Erdoğan: ''Esnafımızı 'himmet' adı altında topladıkları paralarla aldattılar -
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Paralel yapı"nın "Himmet" adı altında esnaftan paralar topladıklarını belirterek, "Esnafı 'himmet' adı altına nasıl haraca bağladıklarını duyuyoruz, senet imzalatarak esnafı nasıl zorda bıraktıklarını duyuyoruz.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Paralel yapı"nın "Himmet" adı altında esnaftan paralar topladıklarını belirterek, "Esnafı 'himmet' adı altına nasıl haraca bağladıklarını duyuyoruz, senet imzalatarak esnafı nasıl zorda bıraktıklarını duyuyoruz. Bunlar tehditle, şantajla topladıkları haraca 'zekat, sadaka, himmet' gibi isimler vermiş, böyle de alçakca bir işin içine girmişler" dedi.
Başbakan Erdoğan, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği'nin (TESKOMB), Ankara Ticaret Odası Congresium'da düzenlediği "64. Yıl Vizyon Buluşması"nda konuştu.
TESKOMB Başkanı Abdulkadir Akgül'e, yönetim kurulu üyelerine ve toplantıya katkı veren bakanlıklar ile kurumlara organizasyon için teşekkür eden Başbakan Erdoğan, bugün Artvin, Rize ve Erzurum'daki programlarının ardından esnafla birlikte olmak, esnafın coşkusunu ve heyecanını paylaşmak ve esnafların hayır dualarını almak için yoğun programına rağmen TESKOMB'un davetini kabul ettiğini söyledi.
"Esnafımızın ve zanaatkarımızın hayır dualarını çok önemsiyorum" diyen Erdoğan, yüzlerce yıla sari kültürü olan, kanaat, bereket, dayanışma, paylaşma gibi duygularını hiç kaybetmeden bugünlere ulaşan esnafın dik duruşunu ve tavrını çok önemsediğini vurguladı.
Esnafın istikrara, huzura, güven ortamına verdiği önemi çok iyi bildiğini, son 12 yılda esnaf ve zanaatkarlar için çok önemli düzenlemeler yaptıklarını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Doğrudan yaptığımız düzenlemelerin ötesinde ekonomide, siyasette, demokratikleşmede yaptığımız reformlarımız esnafımızı çok olumlu yönde etkiledi. 12 yılda ekonomiyi 3 kattan fazla büyüttük, esnafımız da büyüdü. Çalışanların ücretlerini artırdık, alım güçlerini artırdık bundan en çok esnafımız faydalandı. Zorunlu Tasarruf Hesabında biriken 13.5 katrilyonu ödedik, KEY hesabında biriken 3.5 katrilyonu ödedik. Bu ne demek? 17 katrilyon, bu nereye gitti? Esnafıma, zanaatkarıma gitti. Bunlar kimden kesilmişti, işçiden - memurdan kesilmişti. Devlet işçisine borçlu olur mu, memuruna borçlu olur mu? Maalesef böyleydi, böyle devraldık, ama 17 katrilyonu işçimizin, memurumuzun hesabına girdik, onlar da nereye ulaştı? Zanaatkara, esnafa ulaştı.
Emeklilerimiz için yaptığımız maaş artışlarından, düzenlemelerden, sosyal yardımlardan hatta öğrencilerimizin kredi ve burs miktarlarını nereden nereye çıkardık biliyor musunuz? 45 liradan, 300 liraya, 200 lira da beslenme yardımı verdik 500 lira. Bundan da aynı şekilde en çok esnafımız istifade etti. Bunların ötesinde esnaf ve zanaatkarımızın en çok ihtiyaç duyduğu şeyi huzur, istikrar ve güven ortamını Türkiye'de kalıcı olarak tesis etmenin mücadelesini verdik."
-"(Benim kepenğim namusumdur) diyerek bu mücadeleyi vereceğiz"
Erdoğan, Türkiye'yi önünü görebilen, geleceğe odaklanmış, planları, hedefleri belli bir ülke yaparken diğer taraftan da "Çözüm Süreci" ile kardeşliği pekiştirdiklerini, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da esnafı kepenk kapattırma şiddetinden kurtardıklarını söyledi.
Dün yine bir ilde kepenk kapattırma eylemi yapılmak istendiğini anımsatan Başbakan Erdoğan, esnafın şahsında tüm Türkiye'ye seslenmek istediğini belirterek, şöyle konuştu:
"Bu mücadeleyi beraber vereceğiz, 'benim kepengim namusumdur' diyerek bu mücadeleyi vereceğiz. Çünkü kepenkleri kaptırarak veya kapattırarak, demokrasinin önünü kesmeye çalışanlara buradan cevabı vereceğiz. Orada ortaya koyacağınız tavır, direnç bilesiniz ki sizin yarınlarınızı garanti altına alma olaydır. Ülkemizin büyük bir bölümünde esnafımız huzurlu bir ülkenin, 77 milyon kardeş bir ülkenin bahar ikliminden istifade etti. Peki Güneydoğu niye istifade etmesin? İşte burada el ele vereceğiz, dayanışma içinde olacağız, bilesiniz ki biz, bütün imkanlarımızla bugüne kadar olduğu gibi yine yanınızda olacağız. Türkiye'deki huzur, istikrar ve güven ortamın başta esnaf ve zanaatkarımız olmak üzere hiç kuşkusuz şu anda bile, bu haliyle 77 milyonu memnun etti, geleceğe ilişkin umutlarını çoğalttı.
77 milyon bundan memnun olurken bazıları, bu ortamdan çok ciddi şekilde rahatsız oldu. Bu ülkede yüksek faizden rant elde edenler var, faiz lobisi... Onlar rahatsız oldu. Kaos ortamından, gerilimden, belirsizlikten rant sağlayanlar vardı, onlar rahatsız oldular. Gençlerin kanından, şehitlerimizin kanından maalesef rant sağlayanlar vardı. Huzur ortamından onlar rahatsız oldular. Aynı şekilde içeride olduğu kadar dışarıda da büyüyen, gelişen, güçlenen Türkiye'den rahatsız oldular, yeni Türkiye'yi birileri kabullenemedi, huzur, istikrar, güven ortamındaki Türkiye'yi birileri hazmedemedi. Milletin kazanmasını, esnafın kazanmasını, çalışanın, üretenin kazanmasını birileri içine sindiremedi. Önce Gezi olaylarını çıkardılar, camı, çerçeveyi kırarak, sokakları ateşe vererek, bu arada esnafımıza çok büyük zararlar ettirerek, Türkiye'de huzuru, istikrarı, güven ortamını sarsmak istediler. Kardeşlerim bunların esnaf, tüccar kardeşime saygısı olabilir mi? Esnafımın dükkanının camlarını, çerçevelerini indirenlerin, esnafa, tüccara saygısı olabilir mi? Tamamıyla hayır. Bir taraftan 'halkı seviyorum' diyeceksin, 'halkçıyım' diyeceksin, ondan sonra gelip benim o alın teriyle ufacık dükkanında birkaç kuruş kazanmak için her şeyini veren o esnafın camını, çerçevesini indireceksin. Bunlar ihanet şebekesi."
-"Bu saldırılar milletimize, devletimize, Türkiye Cumhuriyeti'ne yapılıyor"
Başbakan Erdoğan, Gezi olaylarında istediklerini elde edemeyen çevrelerin daha sonra 17 Aralık darbe girişimini başlatarak, Türkiye'nin kutlu yürüyüşünü durdurmak istediklerini, şu anda da çok farklı merkezlerden, çevrelerden son derece planlı, sinsice, alçakca ve haince saldırılar yapıldığını anlattı.
"Bu saldırılar benim şahsıma yapılmıyor, bu saldırılar partime, hükümetime de yapılmıyor. Bu saldırılar milletimize, devletimize, Türkiye Cumhuriyeti'ne yapılıyor" diyen Erdoğan, saldırıların doğrudan doğruya esnafa, zanaatkara, huzura, güven ortamına, bahar ortamına yapıldığını vurguladı.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim Halkbank'ımızdan ne istediler? Niye Halkbank? Çünkü Halkbank esnafa kredi veriyor, Halkbank büyüdükçe büyüyor, daha önce batan bir Halkbank vardı, şimdi güçlü bir Halkbank var. Halkbank büyüyen Türkiye'nin özellikle milli bankası olarak dünyada dikkatleri çekiyor. İnanın Allah vermesin, Türkiye'yi düşman işgal etse önce gelir Halkbank'a, Ziraat Bankas'ına, Milli İstihbarat Teşkilatı'na, yollara, köprülere, tren yollarına saldırır, bunlar da bunu yaptılar. Halkbank'a, Ziraat Bankası'na hayasızca saldırdılar. Ziraat Bankası, Bosna Hersek'te faizsiz kredi veriyormuş. Bu paralel yapı bundan rahatsız oldu. İşin acı tarafı şudur; muhalefet bu saldırıda maalesef piyon olarak kullanıldı, medya bu saldırıda araç kullanılıyor. Bazı işveren örgütleri, bazı işverenler bu saldırıda maşa olarak kullanılıyor.
Takiyede, yalanda, iftirada o kadar uzmanlaşmış, kendilerini o kadar yetiştirmişler ki bunlar maalesef bizim inancımızı da suistimal ettiler. Ülkemizde binlerce insanı aldattılar, temiz, saf, ihlaslı birçok kardeşimizi maalesef aldattılar. Özellikle de esnafımızı 'himmet' adı altında topladıkları paralarla bunlar aldattılar. Çok şaşırtıcı vakalar duyuyoruz, esnafı 'himmet' adı altına nasıl haraca bağladıklarını duyuyoruz, senet imzalatarak esnafı nasıl zorda bıraktıklarını duyuyoruz. Bunlar tehditle, şantajla topladıkları haraca 'zekat, sadaka, himmet' gibi isimler vermiş, böyle de alçakca bir işin içine girmişler."
Başbakan Erdoğan, Türkiye genelindeki tüm esnaf ve zanaatkarlara çağrı yaptığını belirterek, "Ne olur bunları artık beslemeyin. Türkiye aleyhine, devlet aleyhine, ulusal güvenliğimiz aleyhine çalışan bu casuslara paranızı kaptırmayın. Türkiye'de çok sayıda cemaat, dernek, vakıf var. Gerçekten çok samimi yardım kuruluşları var, eğer tehdit edilen, şantaj yapılan esnafımız varsa hiç korkmasın. Hiç boynunu eğmesin gelsin bizi bulsun" ifadesini kullandı.
(Sürecek)
Muhabir: Kadir Karakuş
Yayınlayan: Murat Taydaş