Haberler
Bahçeli'nin çağrısı sonrası DEM Parti Öcalan'la görüşmek için yazılı başvuru yaptı

Bahçeli'nin Öcalan çağrısı sonrası DEM Parti ilk adımı attı

Ankara'da görüşme hareketliliği! Bahçeli ve Ahmet Türk'ten art arda açıklamalar

Bahçeli "Ağaların kapısı açık olur" dedi, Ahmet Türk'ten yanıt gecikmedi

'Ahmet Özer' tartışması tansiyonu yükseltti, İmamoğlu çileden çıktı

İBB Meclisi'nde tansiyon yükseldi, İmamoğlu çileden çıktı

Yenidoğan Çetesi davasında kan donduran sözler: Kötü bir bebekti

Sanık hemşireden kan donduran sözler: Kötü bir bebekti

Kılıçdaroğlu Özgürlüğün yolu medyadan geçer

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarı eleştiren gazetecilerin işine son verildiğini, bunun son örneğinin de Ruhat Mengi olduğunu ifade ederek, "Eğer iktidar yalakalığına bir medya patro...

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarı eleştiren gazetecilerin işine son verildiğini, bunun son örneğinin de Ruhat Mengi olduğunu ifade ederek, "Eğer iktidar yalakalığına bir medya patronu soyunursa o gazeteleri alıp okumamak da herhalde bizlerin görevidir. 'Kamudan, devletten ihale alacağım, kendimi ona mahkum hissediyorum' diye yola çıkanların yanında olmayacağız. Biz özgür ve bağımsız Türkiye'nin yanında olacağız" dedi.

Partisinin Genel Merkezinde düzenlenen Bilişim Sorumluları Toplantısı'nda konuşan Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin zor bir süreçten geçtiğini, insanları artık gazeteleri ürkerek okuduğunu, ülkenin bir vesayetten başka bir vesayete savrulduğunu söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir ile gitmeden önce adeta sıkıyönetim uygulandığını savunan Kılıçdaroğlu, vatandaşların eylem yapacakları gerekçesiyle gözaltına alındığını, iş yerlerinin kapatıldığını, adeta sokağa çıkma yasağı uygulandığını öne sürdü.

Kılıçdaroğlu, 21. yüzyıl Türkiye'sinde hiçbir demokraside rastlanmayan uygulamalar yaşandığını ifade ederek, "Baskıyı topum damarlarına kadar hissetti ve hissediyor. Sadece yurttaşlar mı bunu hissediyorlar, sivil toplum kuruluşları, sendikalar, barolar, toplumun aydın kesimleri, üniversiteler bu baskıyı hissediyorlar. İçinde bulunduğumuz koşullar sıradan değil. Buna iktidar ileri demokrasi diyor. İleri demokrasi altında bunları yaşıyorsak normal demokrasi olsaydı kim bilir daha neleri yaşayacaktık" diye konuştu.

Gazeteciler, milletvekilleri, avukatlar, belediye başkanları, askerler, akademisyenlerin hapiste olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"İnsan gayri ihtiyari düşünüyor nasıl bir Türkiye burası? Hadi onlar hapiste, dışarıda olanların durumu nasıl? Onlar da kendilerini yarı açık cezaevinde hissediyor. Telefonları dinleniyor, konuşamıyorlar, çekiniyorlar, korkuyorlar. Bu tablo hepimizin her gün tanık olduğu bir tablo. Sadece bunlarla mı sınırlı? Savunma hakları kısıtlanıyor. Savunma hakkı insanlığın varlığından bu yana en kutsal haktır. Kısıtlanıyor. Sahte delillerle insanlar aylarca, günlerce, yıllarca hapislerde tutuluyor. O kadar ki adeta bunlar olağanlaştı Türkiye'de. Tepki veremez bir toplum haline süratle Türkiye dönüştürülmek isteniyor. İçinde bulunduğumuz koşullar sıradan değil. Bir askeri dikta yaşamıyoruz. Bir vesayetten başka bir vesa doğru sallanan bir Türkiye görüyoruz. Hepimizin dikkatle izlemesi gereken Türkiye."

-"İktidarı eleştiriyorsanız patronun ilk işi o gazetecinin işine son vermek"

Yargının tümüyle siyasallaştığını, Başbakan Erdoğan'ın "Yargı gereğini yapacaktır" diyerek yargıya talimat verdiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, "Güçlerin tekleştiği bir Türkiye, her şeyin bir kişinin iki dudağının arasından çıkacak bir söze bağlandığı Türkiye" dedi.

Türkiye'de gazetecilik yapmanın giderek cesaret isteyen bir iş olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gazetecilik, eskiden gururla yapılırdı. Şimdi korkarak yapılıyor. 'Acaba başıma bir şey gelebilir mi' diye insanlar ürküyorlar. Türkiye hapisteki gazeteci sayısı itibariyle dünyada bir numara. Bu tablo 21. yüzyıl Türkiye'sine yakışan bir tablo değil. İktidarı övmek, yaratılan yeni medyanın temel görevi oldu. Eskiden yandaş medya diye bir kavram yoktu, şimdi yandaş medya diye geniş bir yelpaze var. Açarsınız o gazeteleri, televizyonları iktidar övgüsüyle doludur. CHP'yi eleştirmek zaten onların temel görevi. Eğer beğenmeyip iktidarı eleştiriyorsanız patronun ilk yaptığı iş o gazetecinin işine son vermektir. Son örneği Ruhat Mengi kardeşimizdir. Onun da işine son verildi. Eğer iktidar yalakalığına bir medya patronu soyunursa o gazeteleri alıp okumamak da herhalde bizlerin görevidir. 'Kamudan, devletten ihale alacağım, kendimi ona mahkum hissediyorum' diye yola çıkanların yanında olmayacağız. Biz özgür ve bağımsız Türkiye'nin yanında olacağız."

-"Demokrasi açısından en büyük tehlike"

Güçler ayrılığı ilkesinin teke indirilmesinin demokrasi açısından en büyük tehlike olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bu, bütün çağdaş dünyanın gördüğü bir gerçektir. Türkiye'yi bir diktatörün yönetimine teslim edemeyiz, etmemeliyiz. Bu bizim temel görevimiz. 'Astığım astık, kestiğim kestik' buna izin vermeyeceğiz. 'Sizin güvenceniz benim.' Sen kimsin, sen bu ülkenin güvencesi oluyorsun. Bu ülkenin güvencesi hukuktur, hukukun üstünlüğüdür, anayasadır" diye konuştu.

Bir dönem "Sivas'ın ötesine geçememekle" eleştirildiklerini belirten Kılıçdaroğlu, 81 ile projelerle, özgürlük ve demokrasi manifestosuyla gittiklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Çünkü biz bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi getirmek istiyoruz" dedi.

CHP'nin daha önce Cumhuriyeti kurarak, çok partili yaşama geçilmesini sağlayarak ve sosyal demokrasiyi getirerek 3 büyük devrime imza attığını dile getiren Kılıçdaroğlu, 4. büyük devrime hazırlandıklarını, özgürlük ve demokrasi devrimini getireceklerini söyledi.

Kılıçdaroğlu, "Eğer çocuklarımız güzel bir Türkiye'de, özgürce yaşamak istiyorsa onların yaşamına diktatörün müdahalesini engelleyeceksek bunun yolu özgürlük ve demokrasiden geçer" ifadesini kullandı.

Seçimlerde sandık çevresi sorumlularına ilişkin yeni bir örgütlenme modeli hazırladıklarını belirten Kılıçdaroğlu, söz konusu çalışma modeline ilişkin bilgi verdi. Partililerin kapı kapı dolaşarak çalışması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"81 ilde böyle çalışırsak sorunu büyük ölçüde çözeriz. Her zaman güleryüzlü olacağız. Belki kapıyı yüzümüze kapatan da olacak, asla kızmayacağız. Çünkü biz iktidar olmak istiyoruz. Çünkü biz Türkiye için çalışıyoruz. Çünkü halkımız için çalışıyoruz. Daha güçlü bir Türkiye için, daha özgür bir Türkiye için çalışıyoruz. İşimiz kolay değil. Bir diktatörün yönettiği bir ülkede özgürlük istemenin ne kadar zor olduğunu siz de biliyorsunuz, ben de biliyorum. Telefonlarınız dinlenebilir, gözaltına alınabilirsiniz ama unutmayın biz yılmayız. O diktatör de unutmasın; hiçbir Cumhuriyet Halk Partili, yılmaz. Biz baskılara diz çökmeyiz, baskılara karşı direniriz. Baskılar bizi yıldıramaz. Bu mücadelenin kutsal bir mücadele olduğunu unutmayın. Halk için yapılan mücadele hak için yapılan mücadeledir. Her yurttaşın hakkı vardır. Özgürce yaşama hakkı vardır. Onu sağlayacak olan sizlersiniz. Beraber yapacağız bu mücadeleyi. Yılmak yok. Zor bir işi becereceğiz. Bunu yaptığımız zaman sadece kendi halkımıza karşı bir görevi yerine getirmiş olmayacağız. Türkiye'nin dünyadaki saygınlığına da en büyük katkıyı CHP olarak biz yapmış olacağız. Dünyanın neresine giderseniz gidin bütün çağdaş ülkelerde Türkiye'deki olaylar kaygıyla izleniyor. O nedenle bize düşen görevler var. Yerine getireceğiz."

-"Özgürlüğün yolu medyadan geçer"

Çocuklara daha güzel bir Türkiye bırakmak istediklerini, daha iyi koşullarda yaşamaları için mücadele ettiklerini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Bizim mücadelemiz, güzel, haklı bir mücadele, baskıya karşı direnmenin öyküsü. Eğer bugün gazetecilerin telefonları kod isimleri kullanılarak mahkemeden alınan kararlarla dinleniyorsa oturup düşünmemiz gerek. Nereden savruluyor nereye doğru Türkiye. İktidarın iki yüzlü politikasını belgelerle ortaya koyan bir gazete 'terör mahkemesinde yargılanacaktır' diye karar alınıp suç duyurusunda bulunuluyorsa hepimizin oturup düşünmesi gerekir. Unutmamamız gereken bir şey var. Medyası özgür olmayan bir ülkenin halkı da özgür olmaz. Özgürlüğün yolu medyadan geçer" değerlendirmesinde bulundu.

İşlerinin kolay olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Tek parti devletine karşı mücadele ediyoruz. Valisiyle kaymakamıyla polisiyle tek parti olan bir iktidarla devletle mücadele ediyoruz. O açıdan hepimiz gerekirse 24 saat çalışacağız. Ben olabildiğince çalışmaya çalışıyorum. Arkadaşlarım da öyle. İl, ilçe başkanlarım, bütün arkadaşlarımın çalışmasını isterim. STK'lardan sorumlu yöneticiler asla hiçbir STK'yı boş bırakmayacaksınız, kapısını çalacaksınız, onlara CHP'yi anlatacaksınız. Toplumun dokularına ineceğiz. Bu mücadeleyi birlikte yapacağız" dedi.

Bu arada, Kılıçdaroğlu, mobil aidat uygulamasının başka partilerde olmadığını belirterek, CHP'lilerin bu uygulamayla partiye destek olmasını istedi.

- Emrehan Halıcı

CHP Genel Başkan Yardımcısı Emrehan Halıcı da daha güzel, daha mutlu ve daha huzurlu bir Türkiye istediklerini söyledi.

Bunları gerçekleştirmek üzere CHP olarak iktidar olmayı hedeflediklerini belirten Halıcı, bunun için akıllı, verimli, üretken çalışmaları gerektiğini ifade etti. Bireysel değil kolektif bir yaklaşımla çalışmanın önemine işaret eden Halıcı, herkesin birbirini denetlemesiyle başarıyı takip edebileceklerini aktardı.

Bilgi ve iletişim teknolojilerinden sorumlu genel başkan yardımcılığının bulunduğu tek partinin CHP olduğunu dile getiren Halıcı, bütün il ve ilçe teşkilatlarında seçimle iş başına gelen bilişim sorumlularının da yine sadece CHP'de bulunduğunu kaydetti.

Halıcı, "CHP'li bilişimciler olarak bir hedefimiz var. Bu hedef, Türkiye'yi bilgi toplumuna, CHP'yi de elektronik partiye dönüştürme hedefidir" dedi.

Kılıçdaroğlu Özgürlüğün yolu medyadan geçer
Kaynak: AA / Politika
title