Destici: "Beş yıldır aydınlatılamamış olması, başlı başına bir şüphedir" -
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, BBP Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüne ilişkin, "Bilirkişilerin raporları çıkmadan Genelkurmay tarafından açıklama yapılması hem aileler hem hukukçularımız hem de bizler tarafından normal karşılanmadı, yadırgandı" dedi.
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, BBP Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüne ilişkin, "Bilirkişilerin raporları çıkmadan Genelkurmay tarafından açıklama yapılması hem aileler hem hukukçularımız hem de bizler tarafından normal karşılanmadı, yadırgandı" dedi.
Destici, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yazıcıoğlu'nun da içinde bulunduğu helikopteri uçakların düşürdüğü yönünde şüphe olduğunu savundu.
Şüphelerin 5 yıl sonra dahi dağıtılmadığını belirten Destici, şöyle konuştu:
''Avukatlarımız Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı'nın talebi üzerine Ankara'daki Cumhuriyet Savcısı ile yaklaşık bir hafta önce Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bazı birimlerinde inceleme yaptılar. Beş yıl oldu ve hala o dört dakikalık radar görüntüleri ile ilgili tatmin edici birtakım cevaplar alınamadı. 'Helikopteri uçaklar mı düşürdü veya yanlışlıkla mı ya da bilerek mi düşürdü' gibi bir şüphe oluşmuştu. Bu şüphenin oluşmasındaki ana sebep dört dakikalık radar görüntülerinin savcıları, aileleri, bizi tatmin edici net şekilde verilmemiş olmasıydı. Buna bağlı olarak oradaki hava hareketliliğiyle ilgili net bilgilere ulaşılmamış olmasıydı.''
''Genelkurmay son dönemlerde bununla ilgili bir hassasiyet gösterdi ve savcılığa bir yazı göndererek, her türlü incelemenin, araştırmanın yapılabileceği noktasında önceden haber vermek şartıyla açık oldukların belirtti ve bunun üzerine incelemeler yapıldı'' ifadesini kullanan Destici, şöyle devam etti:
''Oraya bilirkişiler ile gidildi. Bu süreç içinde bilirkişilerin raporları önemli. Bilirkişilerin raporları çıkmadan, Genelkurmay tarafından böyle bir açıklama yapılması hem aileler hem hukukçularımız hem de bizler tarafından normal karşılanmadı, yadırgandı. Bunun üzerine de müdahil avukatlarımız hem ailenin hem partinin avukatları bir açıklama yaptılar, çünkü bu teknik bir konu. Dolayısıyla bilirkişilerin rapor vermeden böyle bir açılamanın yapılması gerçekten soruşturmanın gidişatına ya da kamuoyundaki algının farklılaşmasına sebep olacak nitelikte bir açıklamaydı. Beş yıl olmuş ve sonunda geldiğimiz noktada hala buradaki şüpheler dağıtılmadı.''
"Helikopteri uçakların düşürmüş olabileceğiyle ilgili bir iddia, şüphe'' olduğunu anlatan Destici, şunları kaydetti:
''Bu, bu kadar belirlenmeyecek bir şey değil ki. Oradaki hava hareketleri bildirilir, gerçekten bu uçakların mesafesi bu helikopteri düşürmeye yeter mi, yetmez mi? Bunu da bilirkişiler raporlarıyla ortaya koyarlar. Neticede hukuk da ona göre karar verir ama bilirkişiler raporunu hazırlamadan, hukuk bu konuyla ilgili karar vermeden, Genelkurmay Başkanlığı'ndan böyle bir açıklama yapılmasını biz doğru olarak kabul etmedik. Oluşmuş bir şüphe var. Bu şüphe sadece bizde değil. Devletin en tepe noktalarında bile 'bu helikopteri uçaklar düşürdü ama yanlışlıkla mı, bilerek mi düşürdü' diye bir şüphe var. Bu şüphelerden sadece bir tanesi. Başka şüphelerimiz de var bizim.''
- ''Sonuna kadar, aydınlatılana kadar bu işin peşinde olacağız''-
Olay aydınlanana kadar bu işi takip edeceklerini vurgulayan Destici, ''Toplumda Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının öldürüldüğü algısını oluşturan yedi ana şüphe var. Bunlardan birisi 'kurtuldu, geliyor' bilgisi. İkincisi, yer bildiriliyor ilk gün ama bildirilen yer aranmıyor. Bu sabit, somut bir şey. Üçüncüsü helikopterin üzerinden birtakım önemli cihazlar sökülüyor. Bunu sökenler tutuklanıyor, sonra serbest bırakılıyor ve cihazların akıbeti belli değil. Dördüncüsü dört dakikalık radar kayıtları. Beşincisi buradaki hava hareketliliği. Gerçekten oradaki hava hareketliliği o gün, o helikopteri düşürür mü düşürmez mi? Bunu ben bilemem. Bunu teknik adamlar ve bilirkişiler bilir" değerlendirmesinde bulundu.
"Muhatapların hepsinin Genelkurmay'ın da Hava Kuvvetleri'nin de bilirkişi raporlarını beklemesi ve bilirkişi raporlarına göre herkesin tavrını ona göre belirlemesi ve herkesin hukuka riayet etmesi gerekir" diyen Destici, şunları söyledi:
"Bir gizli tanık var ve oraya aynı gün iki helikopterin inip kalktığını söylüyor. Bu da bir şüphe. Son olarak karbonmonoksit ile ilgili üç farklı raporun verilmiş olması. Bu şüpheler ortadayken, bu şüpheler dağıtılmadan elbette ki biz bu olayın peşini bırakmayacağız. Sonuna kadar, aydınlatılana kadar bu işin peşinde olacağız.''
Destici, süreci bu noktaya getirmek için çok uğraş verdiklerini dile getirerek, ''Beş yıldır aydınlatılamamış olması, başlı başına bir şüphedir. Bu öyle hassas bir konu ki, Muhsin Yazıcıoğlu'nun toplumda öyle bir sevgisi ve öyle bir karşılığı var ki, bu bir suikast ya da sabotaj olmasa bile bir kaza bile olmuş olsa, hiç kimse bu işte isminin anılmasını istemiyor. Yani hatası, ihmali, kusuru olanlar bile burada isminin gündeme gelmesini istemiyor'' dedi.
Yazıcıoğlu'nun hayatını milletine adamış bir insan olduğunu belirten Destici, şunları belirtti:
''Bundan dolayı herkes uzak duruyor. Türkiye'de hukuk içinde hak aramak gerçekten çok zor. Biz adeta iğne ile kuyu kazarak süreci buralara getirdik. Bu dava, Türkiye'de benzer davalardakilerin en iyi noktasında olan davadır. Bütün şüpheler soruşturma dosyasının içinde. Ana şüphelerin dışında kim hangi iddiada bulunmuşsa, kim ne duydum demişse bile tüm bunların hepsi soruşturma dosyasının içinde var. Eksik olan hiçbir şey yok, dosya açık.
Her ne kadar özel yetkili mahkemelerin kapatılmasının ardından dosya Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı'na gitmişse de orada devam edecek. Şüpheli, tanık sıfatıyla dinlenenler ya da soruşturma kapsamı içinde olanların önemli bir kısmı devlet memuru. Askeri ya da sivil bürokraside bulunan insanlar. Özel yetkili mahkemeler, bunların amirlerinden izin almadan bunları soruşturabiliyorlardı ama şimdi izin almak gerekecek. Daha önce özel yetkili mahkemeye gitmeden önce bunlarla ilgili soruşturma izni vermemişti ilgili bakanlıklar. Biz bununla ilgili Danıştay'a başvurduk. Danıştay o kararı bozdu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nda bu üst düzey memurlar ve bürokratlarla ilgili ayrıca soruşturma sürüyor.''
- ''Hiç kimse bizim yorulmamızı, yılgınlık göstermemizi beklemesin''-
Destici, kan davası ve intikam peşinde olmadıklarına dikkati çekerek, ''Bu dosyada zaman aşımı diye bir problemimiz yok. Gerçeklerin acı bir tarafı vardır. Mutlaka bir gün ortaya çıkarlar. Ben bu dosyanın mutlaka aydınlanacağına inanıyorum. Bir kere biz bu işin peşini bırakmayacağız. Hiç kimse bizim yorulmamızı, yılgınlık göstermemizi beklemesin. Bu olayın hukuk içinde aydınlatılmasını istiyoruz. Sonuna kadar takipçisi olacağız. Kimsenin bu süreci kendi kavgasına alet etmesini doğru bulmuyoruz'' diye konuştu.