Meclis, Fetö'nün Darbe Girişimini Araştıracak
HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, "Darbe girişimine katılanları, devlet içinde bunlarla doğrudan bu suç üzerinden birlikte hareket edenleri adil bir şekilde, hukuka uygun soruşturmak, yargılamak devletin hakkı, görevidir.
HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, "Darbe girişimine katılanları, devlet içinde bunlarla doğrudan bu suç üzerinden birlikte hareket edenleri adil bir şekilde, hukuka uygun soruşturmak, yargılamak devletin hakkı, görevidir." dedi.
TBMM Genel Kurulunda, FETÖ'nün darbe girişimiyle ilgili araştırma komisyonu kurulmasına ilişkin verilen önergede HDP Grubu adına konuşan Sancar, 15 Temmuz akşamı kanlı ve katliamcı cuntanın masum insanları öldürebileceğini gösteren darbe teşebbüsüne tanık olunduğunu belirterek, darbe teşebbüsünü lanetledi ve kınadı.
Darbe girişimini toplumun geniş kitlelerinin ortak duyarlılığının engellediğini ifade eden Sancar, "Darbeyi önlemek için sokaklara cesaretle çıkan, kahramanca direnen bütün insanları saygıyla, şükranla tekrar selamlıyorum. Hayatlarını kaybeden değerli insanlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum." diye konuştu.
Sancar, darbe girişimini araştırmak için TBMM'de ortak görüşle komisyon kurulmasını önemsediklerini vurgulayarak, "Bu tür darbelere, darbeci girişimlere, darbe heveslilerine engel olmanın başlıca şartı örneklerle samimi şekilde yüzleşmek, hesaplaşmaktır. Tarihimizde silahlı veya postmodern darbeler yaşandı, bunlarla ne Meclis ne de toplum olarak yüzleşme basiretini gösterebildik." ifadesini kullandı.
Yönetim zihniyetinin, çatışmalı ortamın, toplumsal kutuplaşmanın, siyasal gerilimin, demokrasi ve hukuk devleti eksikliğinin, derin sosyal adaletsizlik ve ekonomik eşitsizliğin darbeye zemin hazırladığını anlatan Sancar, şöyle devam etti:
"15 Temmuz'da insanların üstüne gözünü kırpmadan ateş eden, yüzlerce insanı acımasızca katleden kolluk görevlileri bundan önce hiç böyle şeyler yapmamışlar mıdır? Buna benzer uygulamaların sık sık gerçekleştiğine dair örnekleri dikkatinize sunarım. Suruç'ta, Ankara'da, ülkenin başka yerlerinde bombalar patlarken, insanlar katledilirken devletin sorumluluğu yok mudur? Bunu araştıralım diye çıktık, sorduk. Bize en çok söylenen şey 'Güvenlik zafiyeti yoktur, hükümetin burada hiçbir sorumluluğu bulunmamaktadır.' şeklinde oldu. Şimdi herkesin ağzında güvenlik zafiyeti, üstelik mizah dergilerine konu olacak şekilde. İstihbaratın ne zaman haber aldığı, Cumhurbaşkanı'na, hükümete ne zaman bilgi verdiğine dair söylenenler komik değil, trajikomik."
Mithat Sancar, sokağa çıkma yasaklarının uygulanmaya başlamasından itibaren "katliamcı bir grubun gözünü kırpmadan insanları hedef aldığını" söylediklerini anımsatarak, "Bu yapı, gruplar ülkenin başına ve sizin de başınıza çok kötü şeyler getirirler. Böyle bir ortam var, böyle bir niyet var' dediğimizde bizlere saldırdınız, susturmaya çalıştınız. Oysa şimdi büyük çoğunluğuna sizler de terörist diyorsunuz." diye konuştu.
Darbe teşebbüsünün ardından görevden alınan, tutuklanan subayların büyük bir çoğunluğunun sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı bölgelerdeki operasyonları yöneten birimlerde görevler aldığını öne süren Sancar, şu değerlendirmelerde bulundu:
" Roboski'deki katliamı her gündeme getirdiğimizde bizi susturmaya çalıştınız. 'Hakikat ortaya çıkarılmalı sorumlular açığa çıkarılmalı, cezalandırılmalı.' dedik. Dönemin Başbakanı bütün siyasi sorumluluğu üzerine aldı. 'Ben emir verdim.' dedi. Açık söylemese de 'Bu meseleyi kapatın.' anlamında sözler söyledi. Dönemin bakanları katledilen yurttaşları suçladı, şimdi bugün bir bakan 'Roboski dosyası yeniden açılmalı.' diyor. Keşke o zaman bu uyarılar dikkate alınsaydı. KCK operasyonları devam ederken de aynı uyarılarda bulunduk. 'Yargı içinde çöreklenmiş bir grup siyasi soykırım operasyonu yürütüyor.' dedik, bu da dikkate alınmadı. Hükümetler ne yaptılar? Eleştiri yapanları susturmaya çalıştılar, eleştiri yapanları suçladılar. Siyasi sorumluluk söz konusu olduğunda asla üstlenmeye yanaşmadılar."
Sancar, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) devlete sızmasının da gizli olmadığını, geçmişte herkesin buna müsaade ettiğini, bu yöndeki uyarıları yapanlara da en ağır ifadelerle saldırıldığını savunarak, "Bir devleti, cemaat veya başka bir ad altında gayrimeşru yapının ele geçirmesi hiçbir hukuk devletinde, demokraside kabul edilmez." dedi.
Darbe teşebbüsünün ardından gözaltına alınan bürokratların çoğunun iktidarın siyasi kararları ve hükümetin imzasıyla görevlere getirildiğini ifade eden Sancar, 17-25 Aralık olayları çıktığında iddiaların araştırılması için grup önerisi verdiklerini, ancak AK Parti'nin "Hayır" dediğini söyledi.
Sancar, "Eğer o zaman 'Evet' deseydiniz, Meclis bu olaya el koysaydı, belki de çok daha hızlı yol alınacak, 15 Temmuz'daki büyük felaketi, eşiğinden döndüğümüz uğursuz girişimi yaşamamış olacaktık. Bu örgütle zamanında kurduğunuz ilişkiler işinize yaradığı için sorgulanmasını istemediniz. Kısa dönemli faydacı hesaplara göz yumdunuz." diye konuştu.
"Bu komisyonu hakikat komisyonuna çevirebiliriz"
Kutuplaşma ve gerilim politikasıyla, antidemokratik yöntemlerle ve intikamcılıkla değil, siyasal diyalog ve toplumsal uzlaşıyla, demokrasinin işletilmesiyle yüzleşmenin olacağını vurgulayan Sancar, şöyle konuştu:
"Felaketten erdem çıkarmak niyetindeyseniz, yeni yaralar açacak yöntemlerden kaçınmak zorundayız. Darbe girişimine katılanları, devlet içinde bunlarla doğrudan bu suç üzerinden birlikte hareket edenleri adil bir şekilde, hukuka uygun soruşturmak, yargılamak devletin hakkı, görevidir. Eğer bunu fırsat bilerek genel tasfiyeye gidilirse, demokratik yapılanma yerine kendi iktidarını ve kendine yakın olanları korumak gibi bir hedef güdülürse korkarım ki darbeler için zemin her zaman açık kalacaktır. Güney Afrika'da ırkçı rejim çözüldükten sonra hakikat komisyonu kuruldu. Biz de bu komisyonu hakikat komisyonuna çevirebiliriz. Dönemin adalet bakanı, 'Hakikat acıtır, susmak ve susturmak öldürür.' diye açıklamıştı. Hakikatle yüzleşmek yerine bunu dile getirenleri susturmaya, yüzleşmekten kaçınmaya devam ederseniz bu toplum çürür, çözülür ama hakikat acıtsa bile bizi çok daha ileri yerlere götürebilir."