İmamoğlu: İstanbul'un temel sorunlarına odaklanalım
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Başakşehir İkitelli'deki MASKO esnafını ziyaret ederek, İstanbul'un temel sorunlarına odaklanılması gerektiğini belirtti. İmamoğlu, Kanal İstanbul'un bir sorumluluk olmadığını ve İstanbul'un yaşanabilir bir kent olması için sorunların çözülmesi gerektiğini vurguladı.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, olağanüstü yağıştan etkilenen Başakşehir İkitellide, MASKO esnafını ziyaret etti. İmamoğlu, "İnsan olarak kendi elimizde bozduğumuz doğanın düzenini tekrar yerine koymak için yine kendi cebimizden milyarlarca liralık para harcıyoruz. Hep diyorum ki İstanbul'un temel sorunları var. Bunlara odaklanalım. Bu vesileyle tekrar söyleyeceğim, İstanbul'un Kanal İstanbul diye bir işi yok. İstanbul'un bu sorunları çözmek gibi bir sorumluluğu var. Çözmemiz lazım ki İstanbul yaşanabilir, hak ettiği biçimde var olan bir kent olsun" dedi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, dün aşığı yağışın ardından meydana gelen selden etkilenen Başakşehir İkitelli'deki MASKO'da esnafı ziyaret etti. Burada İBB Genel Sekreter Yardımcısı Murat Yazıcı ve İtfaiye Dairesi Başkanı Remzi Albayrak'tan bilgi alan İmamoğlu, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Dün geceden bu yana alınan önlemlere ilişkin sorulan soruya İmamoğlu şunları söyledi:
"KAYNARCA DERESİNİ YOK ETTİK: Altyapı İstanbul'un en büyük sorunlarından birisi. Çünkü altyapı sorununu başlatan şey üst yapının oluşum biçimi. Örneğin şu anda İkitelli Organize Sanayi, MASKO devamında Küçükçekmece Atatürk Mahallesi, Mehmet Akif Mahallesi. Gökyüzünden baktığınızda sadece binalar ve sanayi siteleri görürsünüz. Ama aslında burada doğanın bir deresi var. Kaynarca Deresi var. Bu Kaynarca Deresi aşağıdaki Ayamama'ya bağlanır. Biz ne yaptık? Kaynarca Deresi'ni yok ettik. Üstüne binalarla, sanayi sitesi yaptık, mahalle kurduk vesaire. İstanbul'un böyle, buna benzer ne yazık ki birçok merkezi var. Zaten dört yıldır milyarlarca liralık altyapı projesi yapıyoruz diye anlatmamızın temel sebebi de bu. Şimdi bu görünmeyen sorunları çözmek ne yazık ki çok kolay bir iş değil.
YAPTIKLARIMIZ VAR, YAPACAKLARIMIZ VAR. NE YAZIK Kİ BU KÖKLÜ BİR SORUN: Hatırlarsanız Esenyurt'ta da bir sel baskını olmuştu. Orada 1,5 milyar lirayı aşan bir yatırım yapıldı, bir derenin üstüne kurulan mahallenin bir bölümünü oradan kaldırıp dereyi tekrar kendi akışına kavuşturmak için. Yani insan olarak kendi elimizle bozduğumuz doğanın düzenini tekrar yerine koymak için yine kendi cebimizden milyarlarca liralık para harcıyoruz. Bir Esenyurt örneği ya da Ayamama örneği. Ayamama'ya milyarlarca liralık yatırım yapıyoruz 4 senedir. Şimdi buraya yapacağız. Bunun gibi başka yerlerimiz de var. Yaptıklarımız var, yapacaklarımız var. Dolayısıyla bu ne yazık ki bu köklü bir sorun.
İSTANBUL'UN KANAL İSTANBUL DİYE BİR İŞİ YOK: İstanbul'un tüm sorunlarına odaklanarak çözüm üretilebilir. Hep diyorum ki İstanbul'un temel sorunları var. Bunlara odaklanalım. Deprem, bunlara odaklanacağız. Biriktirdik sorunları hep beraber biriktirdik. Bakın kimseyi demiyorum, A, B, C demiyorum, A partisi, B partisi demiyorum. İki; altyapı sorunlarını biriktirdik, çözeceğiz. Üç; yapılaşma sorunu. Bunları çözeceğiz. Bu vesileyle tekrar söyleyeceğim, İstanbul'un 'Kanal İstanbul' diye bir işi yok. İstanbul'un bu sorunları çözmek gibi bir sorumluluğu var. ya da bunlara ilave artık 2,5 – 3 milyon mültecinin yaşadığı bir kentteyiz. Yüzde 20, 25 daha fazla su veriyoruz şehre. Bunları çözmemiz lazım ki İstanbul yaşanabilir, hak ettiği biçimde var olan bir kent olsun.
2 SAATTE 130 KİLO YAĞMUR ÇOK BEKLENMEDİK BİR DURUM: Tabii ki ayda 50 kilo yağan bir yağmur 2 saatte yağıyor. Yani 2 saatte o da değil, 2 saatte 130 kilo yağmur yağıyor. Şimdi bu çok vahşi bir durum. Yani çok beklenmedik bir durum. Ama ne yazık ki iklim değişikliği, 21. yüzyılda artık bizi bu görüntülerle karşı karşıya getirecek. Yani 2 saatte 150 kilo yağmur da göreceğiz, çok yoğun kar, tipi göreceğiz. 4 aydır kuraklık yaşıyoruz. 4 aydır yağmur yağmıyor İstanbul'a. Düşünün, topraklar çatladı. Bir yandan kuraklık bir yanda 2 saatte yağan yağmur... Bunlar da dünyanın bir gerçeği. Onun için iklim değişikliğiyle mücadelede yeşil alanları geliştirerek, dere yataklarını koruyarak, su kaynaklarımızı koruyarak insanlığı korumuş olacağız. Meselenin özü budur."