Meclis Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Belirlenmesi Komisyonu toplandı

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı, "Kadının konumunu ve toplumsal konumunu hedef alan, onu cinsiyet üzerinden ayrımcılığa tabi tutan her türlü tavır, davranış, tutum, düşünce ve yaklaşım İslam'a aykırıdır." dedi.

AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık başkanlığında toplanan Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu, Huriye Martı ile Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Başkanı Süleyman Arslan'ın önerilerini dinledi.

Martı, İslam'a göre kadın ve erkek arasında yaratılış gayesi, varoluş değeri ve kulluk sorumluluğu açısından hiçbir fark bulunmadığını vurgulayarak, "Dinimizin, milletimizin ve medeniyetimizin kadına bakışı daima onun saygınlığını ve haklarını korumak üzerinedir. Kadının konumunu ve toplumsal konumunu hedef alan, onu cinsiyet üzerinden ayrımcılığa tabi tutan her türlü tavır, davranış, tutum, düşünce ve yaklaşım İslam'a aykırıdır." diye konuştu.

Diyanet İşleri Başkanlığının çalışmaları hakkında bilgiler paylaşan Martı, 81 il ve ilçede toplam 430 noktada alanında uzman 1474 erkek, 2 bin 93 kadından oluşan 3 bin 567 personelle ailelere rehberlik ettiklerini söyledi.

Kadına ve çocuğa yönelik şiddetin önlenmesi konusunda toplumu bilinçlendirmek üzere hutbeler okutulduğuna dikkati çeken Martı, "Başkanlığımız 2017 yılında 2, 2018 yılında 5, 2019 yılında 5, 2020 yılında ise 3 hutbe okutmuştur." ifadelerini kullandı.

Diyanet İşleri Başkanlığınca verilen vaazlara da değinen Martı, "2017-2020 yılları arasında çalışma hayatı ve kadın konusunda 495, aile içi şiddet konusunda 5 bin 809, kadına yönelik şiddet konusunda 1046, töre namus cinayetleri konusunda 199, küçük yaşta zorla evlilik konusunda 219, kız çocuklarının eğitimi konusunda 455 olmak üzere toplam 8 bin 223 vaaz verilmiştir." diye konuştu.

Süleyman Arslan ise Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusundaki görev ve yetkilerine değindi.

Arslan, sivil toplum örgütleriyle iş birliği içerisinde hareket ederek ayrımcılığa maruz kalan vatandaşların sorunlarıyla ilgilendiklerini dile getirdi.

Kimsenin siyasi fikir veya dini görüşüne bakmaksızın gelen her türlü talebi değerlendirdiklerini belirten Arslan, gerekirse mağdur vatandaşları ziyaret ederek durumu yerinde tespit ettiklerini söyledi.

Şiddet olaylarının bütün yönleriyle ele alınması gerektiğine dikkati çeken Arslan, ailenin ihmal edilen bir alan olduğunu, aileyi koruyamayan bir toplumun kadını da koruyamayacağını, bu nedenle konunun toplumsal bir sorun olarak ele alınması gerektiğini belirtti.

Arslan, "Aldatan eşlerin yanında, aldatan üçüncü kişiler hakkında da maddi ve manevi yaptırımlara hükmedilmesi için gerekli kanuni ve idari düzenlemeler yapılmalıdır. Zira, zina kadına yönelik şiddetin önemli bir sebebini oluşturduğu gibi diğer eş ve çocuklar açısından da psikolojik şiddet başta olmak üzere farklı şiddet türlerine zemin oluşturmaktadır." ifadelerini kullandı.