İlim Yayma Vakfı'nın 40. Yıl Programı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "İşte bir 28 Şubat... O günden bu yana hakikaten çok ciddi bir ara oldu, o ara bu ülkeye çok şeyler kaybettirdi aslında. Bunun bedeli aslında çok ağır oldu bu ülkeye. Bunun farkında olanlar var ama hala olmayanlar var" dedi.

Erdoğan, Bağlarbaşı Kültür Merkezi'nde düzenlenen İlim Yayma Vakfı'nın 40. yıl programında yaptığı konuşmada, özellikle imam hatip okuluna girmeden önce İlim Yayma'nın Vefa'da şu anda yurdun olduğu yerdeki o ahşap binada imam hatibe hazırlık kursuna gittiği günleri anımsatarak, şunları kaydetti:

"Hatırlıyorum ki orada bizden önceki abilerimiz imam hatip okudular ama biz orada kursu aldık, ondan sonra da geldik Fatih Çarşamba'daki imam hatibe başladık, orada okuduk. Onun da tabi birinci bölümünde o zaman en üst katı yurt binasıydı o yurt binasında kalıyor, altta da derslere giriyorduk."

Daha sonra yeni yurt binalarına kavuştuklarını ve orada hem yurt, hem okullarının devam ettiğini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Orası tabi İstanbul'un tek imam hatip okuluydu ama şimdi tabi bu sayılar neredeyse her ilçeye yayılmış, her ilçede oluşmuş vaziyette. Fakat baktılar ki bu gelişme iyi değil, bunun önünü bir yerlerden kesmemiz lazım. Önce damarlarımızdan bir tanesini kestiler ve orta kısmı malum kapattılar. İşi biliyorlardı, diyorlardı ki; biz burayı kapatırsak, kesersek, bu ülkede asıl kendileri için tehlike addettikleri konu ki son günlerde maalesef bizleri çok üzen konu ve dediler ki 'biz bu işi çözeriz' ve bu adımı attılar. Ama tabi onların tuzakları varsa, onların hesapları varsa, o tuzakların, o hesapların üstünde Rabbimin de bir hesabı vardı ve o hesap tecelli etti."

"Hamdolsun sabırlıydık"

Başbakan Erdoğan, "Olan oldu, hamdolsun sabırlıydık ama birilerinin sabırsız olduğunu şimdi anlıyorum. Fakat biz sabırlı olmaya mecburduk. Çünkü biz şunu biliyorduk, ilahi mesaj bir anda gelebilirdi ama bir anda gelmedi, ilahi mesaj 22 yılda geldi" diye konuştu.

Kudret, kuvvet sahibi olanın, ilahı mesajı bir anda da gönderebileceğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Çünkü insanın ruhen buna hazırlanması gerekiyordu. Bu hazırlık olmadığı sürece bu işin kabulü de zordu. İşte o toplumlar Mekke, Medine buna hazırlandıktan sonra bakıyorsunuz insanoğlu fevç fevç buraya akın ediyorlardı. İşte bizim de buralardan aslında mesajı almamız gerekiyordu. Bu işin sosyolojik değerlendirmesini çok iyi yapmamız gerekiyordu. Bu işin psikolojisini çok iyi okumamız gerekiyordu. Ama bunu okumaktan bihaber olanlar, bundan çok çok uzakta olanlar olayın farkında değillerdi. Birileri bize gelip zaman zaman o tür nasihatte de bulundular ama biz sabır tavsiye ettik ve bunun neticesini de hamdolsun aldık. Öyle ki işte buyurun bir evlat olarak, evlatları olan bir baba da olarak bunları yaşadık."

"Ben imam hatip mezunu olarak kalkıp da istediğim üniversiteye gidemedim" diyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Dediler ki 'yok gideceksin bir lise bitireceksin'. Gittik dışarıdan lise imtihanı verdik. Lise imtihanı verdikten sonra bir üniversiteye girdik. Çünkü bize yasaktı, 'giremezsin' dediler. Fakat öyle günler geldi ki artık lise bitirmeye gerek kalmadan da üniversiteye giriş dönemi başladı. Fakat o da onları rahatsız etti. Baktı ki bunlar artık her yere giriyor. Tıpa, hukuka, siyasala giriyor, 'olamaz, bunun da önünü kesmek şart' dediler ve bunu da başardılar. Artık bunları ne ile başardılar bunların hepsini biliyorsunuz, onlara girecek değilim. Sabır, sabır, sabır... İşte bir 28 Şubat... O günden bu yana hakikaten çok ciddi bir ara oldu, o ara bu ülkeye çok şeyler kaybettirdi aslında çok şeyler. Bunun bedeli aslında çok ağır oldu bu ülkeye. Bunun farkında olanlar var ama hala olmayanlar var."

Söz konusu arada bir neslin adeta katledildiğini dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:

"Bu nesli katledenlerin inanıyorum ki bu ülkeye ödettikleri bedelin altından kalkmaları mümkün değil. İşte yolsuzluklar orada oldu, yoksulluklar orada arttı. Bu yolsuzlukların, çetelerin el ele vermek suretiyle bu ülkeyi yönetmelerine fırsat hazırlayanlar onlar oldu. Şimdi bazıları da nedense rahatı görünce farklı bir duruma düştüler. Biz böyle olsun istemezdik ama bu da oldu maalesef, temenni ederim ki bunu da anlarız. Bakınız öyle şeyler oldu ki, buyurun, kat sayı denen olay kaldırıldı ve 444 diye kod numarası verdiğimiz 4 artı 4 artı 4'le bu ülkede yeni bir dönem başladı. Şimdi bu yeni dönemde artık yavrularımız sadece imam hatiplerde olan bu çıkışla, bu gelişmelerle değil, orta kısımlar tamamen şu anda açıldı ve milletin hasreti ortaya çıktı."

Başbakan Erdoğan, şimdi milletin yavrusunu imam hatiplere gönderdiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Ne oldu, gönderdi de ne oldu? Bu ülkede bir şeylerin mi yıkıldı? Neyi kaybetti bu ülke? Bırakın nereye gönderecekse anne baba yavrusunu oraya göndersin. Efendim 'tercih etme hakkı çocuğun'. Çocuk neyi tercih edecek? Yani 6 yaşındaki çocuk neyi tercih edecek? Bırakın bu işi anne babaya. Bunun sorumlusu o. Sen misin sorumlusu ya, sana ne ya, bırak nereye gönderecekse göndersin. Sanki 9 ay 10 gün karnında o taşımış onu, sana ne ya. O anneye takdir yetkisi vermiyorsun, o takdir yetkisini kendinde buluyorsun. Ondan sonra onun bütün imkanlarıyla her şeyiyle anne baba emeğini verecek, sen de kalkıp ona el atacaksın, böyle bir hakkı olamaz."

Başbakan Erdoğan, şu anda gelinen rahatlamanın, huzurun yeni bir süreci başlattığını anlatarak, şöyle devam etti:

"İşte 4, ardından ikinci 4, ardından diğer 4, ve 12... İsteyen düz okullara göndersin, isteyen imam hatiplere göndersin. İşte buyurun tercihler ortaya çıkmaya başladı ve bu tercihler neticesinde meslek liselerinden mezun olan yavrularımız da bırakın istediği üniversiteye gitsin. İmtihanı kazanırsa gidecek, imtihanı kazanmadan zaten gitmeyecek. Niye engelliyorsun? İster mühendis olsun, ister doktor olsun, niye önünü kesmeye çalışıyorsun? Tabi bu da tutmadı şimdi. Hamdolsun aklıselim sahibi olan insanlar kararlarını da verdiler. Yasama organı görevini yaptı, yürütme görevini yaptı ve neticede yargıdan da onayı, her şeyi çıktı ve bugün artık hayat normale döndü."

- İstanbul