Has Parti Genel Başkanı Kurtulmuş Açıklaması
HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, İstanbul gençlik kollarının düzenlediği 'İstanbul İl Gençlik Kolları Tanıtım Toplantısı'na katıldı.
HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, İstanbul gençlik kollarının düzenlediği 'İstanbul İl Gençlik Kolları Tanıtım Toplantısı'na katıldı. Toplantıda bir konuşma yapan Numan Kurtulmuş, Suriye'deki olaylarla ilgili açıklama yaptı. Kurtulmuş ayrıca Has Parti'nin tesis etmeye çalıştığı "Medeniyet Siyaseti" hakkında da gençlere bilgiler verdi.
Konuşmasında gençlere sık sık medeniyet vurgusu yapan Kurtulmuş, "Bizans İmparatorluğu hanlar, hamamlar, saraylar, yollar yapmadığı için çökmedi;
Osmanlı da, Süleymaniye'yi, Şehzadebaşı Camii'ni, sarayları, hanları yapamadığı için çökmedi. Bütün bu büyük eserleri yapacak büyük insanları yetiştirmekte güçsüz kalmaya başladıkları için çöktüler. Aslolan iyi nesiller yetiştirmektir, insanı yaşatmaktır. Çok saray, han, yol yapan medeniyetler değil insanı ayakta tutan medeniyetler uzun süreli kalıyor"
şeklinde konuştu.
HAS Parti İstanbul İl Gençlik Kolları Tanıtım Toplantısı, İl gençlik Kolları Başkanı Tarık Kaylan'ın açılış konuşması ile başladı. Konuşmasında İstanbul'un ve gençliğe vurgu yapan Kaylan, "Has Parti gençliği olarak sokaklarda olacağız, nerede bir mazlum varsa, nerede bir hakkı yenmiş bir garip varsa onun sesi olacağız. Halkın Sesi olacağız" dedi.
HAS Parti İstanbul İl Başkanı Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu da toplantıda bir konuşma yaptı. Bekaroğlu konuşmasında, İstanbul il gençlik kollarında görev alanlara başarı dileyerek şöyle dedi: "İstanbul gençliğimizi bu güzel programı tertip ettiklerinden dolayı kutluyorum. Yeni görev alan başta İl Gençlik Başkanı kardeşimiz Tarık Kaylan bey'e ve şahsında tüm İstanbul gençlik teşkilatımıza hayırlı olsun diyorum. Allah yardımcınız olsun" dedi.
Numan Kurtulmuş, konuşmasında Suriye'deki gelişmelere de değindi. "Suriye meselesinde söz henüz bitmemiştir" diyen Kurtulmuş sözlerini şöyle sürdürdü; Partilerin bir kısmı Esad yönetimini desteklercesine Suriye'deki haksızlıklara ve zulümlere mazeret üretmeye çalışan bir üslup içerisinde oldular. İktidar partisi olmak üzere bazı partiler de " Suriye'deki barbarlığı ve despotluğu uluslararası müdahaleyle, NATO ile çözelim" diyerek bir yanlışın içerisinde hareket ediyorlar. Suriye meselesinde en doğru söz
Halkın Sesi Partisi tarafından ortaya konmuştur. Başından beri söylediğimiz gibi, bölgeye ne NATO'nun, ne ABD'nin, ne Rusya'nın ve herhangi bir dış gücün müdahale etmesine razı değiliz. Suriye meselesinin daha fazla büyümemesi için bölge ülkelerinin bu sorunu çözmesiyle ilgili planı 2 Ağustos 2011'den beri söylüyoruz. Başta Türkiye ve İran olmak üzere, bölgenin büyük ülkeleri sürecin içerisine girmeli, akan kanın durdurulması, BAAS Partisi'nin kapatılması, sonrasında bir seçim takvimi ilan edilerek
seçilecek olan kişilere Suriye yönetiminin devredilerek bir esenlik sürecinin oluşması gerektiğini başından beri söylüyoruz.
"MEVLİT KANDİLİNDE BİLE YÜZLERCE İNSANIN ÖLÜM HABERİ GELDİ"
11 aydır Suriye'de her gün insanların öldüğünü hatırlatan Kurtulmuş, Mevlid Kandilinde bile yüzlerce insanın ölüm haberinin gelmesinin dehşetini hatırlattı. "Suriye'deki ölüler bazıları için sadece bir istatistiktir" diyen Kurtulmuş sözlerine şöyle devam etti:
İşin başında, "15 günde Suriye'deki rejim yıkılır, onun için biz fiili olarak işin içerisine girelim" düşüncesiyle, Türkiye hükümeti bir takım yanlış adımlar içerisinde oldu. Yaklaşık 11 aydır Suriye'de her gün insanlar ölüyor. Mevlid Kandili'nde bile yüzlerce insanın ölüm haberi geldi. Karanlık bir tablo var. Gerçeğin ne şekilde tecelli ettiğini bilmiyoruz. Hatırlayalım, Bayan Clinton Türkiye'ye geldiğinde "Biz ABD olarak, bu işe fiilen girmeyeceğiz, Suriye meselesini Türkiye ile Arap ligi birlikte
çözecektir" dedi. Onlar için hava hoş; Ahmet'ler Mehmet'ler ölmüş, 3-5 tane fazla ölmüş.
Suriye'deki ölüler onlar için sadece bir istatistiktir. Aynen Irak'ta 1,5 milyon insanın ölmesinin bir istatistik olduğu gibi, Afganistan'da öldürülen 300 bin kişinin istatistik olması gibi, Libya'da öldürülen 50 bin kişinin sadece rakamsal bir değer olduğu gibi, onlar için bir şey ifade etmiyor bunlar. "Ortadoğu'nun sümüklü paspal insanları 3'er 5'er ölse ne çıkar" havasındalar.
Kendi çıkarlarını nasıl
sürdürecekler, onun hesabını yapıyorlar. Bu sorunu çözmek Türkiye'nin üstüne düşmez mi? Türkiye üzerine düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmesi lazım. Bu bölgede hakem rolü oynayabilecek en önemli Ülke Türkiye iken ne yazık ki süreçteki yanlış yöneliş dolayısı ile Türkiye taraf rolüne düşmüştür.
Suriye meselesinde söz henüz bitmemiştir. Elinizden gelen bütün gücü ortaya koyarak, hakem rolünü oynamak durumundasınız. Suriye'de bir barış planının gerçekleşmesi için birlikte mücadele edilmesi lazım. Yoksa çok yakın tarihimizdeki geçmiş bize öğretti ki, NATO'nun ve BM'nin burnunu soktuğu hiç bir yerden hayır gelmemiştir. Sayın Başbakan ve Sayın Dışişleri Bakanı sesleniyorum; yanınıza bavulunuzu alın İran'a, Suriye'ye, Irak'a, Rusya'ya gidin. Dış müdahale olmadan, bölge insanlarının barış içerisinde bu
sorunu çözeceği bir planı uygulamaya koymaya çalışın. Tarihi vebaliniz, sorumluluğunuz budur. Hala Türkiye'nin söyleyecek sözü var; barıştan yana tavır takındığı zaman Türkiye'ni atacağı adımların karşılığı olacağına inanıyorum. Bu adımlar olmazsa bir büyük bölgesel savaşın belki de büyük bir küresel savaşın çıkışının ilk kıvılcımları Suriye'den başlayacaktır. Onun için bu meselenin bir an evvel hakkaniyet ölçüleri içerisinde çözülmesi lazım.
Suriye'de artık tarafların kendiliğinden bir araya gelme imkanı
kalmamıştır. Tarafların her ikisi de rakip gördükleri küresel güçlere güvenmemektedir, hala bir güven unsuru olarak Türkiye- İran ve İİT gibi örgütleri görüyorlar."
"SİYASET HAKİKATİ SÖYLEYEBİLMEK İŞİDİR"
"Biz siyasette lafımızı, iki puan üç puan nasıl alırız, nasıl siyaseten öne geçeriz diye söylemiyoruz" diyen Kurtulmuş, HAS Parti'nin farkını şöyle anlattı:
"Siyaset, insanları ve toplumları yönetme işidir, siyaset aynı zamanda hakikatin ortaya konulması işidir. Hakikati söyleyecek gücünüz varsa en güçlü parti sizsiniz demektir. Cari açıktan İMF meselesine kadar, Suriye meselesinden, AB'ye kadar söylediği birçok konuda haklı olan parti HAS Parti'dir. Çünkü HAS Parti, hakikat ortaya çıksın diye konuşuyor, hakikatin peşinde koşuyor.
Sadece ekonomik, sadece siyasi değil; dünyada büyük bir medeniyet krizi var. Bu kriz, küresel olarak bütün dünyayı etkiliyor. Bu medeniyet krizinden modern batı değerleri içerisinde kurtulmanın imkan ve ihtimali yoktur. Yeni bir sözü yeni bir medeniyeti hazırlamak vaktidir. Bunun için HAS Parti'nin tescilli markası "medeniyet siyasetini" kavramak gerekir. HAS Parti, medeniyetimizi yeniden ve güçlü bir şekilde insanlığa takdim etmek için yapıyor siyaseti. Türkiye ve Dünya siyaseti çok hızlı bir şekilde
değişiyor. HAS Parti'nin hem üslubu, hem siyaset tarzı hem de siyasette ortaya koyduğu fikirlerin ne kadar doğru olduğunu her gelişme biraz daha teyit ediyor. Birçok meselede önceden ortaya koyduğumuz uyarıların ne kadar yerinde olduğu aşikardır. Çünkü başta iktidar ve ana muhalefet olmak üzere Türkiye'deki mevcut siyasi partiler sorunları çözmek yerine, sorunları tartışarak, kavga ederek, hakaret ederek ve bir müddet sonra çöp tenekesine atarak yine sorunları olduğu gibi bırakıyor. Türkiye'nin ve
halkın önemli meseleleri çözülmeden olduğu yerde duruyor."
"CHP STATÜKOYU TEMSİL EDİYOR, BİZ MİLLETİN DİLİYLE YAPILAN SİYASETİN MERKEZİ OLACAĞIZ"
"CHP ve muhalefet partilerinin bir kısmı statükoyu temsil ederek Hükümet'in atması gereken adımlara engel olmaya çalışıyor, Hükümet de bunu ve statükoyu bahane ederek atması gerekli adımları atmamakta ya da milletin diliyle iktidara gelip devletin dilini kullanmaya başlıyor.
HAS Parti, milletin diliyle iktidar olacak, iktidarda da milletin dilini sürdürecek, o dili iktidar yapacaktır. HAS PARTİ; Türkiye'nin bütün meselelerinde milletin hayrına olacak şekilde sözlerini sürdürmeye devam ediyor. Medeniyet kavramı; siyaset, edebiyat, gençlik, bilim, fen, teknoloji, kültür bütün bunların hepsini içine alır. Hanlar, hamamlar, saraylar; şiir, sanat, tiyatro, müzik, yazı bunların hepsi bir medeniyetin görüntüleridir. Ancak, esas olarak medeniyeti ortaya koyan ve onu uzun süre
yeryüzünde yaşatan şey, medeniyetin sadece eserleri ya da sonuçları değildir; medeniyetin esas unsuru; düşünce dünyasıdır. Örneğin İstanbul'da Bizans medeniyetinin bütün eserleri duruyor, Osmanlı medeniyetinin büyük eserleri de duruyor. Ama ne Bizans var, ne Osmanlı var. Ama medeniyetleri ortaya koyan en önemli şey, o düşünce dünyasına uygun bir şekilde yetişmiş güçlü insanlardan oluşmuş güçlü bir topluma sahip olmasıdır. Onun için gençlik teşkilatımız önemlidir.
Amacımız sadece bir parti ve gençlik teşkilatı kurmak olsaydı, işimiz kolaydı. Bunun çok ötesinde bir tasavvur dünyasını, bir tahayyül dünyasını, bir medeniyetin binalarını inşa edecek güçlü insanları yetiştirmek zorundayız."
"HAS PARTİ İstanbul GENÇLİĞİNE BÜYÜK SORUMLULUK DÜŞÜYOR"
"Genç kardeşlerimin gözlerinde bu büyük medeniyet tasavvur ve tahayyülünü oluşturacak idraki ve kararlığını görüyorum. İnşallah önümüzdeki dönem, HAS Parti'nin gençlerle birlikte şahlanışının gerçekleşeceği dönemdir.
Gençlik teşkilatları; partilerin lokomotifi ve itici gücü olmuşlardır. Hiçbir parti gençlik teşkilatı olmadan gerçek manada başarılı olamaz. Ben haftanın iki günü İstanbul'dayım. İstanbul gençliğimizin davet edeceği her programa katılmaya çalışacağım. Sizlere Allah'tan almış olduğunuz yeni görevlerinizde başarı vermesini diliyorum. Başta İstanbul gençlik kolları başkanı kardeşim Tarık Kaylan'a ve yönetimine bize bu heyecan dolu güzel akşamı yaşattıkları için teşekkür ediyorum."
Programa, HAS Parti Genel Başkan Yardımcıları Erol Erdoğan ve Zeki Kılıçaslan, Yüksek Disiplin kurulu üyeleri Abdullah Arar ve Şükrü Gülle ile HAS Parti Kurucular Kurulu üyesi Ali Öztürk de katıldı. - İSTANBUL