İçişleri Bakanı Soylu, Stk Temsilcileriyle Buluştu
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Kendi çıkarlarımız dediğimiz zaman, kendi geleceğimiz dediğimiz zaman, hesaplar değişti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Kendi çıkarlarımız dediğimiz zaman, kendi geleceğimiz dediğimiz zaman, hesaplar değişti. O 'insan hakları' diyen, 'temel hak ve özgürlükler' diyen Batı'nın maskesi, bir anda düşüverdi, hep birlikte acı gerçekle karşı karşıya kaldık." dedi.
Soylu, muhtarlar ve sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle kentteki bir oteldeki buluşmasında yaptığı konuşmada, dünyayı son dönemde en çok heyecanlandıran kavramın değişim olduğunu söyledi.
Batı dünyasının değişim isteyenlerin değişimine farklı karşılık verdiğini anlatan Soylu, şöyle devam etti:
"(Değişmeyen tek şey değişimdir) sözünü, biz atasözü gibi hepimiz biliyoruz. Evet dünya değişiyor, iletişim baş döndürücü bir hızla gelişiyor, dünya her köşesiyle birbirine yaklaşıyor, sınırlar kalkıyor ve Berlin Duvarı'nın yıkılması dünya için önemli bir işaret fişeği. Medeniyet değerleri özellikle Batı dünyasında yükseliyor. İnsan hakları en ince ayrıntısına kadar ele alınıyor, uluslararası adalet divanları güya mazlumların ümidi oluyor.
Özetle, değişim, iletişim, inovasyon, küreselleşme kavramlarının büyülediği ve umutlandırdığı bir dünyada yaşıyoruz. Ancak dünyada ilginç bir şey oldu bazı ülkeler, bazı bölgeler, bu değişimleri talep ettiğinde Batı'nın tepkisi, maalesef değişimden yana olmadı. Arap Baharı'yla beraber Mısır değişim talep ettiğinde bunu darbeyle bastıranlara her türlü desteği veren, yine Batı dünyası oldu. Suriye'de değişim isteyenlere de duyarsız kalan, politika üretmeyen, yaşanan trajediye terör örgütleriyle elleriyle cevap veren, yine Batı medeniyetiydi."
"Direnç gösterdiler"
Türkiye'nin 2002'den beri yaşadığı değişim ve inovasyon olmasına rağmen, Batı medeniyetinin giderek artan direnciyle karşılaştığının altını çizen Soylu, "Bir duvarı tuğla tuğla yükseltiler, Türkiye her attığı adımda, ortaya koyduğu her gelişmede önce bir korkutma, sonra bir itiraz, en sonunda da müdahaleyle karşılaştı. Önce 367 garabetini gördük, sonra 27 Nisan e-muhtırasını, ardından 2009 kapatma davası, sonrasında gelen Gezi olayları, 17/25 Aralık hadisesi, 6-7 Ekim olayları ve nihayetinde yaşanan bu büyük değişime itiraz ortaya koyan 15 Temmuz hadisesi..." diye konuştu.
Soylu, Türkiye'nin değişim talebini engelleme çabasının her alanda kendini gösterdiğini aktararak, "Türkiye'de ne değişmişti?" diye sordu. "Her şeyden önce zihniyet değişti" diyen Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye, artık hedefleri olan, kendi gücünün farkında olan istikrarlı bir ortama kavuşmuştu. Yarınını hesaplayamayan, her seçimden sonra koalisyon kabusları gören Türkiye'den, '2023' diyen, '2053' diyen, '2071' diyen, kendisine istikamet ve hedef koyan bir Türkiye tablosuna ulaşmıştı. Türkiye, 'küçük ülke' statüsünden büyük ülke statüsüne geçmeye çalışınca maalesef Batılı dostlarımızın, bize müttefik ve dost anlayışı değişti, bin 500 dolarken dosttuk, 2 bin dolarken dost ve müttefiktik, 3 bin dolarken dost ve müttefiktik, insanlarımız hastane kuyruğunda, kalp krizinde ilaç kuyruğunda ölürken, insansız hava uçağımız olmadığı için terörle mücadelede zorlanırken, insansız hava uçağımızı İsrail'den almak zorunda kaldığımızda, her yüz liranın 70 lirasını bütçeden faize verirken, Altay Tankı üretmezken, Cirit Füzesi üretmezken, elimizi kendimize yardım için açarken, Atak helikopterlerini üretmezken, dost ve müttefiktik. Bu topraklarda 11 bin dolarlık gelir seviyesine geldiğimiz zaman hesaplar değişti.
Kendi evlatlarımız yerli ve milli bir insansız hava aracını üretip, ay yıldızlı armayı onun gövdesine bastığımızda hesaplar değişti. Mazlumlara dini, dili, ırkı ne olursa olsun en çok yardım eden ülke olduğumuzda hesaplar değişti. Kendi çıkarlarımız dediğimiz zaman, kendi geleceğimiz dediğimiz zaman, hesaplar değişti. O 'insan hakları' diyen, 'temel hak ve özgürlükler' diyen Batı'nın maskesi, bir anda düşüverdi, hep birlikte acı gerçekle karşı karşıya kaldık."
"Türkiye rahatsız etti"
Bakan Soylu, Türkiye'nin gelişiminin Batı'yı rahatsız ettiğini ve ortaya koydukları hesapları değiştirmek zorunda kaldıklarının altını çizerek, "Dünyanın en pahalı jeopolitik toprakları üzerinde bulunan Türkiye'nin sorunlarını çözerek sürekli gelişim göstermesi, birilerini rahatsız etti. Değişim ve inovasyon diyen Batı, bunu sadece kendisi için istemiştir. Batı tırmanmak için bir merdiven yaptı ama çıkınca başkaları o merdivenden tırmanmasın diye o merdiveni geriye itti. Oraya kimsenin çıkmaması için kendi adına bir plan ortaya koydu. Dünyanın Doğu diye adlandırdığı kesimini geri bırakmak için darbe yöntemlerini, ekonomik istikrarsızlık, siyasal istikrarsızlığı, statükoyu desteklemiş değişim talebinin önünde durdu ama Türkiye bu zinciri kırdı." değerlendirmesinde bulundu.
Soylu, "Bugün yaşananlar, İsviçre'nin göbeğinde açılan pankartlar, Hollanda'da kıymetli Bakanımıza, Fatma Hanım'a konulan tavır, bütün kriterlerin yerine getirilmesine rağmen 53 yıl sonra tutulmayan Avrupa Birliği üyeliği sözünün ardından işte Türkiye'nin kontrol edemedikleri ve engelleyemedikleri değişim ve inovasyon adımları yatmaktadır. Onlar terörler terbiye edebildikleri bir Türkiye istiyorlardı, faizle, enflasyonla, devalüasyonlarla terbiye edilen bir Türkiye istiyorlardı. Kendi içine kapanan bir Türkiye istiyorlardı. Mesala İdlib'te yaşanan katliama sesini çıkartmayan, üzülmeyen, kapı ve gözlerini kapatan bir Türkiye istiyorlardı. Kapısına gelen mültecilere kapısını açmayan, onları ölüme, Esed'in kimyasallarına teslim eden bir Türkiye istiyorlardı." diye konuştu.
"Bizim medeniyetimiz, Batı medeniyetine benzemez"
Türk medeniyetinin hiçbir medeniyete benzemeyen köklü ve büyük bir medeniyet olduğuna vurgu yapan Soylu, "Geçenlerde AB liderleri toplanıp Papa'ya el etek öpmeye gittiler. Hepsinin kendi alanları içinde bakış açıları farklı ama oradaki fotoğraf dünyadaki mücadelenin ne üzerine döndüğünün çok açık göstergesidir. Şu çok açık ve nettir, bizim medeniyetimiz Batı medeniyetine benzemez. Kim bizim medeniyetimizin Batı medeniyetine benzediğini düşünürse, biliniz ki yanlış içindedir." dedi.
Kendilerinin hiç kelle ve para pul hesabı hiç yapmadıklarını söyleyen Soylu, "Biz Batı medeniyeti gibi değiliz. Biz anne, babamızı huzurevine gönderen bir medeniyet değiliz. Biz komşularımızı unutan, geleneğimizi, tarihimizi unutan, geçmişimizi unutan, kimin tahtında oturduğumuzu unutan bir medeniyet değiliz." değerlendirmesini yaptı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kendi belirledikleri istikamete gitmesini istedikleri bir Türkiye görmek isteyenler olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:
"Önce 27 Mayıs darbesiyle bu değişimi bastırmak istediler, bu ülkede bir Başbakan astılar, bu ülkede bir Dışişleri Bakanı astılar, bu ülkede bir Maliye Bakanı astılar. Yunanistan'ın Dışişleri Bakanı Averof'un karşılaşmaktan korktuğu tek adam vardı, Gazi Mustafa Kemal'in evlendirdiği, Dolmabahçe'de koluna kendi bileziklerini taktığı Fatin Rüştü Zorlu'ydu. Bu örneği bilerek verdim, 1960 darbesi olduğu gün hanımının elinden 'bunlar hırsızlık malıdır' diye almaya çalıştıkları... Bizim tarihimizde bize Yunanistan'ın kursağından Kıbrıs'ı alıp getiren Fatin Rüştü Zorlu'ydu. 'Dışişleri'nin Zorrosu' derlerdi ona...
Bir baraj yaptırmak istediler sadece Türkiye'nin parası yoktu, adı Hirfanlı Barajı'ydı, Türkiye, Amerika'nın dediğinin aksine bir baraj yapmıştı ve buna hemen bir cevap verilmeliydi. Bir Başbakanı ve iki bakanını asarak cevap verdiler. Bu Türkiye'ye verilen önemli bir mesajdı."
(Sürecek)