Kobani davasında 10 yıl hapis cezasına çarptırılan Ahmet Türk: Karar verenler yargıçlar değil siyasiler
6-8 Ekim 2014 tarihinde çıkan sokak eylemlerine ilişkin yürütülen Kobani davasında Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Katıldığı canlı yayında kararı değerlendiren Türk, "Bu davanın siyasi bir dava olduğunu Türkiye biliyor. Verilen cezaların hiçbiri hukuka uygun değil. Siyasilerin karar verdiği bir dava olarak, orada karar verenler yargıçlar değil siyasilerdir aslında." ifadelerini kullandı.
Kobani davasında 10 yıl hapse mahkum edilen Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk katıldığı canlı yayında yaptığı açıklamada, "Bu davanın siyasi bir dava olduğunu Türkiye biliyor. Verilen cezaların hiçbiri hukuka uygun değil. Siyasilerin karar verdiği bir dava olarak, orada karar verenler yargıçlar değil siyasilerdir aslında." dedi.
KOBANİ DAVASINDA KARARLAR AÇIKLANDI
6-8 Ekim 2014 tarihinde çıkan sokak eylemlerine ilişkin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın da yargılandığı davada mahkeme kararlarını açıkladı. Eski HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ 30 yıl hapis cezasına çarptırılırken, Altan Tan, Ayhan Bilgen ve Aysel Tuğluk hakkında beraat, Gültan Kışanak ve Ayla Akat Ata hakkında tahliye kararı verildi.
AHMET TÜRK'E 10 YIL HAPİS CEZASI
Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk ise 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. KRT TV canlı yayınına bağlanan Ahmet Türk, hapis kararını değerlendirdi. Kararın hukuki değil siyasi olduğunu savunan Türk şunları söyledi: "Bu davanın siyasi bir dava olduğunu sizler de biliyorsunuz. Türkiye de biliyor. DEAŞ çetesini eleştirmek, ona karşı tepki göstermek bir suç haline getirildi. Bir vahşi örgüte karşı düşüncelerimizi, fikirlerimizi söylediğimiz için Kobani davasında cezalarla karşı karşıya kaldık.
TÜRK: ORADA KARAR VERENLER YARGIÇLAR DEĞİL SİYASİLERDİR
Türkiye'de aslında toplumsal barışa darbe vurmak isteyen bir anlayışın sonucudur. Bizler bu ülkede toplumsal barışı sağlamak için, eşit yurttaşlık hakkını elde etmek için çaba gösteren bir siyasi anlayışa sahibiz. Ama maalesef düşman hukukunu uygulayan bir anlayışla karşı karşıyayız. Verilen cezaların hiçbiri hukuka uygun değil. Siyasilerin karar verdiği bir dava olarak, orada karar verenler yargıçlar değil siyasilerdir aslında.
Elbette yanlışlarla yürütülen bir ülkede barışı, ortak demokratik değerler etrafında toplumu buluşturmak kolay olmayacaktır. Ama biz yine de toplumsal barışın ortak değerler etrafında halkların bütünleştiği bir gelecek için mücadele etmeye devam edeceğiz."
"KAYYUM ATANIR MI ATANMAZ MI BİLEMİYORUM"
Ahmet Türk, "Yeniden bir kayyum atanma durumu olursa ne yaparsınız?" sorusuna ise şu yanıtı verdi: "Bizim üzerinde durduğumuz halkın iradesinin ortaya çıkması. Halk iradesini ortaya koydu. Kayyum siyasetine Kürt halkı yaklaşım biçimini çok ciddi bir şekilde ortaya koydu. Kayyum atanır mı atanmaz mı bilemiyorum. Önemli olan halk iradesidir."
"DEMOKRATİK GELECEĞİMİZE BİR DARBE"
Ahmet Türk sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Tabii ki bu davanın bu şekilde bitmesi üzücü. Ötekileştiren bir mantık var. Biz bugün Türkiye'de kucaklaşmayı arzu eden bir sürecin başlaması konusunda çaba gösteriyoruz. Çünkü biliyoruz eğer Türkiye kendi yurttaşlarını ötekileştirecek bir mantıkla hareket ederse bu ülkeye demokrasi kolay kolay gelmez. Ama biz halkların kardeşliğini savunduk. Ortak demokratik değerlerde buluşmayı esas aldık. Bu nedenle bizim demokratik geleceğimize bir darbe olarak değerlendirmek gerekir.
Bu kararı verenler Türkiye adına karar verenler değil. Siyasi bir anlayışın kararıdır. Elbette barışçıl, demokratik, toplumun kucaklaştığı bir süreç için çabayı devam ettireceğiz. Geçmişten bugüne kadar buna benzer durumlarla karşı karşıya kaldık. Ama bu ülkede barışın kalıcı hale gelmesi için umudumuzu hiçbir zaman kaybetmedik. Biz yine bu ülkede barışın olduğu, demokratik bir sistemin Türkiye'ye egemen olduğu bir dönem için bunun mücadelesini veriyoruz. Bunun umudunu taşıyoruz taşımaya devam edeceğiz. Bütün bu olumsuzluklara rağmen.
ERDOĞAN-BAHÇELİ GÖRÜŞMESİNE DİKKAT ÇEKTİ
Bu davanın bu şekilde bitmesinin mesajını biz görüyoruz. En son Cumhurbaşkanı Erdoğan'la Bahçeli'nin bir araya gelmesi davada bu sonuca etkili oldu diye düşünüyorum."