Eğitim Alanını Düzenleyen Tasarı Genel Kurulda

TBMM Genel Kurulunda, Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında KHK ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı'nın tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı.

Tasarının tümü üzerinde MHP Grubu adına konuşan MHP Ankara Milletvekili Zühal Topcu, AK Parti iktidarında birçok alanda olduğu gibi eğitim alanında da eylemler ile söylemlerin örtüşmediğini öne sürdü.

Gençliğin vizyon sahibi olmadığını, gençliğin umudunun kalmadığını ve gençlerin nefes alamaz hale getirildiğini savunan Topcu, gençler arasında intihar vakalarının da arttığını belirtti.

Sözleşmeli öğretmen uygulamasını da eleştiren Topcu, öğretmen adaylarına yapılan sözlü mülakatlar konusundaki uygulamaların öğretmenlik mesleğine gölge düşürdüğünü savundu.

Topcu, "Öğretmenlerin umutlarını yitirmeyin, öğretmenlik mesleğinin kariyer mesleği olması lazım, öğretmenlerin bir ideali oluşturması lazım. Gençlik biran önce mesleğe girme yolunda ama idealleri olmadan." dedi.

AK Parti iktidarında açılan üniversitelerin içinin doldurulamadığını, üniversitelerin kalite bakımından çok gerilerde olduğunu öne süren Topcu, "İstediğiniz kadar üniversite açın ama sizler belirli kaliteyi tutturamadıktan sonra, küresel rekabetçi dünyanın gerektirdiği kalifiye insan gücünü yetiştiremedikten sonra o insanları 4 yıl boyunca oyalamanın ötesine geçemeyeceğiniz bir eğitim vermiş olursunuz." diye konuştu.

Topcu, üniversitelerdeki rektör seçimlerine uygun atamaların yapılmamasını da eleştirdi.

HDP Grubu adına söz alan Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş da AK Parti'nin eğitim alanında kendisine biat edecek sözleşmeli öğretmen müessesini, eğitim sistemine yerleştirmek istediğini öne sürdü.

Olağanüstü hal (OHAL) uygulamasının ardından, en fazla mesleğinden ihraç edilen, açığa alınan kesimlerden birinin de öğretmenler olduğunu ifade eden Beştaş, binlerce öğretmenin işinden, çocuklardan bağının koptuğunu bildirdi.

HDP milletvekillerinin tutuklanmasının Meclise yapılmış asıl darbe olduğunu öne süren Beştaş, "Çünkü 6 milyonun oyuyla seçilen milletvekilleri birer suçlu, birer mafya mensubu gibi evleri basılarak gözaltına alındı. " ifadelerini kullandı.

CHP Antalya Milletvekili Mustafa Akaydın da Milli Eğitim Bakanlığının kadrolarının zan altında bulunduğunu savunarak, bakanlık üzerindeki iddialar cevaplanmadan, görüşülen yasa tasarısıyla yeni siyasi içerikli atamaların önünün açılacağını kaydetti.

Akaydın, 10 yıl önce Milli Eğitim Bakanlığına atananların bir çoğunun FETÖ soruşturmaları kapsamında işten çıkarıldığını belirterek, bu yasayla işe alınacak kişilerin de 10 yıl sonra işten çıkartılabileceğini iddia etti.

Proje okulları uygulamasını eleştiren Akaydın, bu uygulama 2014 yılının sonbaharında başlatıldığını, çok başarılı okullara puanları düşük öğrencilerin yerleştirilerek başarılı okulların başarı oranlarının düşürüldüğünü savundu. Akaydın, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'dan proje okulları uygulamasına son vermesini istedi.

Akaydın, ilkokul düzeyinde yurt açmanın yasak olmasına rağmen, Ensar Vakfının yurt açmasına göz yumulduğunu iddia ederek, "Bu vakıf hakkında en ufak bir işlemde bulunulmadı. Bu ülkede vakıf olarak hükümete yakınsanız, insanlığa karşı en utanç verici suçları bile işleyenler aklanır. Sizin kandırılmadığınızı iyi biliyoruz ama sizde biliniz ki halkı kandıramıyorsunuz." dedi.

CHP'li Akaydın, Barış İçin Akademisyenler bildirisine imza adan 41 akademisyenin meslekten ihraç edildiğini anımsatarak, bugün Akdeniz Üniversitesinden 8, Samsun 19 Mayıs Üniversitesinden 6 ve Kastamonu Üniversitesinden 1 akademisyenin ihraç edilmesiyle bu rakamın 56'ya yükseldiğini anlattı.

Akaydın, "Bu yapılan son derece büyük haksızlıktır. Ülkemiz, özgürlük ve demokrasi adına ayıptır. Bu arkadaşların davalarının hepsinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden döneceğine inancım tamdır." diye konuştu.

AK Parti Sakarya Milletvekili Mustafa İsen de eğitim ve sağlık alanında, Türkiye'de modern eğitimin başladığı tarihten itibaren pek az ülkeyle mukayese edilecek oranda değişiklikler yapıldığını belirterek, iyi niyetle gerçekleşen çabaların, arayışların sürdüğünü ifade etti.

İsen, yasa tasarısının maddeleri hakkında bilgi verdi.

CHP Eskişehir Milletvekili Gaye Usluer de tasarının alt komisyona sevk edilmeden, ana komisyona havale edilmesini eleştirdi. 2011 yılında Milli Eğitim teşkilat yapısının baştan sona değiştirildiğini anımsatarak, o zaman yapılan değişiklikle deneyimli kadroların pasifize edildiğini ve o günlerde sistemden kaynaklı sorunların eğitimde geri dönülmez yaralar açtığını savundu.

Ailelerin eğitim için özel okulları, gençlerin de üniversite eğitimi için yurt dışındaki üniversiteleri tercih ettiğini ifade eden Usluer, bir ülkede beyin göçünün başlamasıyla öğretmenlik mesleğinin de sorgulanması gerektiğini belirtti.

Yasa tasarısıyla kıyak akademisyen milletvekilliğinin önünün açıldığını öne süren Usluer, "CHP'li milletvekilleri olarak hiçbir zaman kıyak akademik milletvekilliğinin önünü açmayacağız, böyle bir maddeyi buradan geçirecek olursanız bu ayıp da sizlere yetecek." değerlendirmesinde bulundu.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmelerin ardından, TBMM Başkanvekili Ahmet Aydın, birleşimi yarın saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.