İşte terör örgütü PKK'nın "Silahları bırakıyoruz" dediği an
Terör örgütü PKK, 12. kongresinin ardından yayımladığı bildiride kendini feshettiğini ve silahlı mücadeleyi sonlandırdığını duyurdu. Açıklamada, kalıcı barış ve demokratik çözüm için TBMM ile tüm siyasi ve toplumsal aktörlere çağrıda bulunuldu. Bu karar, Türkiye'de terörle mücadelede tarihi bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
Türkiye'nin yaklaşık yarım asırdır mücadele ettiği terör sorununda kritik bir gelişme yaşandı. "Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda son dönemde atılan adımların ardından, terör örgütü PKK'nın 12. kongresi geçtiğimiz günlerde yapıldı. Örgüt, bugün yayımladığı sonuç bildirgesinde kendini feshettiğini ve silahlı mücadeleyi sonlandırdığını açıkladı.
TÜM KURUM VE KESİMLERE ÇAĞRI
Kongre sonrası yapılan açıklamada, örgütün aldığı fesih kararının kalıcı barış ve demokratik çözüm süreci için zemin oluşturduğu savunulurken, Türkiye'deki tüm kurum ve kesimlere çağrıda bulunuldu. Bildiride, Türk-Kürt ilişkilerinin yeniden yapılandırılması gerektiği vurgulanarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi başta olmak üzere hükümet, muhalefet partileri, sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderlerine "barış sürecine katkı" çağrısı yapıldı.
TERÖRLE MÜCADELEDE DÖNÜM NOKTASI
Açıklamada, TBMM'nin bu kritik süreçte "tarihi sorumluluğunu yerine getirmesi" gerektiği belirtilirken, toplumsal barışın inşasında sadece siyasi aktörlerin değil; akademisyenlerden sanatçılara, işçi sendikalarından gençlik hareketlerine kadar tüm kesimlerin rol alması gerektiği ifade edildi. Bu açıklama, Türkiye'de terörle mücadelenin seyrinde önemli bir dönüm noktası olarak yorumlanırken, gözler sürecin nasıl işleyeceğine ve atılacak siyasi adımlara çevrildi.
Kongre sonrası yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Kongremizin aldığı PKK'nin fesih ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırma kararı kalıcı barışa ve demokratik çözüme güçlü bir zemin sunmaktadır. Bu aşamada Türkiye Büyük Millet Meclisinin tarihi sorumlulukla rolünü oynaması önemli olmaktadır. Aynı şekilde hükümet ve ana muhalefet partisi başta olmak üzere mecliste temsili bulunan tüm siyasi partileri, sivil toplum örgütlerini, din ve inanç topluluklarını, demokratik basın kuruluşlarını, kanaat önderlerini, aydınları, akademisyenleri, sanatçıları, işçi-emekçi sendikalarını, kadın-gençlik örgütlerini, ekolojist hareketleri sorumluluk altına girerek barış ve demokratik toplum sürecine katılmaya çağırıyoruz."
