve tepkisiz kalan ve bu başkaldırılara "batı standartlarını' uyguladığını söyleyerek bundan iftihar payesi çıkaran hükümet, 1 Mayıs'ta işçilere karşı ise "ceberrut AKP kriterini' uygulamıştır. Bu vesileyle sahte demokratlık maskesi düşmüş ve herkesin hangi irtifada durduğu, gerçekte kimin ayak, kimin de baş olduğu milli vicdanda tescil edilmiştir. 1 Mayıs'ta İstanbul'da şahit olunan çirkin manzaralardan başta AKP hükümeti olmak üzere herkes gereken dersleri çıkarmalıdır. Burada bazı münferit aşırılıklar dışında, talimatları uygulayan emniyet güçlerimizi topyekün suçlamak ve töhmet altında bırakmak da doğru bir yaklaşım değildir."
"ERKEN SEÇİME GİTMELERİNİN ÖNÜNDE ENGEL BULUNMAMAKTADIR"
Bahçeli, AKP hakkındaki kapatma davasının üzerinden iki aya yakın süre geçmiş olmasına rağmen AKP'nin kafa karışıklığı ve atalet içinde olduğunu belirterek bu sürenin erken seçim, B Planı ve Siirt modeli gibi çeşitli senaryolarla geçirildiğini söyledi. Bahçeli, "AKP'nin bu konudaki siyasi hesaplarını ve yalpalamasının sebeplerini bilmemiz beklenemeyeceği gibi bunlar hakkında değerlendirme yapmak da bizim işimiz değildir" dedi. Anayasa Mahkemesi'nde başlatılan hukuki sürecin, erken seçil dahil hiçbir gelişmeden etkilenmeyeceğini ve davanın kendi mecrası içinde sonuçlanacağını ifade eden Devlet Bahçeli, erken seçim konusunda ise şunları söyledi:
"AKP'nin erken seçim kararı almak için yeterli Meclis çoğunluğu esasen mevcuttur. Erken seçimin son seçimde halkın çoğunluğunun verdiği yetkiye rağmen muktedir olmayı becerememesi ve demokrasiyi tehlikeye atması karşısında yine Türk milletini ikna edebileceğini, daha doğrusu bir kere daha aldatabileceğini düşünüyorsa, bu yola başvurmasının önünde hiçbir engel bulunmamaktadır. Bu bakımdan AKP yöneticilerinin bunu muhalefete karşı tehdit aracı olarak kullanmaya çalışmalarının, fiiliyatta bizim açımızdan anlamsız, sonuçsuz ve nafile bir çaba olacağının herkes tarafından çok iyi bilinmesinde yarar vardır. Karar kendilerinindir, istediklerini yapmalarına mani olan da bundan çekinen de yoktur."
LAGENDİJK'E TEPKİ
Bahçeli, grup konuşmasında, AB Karma Parlamento Eşbaşkanı Lagendijk'in geçen hafta yaptığı açıklamalara da tepki gösterdi. Lagendijk'in, türban konusunda AKP'nin MHP'nin tuzağına düştüğünü söylemesinin üzerinde çok düşünülmesi gereken bir durum olduğunu ifade eden Bahçeli, "Bu itiraf, ilk önce, AKP'nin başörtüsü konusunda Avrupa Birliği çevrelerinden danışmanlık hizmeti aldığını ortaya çıkarmıştır. Türkiye'nin toplumsal bir yara halini olan bu sorunun çözümünde AB'nin kılavuzluğundan medet umması, AKP için utanılacak bir durumdur. Bu şahsın MHP hakkındaki değerlendirmeleri ise, kendisini muhatap alarak cevap vermeyi gerektirmeyecek ölçüde seviyeden ve ciddiyetten yoksundur. Türkiye'ye tepeden bakan ve bir müfettiş edasıyla ahkam kesen şahsın bu sözleri karşısında, başörtüsü konusunda hata yapılıp yapılmadığına ilişkin olarak ne düşündüğünü açıklaması gereken Sayın Başbakan'dır. Bizim Başbakan'a tavsiyemiz, Türkiye'nin haysiyetinin dış destek karşılığı piyasaya sürülmesinin kendisine şeref ve itibar kazandırmayacağını, aksine ters tepeceğini bir an önce anlamaya çalışmasıdır" diye konuştu.
301 İÇİN VEKİLLERİNİ KUTLADI
Bahçeli, geçen hafta Meclis Genel Kurulu'nda kabul edilen 301'le ilgili değişikliğin AB'yi tam memnun etmediğini söyledi. Bahçeli, hükümeti "Avrupa Birliği'ne yaranmak için her dayatmayı gönüllü olarak kabullenen ve Yüce Meclis'i Brüksel'in taleplerini otomatik olarak onaylayan bir noter konumuna düşüren Sayın Başbakan, hiç şüphe yok ki AB'nin bundan sonraki talimatlarını da kayıtsız şartsız yerine getirecek ve siyasi tarihimizde bu ezik ve teslimiyetçi hüviyetiyle uzun yıllar hatırlanacaktır. Türklüğe hakareti serbest bırakmak için sabaha kadar Avrupa Birliği nöbeti tutarak bu zilletin yasallaşmasına parmak kaldıran AKP milletvekilleri de, bunun manevi vebalinden ebediyen kurtulamayacaklardır" dedi. Bahçeli, 301'e karşı yaptıkları muhalefet nedeniyle milletvekillerini de kutladı.
BARZANİ'YLE GÖRÜŞÜLMESİNE TEPKİ
MHP lideri, grup toplantısında, AKP'nin Irak'ın kuzeyindeki Barzani yönetimi ile resmi temas kurmasını da eleştirdi. Barzani yönetimiyle geçen hafta Bağdat'ta ilk resmi görüşmenin yapıldığını söyleyen Bahçeli, "Barzani'nin resmi muhatap olarak alınması ve ilişkilerin resmi planda normalleştirilmesi için adımlar atılması, ilk planda Kerkük'ün Kürt gruplarca zorla gaspedilmesi ve Türkmenler üzerindeki baskı ve zulmün ağırlaştırılması için Barzani'ye açık çek verilmesi anlamına gelecektir. Böyle bir kaygan zeminde başlatılan bu süreç, ileri bir aşamada da bölgesel Kürt yapılanmasının devlete dönüşmesine Türkiye'nin yeşil ışık yaktığı şeklinde anlaşılacak ve Barzani tarafından bu amaçla kullanılacaktır" dedi.
"YOKSULUN NASİBİNİ TALAN EDENLER KAÇACAK DELİK ARAYACAK"
Bahçeli, ekonomideki gelişmeleri de değerlendirdiği konuşmasında, hükümetin enflasyon politikasının iflas ettiğini söyledi. Paradan sıfır atmakla övünen hükümetin milleti, bu gidişle Türk parasına yeni sıfırlar ekleyecek bir darboğaza sürükleyeceğini savunan Bahçeli, iktidarın başarısızlığını itiraf etmesi ve ekonomideki hastalıklı halin ve hedeften sapmaların hesabını ilgili bakanların acilen vermesi gerektiğini söyledi. Bahçeli şöyle konuştui:
"AKP hükümetinin ekonomideki başarısızlığını; Ne Avrupa Birliği'nin iflah olmaz sevdalıları, ne küresel ekonomik dalgalanmalar ne yandaşlarına ısmarladığı düzmece haberler, ne de sözde siyasi istikrarsızlık bahanesi asla gizleyemeyecek. O gün geldiğinde tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenler, yoksul vatandaşın nasibini talan edenler, kaçacak delik arayacaklardır. Milliyetçi Hareket ise, milletimize reva görülen bu muameleyi reddedecek ve elleri faillerin ensesinde olacaktır." (ANKA)
(EG/ZG)