Son dakika haber! Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2021-2022 Yükseköğretim Akademik Yıl Açılış Töreni'nde konuştu: (2)
Son dakika politika haberi: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, artık gençlerin hayal ettikleri yere yerleşemedikleri için hayatlarının baharında tekrar tekrar üniversite sınavına girmelerine gerek bırakmayacak daha güçlü bir sistem kurulması gerektiğini belirterek "Bir yanda üniversite sınavı peşinde vakit kaybeden...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, artık gençlerin hayal ettikleri yere yerleşemedikleri için hayatlarının baharında tekrar tekrar üniversite sınavına girmelerine gerek bırakmayacak daha güçlü bir sistem kurulması gerektiğini belirterek "Bir yanda üniversite sınavı peşinde vakit kaybeden gençlerin diğer yanda üniversitelerimizde atıl kapasitenin bulunduğu tabloyu süratle değiştirmemiz şart." dedi.
Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 2021-2022 Yükseköğretim Akademik Yıl Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, Teknofest'te, Türkiye'nin dört bir yanından, önemli bir kısmının da lise veya üniversite öğrencisi olan gençlerin kendilerine fırsat verildiğinde ne büyük başarılara imza attıklarının görüldüğünü söyledi.
"Rahmetli Cem Karaca'nın, 'İşçisin sen işçi kal' şarkısında dile getirdiği ruh haliyle Anadolu'daki evlatlarımızın önünü tekrar kesmek isteyenlere izin vermeyeceğiz." diyen Erdoğan, tam tersine, tüm şehirlerin, tüm gençlerin kendileri ve ülkeleri için yapacakları her çalışmaya, geliştirecekleri her projeye, her girişime destek olmayı sürdüreceklerini vurguladı. Erdoğan, Türkiye'nin insan kaynağını zenginleştirmek ve böylece rekabet gücünü artırmak için yatırımlara devam edeceklerinin altını çizdi.
"Doktoralı insan kaynağımız halen hedeflerimizin çok gerisinde"
Son dönemde yükseköğretim sisteminde yapısal değişiklikler getiren önemli adımlar attıklarını hatırlatan Erdoğan, bunlardan birinin de Yükseköğretim Kalite Kurulunun faaliyete geçmesi olduğunu söyledi.
Üniversitelerin kalite odaklı gelişimini temin ederek mezunların küresel düzeyde yeterlilik sahibi olmalarını amaçlayan bu kurulun, dünyadaki benzer yapılarla da kapsamlı iş birlikleri geliştirdiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bugüne kadar 58 yüksek öğretim kurumunda izleme faaliyeti gerçekleştiren, halen 69 üniversitemizde çeşitli safhalarda çalışma yürüten kurulumuzun, kalite güvencesi kültürünün oluşumuna önemli katkı sağladığına inanıyorum. Bir başka önemli projemiz, yüksek öğretimde misyon farklılaşması ve ihtisaslaşma konusudur. Bu çerçevede, 11 asıl ve 5 aday üniversitemiz 'araştırma üniversitesi', 15 üniversitemiz 'bölgesel kalkınma odaklı üniversite' olarak belirlenmiştir. Ayrıca tematik ve mesleki ağırlıklı üniversitelerle ilgili de çalışmalar yürütülmektedir. Ülkemizin ihtiyaç duyduğu alanlarda 5 binin üzerinde nitelikli insan kaynağı oluşturmak için başlatılan YÖK Doktora Projesi de gayet verimli olmuştur. Buna rağmen doktoralı insan kaynağımızın halen hedeflerimizin çok gerisinde olduğunu görüyoruz. Eğitim kalitesiyle uluslararası yayın sayısını artırmak, öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısını azaltmak için doktora mezunu sayısını daha da yükseltilmemiz gerekiyor. Aynı şekilde ileri teknolojiye dayalı ürünler üreterek, ekonomiye daha çok katkı yapılabilmemiz için de doktora mezunu sayısını artırmaya ihtiyacımız bulunuyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu alandaki açığın kapatılması için yüksek öğretim yöneticilerinden daha fazla gayret göstermelerini beklediğini dile getirdi.
Erdoğan, özel müfredatla ve özel hocalarla üstün nitelikli bilim insanları yetiştirmek için "YÖK Başarı Bursu" ile öğrencileri desteklediklerini, üniversitelerde hayata geçirmeye başladıkları "Genç Ofis Projesi" ile de gençlerin sosyal ve beşeri yönlerini güçlendirmelerine katkı sunduklarını anlattı.
Salgının da etkisiyle üniversitelerde dijitalleşmeye hız verdiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl taban puanı düşürerek daha fazla sayıdaki gencin üniversite programlarına yerleşmesini temin ettiklerini söyledi. Bununla da kalmadıklarını, ek yerleştirme imkanı sağladıklarını belirten Erdoğan, "Gençlerimizin önümüzdeki haftalarda bu fırsatı da değerlendireceklerine inanıyorum." dedi.
Son yıllarda atılan bir diğer önemli adımın "Geleceğin Meslekleri Projesi" ile ön lisans, lisans ve lisans üstü düzeyindeki programların, yüksek öğretim sistemine kazandırılması olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Doktora sonrası üniversitelerimizde görev alacak akademisyen, araştırmacı ve bilim insanlarımız için şeffaf ve liyakat odaklı bir istihdam sistemi getirdik. Mevcut birikimden yararlanmaya devam etmek için emekli öğretim üyelerinin sözleşmeli olarak görevlerine devam edebilmelerine imkan sağladık. Üniversite-sanayi iş birliği kapsamında, özellikle meslek yüksek okullarının organize sanayi bölgesinde açılmasını ve iş yeri eğitimini teşvik ettik. Kabiliyetli öğrenci ve mezunların kamuda veya özel sektörde değerlendirilebilmesi için üniversitelerimizde kurulan Kariyer Merkezleri vasıtasıyla önemli uygulamalar başlattık."
Staj Seferbirliği Programı ile tamamen objektif şartlarda ve fırsat eşitliği temelinde, yaklaşık 88 bin gence staj teklifi götürdüklerini, bunlardan 44 binden fazla ön lisans ve lisans öğrencisinin, devletin ödediği ücretle staj yapacağı iş yeri ile irtibatlandırıldığını aktaran Erdoğan, Staj Programı'nın ocak ayında başlayacak 2022 başvurularına tüm gençleri davet ettiklerini belirtti.
Erdoğan, mezunlar için yerli ve milli yazılımla geliştirilen kariyer kapısının, tüm kamu kurumlarının istihdam talepleri için hizmete açıldığını anımsattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Vakıf üniversiteleri ile ilgili yeni düzenlemelere giderek, bu alandaki sorunların çözümü yolunda adımlar attık. YÖK bünyesinde yürütülen eğitim programları, meslek yüksek okulları ve eğitim fakülteleriyle ilgili süreçlerden de verimli sonuçlar alındı." dedi.
"Türkiye, yüksek öğretimde kapasite sorunu olmayan bir ülke haline gelmiştir"
Erdoğan, üniversite sınavlarının, Yüksek Öğretime Giriş Sistemi'ndeki arz ve talep uyumsuzluğunun adil bir çözüm yolu olarak kullanıldığını ifade ederek şunları kaydetti:
"Türkiye, son 19 yılda yaptığımız yatırımlar ve reformlar sayesinde, yüksek öğretimde kapasite sorunu olmayan bir ülke haline gelmiştir. Artık gençlerimizin hayal ettikleri yere yerleşemedikleri için hayatlarının baharında tekrar tekrar üniversite sınavına girmelerine gerek bırakmayacak daha güçlü bir sistem kurmalıyız. Bir yanda üniversite sınavı peşinde vakit kaybeden gençlerin, diğer yanda üniversitelerimizde atıl kapasitenin bulunduğu mevcut tabloyu süratle değiştirmemiz şarttır. Bunun yolu da kamu ve özel sektörü kapsayan iş piyasalarındaki talep ve eğilimleri iyi takip etmekten, müfredatın ve programların bu doğrultuda güncellenmesinden geçiyor. Elbette temel bilimlere ve ileri teknolojiye dayalı araştırma alanlarına özel önem vereceğiz ama önümüzdeki gerçeklere de gözlerimizi kapatmayacağız."
Bunun için öncelikle üniversite kampüslerinin, toplumdan ve ekonomiden kopuk alanlar olmaktan çıkartarak hayatın içinde yerler haline dönüştürülmesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan, sadece devletten gelen bütçeyle bu hedeflere ulaşılamayacağının da açık olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünyadaki başarılı örneklere bakıldığında, kendi kabiliyetleri ve altyapılarıyla çok ciddi bütçelerle adeta birer özel işletme gibi çalışan üniversite birimlerinin görüldüğünü, Türkiye'de de yapılması gerekenin bu olduğunu dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bizim gözümüzde başarılı üniversite yöneticisi, rutin işlemleri yerine getirmenin ötesinde, işte bu tür büyük sıçramaları yapabilen kişi demektir. Bulunduğu şehrin ve ülkenin imkanlarını en doğru şekilde kullanarak, dünyadaki gelişmeleri yakından izleyerek, potansiyelini harekete geçiren üniversitelerimizin, bırakınız Türkiye'yi, küresel çapta bir marka haline dönüşmesinin önünde hiçbir engel göremiyorum. Esasen, küresel düzeyde yaşanan siyasi ve ekonomik dönüşümlerle, iklim değişikliği gibi hayati öneme sahip gelişmeler, yüksek öğretimde gelecek on yılı hedefleyen güçlü bir vizyon ortaya koymamızı ve bunu kararlılıkla uygulamamızı da zorunlu kılıyor. Hem hükümet olarak sağlanacak destekler hem de üniversitelerin kendi geliştirecekleri kaynaklarla böyle bir vizyonu hayata geçirebileceklerine inanıyorum."
(Sürecek)