Meclis Başkanı Görevinin Başında"
AK Parti Siyasi ve Hukuki İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Binali Yıldırım'ın görevi bırakması gerektiğine yönelik eleştirilerle ilgili, "Meclis Başkanı görevinin başında, bir taraftan da bizim partimizin İstanbul...
AK Parti Siyasi ve Hukuki İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Binali Yıldırım'ın görevi bırakması gerektiğine yönelik eleştirilerle ilgili, "Meclis Başkanı görevinin başında, bir taraftan da bizim partimizin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı. İnşallah resmi süreçler başlayacak, o zaman da bu konuları daha net bir biçimde göreceğiz." dedi.
Yazıcı, katıldığı bir radyo programında, TBMM Başkanı Binali Yıldırım'ın AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adaylığının ardından başlayan tartışmalara değindi.
Muhalefetin, "Anayasa'yı ihlal" iddialarını, "Bu çok ileri düzeyde bir niteleme, bunu kim yaptıysa işkembe-i kübradan konuşuyor." sözleriyle eleştiren Yazıcı, Anayasa'da Meclis Başkanı'nın partisiyle ilişkilerine dair düzenleme bulunduğunu hatırlattı.
Yazıcı, "Orada parti faaliyetlerine katılamayacağı ifade ediliyor, ama bir istisna var, milletvekilliği adaylığı hariç, demek ki milletvekili adayı olabilir. Bugüne kadar olan uygulamalarda da bütün Meclis başkanları seçim zamanı geldiğinde hem makamdaki pozisyonları devam ederken, partisinden milletvekili adayı olmuş, seçilmiş ya da seçilememiş, ama adaylık durumu söz konusu olmuş, bu hiç tartışılmamış." diye konuştu.
- "Herhangi bir mahsur yok"
Hayati Yazıcı, TBMM Başkanı Binali Yıldırım'ın belediye başkan adayı da olabilmesinde herhangi bir mahsur bulunmadığını ve tartışmanın çok erken olduğunu vurgulayarak, "Biliyorsunuz adaylık süreçleri var, aday adaylığı süreci var. Meclis Başkanı için öyle bir şey söz konusu değil. Partilerin çalışma yaptıkları zaman dilimi var. Sonra nihayet bu adayların resmiyet süreçleri başlıyor. Adaylarla ilgili resmiyet süreci de henüz başlamış değil, ama yoğun bir tartışma bu konu üzerinde sürdürülüyor. Bilen de konuşuyor, bilmeyen de konuşuyor. Anayasa'yı ihlal boyutuna vardıranlar bile oluyor. Bu yaklaşımları doğru bulmuyorum. Hukuken bir engel yok." ifadesini kullandı.
Söz konusu tartışmaya ilişkin sürecin devam ettiğini bildiren Yazıcı, "Meclis Başkanı görevinin başında, bir taraftan da bizim partimizin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı. İnşallah resmi süreçler başlayacak, o zaman da bu konuları daha net bir biçimde göreceğiz." değerlendirmesini yaptı.
Özgür Özel'in iddiaları
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in, "Binali Yıldırım seçilse dahi Meclis Başkanlığına dönecek" sözlerinin sorulması üzerine Yazıcı, Özel'in değerlendirmesini şık bulmadığını ifade etti.
Meclis Başkanı Yıldırım'ın siyasi birikimi olduğuna değinen Yazıcı, "Meclis Başkanı'nın göreve başlaması, seçilmiş olması için seçim sonuçları resmen ilan edildiğinden itibaren 15 gün içerisinde, milletvekilliği veya belediye başkanlığı tercihini yapacak. Tercih ettikten sonra, göreve başladıktan sonra seçilmiş oluyor, göreve başlıyor. Dolayısıyla o prosedürler bitecek. Tekrar Meclis Başkanlığına seçildiği anda dönme durumu söz konusu değil." dedi.
Yazıcı, seçim sonuçlarına ilişkin CHP'de hakim bir kanaat oluştuğunu belirterek, "Hakim olan kanaate göre, seçim sonuçlarından başarılı çıkamayacağını algılamış ve anlamış olan kesimler, bu başarısızlığa şimdiden kılıf arıyorlar diye düşünüyorum." ifadesini kullandı.
Suriye'de yaşanan gelişmeler
ABD'nin askerlerini Suriye'den çekme kararının ardından, Fırat'ın doğusuna yapılacak bir operasyon ihtimalinin gündemde olup olmadığının sorulması üzerine Yazıcı, Türkiye'nin, Suriye konusunda ciddi olduğunu ve çok dikkatli bir politika izlediğini belirtti.
Yazıcı, Suriye'de egemen olmayı hedefleyen güçler olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:
"Türkiye, süreçleri çok yakinen güvenliğini öncelemek suretiyle çıkarlarını koruyarak takip ediyor. Oradaki hedeflerimizden vazgeçmiş değiliz. Hedeflerimizin merkezinde de Türkiye'nin güvenliği var. Yani Suriye'nin birlik bütünlüğünün korunması, Suriye'nin bölünmesinin önlenmesi ve Türkiye'nin güvenliğinin sağlanması, orada 'peyk' şeklinde bir yapay devletin oluşumuna izin vermeme hedefine yönelik."
Türkiye'nin sık sık gündeme getirdiği güvenli bölge konusunda da Yazıcı, bölgedeki hareketliliklerin ve olası göçün kontrol altında tutulması amacıyla bir bölge oluşturmanın düşünüldüğünü aktardı.