"Kamu İhalelerinde Yolsuzluk" Davası
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, "suç örgütü kurarak, kamu ihalelerinde menfaat karşılığı usulsüzlük yaptıkları" öne sürülen ve aralarında Kamu İhale Kurulu (KİK) üyesi Ali Kaya'nın da aralarında bulunduğu 23 şüpheli hakkında hazırladığı...
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, "suç örgütü kurarak, kamu ihalelerinde menfaat karşılığı usulsüzlük yaptıkları" öne sürülen ve aralarında Kamu İhale Kurulu (KİK) üyesi Ali Kaya'nın da aralarında bulunduğu 23 şüpheli hakkında hazırladığı iddianame, Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu Savcısı Hakan Büyükabacı'nın hazırladığı iddianamede, Ali Kaya, Şenol Varürer, Osman Turna, Yusuf Kaya, Okan Tosun, Erkan Fırat, Sedat Soybay, Aytekin Karahan, Hasan Karakaya, Ferit Rızvanoğlu, Osman Nuri Yılmaz, Muammer Dülger, Binali Özdoğan, Bahri Köse, Orhan Nurduhan, Hikmet Kızılca, Hasan Yüksel, Şeyhmus Kaya, Mevlüt Kurtoğlu, M. Metin Akın, Alaattin Sarpkaya, Mustafa Bakış ve Çetin İnsan
"şüpheli" olarak yer aldı.
KİK üyesi Ali Kaya'nın, Mustafa Bakış ve Yusuf Kaya ile irtibatının olduğu, Ali Kaya ve KİK'de görevli bazı kişilerin, kuruma gelen ihale dosyalarıyla ilgili şikayet başvurusu yapan bazı firma yöneticileriyle ortak hareket ederek görevlerini kötüye kullandıkları ileri sürülen iddianamede, KİK'den bu firmalar lehine karar çıkartıp haksız kazanç elde edildiği yönünde şüphelerin olması üzerine soruşturma yürütüldüğü ifade edildi.
İddianamede, Kaya hakkında bazı mercilere gönderilen ihbar mektuplarına da değinildi.
-"500 bin ile 2 milyon lira arasında pazarlık"-
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na 15 Aralık 2008'de gönderilen ihbar mektubunda, "Kaya'nın, firma yetkilileriyle işbirliği yaparak her dosya başına para almak suretiyle haksız menfaat sağladığının bildirildiği" kaydedilen iddianamede, ancak "iddiaların genel ve soyut nitelikte olması, belli bir olaya yönelik olmaması ve somut delile dayanmaması" nedeniyle ihbarın işleme konulmadığı belirtildi.
İddianamede, Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Başkanlığı'na 21 Şubat 2011'de gönderilen bir başka ihbar mektubundan ise "KİK'in son haliyle Türkiye'nin yüz karası olduğu, parayı kim basıyorsa işi onun aldığı, tüm üyelerin aynı kefeye konulamayacağı; ancak bütün üyeleri etkileyen, pazarlıkları yapan, işi parayı basan firmaya veren, bütün komisyon üyelerini ve raporları ona göre ayarlayan kişinin Ali Kaya olduğu, işlerini sessiz sedasız hallettiği, en düşük aldığı rakamın 500 bin ile 2 milyon lira arasında olduğu, bu fiyatlarla pazarlık yaptığı, kimseden çekincesinin olmadığı ve KİK gibi bir kuruluşun adını çıkarttığına" yönelik iddialar aktarıldı.
Ali Kaya'nın, İller Bankası Genel Müdürlüğü'nde birlikte çalıştığı Şenol Varürer ve Osman Turna'nın KİK'te görevlendirilmesini sağladığı yer alan iddianamede, Ali Kaya ile akrabalık bağı olan ve KİK'te hiçbir görevi bulunmayan Yusuf Kaya ve birlikte hareket ettiği ve Okan Tosun ile Erkan Fırat ile Ali Kaya liderliğinde, suç örgütü kurduğu iddia edildi.
İddianamede, suç örgütünün, kamu ihalelerine katılan firma sahipleri ve yetkilileri ile bu firmalara aracılık eden diğer şüpheli şahıslarla irtibatlarının olduğu ve serbest, objektif rekabet koşulları altında gerçekleşmesi ve tamamlanması gereken ihalelerde, kendi lehlerinde karar çıkartılmasını sağlamak amacıyla haksız menfaat sağladığı kaydedildi.
Ali Kaya'nın, Varürer ve Turna ile kendilerine haksız menfaat sağlayan firma yetkililerine, KİK'e yapacakları itirazların usul ve esasları konusunda bilgi verdikleri, itiraz dilekçelerini düzenlendikleri ve firmaları yönlendirdikleri öne sürülen iddianamede, Ali Kaya'nın, bu firmaların lehine olacak şekilde kurul toplantılarında oy kullandığı, firmalar aleyhine karar çıkacağı durumlarda ise karşı oy kullanarak, inceleme ve karar sürecinin idari yargıya taşınmasını sağladığı ifade edildi.
Örgüt üyelerinin irtibatlı oldukları firmaların temsilcileriyle yüz yüze görüşmeyi tercih ettikleri, bu görüşmelerin masraflarının firma yetkililerince karşılandığı belirtilen iddianamede, örgüt üyelerinin yardımları karşılığında firma yetkililerinden "televizyon, kol saati, navigasyon cihazı, elbise, gömlek, ayakkabı, Iphone-4 ve Nokia Lumia-800 tipi cep telefonu, üç boyutlu film izlemede kullanılan 3-D gözlük, kalem, nakit para ve Ipad" gibi haksız menfaatler temin ettikleri ileri sürüldü.
İddianamede, örgüt üyelerinin, ihalelerde irtibatlı oldukları firmalara izleyecekleri yollar ve itiraz şekilleri hakkında kişilere dosya ve bilgiler verdikleri, şirket yetkililerine yol gösterdikleri, dosyalarının oylama aşamalarında bu firmaların lehine rapor düzenleyerek oy kullandıkları ve bu yolla KİK'in mesleki ilkeler kararlarında belirtilen "özel bilgileri, bu görevin dışındaki kişi ve kuruluşlara şahsi yorum tavsiye veya başka suretle aktaramaz" hükmüne muhalefet ederek görevlerini kötüye kullandıkları savunuldu.
-Kolide saat ve para-
İddianamede, sanıkların suça ilişkin bazı telefon görüşmeleri ile firmalardan çıkar sağladıklarına ilişkin iddialardan örnekler sıralandı.
Sanıklardan Hasan Karakaya'nın isteği üzerine 29 Aralık 2011'de Adana'dan Ankara'ya "Sevgi Varürer" adına bir koli gönderildiği bildirilen iddianamede, ihbar üzerine el konulan koliden "Osman Bey" ve "Ali Bey" yazılı poşetlerde toplam değeri 4 bin 500 lira olan 3 yabancı menşeli kol saati ile üzerinde
"Osman Bey" yazılı zarfta 5 bin lira ele geçirildiği kaydedildi.
İddianamede, "örgüt mensubu" olduğu ileri sürülen Şenol Varürer'in eşi ve çocuğuyla 22-26 Eylül 2010 tarihleri arasında İstanbul'daki bir süit otelde kaldığı, konaklama bedelinin ise bir firma tarafından ödendiği bildirildi.
Şüphelilerin, "çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, yönetmek ve üyesi olmak",
"rüşvet" ve "ihaleye fesat karıştırmak" suçlarından cezalandırılmaları ve suçtan hasıl olan eşya ve paralarının müsaderesi istendi.
- ANKARA